Markar ESAYAN
İçinde bulunduğumuz bir alt-üst olma ve yeniden bir düzene oturma döneminde, amaçlara, mesela PKK’nın silah bırakması ve yeni anayasa gibi ulaşmaya çalışırken, sürecin içinde yaşadıklarımız çok kıymetli fırsatlar ihtiva ediyor. Dile kolay, tarihimizde ilk kez çok önemli bir meseleyi, dayak atıp dayak yemeden, hak taleplerini şiddetle bastırıp, bu şiddete karşı mağdurun şiddetini kutsallaştırmadan uzlaşıyla çözeceğiz. Bununla ilgili siyasi ve toplumsal dinamikler oldukça güçlü. CHP tabanının çözüm sürecine desteğinin ülke ortalamasının neredeyse üzerine çıkması bunun olumlu işaretlerinden. İlk defa, değişim ve çözüm iradesi tabandan yükselerek tepeyi yönlendiriyor. Bunun kısa adı demokrasi. Siyaset, bu taban eğilimlerini en işlevsel ve en özgürlükçü şekilde yönettiği ölçüde süreç sağlıklı ilerleyecek ve demokrasi kültürümüz konsolide olacak, boyut atlayacak.
Dolayısıyla, herkesin kendi algı ayarlarını yeniden gözden geçirmesi ve güncellemesi gerekiyor. Bu “herkes” lafını sarf ederken genellikle bizim dışımızda kalanları ima ederiz. Ama benim kast ettiğim, “onlar” değil, “bizler”. Yıllardır sürekli aynı şablonun tekrar etmesiyle zihinlerimize yerleşen mutlaklaşmış kanaatler artık bugünün Türkiye’sini açıklamaya yeterli mi? Sanmam. Bunu en çok Müslümanların değişimin ana ekseni olması ve o eksende siyaset yapan AK Parti değerlendirmelerinde gördük. Kabaca ulusalcı-statükocu diye tanımlanan çevreler, bu kesimler sanki bu ülkenin eşit haklara sahip vatandaşları değillermiş gibi, onların merkeze yürümesini korku ve kibirle karşıladılar. “Nereden çıktı bu başörtülü kadınlar, inşallahlı maşallahlı konuşan insanlar” diye söylendiler. Hâlbuki “onlar” hemen yanı başımızdaydı. Sorun artık evin temizlikçisi, apartmanın kapıcısı olmaktan çıkıp, hâkim de olmak isteyen, Çankaya’yı da hedefleyen ve bunu siyasetle yapar hâle gelen insanlar olmalarıydı.
Bu büyük karşılaşmanın sancısız olması beklenemezdi. Ama ben yine de bu işin oldukça iyi kotarıldığını düşünüyorum. Yılmaz Özdillerin, Emin Çölaşanların, Ertuğrul Özköklerin artık ciddiye bile alınmaması, birer yitik fenomen gibi ortalıkta dolanmaları değil sadece. Bunun karşılığında, Hasan Celal Güzel’in temsil ettiği “öteki taraftaki” fenomenler de aynı akıbete uğruyor, bizzat kendi mahallelerinde espri konusu oluyorlar. Kürt ve PKK sorunlarının çözülmesi için gayret gösteren aydınları hedefe koyan Akitgazetesi, bugün PKK’lıların anneleri ile empati yapıyor, ilk sayfalarında barışı destekleyen haberlerden geçilmiyor. Hasan Karakaya, Âkil İnsanlar Komisyonu’nda yüz yüze baktığı insanları zamanında hedef yaptıkları için nedamet getiriyor.
Diğer taraftan geçmişin tüm yoksunluklarının içinde, demokrat veya solcu görünümlü aydınların cilaları dökülüyor. Çözüm süreci “Türk işçinin sefaletiyle, Kürt işçininkini eşitleyecekse, batsın bu barış” demeye getirdikten sonra, İzmirli kızlar ile Diyarbakırlı delikanlıları baş göz ederek sorunu çözme teklifi yapar hâle geliyorlar. Zamanında AK Partili Rize Belediye Başkanı Halil Bakırcı çözüm için Türklerin kendilerine ikinci bir Kürt kadını almasını salık verdiğinde ortalık birbirine girmişti. Lümpenliğin sağlı sollu tezahürleri...
Bunun hemen çaprazında, sevgili Gürbüz Özaltınlı’nın son yazısında değindiği üzere bizler de diğer mahalleye yönelik ezberci bir noktada duruyor olabilir miyiz? Açıkçası ben CHP analizlerimde, değişimin tabandaki hazma doğru orantılı yaşanacağını öngörüyorum. Yani kısa vadede partide bir kırılma yaşanacağını söyleyenlerle hemfikir değilim. Hatta olası bir kırılmanın ulusalcılığa doğru yaşanması daha kuvvetli ihtimal görünüyor. Ancak, gerçekte CHP tabanında ne yaşandığına dair varsayımlarımız ve bunlardan çıkardığımız sonuçlar o kadar da güvenilir olmayabilir. Belki bizler de bir parça CHP antipatisi ile malul olabiliriz.
Örneğin, CHP tabanının yüzde 63’ünün çözüm sürecini destekliyor olduğu gerçeği, bu haberi ilk yapan kişi olarak beni şaşırttı. Martta yüzde 40 olan destek nisan yoklamalarında yüzde 63’e çıkmıştı. CHP hakkında yazılan çizilenler partinin kendisi için doğru olabilir, ancak belli ki CHP tabanını öngörmekte kifayetsiz. Demek ki, CHP yönetimi ile tabanı arasında ciddi bir tutarsızlık var. Bu tutarsızlık, kısa vadede siyasi bir sonuca yol açmayabilir, ama tabanın canlı olduğunu gösterir.
Hükümetin kurucu parti olarak, sıradan bir siyasi partiden öte avantajları olduğu kadar, sorumluluk ve yükleri de var. Normalleşmiş bir ülkede siyasi partiler belli kesimlere hitap eder ve iktidara geldiğinde, muhafazakâr veya sosyal demokrat bir partinin neler yapacağı ana hatlarıyla bellidir. Ancak bu dönemde, AK Parti’ye oy verenlerin dışındaki kesimlerin beklenti ve endişelerinin çok ciddiye alınması ve özenli olunması önemli bir husus. Çünkü bu kesimler çok güçlü bir iktidar ve halk hareketi karşısında kendilerini temsiliyetsiz ve korunmasız hissediyorlar. Güçlü temsil edilmiyor olmaları ile o kesimlerin ülkenin yeniden düzenlenmesinde yer almaması gelecekte yeni sorunlara yol açabilir. O nedenle uzlaşma kültürü ve barışçı dilin önemi büyük.
Geçen yazıda dediğim gibi, yeni ötekiler yaratmaktan mutlaka kaçınmalı.
Yazarlar
-
Yıldıray OĞURSessizlik neden en büyük tehdittir? 25.06.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciHer şey yolunda ise bu fahiş faiz nedir? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUSaldırılarla İran’a ‘‘Ölümlerden ölüm beğen’’ denildi 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanFatih Altaylı’yı hapse atacağız diye hukuku dibine kadar zorladılar 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEDış Cephe ateş altında iken İç Cephe ne durumda? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRİDAMCI İRAN, SOYKIRIMCI İSRAİL DEVLETİ Mİ? 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan AKTAŞTahran bir kez daha bombalanırken 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akdoğan ÖzkanWashington’un İran takıntısının şifreleri 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞUCUBE SİSTEM CEHENNEMİ… 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞDoğru, ülke güvenliği demokrasisiz de sağlanabilir fakat bunu durmaksızın tekrarlamakta bir sorun va 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Y. YılmazFıkra gibi ülke ama gel de gül! 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA"Masada Milyonlar Var;"Barış, Özgürlük ve Demokratik Toplum İçin Örgütlenmeliyiz 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇSavaşın meşruiyeti ve ahlaki üstünlük meselesi 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluYeryüzü artık bir Vahşi Batı… 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNİran'ın zor seçimi: Topyekûn savaş ya da taksitle ölüm 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYRusya, Suriye’den sonra İran’ı da kaybedebilir 22.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUKürt meselesinde CHP’nin yakın dönem öyküsü 21.06.2025 Tüm Yazıları
-
Çiğdem TOKERZeytin ağaçları ve şirketokrasi 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi: Neo-Mussoli’nin “Havuz Medyası” 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunDevlet “devletimiz” olur mu? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMANTürkiye için bir fırsat: CHP’de yeni kuşak siyaseti 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuÖcalan İsrail için ne dedi? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUYeni milliyetçilik ve Öcalan 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİBahçeli'ye muhalefet ikna oldu da ortağı olmadı mı? 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cansu ÇamlıbelCHP Grup Başkanvekili Gökhan Günaydın: CHP anayasa değişikliği masasına oturmayacak, öyle bir komisy 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünOyun içinde oyun… 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçaySıcak yaz 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRNihai hedef Türkiye mi? 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın SelcenDemokrasiye giderken cumhuriyetten olmak 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİModern katil 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKTürkiye ne yapmalı? 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRMHP’nin yeni anayasa hamlesi, köklü bir rejim düzenlemesini mi işaret ediyor? CHP ne yapmalı? 16.06.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEDaha kötüsü her zaman mümkün 16.06.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNÖzgür Özel’in İmtihanı 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞSiyasetin (ve biraz da ceplerin) finansmanı, yasalar, AKP ve CHP 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENBaas’tan ve İslamcılıktan Sonra 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerBOŞ UMUT, SONU HÜSRAN 12.06.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolHer 4 liranın 3’ü faize! 11.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENAKP ahlâkî üstünlük mü kazandı? 10.06.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKBarış süreci için en büyük tehlike nasıl Türkiye’nin iç barışının bozulması oldu? 9.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi Egilmezİnsanlar Olmayan Parasını Nerelere Harcıyor? 9.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞBir anayasa inşa süreci deneyimi: Yeni Anayasa Platformu (YAP) 4.06.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçEşitlik korkusu ve 12 Eylül darbesinin büyük zaferi 4.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanYerli-milli Kur’an meali AK Parti’ye nasip olacak! 2.06.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasErken seçim en geç ne zaman? 29.05.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraSokak 29.05.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CANSiyasi gündem notları: Üç süreç nerede kesişir veya nerede kopar? 27.05.2025 Tüm Yazıları
-
Umur TALUSizin en sevdiğiniz tahakküm hangisi! 27.05.2025 Tüm Yazıları
-
Taner AKÇAMRuşen Çakır’ın Abdurrahim Semavi ile Kürt açılımı görüşmesi 27.05.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZ12 Mayıs, Bahçeli, mecburiyetler 21.05.2025 Tüm Yazıları
-
Berat ÖZİPEKYolsuzluklar, barış ve biz 21.05.2025 Tüm Yazıları
-
Hikmet MUTİAsoyşeytit Pres ' den Cemşit K.nın canlı PKK kongre izlenimleri... 13.05.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet AKAYOtoriterlikten Demokrasiye 12.05.2025 Tüm Yazıları
-
Metin Karabaşoğlu‘Türkiye Müslümanları’ kimler oluyor? 11.05.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet ÖZTÜRKÇetin Uygur bir kitaba sığar mı? 10.05.2025 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
9.05.2019
2.05.2019
24.04.2019
21.04.2019
18.04.2019
16.04.2019
13.04.2019
10.04.2019
3.02.2019
28.03.2019