Levent Gültekin
CHP eski milletvekili Abdüllatif Şener, ‘Beni aday yapmadılar, o yüzden CHP’ye ve Kemal Kılıçdaroğlu’na oy vermedim’ anlamına gelecek açıklamalarıyla sadece kendine değil, Türkiye’ye de büyük kötülük yaptı.
Toplumun farklı kesimleri arsında süregelen diyalog kurma, birbirini anlama, yani uzlaşma çabalarına darbe vurdu.
Yıllardır, ‘Kimliklerimizi, inançlarımızı, yaşam tarzlarımızı sorun etmeyelim, evrensel değerler üzerinden toplumsal birliktelik kuralım‘ diyerek bir araya gelen, birbirini anlamaya ve bu birlikteliği büyütmeye çalışan insanların çabasına büyük zarar verdi.
En büyük ayıbı da kendi tabanındaki kimi dar görüşlü fanatiklerin itirazlarına rağmen CHP’yi farklı kesimlere açma, toplumun farklı kesimleriyle bağ kurma çabası veren Kemal Kılıçdaroğlu’na yaptı.
‘Mahalleler arasındaki duvarlar kalkmasın, herkes kendi mahallesine hapsolsun, küçük olsun ama bizim mahallenin borusu ötsün‘ anlayışıyla hareket eden ‘mahalle bekçileri‘nin ekmeğine yağ sürdü.
Gerçi tüm bunları Abdüllatif Şener tek başına yapmadı.
Şener’e tepki gösterirken onun inancına, geçmişine hakaret edenler, ‘Biz demedik mi böyle insanları aramıza almayın‘ diyerek Kılıçdaroğlu’na ve toplumsal uzlaşma arayışında olanlara parmak sallayanlar, kişisel bir ilkesizliği bahane ederek bütün dindarlara hakaret edenler…
Hep birlikte ülkeye büyük kötülük yaptılar.
Türkiye’nin bugün yaşadığı en temel sorunların altında mahalle kültürü yatıyor.
Birbirini anlamayan, birbirine kapalı, birbirinin değerlerine saygı duymayan, birbiriyle mücadele etmeyi ve yenmeyi marifet sayan bir toplumsal anlayış, sorunlarımızı çözmemizin önündeki en büyük engeldi.
Mahalle kültürü baskın olduğu için hepimiz mahallemizin çıkarını ülke yararının üstünde tuttuk.
Sevinçlerimizde ve acılarımızda ortaklaşamadık, liyakati esas alan bir yönetim anlayışı oluşturamadık.
Böyle olduğu için ne demokrasimiz gelişti ne adalet anlayışımız.
Ne yolsuzlukları dert eder olduk ne de yapılan yanlışları.
Herkes kendinden olanın yanlışını, eksiğini mazur görme, gösterme anlayışını benimsediği için bütün bir kötülük ülkeyi sardı ve nihayetinde ülkemiz ağır bir yara aldı.
AK Parti’nin yaptığı yanlışlar, haksızlıklar, hukuksuzluklar neticesinde ülke endişesi hepimizin en temel duygusu olmuş, bu da farklı mahallelerden insanların birbirine kulak vermesine, birbirini anlamasına ve yakınlaşmasına zemin yaratmıştı.
Muhafazakâr biri, Atatürkçü, solcu birinin endişelerini anlamaya başlamış, onunla, diyalog kurma arayışına girmişti.
Atatürkçü, solcu biri bir dindarın, milliyetçi biri Kürdün, Kürt ise milliyetçinin duygusunu, endişelerini anlamaya başlamış, ülke endişesinde ortaklaşmaya başlamıştık.
Yavaş da olsa hapsolduğumuz odalarımızdan çıkıp salonda toplanmaya, yani Türkiyelileşmeye başlamıştık.
Birbirimizin inancını, mezhebini, yaşam tarzını, giyimini, kuşamını sorun etmeden, eşitlik, özgürlük, adalet, liyakat gibi evrensel değerleri temel alan bir birlikteliği oluşturmaktan başka bir çıkış yolumuz yoktu.
Ve bu konuda son yıllarda epeyce bir mesafe kat edilmişti.
Bu birlikteliğe her zaman karşı çıkan, mahallelerin bekçiliğini kişisel ikbal kaynağına dönüştürmüş cehennem zebanileri, Abdüllatif Şener’in yaptığı bu ilkesizlikle yeniden zafer çığlıkları atmaya başladı.
‘Bu tür insanların aramızda ne işi var‘ diyerek hem mahallesini terk etmeye çalışan muhafazakârları rencide ettiler hem de bu tür değişimlere şüpheyle yaklaşanları kışkırttılar.
İstiyorlar ki CHP kendi tabanına, AK Parti kendi tabanına, MHP kendi tabanına, HDP de kendi tabanına hapsolsun, mahallelerinde, partilerinde onların borusu ötsün, biz de bu cehennem hayatını yaşamaya devam edelim.
Beni yakından takip eden okurlarım bilir, muhafazakâr siyasetçilerin CHP’de vekil olmalarına ben de karşı çıktım.
Fakat benimkisi bu mahalle bekçilerininkine benzer bir gerekçeyle itiraz değildi.
Çünkü toplumsal değişime en çok ihtiyaç duyulan böyle bir dönemde herkesin birinci önceliğinin bu değişime katkı vermek olduğunu düşünüyorum.
Mesela muhafazakâr biri eğer ciddi bir değişim yaşamışsa bu değişiminin nedenlerini, gerekçelerini içinden çıktığı mahalleye anlatmayı, bu değişimi başkalarına da yaymayı birinci öncelik olarak görmeli.
Böyle biri CHP’den vekil olduğunda eski mahallesi o kişiyi değişen değil, karşı mahalleye geçen, davayı satmış biri olarak değerlendiriyor ve sözlerine kulak vermiyor.
Çünkü değişimin ödülü olarak bir makam aldığında yaşadığı değişim şüpheli hale geliyor.
Her iki tarafta da yani hem çıktığı mahallesinde hem de vekillik aldığı diğer mahallede ona ve yaşadığı değişime şüpheyle bakılmasına neden oluyor.
Türkiye normal bir dönemde olsaydı bu tür makam alışverişleri sorun olmayabilirdi.
Ama dediğim gibi toplumsal değişime en çok ihtiyaç duyduğumuz bir dönemde hepimizin enerjisini buna harcaması gerekiyor, kişisel ikbal edinmeye değil.
Diğer taraftan toplumun, kişilerin yaşadığı zihinsel değişimi algılama biçimi de sorunlu.
Kim, niçin değişti? Eskiden neyi savunuyordu, şimdi neyi savunuyor? Değişimini hangi gerekçelere dayandırıyor?
Bu sorularla kimse ilgilenmiyor.
Daha çok ‘Düşmanımın düşmanı dostumdur’ anlayışıyla hareket ediliyor.
Çünkü kıymet verdikleri şey, o kişinin yaşadığı değişim değil, kendi mahallelerine gelmiş olması.
Onlar gibi konuşup onlar gibi davranmalı, mahallenin, partinin çıkarını her şeyin üstünde tutmalı.
‘Hem değiştim diyorsun hem de bizim mahalleye zarar veriyorsun, bu kabul edilir bir şey değil‘ anlayışıyla hareket ediyorlar.
Abdüllatif Şener değişti mi? Değiştiyse hangi konuda değişti?
Daha önce hangi konuda ne düşünüyordu, şimdi farklı olarak ne düşünüyor?
Bu soruların hiçbirinin cevabını bilmediğimiz halde makam aldığı partiye, yani o partinin temsil ettiği mahalleye zarar verdiği için değişimden vazgeçmiş olarak algılanıyor.
Böyle algılandığı için de kişisel bir ilkesizlik, ‘Sen zaten adam değildin’ denilerek geçmişiyle ve inancıyla irtibatlandırıyor.
Lafı fazla uzattım.
Bu tür ilkesizliklere ve mahalle bekçilerinin çığırtkanlıklarına bakarak odalarımızdan, yani mahallelerimizden çıkmaktan vazgeçmememiz gerekiyor.
Hapsolduğu odasından çıkmaya çalışan bir muhafazakâr,
Bir Atatürkçü, bir Kürt, bir milliyetçi veyahut bir solcu, bir Alevi…
Değişmeye, toplumun bütün kesimleriyle bağ kurmaya, gerçek bir demokrat olmaya, ülkesinin iyiliğini mahallesinin çıkarının üstünde tutan bir anlayışa geçmeye, eşitlik, özgürlük, adalet, özgürlükçü laiklik gibi temel değerler etrafında birleşmeye çalışan herkes eğer bu çabasından vazgeçerse, hayatımızı cehenneme çeviren ve büyük bir iştahla bu cehennemin zebaniliği görevini üstlenenler kazanmış olacak.
Kendimiz, çocuklarımız ve ülkemiz için bu çabamızdan vazgeçmemeliyiz.
Çünkü vazgeçersek yenilmiş, cehennem hayatına razı gelmiş olacağız.
Yazarlar
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA15 Ağustos Toplumsal Devrime Giden Yol... 11.08.2025 Tüm Yazıları
-
Akdoğan Özkanİsrail ordusu, Gazze’de ekilebilir arazileri de sıfırlıyor 11.08.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNZengezur’a Trump kaması: Kime niyet kime kısmet? 11.08.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURÜzgünüm, kimse Türkiye’yi bölmek istemiyor 11.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞKOMÜNİST BİR YAZAR VE“İKİ KADIN İKİ AŞK…” 11.08.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIR'Yeni Türkiye'de umudu yalnızca 51 kişilik komisyona bırakmalı mıyız? 11.08.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilYolsuzluk: Çürümenin Kurumsallaşmış Hali 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolYargı niye böyle? 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanDevleti yönetenler milletlerine güven vermek istiyor olsaydı… 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AlbayrakKadife eldiven zamanı 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Berrin SönmezTeo-politik inşaya karşı dinsel bireycilik: İtaat mı? İtiraz mı? 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunÖzlemek ne uzun bir mesafe, Dersim… 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRBU KOMİSYON NE ÇÖZER? 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçayBir dönüm noktasında mıyız? 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKYeni Süreç, korkular ve umutlar 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUÇevremiz çok bilinmeyenli bir denklem gibi, yoksa bilinebilir mi? 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNE“Norm Devlet” üzerinde 19 Mart gölgesi 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENSüreç Olmasaydı 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİHakan Fidan'ın diploması 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUSiyaset CHP’siz, CHP siyasetsiz olmaz 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasHükümet yalanladı konu kapandı 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Zeki ALPTEKİNÜretici Güçlerin Gelişiminin Motorlarından Biri Olarak Toplumsal-Sınıfsal Mücadeleler 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluGeri dönülmez çözümde son düzlük... 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçKürt sorunu, komisyon ve Marx… 8.08.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuÇeteler çağı ve muhteşem çöküş… 8.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanAK Parti kendini nasıl bu hallere düşürdü… 8.08.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraÇağdaş Türkiye 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇİsa’nın takipçilerine sığınan Muhammed’in takipçileri 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTUtanmazlığın ve Çürümüşlüğün Belgesi: Sahte Diploma Skandalı 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Cemile BayraktarŞeffaf, açık ve çoğulcu 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞAdemimerkeziyet: Dikey güçler ayrılığı ya da paylaşımı 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Gökçer TahincioğluKalorifer kazanından rektör danışmanlığına ve öğretim görevliliğine uzanan yol: Sahte diplomaya ne g 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi: “İmralı’da Bir Mahkûm” 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Y. YılmazAYM kararı yargıyı bağlayacak mı? 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞMeslek liseleri tartışmaları (1) 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜR‘Dijital devlet’ işgali: Girilmedik kurum yok! 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUDemokratlar, ümmetçiler, ırkçılar 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Çiğdem TOKERİki öncü şirkete nasıl sızıldı: Denetimsizliğin çürüttüğü devlet 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEKaş yaparken göz çıkarmak 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi EgilmezEkonomiyi düzeltmekle iş bitmez 5.08.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNKalemşörler ve Çubuk Ustaları da Silah Bıraksın! 5.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZTerörsüz Türkiye hedefi: Hukukun ve siyasetin rolü 5.08.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciÇürüme! 4.08.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKBatı, Türkiye, ulus-devlet: Vazgeçmenin fırsatları ve riskleri 3.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANErdoğan’ın korktuğu başına geldi 3.08.2025 Tüm Yazıları
-
Abdurrahman DilipakPartiler ve toplum nereye gidiyor? 3.08.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRKomisyon hayırlara vesile olsun inşallah… 2.08.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇERSüreç ya da Çözüm Komisyonu 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞZora girmiş bir anlatı: “ABD emperyalizminin değişmez stratejik hedefi bağımsız Kürt devleti” 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYAzerbaycan ile Rusya arasında savaş çıkar mı? 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİHıristiyanlıktaki “kurtuluş” fikrinin İslamda yeri olabilir mi? 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Berat ÖZİPEKEzberler bozulurken mağduriyetler de son bulmalı 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Umur TALUKötülük durur durur, seni de vurur! 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet AKAYAnkara, CHP, Çözüm Süreci ve Şam Arasındaki Tıkanıklık: 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENBeyaz Toroslu savcı olayına iktidar nasıl bakıyor? 27.07.2025 Tüm Yazıları
-
Abdullah KıranYeni süreç ve Suriye denklemi 27.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünSuriye’de istikrarı sağlamak mümkün mü? 27.07.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CANTartışmayı kazanmaktan önce becermek gerek 21.07.2025 Tüm Yazıları
-
Sedat KAYABeşiktaş düzene karşı çıktı: Sessiz devrimin adı olacak 19.07.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerULUSAL KİMLİK DAVASI 18.07.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMANTaşıyıcı koalisyonlar ve ormanın içindeki CHP 17.07.2025 Tüm Yazıları
-
Taner AKÇAMAcaba Kürt sorununun önündeki engel “Atatürk miti” mi? 14.07.2025 Tüm Yazıları
-
DOĞAN ÖZGÜDENKürt ulusunun kavgasında bir sosyalist lider 13.07.2025 Tüm Yazıları
-
KEMAL GÖKTAŞDemirtaş’a Kobane mahkumiyeti: Gerekçedeki “10 kusurlu hareket” 28.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan AKTAŞTahran bir kez daha bombalanırken 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cansu ÇamlıbelCHP Grup Başkanvekili Gökhan Günaydın: CHP anayasa değişikliği masasına oturmayacak, öyle bir komisy 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın SelcenDemokrasiye giderken cumhuriyetten olmak 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hikmet MUTİAsoyşeytit Pres ' den Cemşit K.nın canlı PKK kongre izlenimleri... 13.05.2025 Tüm Yazıları
-
Metin Karabaşoğlu‘Türkiye Müslümanları’ kimler oluyor? 11.05.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet ÖZTÜRKÇetin Uygur bir kitaba sığar mı? 10.05.2025 Tüm Yazıları
-
Sezin ÖNEYKopukluk ve “Anadolu Kırılması” 25.04.2025 Tüm Yazıları
-
Baskın ORANRahip Brunson ve öğrenci Rümeysa 25.04.2025 Tüm Yazıları
-
Yüksel TAŞKINİktidar milli iradeyi “tapulu arazisi” sandığı için büyük bir bedel ödeyecek 22.04.2025 Tüm Yazıları
-
Ayhan ONGUNDEMOKRATİK EĞİTİM MÜCADELESİNE ADANMIŞ YAŞAMLAR 21.04.2025 Tüm Yazıları
-
Nuray MERTVeda ediyorum 15.04.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan CEMALTerörsüz Türkiye! İyi güzel, peki ya demokratik Türkiye?.. 14.04.2025 Tüm Yazıları
-
Gülçin AVŞARŞizofrenik yurttaşlık 14.04.2025 Tüm Yazıları
-
Pelin CENGİZTrump’ın yeni vergileri diye yazılır, ‘post modern merkantilizm’ diye okunur 7.04.2025 Tüm Yazıları
-
Mehveş EVİNBoykot ve sokaklar neden bu kadar korkutuyor? 2.04.2025 Tüm Yazıları
-
Cennet USLUİktidar neden umduğunu bulamadı? 2.04.2025 Tüm Yazıları
-
Hayko BAĞDATSokaklarda yükselen ses 28.03.2025 Tüm Yazıları
-
Selva Demiralpİmamoğlu krizi ve ekonomik yansımaları 20.03.2025 Tüm Yazıları
-
Selami GÜREL“Adı belirsiz” süreç hızlı ilerliyor 16.03.2025 Tüm Yazıları
-
Halil BERKTAYPKK ve Türk solcuları (4) “Dağlarında gerilla var memleketimin” 16.03.2025 Tüm Yazıları
-
Etyen MAHÇUPYANKürt ‘açılımı’nın nedeni Suriye değil, Türkiye! 15.03.2025 Tüm Yazıları
-
Haluk YurtseverKaosta 'hegemonya' arayışı 11.03.2025 Tüm Yazıları
-
Arzu YILMAZHodri Meydan 10.03.2025 Tüm Yazıları
-
Doğan AKINAhmet Sever: Eşsiz, kırgın, yalnız… 26.02.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın ÜnalParti ve iktidar 25.02.2025 Tüm Yazıları
-
Murat YETKİNCHP’ye açılan soruşturmaların ortak hedefi Ekrem İmamoğlu 12.02.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KIVANÇİç duvarlar 10.02.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet İNSELOtoriter Nasyonal-Kapitalizmin Yeni Eşiği: II. Trump Devri 5.02.2025 Tüm Yazıları
-
İhsan DAĞIİmamoğlu nasıl kurtulur? 1.02.2025 Tüm Yazıları
-
Şeyhmus DİKEN“Mesele”yi hayatın içinden çözmek 26.01.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ata UÇUMDEVLET VE KÜRTLER SORUN DEĞİL KONU! 26.01.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal ÖZTÜRKKürt meselesindeki psikolojik bariyerler 17.01.2025 Tüm Yazıları
-
Seyfettin GürselEkonomik büyümede iyimser olunabilir mi? 13.01.2025 Tüm Yazıları
-
Münir AKTOLGABATI’DAN FARKLI BİR ÖRNEK OLARAK TÜRKİYE’DE VE ARAP ÜLKELERİNDE DEVRİMCİ DÖNÜŞÜM DİYALEKTİĞİ... 16.12.2024 Tüm Yazıları
-
Necati KURBÜYÜK TÖS BOYKOTU 15.12.2024 Tüm Yazıları
-
Cenk DoğanÜRETİCİLERE İLK OLARAK KOOPERATİF LAZIM 4.12.2024 Tüm Yazıları
-
Cevat KORKMAZFiller ve Çimen... 22.11.2024 Tüm Yazıları
-
Tuncer KÖSEOĞLUTamirhanelere giden toplar… 4.11.2024 Tüm Yazıları
-
Ayşe HÜRDevletin Muhteşem Örgütlenmesi: 6-7 Eylül 1955 Pogromu 9.09.2024 Tüm Yazıları
-
Ferhat KENTEL“Maarif” marifetiyle yeni “makbul vatandaş” kurma çabaları 26.07.2024 Tüm Yazıları
-
Banu Güven“Bozkurt” Almanya’da sahaya indi 4.07.2024 Tüm Yazıları
-
İBRAHİM Ö. KABOĞLUDevlet ve yürütme kaç başlı? 27.06.2024 Tüm Yazıları
-
Gürbüz ÖZALTINLICHP’nin normalleşme politikası Erdoğan’a mı yarar? 21.06.2024 Tüm Yazıları
-
Oya BAYDARBir yazamama yazısı 14.06.2024 Tüm Yazıları
-
Bayram ZİLANAK Parti’de değişim gecikiyor mu? 4.06.2024 Tüm Yazıları
-
Soli ÖzelBetül Tanbay'ın gözünden "Gezi"nin tarihi 30.05.2024 Tüm Yazıları
-
Reha RUHAVİOĞLUTürkiye’de Kürtçenin Durumu: Gidişat, İmkânlar ve Fırsatlar 18.05.2024 Tüm Yazıları
-
Abdulmenaf KIRANNeden Yeterli Halk Desteği Alamıyoruz! 8.04.2024 Tüm Yazıları
-
SİBEL HÜRTAŞ31 Mart'ın merkez üssü: Pazarcık ve Elbistan 8.04.2024 Tüm Yazıları
-
Atilla AytemurBingöl Erdumlu Kitabı: Film gibi hayat* 24.01.2024 Tüm Yazıları
-
Zülfü DİCLELİ“Gazze’deki Uzun Savaş” 10.01.2024 Tüm Yazıları
-
Şahin ALPAY"Ergun Abi"ye veda 10.11.2023 Tüm Yazıları
-
Ahmet ALTANYüzyıllık cumhuriyet başarılı mı başarısız mı? 29.10.2023 Tüm Yazıları
-
Levent GültekinDin, insanları kardeş yapar mı? 26.09.2023 Tüm Yazıları
-
Ayhan AKTARŞair Roni Margulies’in ardından… 7.08.2023 Tüm Yazıları
-
Ceyda KaranBiden ve iki cephede birden yenilgi 30.06.2023 Tüm Yazıları
-
Orhan Kemal CENGİZMuhalefetin sınavı asıl şimdi başlıyor 1.06.2023 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
7.09.2023
19.08.2023
19.08.2023
14.08.2023
6.08.2023
8.07.2023
3.07.2023
27.06.2023
23.06.2023
19.06.2023