Leyla İPEKCİ
Akşam vaktinin girişine az kalmıştı. Soluk soluğa koşuyordum Boğaz sahilinde. Eşimle birlikte önümüze çıkan ilk camiye girdik. Cemaatle vakit namazı kılabilme imkanı bulduğum için sevinçliydim. Ezan başladığında içeriye vardık. Baktım, üst kata çıkan kadınlar bölümünün kapısı kilitli. İmama aceleyle burayı açmasını söyledim. Açamıyoruz dedi.
Vakit namazlarını şehrin herhangi bir yerindeki camiinde kılma alışkanlığında olanlar bilir, bu çoğunlukla böyledir. Kadınlar bölümü kapalı tutulur. Caminin girişindeki bir minik oda, hemen ayakkabıların konduğu dolapların gerisinde, kadınlar için tahsis edilir. Sıkış tıkış, oraya sığmanız istenir. Hele yanınızda çoluk çocuk varsa, hepten zorluk olur hem sizin için, hem cemaat için.
Bu kez cemaat namına toplam üç kişi var. O halde dedi eşim, izin verin bari caminin arka bölümünde, bir vakitler hanımlar için ayrılmış bölümde namazını kılsın eşim. İmam ise bana ısrarla arkaya, o kapalı bölüme geçmemi söylüyor. Ama diyorum, başıma daha önce de geldi, oraya mikrofon sistemi konulmadığı için, sizin sesiniz gelmiyor, bense buraya cemaatle namaz kılmaya geldim. Gerisini içimden ekledim: Buna engel olmak bir vebal yüklemesin sonra size!
Giderek huşum azalıyordu, imam beni cemaatle namaza teşvik edecek yerde, çık git, ayakkabı dolabının arkasına işini gör demeye getiriyordu. Gözlerim dolmuştu. Sessizlik oldu. Peki dedi imam, geç şöyle arkada dur. Bu buyurganlık ve zar zor koparılan izin karşısında minnettar olmam gerekiyordu. Aşk olsun dedim içimden hüzünle. Aşk girse keşke biraz da camilere...
Mescitlerin bize sunduğu en 'görkemli' davetin tevazuu olduğunu düşünürüm. Alnımızı secdeye koyduğumuzda hangi sırların nurlandığını anlama imkanına az ya da çok kavuşabiliyorsak, bu belki biraz olsun kulun kendi semalarına miraç etme gayreti taşımasıyla bağlantılı. İnsanın kalbiyle Rabbi arasında bir sır olan takvayı kendi aramızdaki göreceli ölçülere indirgiyoruz oysa.
Camide değişecek halılar üzerine, temizlenecek klima üzerine cemaat arasında dönen sohbetlerden ya da zikir ve çekilen tesbih sayısını belirlemekten derinleşmeye, tevazu ile yükselişlerimizin zirvesinde bir olmaya... Sıra gelmiyor. Bütün bunlar mabetlere ve müminlere duyduğumuz muhabbeti de giderek azaltıyor. Birbirimizle kurduğumuz ilişkiler yüzeyselleştikçe, ibadethanelerimizi de ruhumuzun harabesine çeviriyoruz.
Bir başka gün yine cemaatle vakit namazı kılmaya girdim. Gömlekli, kot pantolonlu bir hanım geldi. Altmış yaşlarında olmalıydı. Üst kata çıkana dek, ne tırnaklarındaki ojeye laf etmeyen kalmıştı, ne gömlekle pantolonuna. Farkında değildi. Yanımızda saf tutarken başını örttü. Pantolonun üzerine bir manto giymediği için bizlere hesap vermesi gerektiğini bilmiyordu. Yeni başlamış namaza. Yaşlandım, geç kaldım diyordu. Gözleri yaşlıydı.
Ondaki kusurları yüzüne vurmak yerine aşk ile dolu ruhundan feyiz almak da bir yoldu müminler için. Takılmadan görüntüdeki aksaklıklara. Ne de olsa, mümin kardeşinde bir kusur gördüğünde, önce kendindeki bir kusuru düzeltmek de edepten değil miydi...
Aynı şekilde dışlayıcı, ayrımcı söylemlerle verilen vaazların namaz için toplananların ihtiyacı olan maneviyatı sağlamadığı da bir gerçek. İsfahan'da kıldığımız bir Cuma'da 'kahrolsun Amerika' sloganları kadar çarpıcı değildi belki ama bu nefret kamçılayan söyleme büyük ve önemli bir camimizde denk geldim.
Şam'da Emevi camiinde gündelik hayatın nasıl da iç ile dışı birleştirerek devam ettiğine hayran kalmıştım. Eylemlerimizi ibadet şuuruyla yapma ihtimalinin gerçekleşebileceğini orada gördüm. Saraybosna'da limon kokulu hanımlar abdesthanesinin gündelik hayatın tortularını süpürerek insanda kainatın bütün zerrelerinin şükrünü eda etme hissi uyandırışına da aynı hayranlıkla tanık olmuştum. Camiye taptaze duygularla, dipdiri bir nefesle girmek mümkündü. Diyanet'in çabalarıyla bizde de bu yönde olumlu adımlar atılıyor.
Mescid-i Haram'da zammı sureyi okurken ağlayan imam, Hac vazifesini yerine getirmek için orada bulunan milyonları ağlatmaya başlamıştı. Varoluşun özünü, tevhidin asli mahalli olan kalpte soluyabildiğimiz ölçüde bütün yeryüzü mescit olabiliyor. Artık ne yandaki hacının seccadeye ayakkabıyla basışına takılabilirdim, ne de saf tutanlar arasında dolanıp ağlayan çocukların çığlıkları bana işleyebilirdi.
Kusurlar, eksiklikler setr olmuş, niyetler halis oldukça herkes en güzel amelin içinde bir olmuştu. Bulut, kuş, ağaç, gökdelenler; hepsi aşktan ağlıyordu. Bir gözyaşı damlası olmuştu alemler... Mabetlerin kilitli kapıları açıldıkça 'gizli hazine'ye ulaşıp güzelliğin cevherinde birleşmemiz mümkün. İnsanlığın kurak ikliminde bir damla yaş ile yeşerebilmek için...
Yazarlar
-
Yıldıray OĞURSessizlik neden en büyük tehdittir? 25.06.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanFatih Altaylı’yı hapse atacağız diye hukuku dibine kadar zorladılar 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciHer şey yolunda ise bu fahiş faiz nedir? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUSaldırılarla İran’a ‘‘Ölümlerden ölüm beğen’’ denildi 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEDış Cephe ateş altında iken İç Cephe ne durumda? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluYeryüzü artık bir Vahşi Batı… 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞDoğru, ülke güvenliği demokrasisiz de sağlanabilir fakat bunu durmaksızın tekrarlamakta bir sorun va 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNİran'ın zor seçimi: Topyekûn savaş ya da taksitle ölüm 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA"Masada Milyonlar Var;"Barış, Özgürlük ve Demokratik Toplum İçin Örgütlenmeliyiz 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞUCUBE SİSTEM CEHENNEMİ… 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan AKTAŞTahran bir kez daha bombalanırken 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akdoğan ÖzkanWashington’un İran takıntısının şifreleri 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRİDAMCI İRAN, SOYKIRIMCI İSRAİL DEVLETİ Mİ? 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Y. YılmazFıkra gibi ülke ama gel de gül! 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇSavaşın meşruiyeti ve ahlaki üstünlük meselesi 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYRusya, Suriye’den sonra İran’ı da kaybedebilir 22.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUKürt meselesinde CHP’nin yakın dönem öyküsü 21.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMANTürkiye için bir fırsat: CHP’de yeni kuşak siyaseti 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi: Neo-Mussoli’nin “Havuz Medyası” 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Çiğdem TOKERZeytin ağaçları ve şirketokrasi 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuÖcalan İsrail için ne dedi? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunDevlet “devletimiz” olur mu? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUYeni milliyetçilik ve Öcalan 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİBahçeli'ye muhalefet ikna oldu da ortağı olmadı mı? 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçaySıcak yaz 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünOyun içinde oyun… 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cansu ÇamlıbelCHP Grup Başkanvekili Gökhan Günaydın: CHP anayasa değişikliği masasına oturmayacak, öyle bir komisy 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRNihai hedef Türkiye mi? 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKTürkiye ne yapmalı? 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİModern katil 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın SelcenDemokrasiye giderken cumhuriyetten olmak 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRMHP’nin yeni anayasa hamlesi, köklü bir rejim düzenlemesini mi işaret ediyor? CHP ne yapmalı? 16.06.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEDaha kötüsü her zaman mümkün 16.06.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞSiyasetin (ve biraz da ceplerin) finansmanı, yasalar, AKP ve CHP 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENBaas’tan ve İslamcılıktan Sonra 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNÖzgür Özel’in İmtihanı 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerBOŞ UMUT, SONU HÜSRAN 12.06.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolHer 4 liranın 3’ü faize! 11.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENAKP ahlâkî üstünlük mü kazandı? 10.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi Egilmezİnsanlar Olmayan Parasını Nerelere Harcıyor? 9.06.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKBarış süreci için en büyük tehlike nasıl Türkiye’nin iç barışının bozulması oldu? 9.06.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçEşitlik korkusu ve 12 Eylül darbesinin büyük zaferi 4.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞBir anayasa inşa süreci deneyimi: Yeni Anayasa Platformu (YAP) 4.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanYerli-milli Kur’an meali AK Parti’ye nasip olacak! 2.06.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasErken seçim en geç ne zaman? 29.05.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraSokak 29.05.2025 Tüm Yazıları
-
Umur TALUSizin en sevdiğiniz tahakküm hangisi! 27.05.2025 Tüm Yazıları
-
Taner AKÇAMRuşen Çakır’ın Abdurrahim Semavi ile Kürt açılımı görüşmesi 27.05.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CANSiyasi gündem notları: Üç süreç nerede kesişir veya nerede kopar? 27.05.2025 Tüm Yazıları
-
Berat ÖZİPEKYolsuzluklar, barış ve biz 21.05.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZ12 Mayıs, Bahçeli, mecburiyetler 21.05.2025 Tüm Yazıları
-
Hikmet MUTİAsoyşeytit Pres ' den Cemşit K.nın canlı PKK kongre izlenimleri... 13.05.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet AKAYOtoriterlikten Demokrasiye 12.05.2025 Tüm Yazıları
-
Metin Karabaşoğlu‘Türkiye Müslümanları’ kimler oluyor? 11.05.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet ÖZTÜRKÇetin Uygur bir kitaba sığar mı? 10.05.2025 Tüm Yazıları
-
Gökçer TahincioğluBilek güreşi yoksa masayı mı kıracak? 28.04.2025 Tüm Yazıları
-
Baskın ORANRahip Brunson ve öğrenci Rümeysa 25.04.2025 Tüm Yazıları
-
Sezin ÖNEYKopukluk ve “Anadolu Kırılması” 25.04.2025 Tüm Yazıları
-
Yüksel TAŞKINİktidar milli iradeyi “tapulu arazisi” sandığı için büyük bir bedel ödeyecek 22.04.2025 Tüm Yazıları
-
Ayhan ONGUNDEMOKRATİK EĞİTİM MÜCADELESİNE ADANMIŞ YAŞAMLAR 21.04.2025 Tüm Yazıları
-
Nuray MERTVeda ediyorum 15.04.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan CEMALTerörsüz Türkiye! İyi güzel, peki ya demokratik Türkiye?.. 14.04.2025 Tüm Yazıları
-
Gülçin AVŞARŞizofrenik yurttaşlık 14.04.2025 Tüm Yazıları
-
Zeki ALPTEKİNTrump Küreselleşme Sürecini Geriye Döndürebilir mi? 13.04.2025 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
15.09.2018
4.02.2018
1.02.2018
28.08.2018
25.08.2018
21.08.2018
7.02.2018
4.02.2018
31.07.2018
28.07.2018