Markar ESAYAN
Resmi tezin tüm toplumsal kesimlerin üzerine kalın bir şal gibi örtüldüğü, bu kesimlerin adına devletin konuştuğu, tanımladığı ve başkalarına istediği gibi takdim ettiği bir mühendislik sürecinin sonuçlarıyız. Bunun basit ve yıkıcı etkisi birbirimizi yanlış tanımamız, aynı ülkede birbirinden çok farklı evrenlerde yaşıyor hale gelip, aynı ülkeyi paylaştığımızı sanmamızdır. Haliyle bu küçük evrenlerin dilleri de travmatik süreçte farklılaşmıştır. Bir diğer yanılgımız sadece 'Türkçe' konuşuyor olmamızla birbirimizi anlayabileceğimizi düşünmemizdir.
Bu nedenle çoğunlukla politik ve etnik cemaatler birbirini sıklıkla ya yanlış anlıyor, ya da hiç anlamıyor durumda. Çünkü dilimiz değişmiştir ve bir çeşit seküler Babil Kulesi sendromuna yakalanmışızdır. Bunun panzehiri, muhabbet ve melezleşmekle 'unlearning' sürecini başlatmaktır. Bu tanımın tek bir sözcükle tercümesi yok. Yani öğrendiklerimizi sorgulama ve endoktrinasyonları önce fark etme, sonra onlara yabancılaşma, ayıklama ve yerine mümkün olan en doğru bilgiyi (Yeni bilgiyi de mutlaklaştırmadan ve sürekli değişime tabi tutarak) yanlış olanla değiştirmektir.
Bunun için en güvenilir yöntem, yaşam bilgimize, temasa ve tecrübemize güvenmektir. Örneğin bir Ermeni olarak, 'Resmi anlatının Ermeni tasviri tamamen sorunludur. Bunu ve acı sonuçlarını kendi hayatımdan biliyorum. Muhtemelen dindarlar, Kürtler ve diğer ötekiler için de bu böyledir. O zaman, hem kendimi kendim anlatma sorumluluğunu almalı, bunu yaparken de komşularım hakkında aynı süreci işletmeliyim' diyebilmek önemlidir.
Birkaç yazıdır Ermeni konusuna girmem bu nedenle oldu. Bugün hala Ermeniler kendilerini zengin çeşitlilikte yansıtacak kurumlardan yoksunlar. Bu durumda hasbelkader temsil yeteneği kazanmış olan birkaç kişi ve kurum onlar adına konuşmuş oluyor. Bunun için Ermeni olmak yeterli oluyor. Ben bu temsillerin cemaati doğru yansıttığını hiç düşünmüyorum. Mesela AGOS cemaatte birkaç yüz kişiyi temsil eden bir eğilimi ima ediyor, benim de aralarında yer aldığım birey adacıkları da muhtemelen öyle... Lakin kamuoyunda temsil gücüne sahip kurum ve bireylerden cemaatin tamamına dair bir görüntü yansımakta ve bir kanaat oluşmakta. İşte ben bunun gerçeğin çok küçük bir parçası olduğunu iddia ediyorum. Bunun sorumluluğu tamamen ne AGOS, ne de kişilere kesilebilir. (Ama bu sorumlu olmadığımız anlamına da gelmez.) Gerekli çeşitlilikte kurumları cemaat henüz yaratamadı. O çeşitliliği büyük topluma yansıdığında ortaya çok renkli bir spektrum çıkacak ve kategorize edilme tehlikesi mümkün olduğunca bertaraf edilebilmiş olacak.
Bu haliyle, mesela Gezi krizinde birkaç Ermeni ismin öne çıkması bir kesimde Ermenilerin külliyen Gezi'ye destek verdiği sonucunu doğurabiliyor. Veya başka birkaç ismin Gezi'ye muhalif tavrını merkez alanlar için de tersi geçerli. Bu hak edilmemiş güç yoğunlaşması haliyle çok kullanışlıdır ve bireyleri de yoldan çıkarır.
Oysa Ermeni cemaatine baktığınızda çok parçalı, aslında geniş kesimleri hiç de öyle politik olmayan, hayat gailesi ile meşgul orta veya alt orta sınıflardan oluştuğu hemen fark edilir. Eskiden Özalcı bir istikrardan ve hayatlarının kalitesini yükseltecek değişimden yanaydılar. Şimdi de muhtemelen bu geniş kesimler yine istikrar ve ekonomik merkezli siyasi tercihlerde bulunuyorlar. Benim kişisel iddiam o ki, Türkiye'nin dar ve orta gelirli sınıfları ile Ermeni cemaatinin oluşturan sosyolojik ana omurganın siyasi tercihleri benzer sosyo-politik ihtiyaçlara göre şekilleniyor.
Burada da bir gazetenin veya birilerinin ne yazdığından çok, doların fiyatı, enflasyon oranı, sağlık programı, eğitim imkanları, çocuklarının askere gittiğinde sağ kalmasını sağlayacak Çözüm Süreci gibi kritik reformlar, ulaşımın kolaylaşması, Ermeni olmaktan ötürü devlet tarafından tehdit olarak görülmemek, resmi kurumlarda işlerini rüşvetçi bürokrasiye takılmadan yapabilmek ve tabii ki güvenlik ihtiyaçları tercihleri belirliyor.
Doğal olan bu eğilimler zaten ve siyasetin de bunları sağlama sanatı olduğunu biliyoruz. İdeolojik olarak orta sınıfların tercihini etkilemek çok kolay değil. Bu anlamda, CHP'ye Erdoğan düşmanlığı üzerinden kitlesel Ermeni oyu gitmesi mümkün değil. Yerel seçimlerde Mustafa Sarıgül'e oy gitti ama bu partisi, ideolojisi nedeniyle değil, Sarıgül'ün cemaatle uzun yıllardır kurduğu doğru ve hizmet bazlı ilişkisi ile ilgiliydi. 30 Mart'ta Ermeniler oylarını Kadir Topbaş ve Mustafa Sarıgül arasında muhtemelen paylaştırdılar ve bu çok rasyoneldi. Cumhurbaşkanlığı seçimlerinde ise benim iddiam, Erdoğan'a Ermenilerden Türkiye ortalamasının üzerinde oy gittiğidir ve bunun nedenleri son derece rasyoneldir.
Bu manada benim tavsiyem, geniş toplumun, hele Ermenileri daha iyi tanıma arzularının arttığı bu dönemde polemiklere ihtiyatlı yaklaşmasıdır. Ermeni cemaati üzerine yapmaya çalıştığım inceleme burada sona ermiş olsun. Bu yazıların açıkçası çok faydalı olduğunu hissetmedim. Arzu ettiğim nesnel tartışma hasıl olmadı ve kendi halinde küçük bir cemaat ülkenin kaderini elinde tutuyormuş gibi aşkın bir izlenim doğdu sanki. Eğer öyleyse bu son derece yanlıştır.
*AGOS'un yazıma hakaret, dedikodu ve iftiralarla verdiği ergence tepki dipnotu dahi hak etmiyor. Lakin oradaki sorunu benden daha iyi tarif ettiği kesin.
Yazarlar
-
Yıldıray OĞURSessizlik neden en büyük tehdittir? 25.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUSaldırılarla İran’a ‘‘Ölümlerden ölüm beğen’’ denildi 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEDış Cephe ateş altında iken İç Cephe ne durumda? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanFatih Altaylı’yı hapse atacağız diye hukuku dibine kadar zorladılar 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciHer şey yolunda ise bu fahiş faiz nedir? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇSavaşın meşruiyeti ve ahlaki üstünlük meselesi 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞDoğru, ülke güvenliği demokrasisiz de sağlanabilir fakat bunu durmaksızın tekrarlamakta bir sorun va 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akdoğan ÖzkanWashington’un İran takıntısının şifreleri 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Y. YılmazFıkra gibi ülke ama gel de gül! 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞUCUBE SİSTEM CEHENNEMİ… 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA"Masada Milyonlar Var;"Barış, Özgürlük ve Demokratik Toplum İçin Örgütlenmeliyiz 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRİDAMCI İRAN, SOYKIRIMCI İSRAİL DEVLETİ Mİ? 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan AKTAŞTahran bir kez daha bombalanırken 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluYeryüzü artık bir Vahşi Batı… 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNİran'ın zor seçimi: Topyekûn savaş ya da taksitle ölüm 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYRusya, Suriye’den sonra İran’ı da kaybedebilir 22.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUKürt meselesinde CHP’nin yakın dönem öyküsü 21.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMANTürkiye için bir fırsat: CHP’de yeni kuşak siyaseti 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Çiğdem TOKERZeytin ağaçları ve şirketokrasi 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunDevlet “devletimiz” olur mu? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi: Neo-Mussoli’nin “Havuz Medyası” 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuÖcalan İsrail için ne dedi? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUYeni milliyetçilik ve Öcalan 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİBahçeli'ye muhalefet ikna oldu da ortağı olmadı mı? 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRNihai hedef Türkiye mi? 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünOyun içinde oyun… 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçaySıcak yaz 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cansu ÇamlıbelCHP Grup Başkanvekili Gökhan Günaydın: CHP anayasa değişikliği masasına oturmayacak, öyle bir komisy 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİModern katil 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın SelcenDemokrasiye giderken cumhuriyetten olmak 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKTürkiye ne yapmalı? 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRMHP’nin yeni anayasa hamlesi, köklü bir rejim düzenlemesini mi işaret ediyor? CHP ne yapmalı? 16.06.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEDaha kötüsü her zaman mümkün 16.06.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞSiyasetin (ve biraz da ceplerin) finansmanı, yasalar, AKP ve CHP 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNÖzgür Özel’in İmtihanı 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENBaas’tan ve İslamcılıktan Sonra 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerBOŞ UMUT, SONU HÜSRAN 12.06.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolHer 4 liranın 3’ü faize! 11.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENAKP ahlâkî üstünlük mü kazandı? 10.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi Egilmezİnsanlar Olmayan Parasını Nerelere Harcıyor? 9.06.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKBarış süreci için en büyük tehlike nasıl Türkiye’nin iç barışının bozulması oldu? 9.06.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçEşitlik korkusu ve 12 Eylül darbesinin büyük zaferi 4.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞBir anayasa inşa süreci deneyimi: Yeni Anayasa Platformu (YAP) 4.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanYerli-milli Kur’an meali AK Parti’ye nasip olacak! 2.06.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasErken seçim en geç ne zaman? 29.05.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraSokak 29.05.2025 Tüm Yazıları
-
Umur TALUSizin en sevdiğiniz tahakküm hangisi! 27.05.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CANSiyasi gündem notları: Üç süreç nerede kesişir veya nerede kopar? 27.05.2025 Tüm Yazıları
-
Taner AKÇAMRuşen Çakır’ın Abdurrahim Semavi ile Kürt açılımı görüşmesi 27.05.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZ12 Mayıs, Bahçeli, mecburiyetler 21.05.2025 Tüm Yazıları
-
Berat ÖZİPEKYolsuzluklar, barış ve biz 21.05.2025 Tüm Yazıları
-
Hikmet MUTİAsoyşeytit Pres ' den Cemşit K.nın canlı PKK kongre izlenimleri... 13.05.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet AKAYOtoriterlikten Demokrasiye 12.05.2025 Tüm Yazıları
-
Metin Karabaşoğlu‘Türkiye Müslümanları’ kimler oluyor? 11.05.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet ÖZTÜRKÇetin Uygur bir kitaba sığar mı? 10.05.2025 Tüm Yazıları
-
Gökçer TahincioğluBilek güreşi yoksa masayı mı kıracak? 28.04.2025 Tüm Yazıları
-
Baskın ORANRahip Brunson ve öğrenci Rümeysa 25.04.2025 Tüm Yazıları
-
Sezin ÖNEYKopukluk ve “Anadolu Kırılması” 25.04.2025 Tüm Yazıları
-
Yüksel TAŞKINİktidar milli iradeyi “tapulu arazisi” sandığı için büyük bir bedel ödeyecek 22.04.2025 Tüm Yazıları
-
Ayhan ONGUNDEMOKRATİK EĞİTİM MÜCADELESİNE ADANMIŞ YAŞAMLAR 21.04.2025 Tüm Yazıları
-
Nuray MERTVeda ediyorum 15.04.2025 Tüm Yazıları
-
Gülçin AVŞARŞizofrenik yurttaşlık 14.04.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan CEMALTerörsüz Türkiye! İyi güzel, peki ya demokratik Türkiye?.. 14.04.2025 Tüm Yazıları
-
Zeki ALPTEKİNTrump Küreselleşme Sürecini Geriye Döndürebilir mi? 13.04.2025 Tüm Yazıları
-
Pelin CENGİZTrump’ın yeni vergileri diye yazılır, ‘post modern merkantilizm’ diye okunur 7.04.2025 Tüm Yazıları
-
Cennet USLUİktidar neden umduğunu bulamadı? 2.04.2025 Tüm Yazıları
-
Mehveş EVİNBoykot ve sokaklar neden bu kadar korkutuyor? 2.04.2025 Tüm Yazıları
-
Hayko BAĞDATSokaklarda yükselen ses 28.03.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTCoğrafya kaderimizmiş… 23.03.2025 Tüm Yazıları
-
Selva Demiralpİmamoğlu krizi ve ekonomik yansımaları 20.03.2025 Tüm Yazıları
-
Halil BERKTAYPKK ve Türk solcuları (4) “Dağlarında gerilla var memleketimin” 16.03.2025 Tüm Yazıları
-
Selami GÜREL“Adı belirsiz” süreç hızlı ilerliyor 16.03.2025 Tüm Yazıları
-
Etyen MAHÇUPYANKürt ‘açılımı’nın nedeni Suriye değil, Türkiye! 15.03.2025 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
9.05.2019
2.05.2019
24.04.2019
21.04.2019
18.04.2019
16.04.2019
13.04.2019
10.04.2019
3.02.2019
28.03.2019