Mehmet TIRAŞ
“Göç ve tarım” üzerine yazacaktım Erdoğan’ın dış politikada ‘U’ dönüşünü görünce konuyu değiştirdim.
Asrın reisi Suriye’nin ulusal egemenliğini yok sayarak başlattığı macerası duvara toslayınca..
”Davetsiz misafir ev sahibini sofraya davet edermiş” deyişini anımsadım.
Uluslararası hukuku yok sayarak paldır küldür girmeye çalıştığı evde hüsrana uğrayınca, şimdi ev sahibini yemeğe davet ediyor.
Gelin hüsran siyasetinin fikri takibini yapalım:
“Beşer Esad’a altı aylık siyasi ömür biçmek,Şam’da Emevi camisinde namaz kılma fantazisi;Esad rejim karşıtlarının başını çeken, İslamcı terör örgütü İHVAN’ı destekleyerek,Suriye’de iç savaş çıkartıp,sınırları sonuna kadar açarak milyonlarca Sünni Suriyeli’nin ülkesini terketmesine,4 milyon Suriyelinin bizim ülkemize sığınması, ülke demografisini bozması…”
Filmin ilk sahneleriydi…
Ancak film toplumsal faciaya dönüştü:
Bugün Hatay ve Kilis gibi iller de yaşayanların dörtte biri Suriyeli oldu..
Filme devam:
Suriyeli sığınmacıları AB ülkelerine karşı sınır kapılarına yığarak “ya para verin yoksa kapıları açarım” tehdidinde bulunması…
Sığınan 4 milyon Suriyelinin 40 milyar dolara mal olması,insan rüyasında görse inanamayacağı rezillikler ve sorunlar yaşadık.
Sadece Suriye ile sorun yaşamadık ki..
Erdoğan’ın Davos’ta şov yapması, İsrail’i terörist ülke ilan edip toplantıyı terk etmesi ile nerdeyse sorun yaşamadığımız ülke kalmadı.
Dış politikayı bilen diplomaside uzun yıllar görev yapmış diplomatlar ve siyasiler böyle yapma dedikçe..
Asrın reisi aklınızı kendinize saklayın deyip bildiğini okudu.
Kısa süre önce aramızdan bu dünyadan ayrılan İlter Türkmen,”Erdoğan’ın Davos çıkışının diplomaside bedeli ağır olur” diye uyarmasına rağmen…
Erdoğan,bu ülke ne çektiyse Monşer’lerden çekti deyip içe dönük hamaset yapmaya hız kesmeden devam etti.
Her ülkeyle bozulan ilişkimizin adını da “değerli yalnızlık” koydular.
Şimdi acaba neden bu yalnızlığı bozma peşindeler..
Tam bir komedi..
Malum replik “dünya biz kıskanıyor” demeye başladılar.
Dışarıya böbürlenme içerideki hamasetin tavan yapması ile..
Irak’a askeri operasyon gündeme gelince Irak Başbakanı operasyona karşılık veririz deyince..
Kendini Orta Doğu eş başkanı ilan eden Erdoğan:”sen benim kıratıma ve terkime binecek adam değilsin, kalibren yetmez “diyerek Irak başbakanını hem tehdit etti hem de aşağıladı.
Unuttuk mu?
Küçük ortak Devlet Bahçeli için Irak’a yapılacak askeri operasyon, grupta yapacağı konuşması için tam bir şov oldu; askeri operasyonun hedefini belirledi “Kerkük’ü 82’ci, Musul’u 83’cü” ilimiz olarak ilan etti.
Erdoğan aradan bir zaman geçtikten sonra Irak Başbakanı ile kardeşim diye kucaklaştı.
Özgür Suriye Ordusu(ÖSO) elemanları dedikleri Cihatçıları “eğit donat” yöntemiyle eline silah verip, ceplerine dolar koyup, sınırdan Esad güçlerine karşı savaşa yollamaları ise, akıl almaz bir başka rezaletti.
Mısır ile yaşananlara gelince..
Mısır’da askeri darbe oldu ve iktidarı ele geçiren general Sisi ile başlayan gelişmeler.
Mısır’da yapılan askeri darbeden sonra Mısırla köprüleri atıp, diplomasiyi devre dışı bırakıp, İHVAN’in önde gelen kadrolarını ülkeye kabul etmesi ve bu kişilere yer ve yataklık hizmeti verilmesi,bu kişilere bir televizyon kanalı açarak,Sisi yönetimindeki Mısır aleyhine yayınlar yaptırması…
Şimdi Mısır barışmak için,İHVAN’cı teröristlere kurdurduğu kanalı kapatmasını, İHVAN’cı teröristlerin iadesini i şart koşuyor, bir de yazılı özür istiyor.
Ya Rusya ile yaşadıklarımıza ne demeli!.
Hele bir Rus uçağının düşürülmesi olayı var ki,devlet ciddiyetinden uzak akıllara durgunluk veren unutulmaz bir olaydı.
Paraşüt ile atlayarak kurtulmaya çalışan Rus pilotun, İslamcı teröristler tarafından kameralar karşısında canlı yayında, silahla öldürülmesi vahşeti tam bir insanlık suçuydu.
Erdoğan ile dönemin Başbakanı Davutoğlu Rus uçağının düşürülmesi talimatını “kim verdi” yarışına girdiler..
Putin haddini bil haddini efelenmeler havada uçuşuyordu..
Ne filmler ama..
Sonra ne oldu?
Öldürülen Rus pilotun eşine ev almak ve para vermeye kalktılar,bu haber Rus basınında yer alınca, Moskova’dan çok sert tepkiler geldi.
Ankara bu yaptıklarından dolayı Moskova’dan Özür diledi ama Putin bunu affeder mi,yazılı özür mektubu istedi ve şahsım devletin sahibi de kabul etti.
Putin bunla kalmadı Erdoğan’ı kapısında “sayaç tutarak” bekletmesi, uluslararası bir skandal olarak diplomasi tarihine geçirdi.
Besleme basın bunları hatırlamaz ve hatırlatmaz ama biz hatırlatalım.
Putin uçaktan sağ kurtulmasına rağmen Suriye rejim karşıtı teröristler tarafından pilotun öldürülmesinin bedelini;Afrin’de konuşlanan Türk silahlı kuvvetlerinin karargahını bombalayarak,32 Türk askerini katlederek intikamını aldı.
Asrın reisi 32 askerin katledilmesi haberini Hatay valisine açıklatırken,Rusya’ya karşı dut yemiş bülbül oldu.
Rusya’nın Ankara büyük elçisinin silahlı bir saldırı sonucu Ankara’da katledilmesinden sonra; Putin Ankara’nın deyim yerinde ise ”burnuna tel taktı” istediği yere çekmeye başladı ve tüm taleplerini Ankara’ya kabul ettirmeye başladı.
Bir de filmin İsrail ile yaşadıklarımızın bölümü var…
Muktedir “ben iktidarda olduğum sürece İsrail gibi bir terörist ülkeyle görüşme olmayacak” diyordu..
4 yıl sonra İsrail ile karşılıklı olarak elçi atanması anlaşmasına varıldı.
Dış politikadaki tutarlılığa bakar mısınız, tam da yaparsa “Erdoğan yapar” misali..
Erdoğan Davos şovundan sonra vites yükseltip gaza basarken şöyle diyordu;”yakın tarihte Gazze’yi ziyaret edeceğim” diye açıklama yapınca..
Filistin devlet başkanı Mahmut Abbas bir gün sonra “Erdoğan’ın Gazze’ye gelmesini istemediğini” kameralar karşısında açıklıyordu.
Mahmut Abbas’ın açıklaması medya da geniş yer buldu ancak Ankara bu haberi ne yalanladı ne de bir açıklama yaptı.
Gazze şovu da böylece Erdoğan’ın hayali olarak kaldı.
Ankara’nın Suriye’ye düzenlediği askeri operasyonları ve Suriye topraklarına askerlerini konuşlandırmasına, İslam ülkeleri bunu “İşgal” olarak niteledi.
İslam ülkelerinin bu kararı Muktediri adeta çıldırttı…
“Topunuz bir Türkiye etmezsiniz” diye kükreyip kendini alkışlatıp, besleme basınına da manşetler attırdı.
Arabistan’la yaşadıklarımız ise inanılır gibi değil.
Renkli bir trajedi adeta..
Arabistan ve BAE’ne 15 Temmuz darbe kalkışmasının finansörleri, şerefsizler diye yandaş medyasında manşet attırsa da,Türkiye’nin İslam ülkeleri tarafından izolasyona tabi tutulmasının önünü alamadı.
Suudi gazeteci Cemal Kaşıkçı’nın İstanbul Suudi Arabistan elçiliğinde öldürülmesinden sonra, söylediği sözleri ise dirhemini yiyen it kudurur misaliydi..
”Gazeteci Cemal Kaşıkçı’nın Katili olarak Suudi kralı Selman ve devleti” diyor ve elimizde belgeleri ve kaseti var diye, dünyaya çağrı da bulunuyordu..
Sonra ne oldu hiçbir şey olmamış gibi..
Keşıkçı’nın dosyasını Suudi Arabistan’a yani katile teslim etti…
Suudi Arabistan ve BAE’likleri,en hafif tabirle tükürüleni yalattı.
Muktedir Arabistan ve BAE’likleri için söylediklerini yok sayarak, bu kavga aile içi kardeş kavgası diyerek, bu ülkelere yaptığı ziyaretlerle liderleriyle hiç bir şey olmamış gibi kucaklaşması,dış politikada ciddiyetten ne kadar uzak olduğunun itirafıydı.
AB üyesi ülkelerle ve ABD ile dış politikada yaşadıklarımız ise ayrı bir yazı konusu..
11 yıl sonra Suriye politikasında gelinen yere bakar mısınız Allah aşkına..
“2016 yılında Erdoğan: ”zalim Esed’in hükümdarlığını son vermek için biz oraya girdik” diyordu..
18 Ağustos 2022 Tarihinde ise:” Siyasette küslük olmaz bizim Esed’i yenmek, yenmemek gibi bir derdimiz yok” açıklamasını yapıyordu.”
Başa döndük.
Meğer Asrın Reisi Esad ile barışmak için Rus lideri Putin’in “sizi isterseniz rejimle görüştürürüm sözünü söylemesini bekliyormuş…”
Esad’ın medyaya yansıyan ilk açıklaması Ankara ile görüşmemiz için, “askerlerini koşulsuz topraklarımızdan çekmesine bağlı” dediğini okuduk.
Muktedir İç tüketime yönelik algı operasyonu ile ‘hala bir gece ansızın gelebilirim nakaratını’ söyleye dursun..
Ülkenin Dış politikasının iç hamasete yönelik yapılması sonucu ve çürümesi; ekonomik çürümeyle kol kola girmesi…
Bütün sorunların kaynağı olan Hukuktan uzaklaşınca..
“Ülke hukuk devleti olmaktan çıktı ve devlet kurumlarına olan güven diye bir şey kalmadı.”
Eset, Esad olunca kardeşiyle görüşmeye başlayacağı ve kucaklaşacağı günler çok yakın olsa gerek!..
On bir yılda aşağıda soracağımız iki soru, ne basında soruldu,ne de TBMM’nin gündemine geldi.
Bir:Suriye’ye yaptığınız askeri operasyonların ekonomik maliyeti ve Milli Savunma Bakanlığının bütçesi, bu süreçte ne kadar arttı?
İki:Suriyede bugüne kadar kaç askerimiz şehit oldu ve sakat kaldı?
Davetsiz bir ülkeye girersen işgalci ülke damgasını yer, bedelini de ağır ödersin.
Daha doğrusu bunun bedelini halkına ödetirsin.
Seçime az kaldı, bakalım o talihsiz halk;” askeri operasyonların kendisine işsizlik, yoksulluk ve hayat pahalılığı olarak zulme dönüşmesinin” hesabını nasıl soracak?
Yazarlar
-
Yıldıray OĞURSessizlik neden en büyük tehdittir? 25.06.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanFatih Altaylı’yı hapse atacağız diye hukuku dibine kadar zorladılar 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciHer şey yolunda ise bu fahiş faiz nedir? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEDış Cephe ateş altında iken İç Cephe ne durumda? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUSaldırılarla İran’a ‘‘Ölümlerden ölüm beğen’’ denildi 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞDoğru, ülke güvenliği demokrasisiz de sağlanabilir fakat bunu durmaksızın tekrarlamakta bir sorun va 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞUCUBE SİSTEM CEHENNEMİ… 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Y. YılmazFıkra gibi ülke ama gel de gül! 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA"Masada Milyonlar Var;"Barış, Özgürlük ve Demokratik Toplum İçin Örgütlenmeliyiz 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan AKTAŞTahran bir kez daha bombalanırken 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluYeryüzü artık bir Vahşi Batı… 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇSavaşın meşruiyeti ve ahlaki üstünlük meselesi 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRİDAMCI İRAN, SOYKIRIMCI İSRAİL DEVLETİ Mİ? 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akdoğan ÖzkanWashington’un İran takıntısının şifreleri 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNİran'ın zor seçimi: Topyekûn savaş ya da taksitle ölüm 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYRusya, Suriye’den sonra İran’ı da kaybedebilir 22.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUKürt meselesinde CHP’nin yakın dönem öyküsü 21.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMANTürkiye için bir fırsat: CHP’de yeni kuşak siyaseti 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi: Neo-Mussoli’nin “Havuz Medyası” 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Çiğdem TOKERZeytin ağaçları ve şirketokrasi 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuÖcalan İsrail için ne dedi? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunDevlet “devletimiz” olur mu? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUYeni milliyetçilik ve Öcalan 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİBahçeli'ye muhalefet ikna oldu da ortağı olmadı mı? 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçaySıcak yaz 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cansu ÇamlıbelCHP Grup Başkanvekili Gökhan Günaydın: CHP anayasa değişikliği masasına oturmayacak, öyle bir komisy 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünOyun içinde oyun… 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRNihai hedef Türkiye mi? 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKTürkiye ne yapmalı? 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın SelcenDemokrasiye giderken cumhuriyetten olmak 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİModern katil 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEDaha kötüsü her zaman mümkün 16.06.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRMHP’nin yeni anayasa hamlesi, köklü bir rejim düzenlemesini mi işaret ediyor? CHP ne yapmalı? 16.06.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNÖzgür Özel’in İmtihanı 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENBaas’tan ve İslamcılıktan Sonra 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞSiyasetin (ve biraz da ceplerin) finansmanı, yasalar, AKP ve CHP 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerBOŞ UMUT, SONU HÜSRAN 12.06.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolHer 4 liranın 3’ü faize! 11.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENAKP ahlâkî üstünlük mü kazandı? 10.06.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKBarış süreci için en büyük tehlike nasıl Türkiye’nin iç barışının bozulması oldu? 9.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi Egilmezİnsanlar Olmayan Parasını Nerelere Harcıyor? 9.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞBir anayasa inşa süreci deneyimi: Yeni Anayasa Platformu (YAP) 4.06.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçEşitlik korkusu ve 12 Eylül darbesinin büyük zaferi 4.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanYerli-milli Kur’an meali AK Parti’ye nasip olacak! 2.06.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraSokak 29.05.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasErken seçim en geç ne zaman? 29.05.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CANSiyasi gündem notları: Üç süreç nerede kesişir veya nerede kopar? 27.05.2025 Tüm Yazıları
-
Taner AKÇAMRuşen Çakır’ın Abdurrahim Semavi ile Kürt açılımı görüşmesi 27.05.2025 Tüm Yazıları
-
Umur TALUSizin en sevdiğiniz tahakküm hangisi! 27.05.2025 Tüm Yazıları
-
Berat ÖZİPEKYolsuzluklar, barış ve biz 21.05.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZ12 Mayıs, Bahçeli, mecburiyetler 21.05.2025 Tüm Yazıları
-
Hikmet MUTİAsoyşeytit Pres ' den Cemşit K.nın canlı PKK kongre izlenimleri... 13.05.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet AKAYOtoriterlikten Demokrasiye 12.05.2025 Tüm Yazıları
-
Metin Karabaşoğlu‘Türkiye Müslümanları’ kimler oluyor? 11.05.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet ÖZTÜRKÇetin Uygur bir kitaba sığar mı? 10.05.2025 Tüm Yazıları
-
Gökçer TahincioğluBilek güreşi yoksa masayı mı kıracak? 28.04.2025 Tüm Yazıları
-
Baskın ORANRahip Brunson ve öğrenci Rümeysa 25.04.2025 Tüm Yazıları
-
Sezin ÖNEYKopukluk ve “Anadolu Kırılması” 25.04.2025 Tüm Yazıları
-
Yüksel TAŞKINİktidar milli iradeyi “tapulu arazisi” sandığı için büyük bir bedel ödeyecek 22.04.2025 Tüm Yazıları
-
Ayhan ONGUNDEMOKRATİK EĞİTİM MÜCADELESİNE ADANMIŞ YAŞAMLAR 21.04.2025 Tüm Yazıları
-
Nuray MERTVeda ediyorum 15.04.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan CEMALTerörsüz Türkiye! İyi güzel, peki ya demokratik Türkiye?.. 14.04.2025 Tüm Yazıları
-
Gülçin AVŞARŞizofrenik yurttaşlık 14.04.2025 Tüm Yazıları
-
Zeki ALPTEKİNTrump Küreselleşme Sürecini Geriye Döndürebilir mi? 13.04.2025 Tüm Yazıları
-
Pelin CENGİZTrump’ın yeni vergileri diye yazılır, ‘post modern merkantilizm’ diye okunur 7.04.2025 Tüm Yazıları
-
Mehveş EVİNBoykot ve sokaklar neden bu kadar korkutuyor? 2.04.2025 Tüm Yazıları
-
Cennet USLUİktidar neden umduğunu bulamadı? 2.04.2025 Tüm Yazıları
-
Hayko BAĞDATSokaklarda yükselen ses 28.03.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTCoğrafya kaderimizmiş… 23.03.2025 Tüm Yazıları
-
Selva Demiralpİmamoğlu krizi ve ekonomik yansımaları 20.03.2025 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
18.06.2025
16.06.2025
9.06.2025
2.06.2025
26.05.2025
19.05.2025
16.05.2025
12.05.2025
5.05.2025
28.04.2025