Markar ESAYAN
Türkiye uzun soluklu demokrasi mücadelesini 16 Nisan anayasa değişikliği ile taçlandırarak tarihi bir başarıya imza attı. Bu tüm Türkiye’nin, tüm vatandaşlarımızın kazanımıdır.
Böylelikle sistemdeki çift başlılık, verimsizlik, koalisyon riski, istikrarsızlık, vesayetin müdahalelerine olanak tanıyan açıklar, cumhurbaşkanının geniş yetkileri yanında sorumsuzluğu gibi birçok sıkıntı aşılmış oldu.
Tabii cumhurbaşkanlığı hükümet sistemi önümüzdeki ilk genel seçimlerde, yani 3 Kasım 2019’da uygulanacak.
Bundan sonraki altı ay içinde yeni hükümet sistemine dönük uyum ve teknik yasaların çıkması için Meclis yoğun biçimde çalışacak.
Aslında şu anda tüm bunları tartışıyor olmamız gerekiyor. Çok önemli bir değişiklik yaptık. Bunun siyasi hayatı nasıl etkileyeceğine dair heyecanlı bir tartışma, fikir üretme, öneri getirme sürecini yaşamamız gerekir.
CHP maalesef halkoylaması sürecinde uyguladığı taktiği uyguluyor. Seçim sonuçlarını şaibeli hale getirmeye uğraşıyor. AGİT başta olmak üzere, Avrupa’dan gelen rapor ve yorumlar da onların işini kolaylaştırıyor.
Kısaca, seçim öncesi Hayır için çalışan koalisyon, bu kez de Evet sonucunu itibarsızlaştırmaya, daha da kötüsü bunu sokakları hareketlendirerek yapmaya çalışıyor.
CHP, ülkenin tüm kritik safhalarında bozguncu bir pozisyon almayı sektirmeden “başarmış” bir parti. Kendi çapında bu önemli bir “başarı”.
Oysa, ilk genel seçimlerde hakkında bu kadar olumsuz söz söyledikleri, halkın önüne getirmemek adına her şeyi göze aldıkları, Evet sonucunu geçersiz kılmak için sokakları dahi karıştırmaya çalıştıkları bu sistemde aday çıkarıp cumhurbaşkanlığı için yarışacaklar.
Hangi yüzle halkın karşısına çıkacaklar?
Hangi yüzle oy isteyecekler?
Hakkında bunca yalan ürettikleri bu sistemde nasıl yer alacaklar?
Belki de 3 Kasım Cumhurbaşkanlığı seçimlerine “Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi’ni kaldıracağız” vaadiyle giderler, kim bilir?
Aslında bu çok daha dürüstçe olurdu ama bunu bu netlikte söyleyebileceklerini zannetmem.
Çünkü halkoylaması öncesinde de “Parlamenter rejimi ihya edelim” derken, “Bunu nasıl yapacaksınız?” sorusuna cevap veremiyorlardı.
Bunun için halktan cumhurbaşkanını seçme yetkisini geri almaları gerekirdi.
Oysa millet demokratik kazanımlarını geri vermez. Dolayısıyla yapılması gereken reform 16 Nisan’da kabul edilen anayasa değişikliği karakterinde olmak durumundaydı.
Bu kadar önemli konuları ne sağlıklı şekilde tartıştırdılar ne de sonucu hazmedebildiler.
25 milyondan fazla vatandaş evet oyu kullandı. Evet ve hayır arasındaki fark 1 milyon üç yüz bin… Oy oranı yüzde 51.4, katılım oranı yüzde 86…
Brexit yüzde 51.8 ile kabul edilmişti. Üstelik katılım yüzde 72’de kalmıştı.
Kimse bu sonuçları tartışmamıştır. Bu demokrasiyi tartışmak olur.
Yeni sistem Fransa’da 1958’den sonra olduğu gibi, Türkiye’de de çatışmalı siyaseti uzlaşmacı bir karaktere zorlayacaktır. Kuvvetler birbirine rakip olmak yerine işbirliğine yönelecek, siyaset yüzde 50+1 kuralı ile toplumun tüm kesimlerine kulak verecektir.
O nedenle, insanları sokağa çağıran, demokrasinin temel ilkeleri ile çatışan bu kötü gelenek tarihe karışacaktır.
CHP’nin de asıl sıkıntısı budur.
Yazarlar
-
Taha AkyolYenilikçi bir İslam düşünürü Gannuşi 16.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENBölgede Trump operasyonu sürüyor 16.11.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKRus cinleri imana nasıl hizmet etti? Tuhaf bir Soğuk Savaş hikâyesi 16.11.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORU3809 sayfa ve temel çelişki 16.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerPATRON KİM? 15.11.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURAK Parti üzerine doktora yapmış bir CHP lideri…. 15.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUÖzel ve CHP’ye dair son gözlemler 15.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluÇözüm sürecinin CHP’si daha merkezde 15.11.2025 Tüm Yazıları
-
DOĞAN ÖZGÜDEN"Arananlar" zulmü ne zaman son bulacak? 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANİddianamenin ruhu siyasi 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Sedat KAYAİmamoğlu'na istenen 23 asırlık tarihi ceza: Roma İmparatorluğu kurulduğunda hapse girseydi hala ceza 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuSuriye’de ‘altın oran’ nedir? 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜRBakın Şahan'ı şikayet eden kimmiş? Her balkona havuz yapan müteahhit savcıya koştu! 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçCHP hakkında kapatma davası açılır mı? Yok artık, daha neler! 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZBir iddianameden fazlası: CHP’yi dizayn girişimi 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNECumhurbaşkanı adayını suç örgütü liderine dönüştürmek mümkün mü? 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİÖzgür Özel'le kahvaltı: CHP nereye böyle? 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciBir iddia-nağme 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTBelediyenin açıklaması gerçekleri gizliyor mu? 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraMemnuniyetsizler 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
KEMAL GÖKTAŞBir “yalanlama” yalanı: CHP üyeliği ve Kanada’ya iltica meselesinde gerçekler 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİKemalizm’in dindarlarca rehabilitasyonu 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇERDemokrat Kral’ın anıları 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehveş EVİNYerel yönetimlerle işbirliği kültür politikası için hayati 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanYeşil sarıklı hocalar bize böyle anlatmamışlardı 12.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYAEnternasyonalizm ve Demokratik Toplum Çağrısı... 12.11.2025 Tüm Yazıları
-
M.Latif YILDIZÇÖZÜM SÜRECİ KOMİSYON VE EKMEN 12.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünBaşarılı bir diplomasi örneği… 12.11.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNAkdeniz’den Hazar’a hizalananlar ve Colani’nin Beyaz Saray günü 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRHSK neden suskun? 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan TuğalSosyalist yükseliş dağınık ama yine de oligarşiye bir darbe 11.11.2025 Tüm Yazıları
































Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
9.05.2019
2.05.2019
24.04.2019
21.04.2019
18.04.2019
16.04.2019
13.04.2019
10.04.2019
3.02.2019
28.03.2019