Mehmet ALTAN
Önceki gece yarısına doğru, oturduğum kallavi koltuk sağa sola sallandı...
Televizyon kanallarından beklediğimiz haber az sonra geldi, 5,9 şiddetindeki depremin merkez üssünün Simav, Kütahya olduğunu öğrendik...
Dün de baktım...
Deprem, ilk sıradaki haber olmaya devam diyordu...
***
Dünya gündemine de bir göz attım, onlar ne konuşuyordu, merak ettim...
Onlarda, önceki gün konuşan ve tüm dünyanın kulak kabarttığı Obama’nın Ortadoğu ile ilgili önerileri gündemdeydi...
Obama’nın “yarına” ayar veren konuşması tabii ki bizi de çok derinden ilgilendirmekte...
En çok Obama’nın 1967 yılı önceki sınırlara dönülmesini ilk kez resmen seslendirmesi tartışılsa da, buna İsrail’den ve dün Washington’u resmen ziyaret eden İsrail Başbakanı Netanyahu’dan sert bir tepki gelse de, ben konuşmanın özünü oluşturduğunu düşündüğüm şu uzunca bölümün altını çizdim:
“Ortadoğu ve Kuzey Afrika halkları kendi kaderlerini ele aldı...
Zaman zaman sıradan vatandaşların değişime yol açtığı anlar olur. Yüzlerce protestocu sonra binlercesi sokaklara indi. Kurşunlara karşı eve gitmeye direndiler. Günler haftalar sonra diktatör iktidarı terk etti.
Birçok yerde iktidar çok az kişinin elinde odaklanmıştı. İnsanların yargıya, bağımsız medyaya, eleştirel partilere ya da özgür ve adil seçimlere dönme şansı yoktu. Halkların kendi kaderini tayin edememe durumu bölge ekonomisine de etki etti.
Bazı ülkeler petrol ve gazla zengin olsalar da bugünkü ekonomi bilgi ekonomisi. Sadece topraktan çıkanla olmaz. Bu zorluklar karşısında bölgede birçok lider halklarının öfkesini başka yere yöneltmeye karar verdi. Batı, İsrail düşmanlığı öfkeyi gösterecek kanallar oldu.”
***
Satırları çizmeye devam ettim:
“Yeni bir nesil çıktı ve onların sesi bize ‘değişim reddedilemez’ dedi.
Şiddetsizliğin ahlaki gücüyle halklar, teröristlerin on yıllardır yapamadığını 6 ayda yaptı.
Bölgedeki temel çıkarlarımız: Terörizmle mücadele, nükleer silahların önlenmesi, İsrail’in güvenliğine destek, Arap-İsrail barışı. Biz çıkarlarımızın halkın umutlarına düşman değil, destekçi olduğuna inanıyoruz. Sadece bu çıkarların peşinde koşan bir strateji aç karınları doldurmaz, halkın aklındakini konuşmasına izin vermez. İnsanların ABD çıkarlarını bizim zararımıza olacak şekilde sürdürüyor anlayışını değiştirmemiz lazım.
Bu yüzden Kahire’de 2 yıl önceki diyalog girişimimizi karşılıklı çıkar ve saygı üzerinden genişletmeye başladım.
ABD, Tunus’taki seyyar satıcının onurunu diktatörün ham iktidarından daha değerli görüyor.
Dünyayı olduğu gibi kabul etmeden önce olması gerektiği gibi yapacak şansımız var ama bunu alçak gönüllülükle yapmalıyız.
İnsanları Tunus ve Mısır sokaklarına biz çıkarmadık. Her ülkede temsili demokrasi olmayabilir, çıkarlarımız her zaman bölgedeki uzun vadeli vizyonla uyumlu da olabilir.
Ama ABD bölge halkına şiddet kullanılmasına karşıdır. ABD bunlara inanır: Özgürce konuşma hakkı, özgür toplanma, din özgürlüğü kadın-erkek eşitliği, liderini seçme hakkı. Ekonomik ve siyasi reformları destekliyoruz. Desteğimiz ikincil bir çıkar değildir, birincil önceliktir ve somut faaliyetlerle ortaya konmalıdır.”
***
Obama’nın önceki günkü konuşması maalesef “ulus-devlet” anlayışıyla tartışılmakta...
Hâlbuki ABD Başkanı “Bilgi Çağı”nın kodlarını veriyor...
“Bazı ülkeler petrol ve gazla zengin olsalar da bugünkü ekonomi bilgi ekonomisi” diyorsa...
“ABD, Tunus’taki seyyar satıcının onurunu diktatörün ham iktidarından daha değerli görüyor” diyorsa...
“ABD bunlara inanır: Özgürce konuşma hakkı, özgür toplanma, din özgürlüğü kadın-erkek eşitliği, liderini seçme hakkı” diyorsa...
Bu yarınki anlayışı ve siyasal sistemi de tanımlamakta...
Üstelik bunlar, ABD’nin iradesini de aşarak yürümeye devam eden zamanın ruhu ve tarihin temposunun iradesi...
Kritik soru şu: Bu yeni çağa hangi ülke, nasıl ve ne kadar bir sürede uyabilecek?
Ve tabii Türkiye ne yapacak?
Çağa uyum sağladıkça huzurlu, sağlayamadıkça da kaotik bir ortamın avı oluyorsunuz...
Biz genellikle ikinci kategoride olduk...
Bakalım bu kez bu kaderi yırtabilecek miyiz?
Umarım bugünkü körlükten kurtulup “zamanın ruhunu” keşfederek, kendimize bu yeni çağda bir yer bulabiliriz.
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
- Basın Tarihi: Ey Mübarek…
15.06.2025 - Basın Tarihi: Uçağı Kim, Neden Düşürdü?
29.05.2025 - Basın Tarihi: Konuşmadığımız Bir 19 Mayıs Daha Var…
23.05.2025 - Basın Tarihi: Fenerbahçe, Deniz Gezmiş, Yunanistan…
10.05.2025 - Basın Tarihi: “Batıda düello vardır, doğuda pusu”…
25.04.2025 - Ankara duymaz, U2 ve Bono duyar
4.04.2025 - “Yetmez Ama Evet” Referandumu…
20.03.2025 - Basın Tarihi: “Köşe yazarının parasını kim verir?”
15.03.2025 - Basın Tarihi: Diyarbakır’dan…
6.03.2025 - Basın Tarihi: 'Cinayeti Gördüm' yazısı…
27.02.2025
Yazarlar
-
Yıldıray OĞURSessizlik neden en büyük tehdittir? 25.06.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciHer şey yolunda ise bu fahiş faiz nedir? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUSaldırılarla İran’a ‘‘Ölümlerden ölüm beğen’’ denildi 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanFatih Altaylı’yı hapse atacağız diye hukuku dibine kadar zorladılar 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEDış Cephe ateş altında iken İç Cephe ne durumda? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA"Masada Milyonlar Var;"Barış, Özgürlük ve Demokratik Toplum İçin Örgütlenmeliyiz 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞDoğru, ülke güvenliği demokrasisiz de sağlanabilir fakat bunu durmaksızın tekrarlamakta bir sorun va 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan AKTAŞTahran bir kez daha bombalanırken 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluYeryüzü artık bir Vahşi Batı… 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇSavaşın meşruiyeti ve ahlaki üstünlük meselesi 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRİDAMCI İRAN, SOYKIRIMCI İSRAİL DEVLETİ Mİ? 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞUCUBE SİSTEM CEHENNEMİ… 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNİran'ın zor seçimi: Topyekûn savaş ya da taksitle ölüm 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akdoğan ÖzkanWashington’un İran takıntısının şifreleri 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Y. YılmazFıkra gibi ülke ama gel de gül! 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYRusya, Suriye’den sonra İran’ı da kaybedebilir 22.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUKürt meselesinde CHP’nin yakın dönem öyküsü 21.06.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuÖcalan İsrail için ne dedi? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Çiğdem TOKERZeytin ağaçları ve şirketokrasi 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi: Neo-Mussoli’nin “Havuz Medyası” 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunDevlet “devletimiz” olur mu? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMANTürkiye için bir fırsat: CHP’de yeni kuşak siyaseti 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUYeni milliyetçilik ve Öcalan 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİBahçeli'ye muhalefet ikna oldu da ortağı olmadı mı? 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünOyun içinde oyun… 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçaySıcak yaz 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRNihai hedef Türkiye mi? 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cansu ÇamlıbelCHP Grup Başkanvekili Gökhan Günaydın: CHP anayasa değişikliği masasına oturmayacak, öyle bir komisy 18.06.2025 Tüm Yazıları
tuncay demirtaş
yorumları okuyan bililr, geçenlerde en incelikli yazılarla akpye hala utanmazca destek olan kimi liberal kılıklı(liberal bile değiller) "yazar"lardan sözederken vicdan sahibi yazarlardan da sözetmiş ve hasan cemali örnek vermiştim. işte bu.. ünlü olmak, yaptığın işten hatırı sayılır para kazanmak için yağdanlık olmak gerekmiyor baylar.(kaçakçı vatandaşlar bombalandı ifadesiyle işi nasıl sağlama alıyorsun melih altınok) size çok büyük saygı ve sevgi duyuyorum sayın hasan cemal. yüreğinize sağlık