Markar ESAYAN

CHP yeni sistemde hangi yüzle oy isteyecek?
20.04.2017
1189

 Türkiye uzun soluklu demokrasi mücadelesini 16 Nisan anayasa değişikliği ile taçlandırarak tarihi bir başarıya imza attı. Bu tüm Türkiye’nin, tüm vatandaşlarımızın kazanımıdır.

Böylelikle sistemdeki çift başlılık, verimsizlik, koalisyon riski, istikrarsızlık, vesayetin müdahalelerine olanak tanıyan açıklar, cumhurbaşkanının geniş yetkileri yanında sorumsuzluğu gibi birçok sıkıntı aşılmış oldu.

Tabii cumhurbaşkanlığı hükümet sistemi önümüzdeki ilk genel seçimlerde, yani 3 Kasım 2019’da uygulanacak.

Bundan sonraki altı ay içinde yeni hükümet sistemine dönük uyum ve teknik yasaların çıkması için Meclis yoğun biçimde çalışacak.

Aslında şu anda tüm bunları tartışıyor olmamız gerekiyor. Çok önemli bir değişiklik yaptık. Bunun siyasi hayatı nasıl etkileyeceğine dair heyecanlı bir tartışma, fikir üretme, öneri getirme sürecini yaşamamız gerekir.

CHP maalesef halkoylaması sürecinde uyguladığı taktiği uyguluyor. Seçim sonuçlarını şaibeli hale getirmeye uğraşıyor. AGİT başta olmak üzere, Avrupa’dan gelen rapor ve yorumlar da onların işini kolaylaştırıyor.

Kısaca, seçim öncesi Hayır için çalışan koalisyon, bu kez de Evet sonucunu itibarsızlaştırmaya, daha da kötüsü bunu sokakları hareketlendirerek yapmaya çalışıyor.

CHP, ülkenin tüm kritik safhalarında bozguncu bir pozisyon almayı sektirmeden “başarmış” bir parti. Kendi çapında bu önemli bir “başarı”.

Oysa, ilk genel seçimlerde hakkında bu kadar olumsuz söz söyledikleri, halkın önüne getirmemek adına her şeyi göze aldıkları, Evet sonucunu geçersiz kılmak için sokakları dahi karıştırmaya çalıştıkları bu sistemde aday çıkarıp cumhurbaşkanlığı için yarışacaklar.

Hangi yüzle halkın karşısına çıkacaklar?

Hangi yüzle oy isteyecekler?

Hakkında bunca yalan ürettikleri bu sistemde nasıl yer alacaklar?

Belki de 3 Kasım Cumhurbaşkanlığı seçimlerine “Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi’ni kaldıracağız” vaadiyle giderler, kim bilir?

Aslında bu çok daha dürüstçe olurdu ama bunu bu netlikte söyleyebileceklerini zannetmem.

Çünkü halkoylaması öncesinde de “Parlamenter rejimi ihya edelim” derken, “Bunu nasıl yapacaksınız?” sorusuna cevap veremiyorlardı.

Bunun için halktan cumhurbaşkanını seçme yetkisini geri almaları gerekirdi.

Oysa millet demokratik kazanımlarını geri vermez. Dolayısıyla yapılması gereken reform 16 Nisan’da kabul edilen anayasa değişikliği karakterinde olmak durumundaydı.

Bu kadar önemli konuları ne sağlıklı şekilde tartıştırdılar ne de sonucu hazmedebildiler.

25 milyondan fazla vatandaş evet oyu kullandı. Evet ve hayır arasındaki fark 1 milyon üç yüz bin… Oy oranı yüzde 51.4, katılım oranı yüzde 86…

Brexit yüzde 51.8 ile kabul edilmişti. Üstelik katılım yüzde 72’de kalmıştı.

Kimse bu sonuçları tartışmamıştır. Bu demokrasiyi tartışmak olur.

Yeni sistem Fransa’da 1958’den sonra olduğu gibi, Türkiye’de de çatışmalı siyaseti uzlaşmacı bir karaktere zorlayacaktır. Kuvvetler birbirine rakip olmak yerine işbirliğine yönelecek, siyaset yüzde 50+1 kuralı ile toplumun tüm kesimlerine kulak verecektir.

O nedenle, insanları sokağa çağıran, demokrasinin temel ilkeleri ile çatışan bu kötü gelenek tarihe karışacaktır.

CHP’nin de asıl sıkıntısı budur.

Yorum Yap

Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.

Yazarlar