Markar ESAYAN
Politik bilincim geliştiği dönemlerde, bir duygu beni ülkedeki her türlü ideolojik oluşumdan uzak tutmuştu. Nedeni basitti; çünkü kimseye güvenemiyorduk. Solcuların daha çağdaş, daha özgürlükçü ve daha adil oldukları kabulüne nedense yakındık ama, ben işlerin oralarda hiç de iyi gitmediğini anlamıştım. Kemalist kodları fark ediyordum. Tüm çözümleri, gerçekleşmeyeceğini pek ala hissettikleri 'devrimden' sonraya erteliyorlar, şiddeti ise yöntem olarak merkeze koyuyorlardı. Melankoli, devrimci söylem, öfke ve protest müzikten oluşan bu ergen halinden hiç hoşlanmadım. Kısaca bağımsız takıldım.
Bu anlamda, rol model almak için sol kolektivizm ve totalitarizm ile hesaplaşmış görünen, kendi mahallelerinin hışmını çekmiş büyüklerimiz daha kayda değerdi. Kemalizmle yolları ayıran, dünyaya ve dindarlara açılmayı savunan, şiddetle mesafelenmiş bu bir avuç insan, gerçekten değerliydi. Yıldıray Oğur'un 'No Country For Old Liberals' yazısında tasvir ettiği üzere, özetle bu durum CHP ile boşanmak demekti. Hala en temel ve en değerli özellikleri beyaz Türk ve laik olmalarıydı, ama artık Kemalist ve CHP'li değillerdi. Bunun ezber bozuculuğu çok görkemli olduğu için demokratlıkları peşinen tekamüle ermiş kabul ediliyordu. Genel olarak onlara 'liberal' dendi. Oğur'un dediği gibi, CHP'li olmamak, darbelere ve askere karşı çıkmak liberal olarak anılmalarına yetiyordu. Üzerlerine çektikleri öfke oranında güçleri artıyordu. Konsantre bir söz gücüne sahiptiler.
3 Kasım 2002'de seçimleri kazanan ama iktidar olmak için önünde çetin bir yol olan AK Parti ile zımni bir ittifak kurdular. Yine üzerlerine büyük hışım çektiler. Özal'dan sonra, daha koyu tonda dindarlığa sahip bir başka lidere, Erdoğan'a 'sahip çıkıyorlardı.' Beyaz medyanın operasyonel girişimlerini, beyaz Türk siyaset mühendisleri ile aynı sosyolojik kodlara sahip oldukları için etkili biçimde çökerttiler. Avrupa Birliği sürecini destekleyen isimler olarak AK Parti'nin meşruiyetini sağlayan önemli bir özgül ağırlık ürettiler.
Ancak, Erdoğan ile kurdukları zımni ittifakın zemininin demokratikleşme ve özgürleşme olduğu varsayımı, olgudan çok bir mükemmelliği ima ediyordu. Oysa 12 Eylül referandumundan sonra 'yaşam biçimleri' üzerinden savaş açtıkları Erdoğan'dan daha az eski Türkiye'ye ait, ataerkil ve otoriter değillerdi. Demokratlık kriterleri tek bir yaşam tarzını ideal kabul ettiklerini açık eden John Lennon'dan 'İmagine'ı' dinlemiş olmak kadar ilerlemişti.
Zımni ittifak, Erdoğan gerçekten iktidar olduğu zaman bozuldu. Ben bu bozulmanın 'One Minute' ile de ilgili olduğunu düşünüyorum. Çünkü One Minute, Erdoğan'ın artan gücü kadar, onun aslında 'kim' olduğunu da hatırlatmış oldu. O 'ehlileşmeyecek' bir Müslümandı. Proje çökmüştü. Alarm zilleri çalmaya başladı.
Bir canavar yaratan Dr. Frankenstein gibi hissettiler kendilerini. Hatalarını düzeltmeleri gerekiyordu.
Bu ittifakın Erdoğan'ın 'yoldan çıkması' nedeniyle bozulduğu iddiası gösterişli bir argüman, ama gerçek neden değildi. Asıl sorun, söz konusu 'liberallerin' Erdoğan ile kurdukları ilişkinin içeriğinin değişmesiydi. Erdoğan'ı eleştirdiler ve buna tabii ki hakları var. Ancak Erdoğan onların tavsiye ve eleştirilerini öncelemediğinde, bu yeni duruma, artık geçerli olmayan anlamlar yüklemeye devam ettiler. Yönelttikleri eleştirilerin doğruluğu ve yanlışlığından bağımsız olarak, Erdoğan'ın üzerinde vesayet kurmak istediler.
Erdoğan ise, icraatlarının doğruluğu veya yanlışlığından yine bağımsız olarak, ittifak ilişkisinin vesayete dönüşmesine izin vermedi. Bundan sonra kavga daha kişisel bir hal aldı ve gittikçe sertleşti. Eleştiri görünümlü linçe dönüştü, demokratlık ve gerçeklikle bağını yitirdi. Erdoğan bu vesayeti kabul etseydi, bu boşanma yaşanmayacaktı. Eleştiriler, 2010 öncesindeki nesnelliğinde kalacaktı.
Bu isimlerden birinin 'Birgün' gazetesinde yayımlanan söyleşisindeki 'lapsus', bu durumu grotesk bir şekilde özetliyor. Cümle şöyle: 'Ben AKP'yi desteklemiyorum. Ben, benim söylediklerimi yapan bir AKP'yi destekledim.'
Müthiş değil mi?
12 Eylül referandumuna kadar, AK Parti ve Erdoğan'a verdikleri destek, gerçekten eşit olmak üzerinden değil, eşit olmanın ihtimal dâhilinde kalması şartıylaydı. 28 Şubat'a karşı durarak, başörtüsüne şartlı destek vererek İslam ile ilgili takıntılarını aştıklarını farz etmişlerdi. Bu durumun Kemalistlerin kendilerini çağdaş diye tanımladıkları için çağdaş olduklarını farz etmelerinden bir farkı yoktu. Erdoğan'ın bir noktada 'gerçek yüzünü göstereceğine dair' imana dönüşen beklenti, Gezi ile karşılanmaya çalışıldı. Bu savrulmanın farkında bile olduklarını zannetmiyorum, yani, umarım öyledir.
Erdoğan'la bu 'boşanma' onlar için artık zorunlu bir hal almıştı. Yaşlanmış, yorulmuş, yüzüstü bırakılmış ve mahallelerini özlemişlerdi. Gezi başarılı olsaydı, bu bir 'zaferle' taçlanacaktı. Lakin, kahraman değil, deşifre oldular.
Adil olan da buydu.
*Erdoğan'ın olmadığını hayal et.
Yazarlar
-
Yıldıray OĞURSessizlik neden en büyük tehdittir? 25.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEDış Cephe ateş altında iken İç Cephe ne durumda? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanFatih Altaylı’yı hapse atacağız diye hukuku dibine kadar zorladılar 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUSaldırılarla İran’a ‘‘Ölümlerden ölüm beğen’’ denildi 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciHer şey yolunda ise bu fahiş faiz nedir? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRİDAMCI İRAN, SOYKIRIMCI İSRAİL DEVLETİ Mİ? 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇSavaşın meşruiyeti ve ahlaki üstünlük meselesi 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Y. YılmazFıkra gibi ülke ama gel de gül! 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞDoğru, ülke güvenliği demokrasisiz de sağlanabilir fakat bunu durmaksızın tekrarlamakta bir sorun va 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA"Masada Milyonlar Var;"Barış, Özgürlük ve Demokratik Toplum İçin Örgütlenmeliyiz 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluYeryüzü artık bir Vahşi Batı… 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNİran'ın zor seçimi: Topyekûn savaş ya da taksitle ölüm 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan AKTAŞTahran bir kez daha bombalanırken 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akdoğan ÖzkanWashington’un İran takıntısının şifreleri 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞUCUBE SİSTEM CEHENNEMİ… 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYRusya, Suriye’den sonra İran’ı da kaybedebilir 22.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUKürt meselesinde CHP’nin yakın dönem öyküsü 21.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi: Neo-Mussoli’nin “Havuz Medyası” 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuÖcalan İsrail için ne dedi? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunDevlet “devletimiz” olur mu? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMANTürkiye için bir fırsat: CHP’de yeni kuşak siyaseti 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Çiğdem TOKERZeytin ağaçları ve şirketokrasi 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİBahçeli'ye muhalefet ikna oldu da ortağı olmadı mı? 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUYeni milliyetçilik ve Öcalan 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçaySıcak yaz 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cansu ÇamlıbelCHP Grup Başkanvekili Gökhan Günaydın: CHP anayasa değişikliği masasına oturmayacak, öyle bir komisy 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRNihai hedef Türkiye mi? 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünOyun içinde oyun… 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKTürkiye ne yapmalı? 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın SelcenDemokrasiye giderken cumhuriyetten olmak 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİModern katil 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEDaha kötüsü her zaman mümkün 16.06.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRMHP’nin yeni anayasa hamlesi, köklü bir rejim düzenlemesini mi işaret ediyor? CHP ne yapmalı? 16.06.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNÖzgür Özel’in İmtihanı 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENBaas’tan ve İslamcılıktan Sonra 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞSiyasetin (ve biraz da ceplerin) finansmanı, yasalar, AKP ve CHP 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerBOŞ UMUT, SONU HÜSRAN 12.06.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolHer 4 liranın 3’ü faize! 11.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENAKP ahlâkî üstünlük mü kazandı? 10.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi Egilmezİnsanlar Olmayan Parasını Nerelere Harcıyor? 9.06.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKBarış süreci için en büyük tehlike nasıl Türkiye’nin iç barışının bozulması oldu? 9.06.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçEşitlik korkusu ve 12 Eylül darbesinin büyük zaferi 4.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞBir anayasa inşa süreci deneyimi: Yeni Anayasa Platformu (YAP) 4.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanYerli-milli Kur’an meali AK Parti’ye nasip olacak! 2.06.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraSokak 29.05.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasErken seçim en geç ne zaman? 29.05.2025 Tüm Yazıları
-
Umur TALUSizin en sevdiğiniz tahakküm hangisi! 27.05.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CANSiyasi gündem notları: Üç süreç nerede kesişir veya nerede kopar? 27.05.2025 Tüm Yazıları
-
Taner AKÇAMRuşen Çakır’ın Abdurrahim Semavi ile Kürt açılımı görüşmesi 27.05.2025 Tüm Yazıları
-
Berat ÖZİPEKYolsuzluklar, barış ve biz 21.05.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZ12 Mayıs, Bahçeli, mecburiyetler 21.05.2025 Tüm Yazıları
-
Hikmet MUTİAsoyşeytit Pres ' den Cemşit K.nın canlı PKK kongre izlenimleri... 13.05.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet AKAYOtoriterlikten Demokrasiye 12.05.2025 Tüm Yazıları
-
Metin Karabaşoğlu‘Türkiye Müslümanları’ kimler oluyor? 11.05.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet ÖZTÜRKÇetin Uygur bir kitaba sığar mı? 10.05.2025 Tüm Yazıları
-
Gökçer TahincioğluBilek güreşi yoksa masayı mı kıracak? 28.04.2025 Tüm Yazıları
-
Baskın ORANRahip Brunson ve öğrenci Rümeysa 25.04.2025 Tüm Yazıları
-
Sezin ÖNEYKopukluk ve “Anadolu Kırılması” 25.04.2025 Tüm Yazıları
-
Yüksel TAŞKINİktidar milli iradeyi “tapulu arazisi” sandığı için büyük bir bedel ödeyecek 22.04.2025 Tüm Yazıları
-
Ayhan ONGUNDEMOKRATİK EĞİTİM MÜCADELESİNE ADANMIŞ YAŞAMLAR 21.04.2025 Tüm Yazıları
-
Nuray MERTVeda ediyorum 15.04.2025 Tüm Yazıları
-
Gülçin AVŞARŞizofrenik yurttaşlık 14.04.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan CEMALTerörsüz Türkiye! İyi güzel, peki ya demokratik Türkiye?.. 14.04.2025 Tüm Yazıları
-
Zeki ALPTEKİNTrump Küreselleşme Sürecini Geriye Döndürebilir mi? 13.04.2025 Tüm Yazıları
-
Pelin CENGİZTrump’ın yeni vergileri diye yazılır, ‘post modern merkantilizm’ diye okunur 7.04.2025 Tüm Yazıları
-
Cennet USLUİktidar neden umduğunu bulamadı? 2.04.2025 Tüm Yazıları
-
Mehveş EVİNBoykot ve sokaklar neden bu kadar korkutuyor? 2.04.2025 Tüm Yazıları
-
Hayko BAĞDATSokaklarda yükselen ses 28.03.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTCoğrafya kaderimizmiş… 23.03.2025 Tüm Yazıları
-
Selva Demiralpİmamoğlu krizi ve ekonomik yansımaları 20.03.2025 Tüm Yazıları
-
Selami GÜREL“Adı belirsiz” süreç hızlı ilerliyor 16.03.2025 Tüm Yazıları
-
Halil BERKTAYPKK ve Türk solcuları (4) “Dağlarında gerilla var memleketimin” 16.03.2025 Tüm Yazıları
-
Etyen MAHÇUPYANKürt ‘açılımı’nın nedeni Suriye değil, Türkiye! 15.03.2025 Tüm Yazıları
-
Abdullah KıranYeni süreç, umut ve endişeler 11.03.2025 Tüm Yazıları
-
Haluk YurtseverKaosta 'hegemonya' arayışı 11.03.2025 Tüm Yazıları
-
DOĞAN ÖZGÜDENÖcalan'ın ilk barış çağrısından 27 yıl sonra... 10.03.2025 Tüm Yazıları
-
Arzu YILMAZHodri Meydan 10.03.2025 Tüm Yazıları
-
Berrin SönmezCumhur İttifakı'nın ‘muhalefeti dönüştürme görevi…’ 28.02.2025 Tüm Yazıları
-
Doğan AKINAhmet Sever: Eşsiz, kırgın, yalnız… 26.02.2025 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
9.05.2019
2.05.2019
24.04.2019
21.04.2019
18.04.2019
16.04.2019
13.04.2019
10.04.2019
3.02.2019
28.03.2019