Mehmet Ocaktan
2021 yılına veda ettik… Arkasından güzel cümleler kullanmak isterdik ama kusura bakmasın, zira 365 günü neredeyse yarı yarıya fakirleşerek tamamladık, dolayısıyla içimizden hayırla anmak gelmiyor. Yeni yılın ilk gününde tam yeni bir sayfa açıp biraz olsun gülümsemek istiyorduk ki, iktidar buna izin vermedi ve inanılmaz zamlarla ilk günden yeni bir kabus hikayesi yazmaya başladı.
Her ne kadar iktidar temsilcileri “Zam geldiği gibi gider... Anlık tepkiye lüzum yok. Biz başardık, yine biz başaracağız. Dolarda anlık tepki verenleri ne hale getirdik hatırlayın” diyerek rüya aleminden masallar anlatmaya devam etseler de insanlar zamların kimlerin canını yakacağını çok iyi biliyor. Geriye dönüp baktığımızda koskoca bir yılı ‘faiz lobisi’, ‘Nas var, nas..’, ‘Faiz sebep enflasyon sonuç’, ‘bizim silahımız nas..’ gibi dünya ve ahiret işlerinin birbirine karıştığı tuhaf bir söylem karmaşasıyla tamamladık.
Tuhaf, çünkü siyasi iktidar ülkenin yaşadığı derin problemlerin çözümü konusunda dillendirdiği bu söylemlerle bize gerçekten bir ‘şeriat düzeni’ mi öneriyor, yoksa evrensel iktisadi kuralları uygulama becerisi gösteremediği için “aslında din böyle söylüyor ama…” diyerek gerçek resmi görmemizi mi istemiyor, doğrusu bir türlü anlayamadık.
Belki iktidar şu ‘faiz lobisi’nin kim olduğunu, nerede gizlendiğini bize açıklayabilir… Ama görünen o ki faiz lobisi ‘Nas’ın önemini henüz anlayamamış; eğer anlayabilmiş olsaydı Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’ın “Döviz kuru üzerinden bize silah göstermeye kalktılar. Ama başaramayacaklar. Bizim silahımız onlardan daha güçlü. Bizim silahımız nas” sözlerini dikkate alıp Türkiye’ye silah göstermeye kalkmazlardı!.. Ama bir gerçek var ki bütün ekonomik adımlarını ‘Nas’a göre atacağını söyleyen iktidar, Türkiye’yi bir faiz cenneti haline dönüştürmüş bulunuyor. İktidar her ne kadar politika faizini yüzde 14’e indirmekle övünse de Hazine’nin borçlanma faizini yüzde 25’lere, kredi faizlerini ise yüzde 30’lara çıkararak dünyada eşi benzeri az bulunan bir ‘faizcilik’ örneği sergiliyor.
Cumhurbaşkanı Erdoğan haklı olarak Amerika’da, Almanya’da, Fransa’da ve İsrail’de faizlerin ne kadar düşük olduğunu söylüyor. Gerçekten de gelişmiş ülkelerde faiz oranları yüzde 0.25 ve yüzde 1 civarında… Galiba Batılılar ‘Nas’a bizden daha çok riayet ediyorlar… Üstelik onlarda bizdeki gibi ‘faiz lobisi’ de yok…
Maalesef ülkeyi yönetenler “Halkımızı yüksek faiz altında ezdirmeyeceğiz” söylemlerine rağmen, Türkiye’yi dünyanın en yüksek faiz oranlarına mahkum etmiş durumdalar. Demek ki hamasi söylemlerle, okuyup-üflemekle faizler düşmediği gibi talimat ve inzibati tedbirlerle zamları önlemek de, enflasyonu düşürmek de mümkün olmuyormuş…
Eğer ekonominin rasyonel şartlarını yerine getirmezseniz, gelişmiş ülkelerde faizlerin neden bu kadar düşük olduğunu da anlamanız mümkün değildir. Bu durumu daha iyi anlayabilmek için World Government Bonds’un dünya ülkelerindeki 10 yıllık borçlanma faiz oranlarını gösteren değerlendirmesine bakmakta yarar var.
Bu verilere göre Almanya 0.182’yle, Fransa 0.191’le, Japonya 0.064’le, Hollanda 0.034’le, Danimarka 0.100’le, Belçika 0.176’la, Bulgaristan 0.055’le, Kıbrıs Rum kesimi 0.677’yle, İngiltere 0.984’le, İsrail 1.019’la, Kanada 1.457’yle, Yunanistan 1.281’le, Amerika 1.513’le, Katar, 2.098’le, Fas. 2.206’yla, Çin 2.794’le, Malezya 3.611’le, Romanya 5.130’la, Endonezya 6.455’le, Bangladeş 7.485’le, Rusya 8.42’yle, Pakistan 11.794’le, Kenya 13.009’la, Mısır 15.243’le, Uganda 15. 507’yle, Türkiye 24.795’le, Zambiya 25.000’la, Venezuella 46.582’yle, Arjantin 49.070’le, on yıllık borçlanma faizi ödüyorlar.
Görüldüğü gibi Türkiye yüksek faiz ödeme konusunda Zambiya ile aynı paralelde yer alıyor. Dünyada bizden daha kötü durumda olan sadece iki ülke var; Venezuella ve Arjantin… Eğer ‘uçuyoruz’ diye övündüğümüz ekonomik başarı buysa, doğrusu başarısızlığı düşünmek bile istemeyiz herhalde…
Anlaşılan o ki “Nas var, nas” diyerek terbiye etmeye çalıştığımız ‘faiz’, iktidarın talimatlarına pek uymamış. Ama yine de Venezuella ve Arjantin’den daha iyi olduğumuzu söyleyerek teselli bulabiliriz…
Yazarlar
-
Taha Akyol‘Azerbaycan Turan yolu’ 13.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur Akgün8 Ağustos mutabakatı… 13.08.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURRojbaş İmamoğlu, geçmiş olsun Evre ve yeni YAE’cilere dostane uyarılar… 13.08.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİKomisyon'un çimentosu Bahçeli 13.08.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciDemokrasi işgal edilirse… 13.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ocaktanİktidar, Bahçeli’nin hukuk uyarılarını dikkate almalı 13.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Y. YılmazBöyle mahkemenin hükmüne adalet denir mi? 12.08.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasBakü ve Erivan başardı, Türkiye kazandı 12.08.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞŞimşek, ÖTV, cari açık ve gümrük birliği 12.08.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUTürkiye terörsüz olacak, bölünmeyecek.. Amenna.. Ya Suriye’den gelecek tehdit? 12.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİSon vatanı Türkiye olanlar ilk vatanı Türkiye olanlara vatanseverlik dersi veremez 12.08.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUŞakülünden çıkmış bir ülke: Türkiye 12.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZYeni çözüm süreci komisyonuna dair 12.08.2025 Tüm Yazıları
-
Gülçin AVŞARSorumluktan kaçmak umuttan kaçmaktır 12.08.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIR'Yeni Türkiye'de umudu yalnızca 51 kişilik komisyona bırakmalı mıyız? 11.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞKOMÜNİST BİR YAZAR VE“İKİ KADIN İKİ AŞK…” 11.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA15 Ağustos Toplumsal Devrime Giden Yol... 11.08.2025 Tüm Yazıları
-
Akdoğan Özkanİsrail ordusu, Gazze’de ekilebilir arazileri de sıfırlıyor 11.08.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNZengezur’a Trump kaması: Kime niyet kime kısmet? 11.08.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanDevleti yönetenler milletlerine güven vermek istiyor olsaydı… 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçayBir dönüm noktasında mıyız? 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNE“Norm Devlet” üzerinde 19 Mart gölgesi 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilYolsuzluk: Çürümenin Kurumsallaşmış Hali 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AlbayrakKadife eldiven zamanı 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRBU KOMİSYON NE ÇÖZER? 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Berrin SönmezTeo-politik inşaya karşı dinsel bireycilik: İtaat mı? İtiraz mı? 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunÖzlemek ne uzun bir mesafe, Dersim… 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKYeni Süreç, korkular ve umutlar 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENSüreç Olmasaydı 9.08.2025 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
8.08.2025
4.08.2025
14.07.2025
7.07.2025
30.06.2025
2.06.2025
26.05.2025
14.04.2025
9.04.2025
4.04.2025