Mehmet TIRAŞ
Bizim ülke gündemimiz de olmayan ama yeryüzünde gelişmiş demokratik ülkelerde çok yönlü ciddi anlamda tartışılan bir konu üzerinden, tartışmaya dikkat çekmek istedim.
Baştan şunu söyleyelim küreselleşme demokrasiyi sarp kayadan kopup gelen sel gibi önüne katmış sürüklüyor.
Küreselleşme sadece demokrasiyi değil, sanayi toplumunun bütün kurumlarını ve kavramlarını da bertaraf etmekle kalmıyor, üç asırlık tüm alışkınlıklarımz olan ezberlerimizi de bozmuş durumda.
Demokrasi sanayi toplumunun sistemiydi ve üç yüz yıl iyi kötü farklılıkları bir arada yaşatan tüm toplumların ortak paydası oldu.
Sanayi toplumunun içinden çıkan ve adı da değişik şekilde adlandırılan kapitalist ötesi ,sanayi sonrası toplum veya bilgi çağı denilen küreselleşme ile insanlık sanayi toplumundan farklı bir üretim ve tüketim biçimine evrildi.
Bir parantez açalım, sanayi toplumunun sistemi kapitalizm aynı zamanda sınıflı bir toplum olarak ortaya çıkıp yol alırken; 1917 yılında Sovyetler Birliğinde Lenin öncülüğünde oluşan Ekim devrimiyle İşçi sınıfı iktidara gelmesi ve kapitalizmin ve demokrasinin alternatifi olarak sosyalizmin doğuşu, soğuk savaş sürecini başlatmış,ikinci dünya savaşından sonra dünya iki kutuplu bir bir sisteme dönüşmüştü.
Dünya da kapitaliizmden yana olan ülkeler demokrasinin etrafında toparlanıp ABD öncülük yaparken;kapitalizmin alternatifi olarak ortaya çıkan işçi sınıfının ve tüm dünyada çalışanların sistemi olarak doğan Sosyalizmin öncülüğünü Sosveyeler Birliği çekmiş..Sosyalizmin örgütü işçi sınıfı kapitalizmin bağrından burjuvazinin fabrikalarından doğmuştu.
Kapitalizm bütün vahşiliğine rağmen kendini sürekli yenilerken,bilgisayarın bulunuşu ve devreye girişi ile bu yeniliğini de üretim teknolojisiyle kendini gösterdi dijital teknolojiyle.. Sosyalizm muhalefetsiz halka bir devletçi sosyalizmi dayatması ile sosyalizme muhalefet olan şöyle dursun, dostane bir eleştiri ve yazıyı vatana ihanet diye muhalefete yapılan acımasız işkence,açlığa mahkum etme,katliamlar yaparak,sosyalist sitemin sonunu getirmiştir.Bunun kırılma noktası da Berlin duvarının yıkılması ile küreselleşmenin işaret fişeğini ateşlemiş oldu.
Kısa bu hatırlatmadan sonra Küreselleşme ile ortaya çıkan yeni çağın ihtiyaçlarını karşılmayan demokrasiye dönelim.
Küreselleşme ile insanlığı korkutan üç sorun evrensel bir sorun haline geldi.
Bu canalıcı üç soruna bir gözatalım.
1-İşsizlik.
Sanayi toplumunuun kurumları olan fabrikalarda artık binlerce işçi çalışmıyor ve bu işçilerin yerlerini makineler ve robotlar alırken; bir dakika da otomobil, kırkbeş saniyede de televizyon üretilirken binlerce işçi de işsiz kalıyor.Djital teknoloji bir yerde işsizlik yaratıyor ama bu teknolojiden vaz geçmek,hayatın temposuna, zamanın ruhuna ayak uydurmadan da hayata tutunmak imkansız gibi bir olgu..Sanayi toplumunun kurumları olan postane,kütüphane gibi kurumlar yok olmaya yüz tutmuş durumdalar.Dijital teknolojinin geldiği noktada on yıl içinde ABD’de çalışanların yarısnın işini kaybedeceği ve bu işleri makinelerin ve robotların yapacağının işaretleri ortaya çıkmış gözüküyor.Son 20 yıl içinde dünyada insanların yüzde 47’sinin mesleğini kaybedeceği konusunda ciddi bilimsel tartışmalar yapılıyor.Bu da direk işsizliğe yansıyacaktır.
Üç yüz yıllık sanayi toplumu sürecinde insanlık 28 trilyon dolar katma değer yaratırken,son 25 yılda insanoğlu Küreselleşme sürecinde 85 trilyon dolar üretmiş bunu da dijital teknoloji ile elde etmiştir.Bilgi bir sermaye olduğu gibi bilginin üretimin içindeki payı hergün artıyor ve şuan yüzde 80’lere dayanmış durumda, geriye kalan yüzde 20 ise enerji,teknoloji ve insan gücünü oluşturuyor.
Sanayi toplumundan farklı olan bilgi toplumunun kurumları görece değil,kurum demekte aslında abes işte internetin arama motoru Google, görünen devasal olarak şöyle dursun görünmeyen bir işlevi var ve avucumuzun içindeki cep telefonu bunun basit örneği.Google’nin piyasa değeri 2016 yılı itibarıyla 109.5 milyar dolar,yine internetin ansiklobedisi olan Vikibedi sözlüğü piyasa değeri kıymet biçilimez durumda.Sanayi toplumunun böylesi bir piyasa değeri olan bir kurumlar var mı?Yok.
2-Küreselleşme gelir dağılımındaki adaletsizliği hergün daha fazla derinleştiriyor.
Dünya nüfusunun yüzde 11’ini oluşturan 800 milyon insan günde 1.9 dolarla geçiniyor.Dünyanın en zengin 8 kişinin mal varlığı dünya nüfusunun yarısını oluşturan 3.5 milyar insanın mal varlığına eşit.
Dünyada böyle de bizde çok mu iyi;Türkiye dünyada gelir dağılımı bozuk beş ülkeden birisi ve üçüncü sırada yer alırken,45 milyon insan yoksulluğu yaşıyor, 17 milyon insan ise günde 2 dolarla geçiniyor, 780 bin kişi GSMH’nın yüzde 54’nü alıyor. Türkiye’de işsizlik yüzde 13 ile 7 milyon işsizimiz var,bunun daha fazla olduğu iddia ediliyor.
3-Demokrasinin küreselleşmenin taleplerini karşılayamaz olmasının nedenleri ?
Bizce birincisi yukarıda da dile getirmeye çalıştık küreselleşme ile üreitm biçimini değişmesi,sıfır stoksuz bir üretime geçilmesi,bilginin kıtlığı çekilmeyen ve kullandıkça zenginlik yaratan bir sermaye olması.Bilgi çağında insanların mesleğinin tasarımcılık üzerinden yaratıcı olması,son model diye bir kavramın yok olarak yerine bu yıla göre tasarlanmış gelişmeler.
Demokrasinin kuvvetler ayrılığının küreselleşme kaşısında çok ağır işlemesi ve insanların bu hızlı çağa ayak uyduracak ve bir sistemin de devreye ivedi olarak girememesi,hukuk ve temel hak v eözgürlükleriin güvence altıana alınmaması büyük sıkınıtdan öte ızdıraplar yaratıyor.
Demokrasi küreselleşmeye ayak uyduramayınca insanlar kendilerine kurtarıcı aramaya girdi ve son on yılda Çin’in demokrasiye ihtiyaç duymadan zenginleşmesi, hatta dünyanın en zengin ülkesi olması..Rusya’da Putin’in değişmez tek adam olarak uzun yıllar koltuğunu koruması,son seçimlerde ABD’deTrump’ın başkan seçilmesi bunun ciddi işaretleri değil mi?Bu gelişmeler ve yürüyen süreç tek adam diktatörlüğüne yol veren demokrasinin küreselleşme ile gelen talepleri karşılamadığını göstermiyor mu? Cumhurbaşkanı Erdoğan son yedi yıldır demokrasinin kuvvetler ayrılığı bize ayak bağı oluyor yolumuzda engel diyerek daha hızlı karar almak için kuvvetler birliğini savunmadı mı?
Bizde dünyadan farklı bir yere doğru gitmiyoruz 16 Nisan 2017 tarihinde yapılan referandum sonucu ile tek adama evrimedik mi,siyasal olarak?
Küreselleşme ile Ulus devletlerin çözülme süreci başlamış, kimlikler savaşının ortaya çıkışı, 1914 yılında dünyada ülke sayısı 55 iken şuan BMÖ’ne üye devlet sayısı tam 195’e çıkmış.
Ulus devletlerin çöküşü,kimlikler savaşının devreye girmesi,sınırların delinmesi ve sanayi toplumunun kurumlarının bilgi çağına ayak uyduramaması,dünyanın global küçük bir köye dönmesi;demokrasiyi de krize sokmuş durumda!.
Demokrasi Küreselleşmenin sistemi olacaksa, küreselleşme kadar hızlı hareket eden insanlığa hizmet verecek kurumları ve argümanları ortaya çıkartılmalı, yoksa siyasal kriz derinleşecek gibi gözüküyor.
Dünyanın özellikle de sınırımızdaki Orta doğudaki kanlı iç savaşlar ve göç dalgaaları bunun canlı örneği değil mi?
Bu savaşları bitirecek,adil bir gelir dağılımı sağlayacak,iş güvencesi verecek,iş cinayetlerini sonlandıracak,insanlığın ortak paydası olacak siyasal bir sistem çıkmazsa,barış politikalarının geç devreye girmesi durumunda, tüm düyayı sarsacak daha da tehlikeli bugünleri aratacak günler çok uzak değil.
Yazarlar
-
Hakan AlbayrakKadife eldiven zamanı 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUÇevremiz çok bilinmeyenli bir denklem gibi, yoksa bilinebilir mi? 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilYolsuzluk: Çürümenin Kurumsallaşmış Hali 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKYeni Süreç, korkular ve umutlar 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRBU KOMİSYON NE ÇÖZER? 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolYargı niye böyle? 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNE“Norm Devlet” üzerinde 19 Mart gölgesi 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçayBir dönüm noktasında mıyız? 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Berrin SönmezTeo-politik inşaya karşı dinsel bireycilik: İtaat mı? İtiraz mı? 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanDevleti yönetenler milletlerine güven vermek istiyor olsaydı… 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunÖzlemek ne uzun bir mesafe, Dersim… 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENSüreç Olmasaydı 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİHakan Fidan'ın diploması 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Zeki ALPTEKİNÜretici Güçlerin Gelişiminin Motorlarından Biri Olarak Toplumsal-Sınıfsal Mücadeleler 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluGeri dönülmez çözümde son düzlük... 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasHükümet yalanladı konu kapandı 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUSiyaset CHP’siz, CHP siyasetsiz olmaz 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURMehmet Ali Sebük’ü neden kimse hatırlamıyor? 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuÇeteler çağı ve muhteşem çöküş… 8.08.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçKürt sorunu, komisyon ve Marx… 8.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanAK Parti kendini nasıl bu hallere düşürdü… 8.08.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTUtanmazlığın ve Çürümüşlüğün Belgesi: Sahte Diploma Skandalı 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi: “İmralı’da Bir Mahkûm” 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞAdemimerkeziyet: Dikey güçler ayrılığı ya da paylaşımı 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇİsa’nın takipçilerine sığınan Muhammed’in takipçileri 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraÇağdaş Türkiye 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Y. YılmazAYM kararı yargıyı bağlayacak mı? 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Gökçer TahincioğluKalorifer kazanından rektör danışmanlığına ve öğretim görevliliğine uzanan yol: Sahte diplomaya ne g 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Cemile BayraktarŞeffaf, açık ve çoğulcu 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUDemokratlar, ümmetçiler, ırkçılar 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞMeslek liseleri tartışmaları (1) 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEKaş yaparken göz çıkarmak 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜR‘Dijital devlet’ işgali: Girilmedik kurum yok! 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Çiğdem TOKERİki öncü şirkete nasıl sızıldı: Denetimsizliğin çürüttüğü devlet 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNKalemşörler ve Çubuk Ustaları da Silah Bıraksın! 5.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZTerörsüz Türkiye hedefi: Hukukun ve siyasetin rolü 5.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi EgilmezEkonomiyi düzeltmekle iş bitmez 5.08.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciÇürüme! 4.08.2025 Tüm Yazıları
-
Akdoğan ÖzkanBatı artık Kiev’de Zalujni’yi görmek istiyor gibi 4.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYABarış ve Demokratik Toplum Çağrısı; Hasta Tutsaklar 4.08.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRGüvensizliğin gölgesinde siyaset: Geçen yıla kıyasla korku düzeyimiz yükseldi, peki neden? 4.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞKUVVETLER AYRILIĞI YOK İSE… 4.08.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNMisak-ı Suriye! 4.08.2025 Tüm Yazıları
-
Abdurrahman DilipakPartiler ve toplum nereye gidiyor? 3.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANErdoğan’ın korktuğu başına geldi 3.08.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKBatı, Türkiye, ulus-devlet: Vazgeçmenin fırsatları ve riskleri 3.08.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRKomisyon hayırlara vesile olsun inşallah… 2.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYAzerbaycan ile Rusya arasında savaş çıkar mı? 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇERSüreç ya da Çözüm Komisyonu 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞZora girmiş bir anlatı: “ABD emperyalizminin değişmez stratejik hedefi bağımsız Kürt devleti” 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Berat ÖZİPEKEzberler bozulurken mağduriyetler de son bulmalı 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİHıristiyanlıktaki “kurtuluş” fikrinin İslamda yeri olabilir mi? 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Umur TALUKötülük durur durur, seni de vurur! 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet AKAYAnkara, CHP, Çözüm Süreci ve Şam Arasındaki Tıkanıklık: 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
Abdullah KıranYeni süreç ve Suriye denklemi 27.07.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENBeyaz Toroslu savcı olayına iktidar nasıl bakıyor? 27.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünSuriye’de istikrarı sağlamak mümkün mü? 27.07.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CANTartışmayı kazanmaktan önce becermek gerek 21.07.2025 Tüm Yazıları
-
Sedat KAYABeşiktaş düzene karşı çıktı: Sessiz devrimin adı olacak 19.07.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerULUSAL KİMLİK DAVASI 18.07.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMANTaşıyıcı koalisyonlar ve ormanın içindeki CHP 17.07.2025 Tüm Yazıları
-
Taner AKÇAMAcaba Kürt sorununun önündeki engel “Atatürk miti” mi? 14.07.2025 Tüm Yazıları
-
DOĞAN ÖZGÜDENKürt ulusunun kavgasında bir sosyalist lider 13.07.2025 Tüm Yazıları
-
KEMAL GÖKTAŞDemirtaş’a Kobane mahkumiyeti: Gerekçedeki “10 kusurlu hareket” 28.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan AKTAŞTahran bir kez daha bombalanırken 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cansu ÇamlıbelCHP Grup Başkanvekili Gökhan Günaydın: CHP anayasa değişikliği masasına oturmayacak, öyle bir komisy 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın SelcenDemokrasiye giderken cumhuriyetten olmak 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hikmet MUTİAsoyşeytit Pres ' den Cemşit K.nın canlı PKK kongre izlenimleri... 13.05.2025 Tüm Yazıları
-
Metin Karabaşoğlu‘Türkiye Müslümanları’ kimler oluyor? 11.05.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet ÖZTÜRKÇetin Uygur bir kitaba sığar mı? 10.05.2025 Tüm Yazıları
-
Sezin ÖNEYKopukluk ve “Anadolu Kırılması” 25.04.2025 Tüm Yazıları
-
Baskın ORANRahip Brunson ve öğrenci Rümeysa 25.04.2025 Tüm Yazıları
-
Yüksel TAŞKINİktidar milli iradeyi “tapulu arazisi” sandığı için büyük bir bedel ödeyecek 22.04.2025 Tüm Yazıları
-
Ayhan ONGUNDEMOKRATİK EĞİTİM MÜCADELESİNE ADANMIŞ YAŞAMLAR 21.04.2025 Tüm Yazıları
-
Nuray MERTVeda ediyorum 15.04.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan CEMALTerörsüz Türkiye! İyi güzel, peki ya demokratik Türkiye?.. 14.04.2025 Tüm Yazıları
-
Gülçin AVŞARŞizofrenik yurttaşlık 14.04.2025 Tüm Yazıları
-
Pelin CENGİZTrump’ın yeni vergileri diye yazılır, ‘post modern merkantilizm’ diye okunur 7.04.2025 Tüm Yazıları
-
Mehveş EVİNBoykot ve sokaklar neden bu kadar korkutuyor? 2.04.2025 Tüm Yazıları
-
Cennet USLUİktidar neden umduğunu bulamadı? 2.04.2025 Tüm Yazıları
-
Hayko BAĞDATSokaklarda yükselen ses 28.03.2025 Tüm Yazıları
-
Selva Demiralpİmamoğlu krizi ve ekonomik yansımaları 20.03.2025 Tüm Yazıları
-
Halil BERKTAYPKK ve Türk solcuları (4) “Dağlarında gerilla var memleketimin” 16.03.2025 Tüm Yazıları
-
Selami GÜREL“Adı belirsiz” süreç hızlı ilerliyor 16.03.2025 Tüm Yazıları
-
Etyen MAHÇUPYANKürt ‘açılımı’nın nedeni Suriye değil, Türkiye! 15.03.2025 Tüm Yazıları
-
Haluk YurtseverKaosta 'hegemonya' arayışı 11.03.2025 Tüm Yazıları
-
Arzu YILMAZHodri Meydan 10.03.2025 Tüm Yazıları
-
Doğan AKINAhmet Sever: Eşsiz, kırgın, yalnız… 26.02.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın ÜnalParti ve iktidar 25.02.2025 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
28.07.2025
21.07.2025
14.07.2025
7.07.2025
30.06.2025
23.06.2025
18.06.2025
16.06.2025
9.06.2025
2.06.2025