Mehmet ALTAN
Gece yarısı evinizi çalmaya giren bir hırsızı suçüstü yakalasanız, hırsız da “beni hırsızlık yaparken yakalamaları bana komplodur” diye bağırmaya başlasa, acaba durum tartışmaya açılır mı?
Örneğin, polisi hırsızı almaya gelmekten vazgeçer mi?
Hırsızın hırsızlığı bırakılır da yakalayanın “niyeti” sorgulanır mı?
“Canım o zaten hırsız elbette hırsızlık yapacak, zaten hep yapıyordu neden bugün yakalıyorsunuz, kötü niyetli olmasanız bugün yakalamazdınız” denir mi?
Hırsızlık suçtur. Hırsız yakalanır ve yargılanır.
Eğer hırsızı yakalayan adam da suçluysa, bu hırsızın suçunu yok etmez, yargılanması gereken iki suçlu olur.
Bizim ülkemizde hırsızı bırakıp, yakalayanı tartışıyorlar, sanki yakalayan suçluysa hırsızlık suç olmaktan çıkacakmış gibi garip bir tartışma sürüyor.
Tartışma o hale geldi ki yakalayan “kötü niyetli” olduğu için hırsızlığın serbest bırakılması, soruşturulmaması hatta karakolun da hırsıza bağlanması gerektiği iddia edilmeye başlandı.
Bir siyasi iktidarı hırsızlık yaparken yakalamanın “darbe” olduğunu söyleyenler bile çıkıyor.
Eğer bu toplumda haysiyet, dürüstlük, onur gibi kavramlar yerleşmiş ve içselleştirilmiş olsaydı, hırsızlık yaparken yakalanan iktidar zaten istifa ederdi, ne kendisi ne de yandaşları yüzsüzce “bizi devirmek istiyorlar” diye bağıramazdı.
Kabinesinin neredeyse dörtte birinin adı yolsuzluk soruşturmalarına karışmış kaç siyasi iktidar var yeryüzünde? Kaç ülkede böyle bir hükümet iktidarını sürdürebilir?
Kaç ülkede böyle bir iktidarın içindeki hırsızların yakalanmaması için polisler, savcılar işinden edilir, yargı sistemi değiştirilmeye kalkışılır?
Bizde böyle yapılıyor.
Şimdi öyle bir sistem kuruyorlar ki kimse iktidarın yolsuzluklarını soruşturamayacak, iktidarın içindeki hırsızları yakalayamayacak.
Biz de dürüstlükten açıkça vazgeçen bir iktidara güveneceğiz.
Niye hırsızlara güvenelim?
Bunun mantılı bir cevabı var mı, aslında hırsız değiller de iftiraya mı uğradılar, o ses kasetleri, ayakkabı kutusundaki paralar, yatak odalarındaki kasalar, uçak dolusu altınlar ne?
“Hırsız değiliz” demiyorlar zaten, sadece “bizi yakalayanlar çok kötü niyetli” diyorlar, o kötü niyetlerin kanıtlarını ortaya koyun, mahkeme ikinizi de yargılasın.
Hayır, öyle yapmıyorlar, ortaya kanıt koymuyorlar, bir laf kalabalığıyla hırsıza güzellemeler düzüyorlar, yetmiyor bir de hırsızın neden yakalanmaması gerektiğine dair “tezler” uyduruyorlar.
Hırsızların böyle alkışlandığı, ahlaken çökmüş, değerlerini yitirmiş, utanma duygusunu kaybetmiş kaç toplum vardır yeryüzünde acaba?
xxxxxxxxxxxx
“Rüşvet ve Yolsuzluk Operasyonu” ertesinde siyasal iktidar, AB uyum sürecinde yapılan her düzenlemeden fazlasıyla bunalır oldu.
17 Aralık öncesi en çok bunaldığı 2002 yılında Avrupa Birliği kriterlerine uygun olarak çıkarılan “kamu ihale yasası” idi, son zamanlara doğru ise Sayıştay bunaltmaya başladı.
Şimdilerde ise 2004 yılında AB kurallarına uygun olarak çıkarılan Adli Kolluk Yönetmenliği, 2010 yılında kabul edilen ve hem AB hem de Venedik Kriterlerine uygun olarak düzenlenen Hakim Ve Savcılar Yüksek Kurulu yasası siyasal iktidarın canını çok sıkıyor.
AB kriterleri siyasal iktidarı dürüstlüğe zorladığı için fazlaca rahatsız edici bulunuyor.
Siyasal iktidarı kapsayan bir “yolsuzluk ve rüşvet” iddialarının üzerini tamamıyla kapatmak ve bundan böyle siyasal iktidara yönelik yolsuzluk iddialarının asla ve kat’a dillendirilemeyeceği bir ülke inşa edilmek isteniyor.
Yargının öldüğü “Yeni Türkiye.”
En fazla oyu alanın en fazla hırsızlık yapmasının serbest olduğu bir Türkiye.
Xxxxxxxxxxxxxxxxxxxx
HSYK kanununun değişikliğiyle yargıyı hükümete bağlamaya aracılık edecek olan tasarıyı hazırlayanlar da dahil herkes son girişimin 12 Eylül Anayasa’sına bile aykırı olduğunu bilmekte.
Ama iktidar hukuka darbe yapmaya karar vermiş.
Anayasaya aykırı bu tasarı Meclis’ten geçirilecek, Anayasa Mahkemesi yasayı reddetse bile Anayasa Mahkemesi’nin iptal kararı geriye yönelik yürüyemeyeceği için o arada yargının yapısı değiştirilerek yürütmeye bağlanacak ve bundan böyle yolsuzluk ve rüşvet denetimi tamamıyla ortadan kalkacak.
Bu oyunu herkes görüyor ve buna rağmen süreç pişkince yürüyor.
Merakım Cumhurbaşkanı Abdullah Gül’ün ne yapacağıdır, anayasaya düpedüz aykırı olan bir tasarıyı sessizce imzalayıp yasalaştıracak mı yoksa doğrudan Anayasa Mahkemesi’ne mi gönderecek?
Anayasa Profesörü Ergun Özbudun’un konuyla ilgili görüşlerini, Cumhurbaşkanı’na aktarmak isterim:
“2010 anayasa değişikliği ile gerçekleştirilen yeni HSYK yapısı, Avrupa normlarına tamamen uygundur. Bu durum, yukarıda değinildiği gibi Venedik Komisyonu tarafından da teyit edilmiştir. İktidar partisinin, üç yıl önce hararetle savunduğu bir sistemin tümüyle zıddı olan bir sistemi, bir yanlışlık yapıldığı gerekçesiyle anayasallaştırmaya çalışması, inandırıcı olmaktan uzaktır. Böyle bir girişim, ülke içinde de, dışında da, demokratik standartlardan uzaklaşılması ve yargı bağımsızlığına bir darbe olarak algılanacaktır. Bu krizde yeni bir noktaya, 7 Ocak tarihinde bir grup AKP milletvekilinin, HSYK Kanunu'nda ve diğer bazı kanunlarda değişiklikler yapılması konusunda bir teklifi, TBMM Başkanlığı'na sunmaları ile varılmıştır.”
Cumhurbaşkanı bu çok tehlikeli hukuk katliamına cevaz verecek mi?
Bunun parçası olacak mı?
Xxxxxxxxxx
HSYK’yı “yürütmeye” bağlama girişimi, demokratik standartlardan uzaklaşılması ve yargı bağımsızlığına bir darbe olarak dünyayı şimdiden ayağa kaldırmış gözüküyor.
AB açıklama üzerine açıklama yapmaya, Avrupa Konseyi şiddetle uyarmaya, ABD ikazlarına hız vermeye başladı.
Çünkü gerçek bir hukuk devletinde kimse yargının denetimi dışında değildir.
Referandum esnasında Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, “üstünlerin hukuku değil, hukukun üstünlüğü” deyip duruyordu.
“Hukukun üstünlüğünün” ne olduğunu, tam da bizde mahkeme ve savcı kararlarının ayaklar altına alındığı, yargının hükümete bağlanarak yok edilmek istendiği bugünlerde en çarpıcı ve somut biçimiyle İspanya’da görüp yaşıyoruz.
Biliyorsunuz, İspanya Kralı Juan Carlos'un en küçük kızı Prenses Cristina, Majorca Adası'ndaki bir mahkeme tarafından vergi kaçakçılığı ve kara para aklama suçlamalarıyla ifade vermeye çağrıldı.
Cristina'nın adı, kamu fonlarını zimmetine geçirdiği iddiasıyla soruşturma altında olan eşi Inaki Urdangarin'in iş anlaşmalarında geçiyor.
Yargıç Jose Castro'nun Prenses Cristina'yı Aizoon adlı şirkette eşiyle yaptığı ortaklıkla ilgili sorgulamak istediği belirtiliyor.
Mahkeme geçen yıl da Prenses Cristina'yı ifadeye çağırmış, ancak daha sonra bu celp iptal edilmişti.
48 yaşındaki Cristina, Kral Carlos'un zanlı olarak mahkemede ifade verecek ilk birinci dereceden yakını olacak.
Prenses Cristina'nın soruşturmadaki resmi şüphelilerden biri olduğu ve 8 Mart'ta mahkemeye çıkacağı da resmen açıklandı.
İspanya'nın en saygı gören ismi olan 76 yaşındaki Kral Juan Carlos gerçekten “üstünlerin değil, hukukun üstünlüğüne” inandığı ve başkasına İspanya toplumu “pabuç” bırakmayacağı için “komplo, paralel devlet, çete” diye bağırmıyor.
Sakin bir şekilde yargısal süreci izliyor.
Oralarda “garip” işler olmasına imkan tanınmıyor.
xxxxxxxxxxxxxxxxxx
İspanya’da “kralın” kızı yargılanıyor, bizde başbakanın yakınları yargılanamıyor.
Nasıl bir cumhuriyetsek monarşilerden bile gerideyiz hukuk konusunda.
Hırsızlığı ve hırsızları alkışlıyoruz, hırsızları yakalayanların niyetlerini sorguluyoruz, yetmiyor iktidarı ele geçirmiş hırsızların yargılanmasını engelleyecek yasalar çıkartıp düzenlemeler yapıyoruz.
İktidardaki hırsızların yakalanmasına “darbe” diyoruz.
Hukukun ve ahlakın böyle açıkça çöktüğü bir dönem azdır.
Eğer bu toplum buna “dur” diyemezse, bu hukuksuzluğun ve ahlaksızlığın bedelini hep birlikte ödeyeceğiz.
Emin olun ki böyle bir bedel var ve hırsızları iktidarda tutan, hukukun yok edilmesine göz yuman her toplum o bedeli ödemek zorunda kalır.
Yazarlar
-
Ali BAYRAMOĞLUÖzel ve CHP’ye dair son gözlemler 15.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluÇözüm sürecinin CHP’si daha merkezde 15.11.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURAK Parti üzerine doktora yapmış bir CHP lideri…. 15.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerPATRON KİM? 15.11.2025 Tüm Yazıları
-
DOĞAN ÖZGÜDEN"Arananlar" zulmü ne zaman son bulacak? 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuSuriye’de ‘altın oran’ nedir? 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZBir iddianameden fazlası: CHP’yi dizayn girişimi 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANİddianamenin ruhu siyasi 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜRBakın Şahan'ı şikayet eden kimmiş? Her balkona havuz yapan müteahhit savcıya koştu! 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİÖzgür Özel'le kahvaltı: CHP nereye böyle? 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİREN“Boğazımdan tek kuruş geçmedi” 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNECumhurbaşkanı adayını suç örgütü liderine dönüştürmek mümkün mü? 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçCHP hakkında kapatma davası açılır mı? Yok artık, daha neler! 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolCHP nereye? 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Sedat KAYAİmamoğlu'na istenen 23 asırlık tarihi ceza: Roma İmparatorluğu kurulduğunda hapse girseydi hala ceza 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
KEMAL GÖKTAŞBir “yalanlama” yalanı: CHP üyeliği ve Kanada’ya iltica meselesinde gerçekler 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciBir iddia-nağme 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehveş EVİNYerel yönetimlerle işbirliği kültür politikası için hayati 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇERDemokrat Kral’ın anıları 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTBelediyenin açıklaması gerçekleri gizliyor mu? 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİKemalizm’in dindarlarca rehabilitasyonu 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraMemnuniyetsizler 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORU‘Masumiyet karinesi’ mi, o da ne ki? 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanYeşil sarıklı hocalar bize böyle anlatmamışlardı 12.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYAEnternasyonalizm ve Demokratik Toplum Çağrısı... 12.11.2025 Tüm Yazıları
-
M.Latif YILDIZÇÖZÜM SÜRECİ KOMİSYON VE EKMEN 12.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünBaşarılı bir diplomasi örneği… 12.11.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞÖcalan 70’lerde mi kalmış? 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞİŞ CİNAYETLERİ VE CİNAYET EKONOMİSİ… 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNAkdeniz’den Hazar’a hizalananlar ve Colani’nin Beyaz Saray günü 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUKürtler davete icabet ediyorlar 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan TuğalSosyalist yükseliş dağınık ama yine de oligarşiye bir darbe 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRAK Parti’nin 23 yılı: Kitle partisinden devlet partisine, siyaset dilinden güvenlik diline bir dönüş 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRHSK neden suskun? 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasDüşmanımız kimdir bizim? 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilModernlik, gelenek ve Türkiye’nin zihinsel coğrafyası 9.11.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKBaşkanlık monarşisi (presidential monarchy) meselesi: Teorik bir izah 8.11.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanEğer tuz da koktuysa ne yapmalı? 8.11.2025 Tüm Yazıları
-
Nuray MERTZohran Mamdani Türkiye’de neye denk düşer? 8.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞSelahattin Demirtaş’ın yazısı, zihnimiz ve zihniyet labirenti 4.11.2025 Tüm Yazıları
-
Zülfü DİCLELİKeşke… 4.11.2025 Tüm Yazıları
-
Berrin SönmezMor-yeşil ekonomi: Ara dönem fırsat yaratabilir 3.11.2025 Tüm Yazıları
-
Selva DemiralpFiyat istikrarı mı, finansal istikrar mı? 3.11.2025 Tüm Yazıları
-
Necati KUR3 MART 1924 YASALARI 3.11.2025 Tüm Yazıları
-
Seyfettin GürselVahim bir gelişme: İşgücü piyasasında daralma 3.11.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CAN“Önerisiz veya bizzat öneriyle eleştiri” 3.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçayTrump, Fed ve para politikası: Sol, merkez bankası konusunda neyi savunmalı? 2.11.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRSÜREÇ VE "DİLİN KEMİĞİ"! 31.10.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNMenzile doğru bir adım daha 28.10.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKDünyanın araf dönemine denk gelen Türkiye’nin çözümü 25.10.2025 Tüm Yazıları
-
Etyen MAHÇUPYANKemalizm mi daha ‘iyi’, (Yeni) İttihatçılık mı? (3) 25.10.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇİki din, iki tanrı tasavvuru 23.10.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENAK Parti 2.0’a Hazır Mıyız? 17.10.2025 Tüm Yazıları
-
Sezin ÖNEYBaşkalarının acısı… 14.10.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi EgilmezGüvenli Liman: Altın ve Gümüş 14.10.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMAN‘Parlak gelecek’ ve sol gelecek... 12.10.2025 Tüm Yazıları
-
Fikret BilaSüreç yönetmenin sorumluluğu 11.10.2025 Tüm Yazıları
-
Metin Karabaşoğluİnsanların devletlerle savaşı 9.10.2025 Tüm Yazıları
-
Cemile BayraktarSosyal medya çürümüşlüğü 9.10.2025 Tüm Yazıları
-
İlnur ÇEVİKTrump’ın dünyasına hoşgeldiniz… 3.10.2025 Tüm Yazıları
-
nevzat cingirtNeden Yazmıyorsun? 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunYazmak, ciddi bir iştir 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANAlev rengi hüznüyle sonbahar… 25.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ata UÇUMTERÖRSÜZ TÜRKİYE’YE GEÇİŞ SÜRECİ! 14.09.2025 Tüm Yazıları
-
Murat YETKİNÖcalan, Erdoğan’a “Seni yine başkan yaptırırız” sözü mü veriyor? 11.09.2025 Tüm Yazıları
-
Abdurrahman DilipakPalantir ve "Tech. Republic" 7.09.2025 Tüm Yazıları
-
Şeyhmus DİKENBarışı dilerken 6.09.2025 Tüm Yazıları
-
Baskın ORANTürkiye’de ve Yunanistan’da Aleviler – Yeni Bir Tablo 1.09.2025 Tüm Yazıları
-
Galip DALAYKüresel Güney Neden Çin’den Vazgeçmiyor 1.09.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEMete Tunçay 25.08.2025 Tüm Yazıları
-
Abdulmenaf KIRANÇÖZÜM NASIL GELİR! 20.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYPutin, Trump’ı parmağında oynatmaya devam ediyor 17.08.2025 Tüm Yazıları
-
Gülçin AVŞARSorumluktan kaçmak umuttan kaçmaktır 12.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AlbayrakKadife eldiven zamanı 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Zeki ALPTEKİNÜretici Güçlerin Gelişiminin Motorlarından Biri Olarak Toplumsal-Sınıfsal Mücadeleler 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Berat ÖZİPEKEzberler bozulurken mağduriyetler de son bulmalı 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞZora girmiş bir anlatı: “ABD emperyalizminin değişmez stratejik hedefi bağımsız Kürt devleti” 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet AKAYAnkara, CHP, Çözüm Süreci ve Şam Arasındaki Tıkanıklık: 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
Abdullah KıranYeni süreç ve Suriye denklemi 27.07.2025 Tüm Yazıları
-
Taner AKÇAMAcaba Kürt sorununun önündeki engel “Atatürk miti” mi? 14.07.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan AKTAŞTahran bir kez daha bombalanırken 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın SelcenDemokrasiye giderken cumhuriyetten olmak 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hikmet MUTİAsoyşeytit Pres ' den Cemşit K.nın canlı PKK kongre izlenimleri... 13.05.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet ÖZTÜRKÇetin Uygur bir kitaba sığar mı? 10.05.2025 Tüm Yazıları
-
Yüksel TAŞKINİktidar milli iradeyi “tapulu arazisi” sandığı için büyük bir bedel ödeyecek 22.04.2025 Tüm Yazıları
-
Ayhan ONGUNDEMOKRATİK EĞİTİM MÜCADELESİNE ADANMIŞ YAŞAMLAR 21.04.2025 Tüm Yazıları
-
Pelin CENGİZTrump’ın yeni vergileri diye yazılır, ‘post modern merkantilizm’ diye okunur 7.04.2025 Tüm Yazıları
-
Cennet USLUİktidar neden umduğunu bulamadı? 2.04.2025 Tüm Yazıları
-
Hayko BAĞDATSokaklarda yükselen ses 28.03.2025 Tüm Yazıları
-
Halil BERKTAYPKK ve Türk solcuları (4) “Dağlarında gerilla var memleketimin” 16.03.2025 Tüm Yazıları
-
Selami GÜREL“Adı belirsiz” süreç hızlı ilerliyor 16.03.2025 Tüm Yazıları
-
Haluk YurtseverKaosta 'hegemonya' arayışı 11.03.2025 Tüm Yazıları
-
Arzu YILMAZHodri Meydan 10.03.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın ÜnalParti ve iktidar 25.02.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KIVANÇİç duvarlar 10.02.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet İNSELOtoriter Nasyonal-Kapitalizmin Yeni Eşiği: II. Trump Devri 5.02.2025 Tüm Yazıları
-
İhsan DAĞIİmamoğlu nasıl kurtulur? 1.02.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal ÖZTÜRKKürt meselesindeki psikolojik bariyerler 17.01.2025 Tüm Yazıları
-
Münir AKTOLGABATI’DAN FARKLI BİR ÖRNEK OLARAK TÜRKİYE’DE VE ARAP ÜLKELERİNDE DEVRİMCİ DÖNÜŞÜM DİYALEKTİĞİ... 16.12.2024 Tüm Yazıları
-
Cenk DoğanÜRETİCİLERE İLK OLARAK KOOPERATİF LAZIM 4.12.2024 Tüm Yazıları
-
Cevat KORKMAZFiller ve Çimen... 22.11.2024 Tüm Yazıları
-
Tuncer KÖSEOĞLUTamirhanelere giden toplar… 4.11.2024 Tüm Yazıları
-
Ayşe HÜRDevletin Muhteşem Örgütlenmesi: 6-7 Eylül 1955 Pogromu 9.09.2024 Tüm Yazıları
-
Ferhat KENTEL“Maarif” marifetiyle yeni “makbul vatandaş” kurma çabaları 26.07.2024 Tüm Yazıları
-
Banu Güven“Bozkurt” Almanya’da sahaya indi 4.07.2024 Tüm Yazıları
-
İBRAHİM Ö. KABOĞLUDevlet ve yürütme kaç başlı? 27.06.2024 Tüm Yazıları
-
Gürbüz ÖZALTINLICHP’nin normalleşme politikası Erdoğan’a mı yarar? 21.06.2024 Tüm Yazıları
-
Oya BAYDARBir yazamama yazısı 14.06.2024 Tüm Yazıları
-
Bayram ZİLANAK Parti’de değişim gecikiyor mu? 4.06.2024 Tüm Yazıları
-
Soli ÖzelBetül Tanbay'ın gözünden "Gezi"nin tarihi 30.05.2024 Tüm Yazıları
-
Reha RUHAVİOĞLUTürkiye’de Kürtçenin Durumu: Gidişat, İmkânlar ve Fırsatlar 18.05.2024 Tüm Yazıları
-
SİBEL HÜRTAŞ31 Mart'ın merkez üssü: Pazarcık ve Elbistan 8.04.2024 Tüm Yazıları
-
Atilla AytemurBingöl Erdumlu Kitabı: Film gibi hayat* 24.01.2024 Tüm Yazıları
-
Şahin ALPAY"Ergun Abi"ye veda 10.11.2023 Tüm Yazıları
-
Ahmet ALTANYüzyıllık cumhuriyet başarılı mı başarısız mı? 29.10.2023 Tüm Yazıları
-
Levent GültekinDin, insanları kardeş yapar mı? 26.09.2023 Tüm Yazıları
-
Ayhan AKTARŞair Roni Margulies’in ardından… 7.08.2023 Tüm Yazıları
-
Ceyda KaranBiden ve iki cephede birden yenilgi 30.06.2023 Tüm Yazıları
-
Orhan Kemal CENGİZMuhalefetin sınavı asıl şimdi başlıyor 1.06.2023 Tüm Yazıları
-
Roni MARGULIESMutlu bitmiş bir göç öyküsü 20.05.2023 Tüm Yazıları
-
Burhanettin DURANTarihi Yol Ayrımındaki Kritik Seçim 6.05.2023 Tüm Yazıları
-
Celal BAŞLANGIÇKendini kurtarmak için Erdoğan, Erdoğan’ı reddedecek! 14.04.2023 Tüm Yazıları
-
Ergun AŞÇIErsagun Hanım 5.03.2023 Tüm Yazıları
-
Uğur Gürses‘Dolambaçlı katlı kur’ yolunda 23.01.2023 Tüm Yazıları
-
Besim F. DellaloğluMesafenin Sosyolojisi 16.12.2022 Tüm Yazıları
-
Hidayet Şefkatli TUKSALKur’an kurslarında yatılı eğitim ve çocukların korunması 15.12.2022 Tüm Yazıları
-
Nergis DemirkayaAltılı Masa ortak yönetim planı: Her partiye bir yardımcı bir bakan 17.11.2022 Tüm Yazıları
-
Nabi YAĞCIŞaşıyorum gerçekten… 24.10.2022 Tüm Yazıları
-
Berin UYARONLAR İÇİN... 12.09.2022 Tüm Yazıları
-
İbrahim UsluSeçmen yolsuzluğu önemsiyor mu? 9.09.2022 Tüm Yazıları
-
Hasan GÜRKAN“SEVMEK YİNE DE BİR SARRAF İŞİDİR, YERYÜZÜ KİTAPLIĞINDA” 18.08.2022 Tüm Yazıları
-
Oktay Cansın EMİRALSAVAŞ VE ZAMAN 7.08.2022 Tüm Yazıları
-
Özgül Üstüner COŞKUNİnceden 5.07.2022 Tüm Yazıları
-
Namık ÇINARBir toplumun geri kalma inadı 21.06.2022 Tüm Yazıları
-
Barış SoydanGıda Komitesi’nin ve enflasyonla mücadelede başarısızlığın acıklı öyküsü 21.06.2022 Tüm Yazıları
-
Mehmet BARLASAnkara’yı sel aldı 14.06.2022 Tüm Yazıları
-
Melih ALTINOKAna muhalefet lideri Akşener mi olacak? 14.06.2022 Tüm Yazıları
-
Atilla YAYLAKanunlar ve fiyatlar 10.06.2022 Tüm Yazıları
-
Fatma Bostan ÜNSALBu kez Günah Keçisi SADAT mı? 23.05.2022 Tüm Yazıları
-
Ahmet İlhanBurhan Sönmez’in İstanbul İstanbul’unda Yerin Altı ve Üstünde Ne Yaşanıyor? 15.05.2022 Tüm Yazıları
-
Yavuz BAYDARİmamoğlu olayı ardından: ’Altılı Masa’ bir ortak aday çıkarabilecek mi? 9.05.2022 Tüm Yazıları
-
Kübra ParSessiz İstila belgeseli ve sığınmacı meselesi 9.05.2022 Tüm Yazıları
-
Ergun BABAHANTürkiye’nin patlamaya hazır yeni kırılma hattı: Suriyeliler 22.04.2022 Tüm Yazıları
-
Kemal BURKAYİSVEÇ DEMOKRASİSİ VE KURAN YAKMA OLAYI… 17.04.2022 Tüm Yazıları
-
Tarık Ziya EkinciGAZETECİ AYDIN ENGİN VEFAT ETTİ 24.03.2022 Tüm Yazıları
















































































































































Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
17.09.2025
10.09.2025
4.09.2025
28.08.2025
22.08.2025
14.08.2025
7.08.2025
1.08.2025
23.07.2025
17.07.2025