Markar ESAYAN

Senden aldığım şey nedir
29.07.2012
3556

 Mucizeler konusu insanların kafasını hep meşgul eder. Çünkü insanların hayattan beklentisi, kendi gücünü çok aşmaktadır. Bir “Deus ex machina”nın hayatlarına inip her şeyi yerli yerine koymasını beklememiş insan varsa, Guinness’e girmesi için elimden geleni yapacağım. Ama ona izninizle biraz acıyacağım da.

Çünkü mucize beklemeyen bir insanın hayattan beklentisi kalmamıştır. Beklentisizlik... Hayalleri olmayan insan, içinden çürümüş ağaca benzer. Bizim bahçedeki yıllanmış kavak ağacı o fırtınada yıkıldığında, çok şaşırmıştım. Küçüktüm; ne olduğunu babama sordum. Kısa bir cevap vermişti:“Öldü...”

Genellikle arzularımızı bastırırız. Bu, ilk travmalardan sonra otomatik olarak içeriye su dolmasını engellemek için kapanan kapaklar gibidir. Buna engel olamazsınız. Bunu yaşamak için çok feci bir deneyim gerekmiyor. Çok talihsiz bir anda, birçok etkenin yan yana gelmesiyle, küçük bir olay bile bu mekanizmanın çalışmasına neden olur.

Belki bu gereklidir de.

Bir ömür boyu ne ile vakit geçireceksiniz? İnsan, kendi kendine verilmiş en büyük meşguliyettir. Çoğu ıvır zıvır şey için hayat kısa, ama kendimizi tanımak için yeteri kadar zaman var. Üstelik size bir sır, deneyimler birikir birikir ama, “Gestalt switch” veya Heidegger’in tanımladığı türden bir “Kehre Das Denkens”, aydınlanma, amiyane tabirle jetonun düşmesi, bir anda olan bir şeydir.

Hiç yaşanmayabilir de...

Çok zor veya bazılarında çok kolay da olabilir. Bu konuda bir eşitlik yoktur. Varoluşta eşitlik yoktur. Herkes kendi hayatının Amok Koşucusu’dur. Kendi oyununuz, kendi koşunuz, kendi pistiniz ve kendi kurallarınız vardır. Bu haber kötü değil. Çünkü biriciksiniz. Dünyada bir tane daha Markar Esayan olmadığı gibi, sizden de bir tane daha yok. O zaman, bir gün, birileri size ihtiyaç hissettiğinde, sadece sizi bulmak zorundadır. Bu bana hep müthiş gelir. Her insanın biricik olması bence gerçekten de müthiştir.

Anthony Hopkins ve Cuba Gooding Jr’ın başrollerini oynadığı 1999 yapımı Instinct filminde bir sahne vardı. İncelediği ve yıllarca birlikte yaşadığı gorillerin katledilmesiyle içine kapanan ve akıl hastanesine konan bir bilim adamıdır o. Onu açmaya çalışan genç ve yetenekli psikiyatrist (Cuba Gooding Jr.) ile bir keresinde hücrede yalnız kalırlar, üstelik elleri de kelepçesizdir ilk kez. Ani bir hareketle doktoru duvara yapıştırıp boğazını sıkmaya başlar. Ve sorar:

“What I have taken from you?”

“Senden aldığım şey nedir?” diye çevireyim ben. Bu soru beni çok etkilemişti o zaman. Yöneltilen sorudan, doktorun o şokla içinde bir şeyler kaybettiği, daha doğrusu içinde bir şeyler yer değiştirdiği sırada bile bunun farkında olamayabileceğini anlıyoruz. (Bizi ıskalayan sayısız tecrübeler?)

Üç hakkı vardır. Üç hakkın sonunda boynu kırılacaktır. Aslında hayat da bize böyle yapar. Yavaş çekimde yaşanır bu, yatağınızda huzur içinde ölüyor olsanız bile.

Yanlış hatırlıyor olabilirim. İlk cevap sanırım “Is it ambition?”, yani “ihtiraslarım mı?” olur. Ciddiyetsiz ve çok yanlış bir cevaptır. Boğazı biraz daha sıkılır. İkinci cevap “Is it control?”dur. Herhâlde anladınız; doktor epey yaklaşmıştır ama, doğru cevap o da değildir. Ölmek üzere olan doktor nihayet doğru cevabı bulur:

“Is it my illusions?”

Bingo!

Hatırladığım kadarıyla çeviride bir hata vardı o zamanlar. “Hayallerim” diye çevrilmişti. Ne kadar yanlış! Doğrusu “Yanılsamalar” olacak. Yanılsamalar hayallerin katili, hayaller yanılsamaların şifasıdır. Mucize dediğiniz şey de yanılsamalarından kurtulan insanların hayata dönüşüdür.

Bunun gerçeklerden kaçmak değil, bilakis gerçeklere kucak açmak olduğunu bilmenizi isterim. Çünkü hayaller de hayal değil, bu dünyanın ve bizim imkânlarımız arasında yer alan, ama o ilk korkularla kendimize yasakladığımız haklarımızdır...

Hayallerimiz bizim biricik gerçeklerimizdir.

Yine ve yeniden yaralanmamak için kapattığınız o kapakları hatırlayın.

Terk edilmemek, aşağılanmamak için çok daha azına razı olduğunuz anları...

Arzularınız aslında çoğu makuldü, ama haklı olarak korktunuz. Ertelediniz, “hayale” terfi ettirdiniz, çok isabetli olarak. Öyle ki, bir gün oradan alıp gerçekleştirebilesiniz, tamamen kaybolmasın onlar. Ne iyi yaptınız! Haklarınızı tuzladınız, hayallerin derin dondurucusuna koydunuz.

Yanılsamalarınız, travma sonrası oluşan yanlış bilgiler üzerine kurduğunuz hayatınızdır. Kendinizi tanımak hayallerinizi gerçekliğe terfi ettirir yeniden. Buzlar çözülür, yaşadığınız ve aydınlandığınız o karşılaşmalarda.

Bazen vasat bir Hollywood filminde bile olabilir bu, zamanı gelmişse.

Ve asla geç değildir, tam zamanında olmuştur.

[email protected]

Yorum Yap

Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.

Yazarlar