Mehmet TIRAŞ

“DEVLET-TOPLUM-BİREY VE SİVİL TOPLUM İLŞİKİSİ”-3
4.09.2023
716

Sivil toplum tartışmaları Sanayi devrimi ile 18.yüz yılda Avrupa kıtasında ortaya çıkar.

Sanayi toplumu geliştikçe, toplum kesimleri zenginleşip sosyalleşmeye başlayınca, özgürlük talepleri de artar.

Devletin toplumun talepleri karşısında yetersiz kalması ve toplumsal talepleri devletin yok sayması ve baskı altına almaya kalkışması karşısında, sivil toplum oluşumları da hız kazanır.

Sivil toplumun doğum ateşini burjuvazi yaktı…

Kapitalizmin fikir babalarından olan 1723-1816 yıllarında yaşamış iş adamı İskoçlu, Adam Ferguson’un sivil toplum tezi:

”Barbar hareketler içinde en az medeni olduğu, düşünce beyinlerin sanat ve edebiyatla buluşup münevverleştirildiği toplum anlamında yorumlarken; sivil toplum kent yaşamı ve ticari faaliyetlerin geliştiği çoğulcu,devlet tarafından asimile edilmemiş ve aile sınırları dışında gerçekleşen, bireysel faaliyetlerin  yer aldığı toplum olarak tanımlar.”

Daha sonra Avrupa’nın önde gelen  düşünürleri tarafından sivil toplum hem tartışılır, hem de tanımlanır.

Hegel,öncülerdendir:

“Devlete giden yoldan nihai ve kaçınılmaz zemin olmasının yanı sıra evrensel ruhun devletle bütünleşmesinde büyük işlev yüklenen sivil toplum, giderek devlet karşıtlığı olarak anlam kazandığını ileri sürer.Sivil toplum  uygar toplum ve yurttaşlar toplumu ile eşanlamlı olduğunu savunur.Sivil toplumu “Burjuva toplumu” olarak ifade ederken, ekonominin gelişmesinin koşulu olan çelişkileri de içinde barındırdığına dikkat çeker. Sivil toplumun uzun ömürlü olmasının ancak demokratik bir devlete de ihtiyaç olduğunu vurgular.

Hegel sivil toplum felsefesini, rasyonelite-akıl-nesnellik ve moralite üzerine kurar…

Sivil toplum “üretim-değişim ve tüketime ilişkin alanları içerir” ve “nesnel moralite” nin aileden sonraki ikinci katı olduğuna vurgu yapar.

Sivil toplumu aile üzerinden yola çıkarak bir burjuva toplumu olarak tanımlar,Aileden topluma geçiş ve ailelerin çoğalmasıyla doğal yoldan ilerleyeceğini…

Ya da farklı ailelerin üyelerinin diğerleriyle “bağımsız bireyler olarak” ilişkiye girmeleri ve bu ilişkilerin bir “tam bağımsızlık sistemi” üretmeleriyle gerçekleşeceğine dikkat çeker.

Bu sürecin sonunda bağımsız insanlar olarak,bireyler artık karşılıklı bağımlılık sisteminin evrenselle ilişki içinde olan parçalar haline geleceğini.

Burada Hegel’in vurguladığı nokta, sivil toplumun bir karşılıklı ve karşılıklı kabul alanı olduğudur.

Sivil toplum devletin biçimlenme yani (demokratikleşme) sürecinin içinde olduğunu belirtir.

Devlet ,tarafından korunmuş ve garanti altına alınmış  haklar alanı olan sivil toplum, devlet otoritesi  tarafından doğrudan kontrol edilmeyen sosyal ilişkiler alanını belirtir.

Sivil toplumun devlet olmaksızın var olamayacağı gibi,sivil toplum olmaksızın devletin doğasında bulunan “evrensel özgürlüğe” de ulaşmanın da mümkün olmadığını ileri sürer.

Sivil toplum kavramı19’cu yüz yılda da büyüyerek gelişir,olgunlaşır.

İtalyan Komünist partisinin kurucusu ve üyesi, bir süre partinin liderliğini de yapan,Marksist  kuramcı,çağımızın en büyük düşünürlerinden birisi olarak kabul edilen,1891-1937 yılları arasında yaşamış Antonio Gramsci,sivil toplum kavramının yeniden canlanmasında etkili olanlardan birisidir.

Gramsci’ye göre sivil toplum;“üretim ve ekonomik örgüt içinde değil”,devlet içinde bulunur.

Gramsci’nin sık kullandığı “devlet=siyasal +sivil toplum” formülünde bu vurgu açıktır.

Düşünürün bu kavramsallaştırması bağımsız toplumsal örgütlenmeler ve hükümet dışı kurumlar alanının oluşturduğu, dar anlamda sivil toplum ve bir dereceye kadar ,toplumsal özerkliğin varlığına bağlı, devletin dışında ve devlete karşılık içinde olan, siyasal toplum alanını içerdiğini savunur.

Sivil toplum bir burjuva kültürünün geleneğidir ve sürekli devletle de  zıtlaşan bir harekettir.

Türkiye’de sivil toplum tartışmaları ile devam edeceğim.

 

Yorum Yap

Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.

Yazarlar