Markar ESAYAN
'Primum il nocere.'
'Önce zarar verme.'
Bu anlamlı söz Hipokrat'a ait…
Şüphesiz Hipokrat bu öğüdü hekimlere veriyor ve tıp bilimi içinde çok anlamlı bir yere oturuyor. Bu ara, güzide milletimiz hayatın tüm sillelerinin acısını hastane köşelerine sıkıştırdığı doktorlarımızdan çıkardığı için, kişisel hayatımda rastladığım Hipokrat'ın sözüne aldırmayan hekimlerden bahsetmeyeceğim. Kaldı ki, işini çok iyi yapan, insan gibi insan hekimlerle mukayese kabul etmeyecek oranda daha çok karşılaştım. Haftanın bir gününü 'mesleğinin ondalığı' olarak fakirlere ücretsiz tedaviye ayıran doktorları tanıdığımda insanlığa olan inancım arttı.
Sanırım aynı kontrast manav, bakkal, tesisatçı, kuantum fizikçisi, gazeteci ve börekçiler için de geçerli. Bu bir insan meselesi… İyi insanlar veya iyi olmaya çalışanlar da var; kötü veya kötü olmanın bir sorun olduğunu düşünmeyen insanlar da var.
Üstelik bu işin bir kuralı ve formülü de yok. Bu ne bir zenginlik, ne de şanslı, şansız olma meselesi. Kötü eylemler yapmanın ruhsal hastalıklardan kaynaklandığı durumlardan bahsetmiyorum. Ben, sizler ve benim gibi sıradan insanlardan bahsediyorum.
Beni adalet adına çok rahatsız eden önemli bir mevzuya geliyorum. Sevgili dostlar, ormanlar dünyasının kralı kıymetli aslan dostumuzun adı haksız yere kötüye çıkmıştır. Aslanlar geyik, ceylan avlayıp bütün gün korkusuzca dinlenirler, doğru. Fiyakalarından yanlarına varılmaz, o da doğru. Ama nedense geyiklerin değil, aslanların nesli tükenme tehlikesi altındadır.
Peki dünyada en çok insanın yaşamına mal olan hayvan hangisidir biliyor musunuz? Ne aslan, ne köpekbalığı ne de çita…
Sinek!
Şu bildiğiniz bizim oğlan sinek işte!
İkinci sırada yılan, üçüncü sırada akrep, dördüncü sırada kaplan geliyor.
Aslan ise beşinci sırada.
Sinek de, hayvanlar dünyasının en sıradan hayvanı değil mi? Ama biz aslandan daha çok korkarız.
İnsanlar dünyasının da en tehlikeli türü, sıradan insanlardır. Hani o aynaya baktığınızda karşılaştığınız kişi.
Durun, yazıyı tamamlamadan aynaya bakmaya davranmayın.
'Primum il nocere.'
'Önce zarar verme.'
Bence, insan iyilik yapmaya uğraşmak kadar, bir adım geri çekilip, kendisine bu gözle bir bakmalı. 'Benim şu anki halim nedeniyle, mutsuz olan, zarar gören, sıkıntı yaşayan birileri var mı' diye düşünmeli. Buna insanlar kadar, hayvanlar, bitkiler, çevremiz ve yaptıklarımız kadar, yapmadıklarımız yüzünden zarar görenler de dâhil.
Aman, ben böyle dedim diye tasarladığınız iyilikleri erteleyip derin düşüncelere gark olmayın. Bu insan türü o kadar da kurnazdır ki, her sözü eğip büküp kendi işine yarar hale getirir. Sadece, iyilik yapmanın hayatımızın bir istisna hali olduğunu, ama kimseye zarar vermemeye dair bir sürecin, insan hayatının tamamını ima ettiğine dikkati çekmeye çalışıyorum.
Bu hesaplaşmanın yapılmadığı bir hayat içerisinde de birçok iyilikler yapabiliriz. Hatta yaptığımız o iyilikler, vicdani trafik lambaları gibi, sürdürdüğümüz hayatın doğru olduğuna dair çok yanlış bir emniyet hissi de verebilir kişiye.
Yok, kimseyi yargılıyor değilim. Dünyada bu kadar acı varken daha fazla iyilik yapan insana ihtiyaç var. İnsan hayatını gözden geçirmeyecekse, ama iyilik yapmaya devam edecekse, varsın öyle yapsın. O her bir iyiliği bekleyen zor durumda birçok insan var çünkü.
Sadece, tüm bunları yapıp ederken, kendimizi çok makbul ve çok temiz bulma hallerinden kaçınalım diyorum, naçizane. Yeteri kadar iyi bakmadığınız için, hayatınızın kör noktasında kalmış birileri, sizin duyarsızlığınız, bencilliğiniz, zamansızlığınız yüzünden acı çekiyor olabilir mi?
Uğradığımız adaletsizlikler, hayatın zorluğu, keskin rekabet, kuraldışı gündelik hayatta başımıza gelenler bize aynı şekilde davranma özgürlüğü vermez. Askerde üst devreniz size dayak attı diye, siz de alt devrenizi dövme hakkına otomatik olarak kavuşmazsınız. Dolandırıldınız diye, elinize düşen ilk kişiye kazık atamazsınız. Birileri size kötülük yapmıştır, siz de başkalarına kötülük yapıyorsunuzdur. İki bağımsız eylem arasındaki bağlantıyı siz kurarsınız.
Ama öyle bir bağlantı aslında yoktur.
Hatta, size kötülük yapan kişiye intikam amacıyla aynı türden kötülüğü yapsanız bile, bu iki eylem birbirini götürmez. Hafifletici neden olur mu bilemem; ama sizin yaptığınız da bir kötülüktür, o kesindir, onu bilirim.
Bu dünyada tüm hesapları kapatamayız. Üstelik, öteki tarafa biraz alacaklı gitmek hiç de fena bir fikir olmayabilir. Ama mesele, bu taraftaki hayat kalitemizle de ilgilidir. Çünkü kendisine kötülük yapanları affetmeyenler, aslında kendilerini cezalandırıyorlardır. Kederli, kin tutan ağır bir yürek taşımak kadar büyük bir ceza yoktur. O öyle bir cezadır ki, tüm hayatınızı bir hiç uğruna tüketmenize yol açar.
Kin, öç tutkusu, o insanlarla sizi akraba yapar.
Neden kötü insanlarla akraba olasınız ki?
'Primum il nocere.'
'Önce zarar verme.'
İnanın hiç de kolay değil.
Yazarlar
-
Mensur AkgünEleştirelim ama plana da şans tanıyalım… 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURTrump’ın Gazze Planı’nın alternatifi ne? 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Metin KarabaşoğluYönetilenlerin özgürlüğü yöneteni de özgürleştirir 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞ“Ortaklaşmacı demokrasi” örnekleri: Fransa-Yeni Kaledonya özerk bölgesi 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilBeklenen Mesih: Kurtarıcı arayışının toplumsal anatomisi 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEÖcalan’ın özgürlüğü 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİHamas’ı kim silahsızlandıracak? 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanS-400’leri ne yapabiliriz? 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolTrump Planı? 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRMHP’li Yıldız’ın KON’u AK Partili Miroğlu’nun Roja Welat’ı… 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçayArjantin’in çıkmazı: Şok terapi, bağımlılık ve ABD’nin gölgesi 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUGazetecilik bir kez daha tartışılıyor 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZYeni Çözüm Süreci: Hakikatle yüzleşme 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
nevzat cingirtNeden Yazmıyorsun? 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUKrallar ve ulus-devletler 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciAsgari ücret 30.000 TL 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan TuğalKirk ve ICE vakaları ile faşizme doğru mu? 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasKendi uçağımızı kendimiz yaparken 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanJet motoru sıkıntısı: Tek geciken Kaan değil 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYATürkiye’nin Demokratikleşmesi ve Kürt Sorununun Çözümü: Ciddiyetin Tarihsel Zorunluluğu... 29.09.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRZeytinlik yasasından Akbelen ve İliç'e; enerji ve maden hikâyesinde kaybolan gelecek 29.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞSİYASETÇİ ZENGİNLEŞİRKEN VATANDAŞ FAKİRLEŞİYOR, NEDEN? 29.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANGazetecilik can çekişiyor! 29.09.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜRTÜSİAD isyan etmişti: Ciner’e kayyumun gerekçesi o madde! 29.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİTrump-Erdoğan görüşmesine hile karıştı mı? 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKSüreç Suriye’yi, Suriye süreci bekliyor. Peki bu kısırdöngü nasıl aşılacak? 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUErdoğan’ın tercihleri 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluTrump’a neler verdik, neler alacağız! 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunYazmak, ciddi bir iştir 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CAN“Trump’ın verdiği meşruiyet” notları 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Sezin ÖNEYMutlakiyetçiler ve Cumhuriyetçiler 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇERSarkozy’nin tarihi mahkûmiyeti 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇZaferden hapishaneye 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuBoeing - Gazze ilişkisi nedir? 26.09.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNYetersiz bakiye! 25.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANAlev rengi hüznüyle sonbahar… 25.09.2025 Tüm Yazıları
-
Fikret BilaŞimdi de Mansur Yavaş hedefte 24.09.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞBayrampaşa ve maskeli balo 23.09.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENKasabın bıçağını bileyen adam 23.09.2025 Tüm Yazıları
-
Berrin SönmezGonca Kuriş’in kemiklerini, sevenlerin yüreğini sızlattılar 21.09.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraCumhuriyet-Halk-Parti 20.09.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRYANARDAĞ ÖZÜR DİLEMELİ 17.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ata UÇUMTERÖRSÜZ TÜRKİYE’YE GEÇİŞ SÜRECİ! 14.09.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKTürkiye’nin en iyi/kötü dönemi hangisiydi? 14.09.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçArşivden | 12 Eylülcüler nasıl bir ülke hayal etmişti? 14.09.2025 Tüm Yazıları
-
DOĞAN ÖZGÜDENPogromlar, darbeler, acılar ayı Eylül.. 14.09.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTBir 12 Eylül Sabahı 12.09.2025 Tüm Yazıları
-
Murat YETKİNÖcalan, Erdoğan’a “Seni yine başkan yaptırırız” sözü mü veriyor? 11.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehveş EVİN2016 belediye ablukaları ve 2025 darbesi 9.09.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNMesele CHP Değil! 8.09.2025 Tüm Yazıları
-
Abdurrahman DilipakPalantir ve "Tech. Republic" 7.09.2025 Tüm Yazıları
-
Şeyhmus DİKENBarışı dilerken 6.09.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerBİR ÖĞRETMEN YETİŞTİRME HİKAYESİ 6.09.2025 Tüm Yazıları
-
Sedat KAYAAçlığı yönetemeyenler aç hayvanlarla uğraşıyor: Ülke yangın yeri 6.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENRojava: Beklentiler, Gelişmeler, Olasılıklar 5.09.2025 Tüm Yazıları
-
İlnur ÇEVİKParti kapatma! Kayyum veya emanetçi ata yeter… 4.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi EgilmezHangisi doğru? 3.09.2025 Tüm Yazıları
-
Galip DALAYKüresel Güney Neden Çin’den Vazgeçmiyor 1.09.2025 Tüm Yazıları
-
Baskın ORANTürkiye’de ve Yunanistan’da Aleviler – Yeni Bir Tablo 1.09.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEMete Tunçay 25.08.2025 Tüm Yazıları
-
Abdulmenaf KIRANÇÖZÜM NASIL GELİR! 20.08.2025 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
9.05.2019
2.05.2019
24.04.2019
21.04.2019
18.04.2019
16.04.2019
13.04.2019
10.04.2019
3.02.2019
28.03.2019