Mensur Akgün
Birkaç ay öncesine kadar düştü düşecek gözüyle bakılan Trablus şehri ve Ulusal Mutabakat Hükümeti (UMH) Türkiye’nin desteğiyle sadece direnmekle kalmadı, çevresini sarmış olan General Halife Hafter’e bağlı güçlerin geri çekilmesini de sağladı. Birkaç büyük yerleşim birimi ve bir havaalanı UMH tarafından ele geçirildi.
Zafer nihai değil. Çünkü Libya büyük ve her anlamda parçalanmış bir devlet. Dünyanın yüzölçümü açısından 16’ıncı büyük ülkesinden söz ediyoruz. Siyasi uzlaşma olmazsa askeri güç kullanımıyla Libya’yı Libya olarak tutmak, toprak bütünlüğünü korumak, ülkenin istikrara kavuşmasını sağlamak zor.
Ayrıca karşımızda Rusya, Fransa, Birleşik Arap Emirlikleri, Suudi Arabistan, Yunanistan, biraz da Mısır var. Avrupa’nın geri kalanının ve Amerika’nın bizim Libya’daki askeri varlığımıza ne denli sempatiyle bakacakları da tartışmalı. Der Spiegel gibi bazı yayın organları şimdiden endişeleri dile getirmeye, kamuoyu oluşturmaya başladı bile.
Bu yüzden diplomasiye, BM Güvenlik Konseyi kararları doğrultusunda siyasi çözüm arayışlarını güçlendirmeye, Berlin Süreci’nin hatırlatmaya, hepsinden önce de Avrupa’ya Libya’nın mülteciler için sıçrama tahtası olmayacağı garantisini vermeye ihtiyacımız var. Askeri başarıyı siyasete bir an önce tahvil etmemiz gerek.
Libya’da asker kadar diplomat da olmak zorundayız.
***
Ama bu öncelikler, başarılan işin büyüklüğünü görmemize engel olmamalı. Türkiye askeriyle, istihbaratçısıyla, diplomatıyla, bürokratıyla ve kabul edelim ki siyasetçisiyle Libya’da büyük bir başarı elde etti. Dengeleri değiştirerek ülkeye istikrar, dolayısıyla da refah gelmesini sağlayacak bir sürecin kapısını araladı,
Akdeniz’deki çıkarlarını daha kolay koruyabilecek hale geldi ve aynı zamanda da dünyaya güç projeksiyon kapasitesini gösterdi.
Unutmayalım ki Libya Suriye ya da Irak gibi sınır komşumuz değil. Aramızda koca bir deniz var. Kuş uçuşu 2 bin kilometrelik bir mesafeden söz ediyoruz. Somali’de olduğu gibi ordu eğitmiyoruz. Katar’daki gibi üs kurmuyoruz. Fiilen bir savaşın ve üstelik de girdiğimizde kaybedilen bir savaşın içindeyiz. Karşımızda sadece rakip siyasi oluşumlar da yok. Paralı askerler, büyük ve güçlü devletler var.
Putin’in Wagner’ine, geçtiğimiz günlerde New York Times sayfalarına yansıyan Batılı kiralık katillere ve sabotajcılara karşı da mücadele veriyoruz. Böylesi bir coğrafyada operasyon yapmak ve başarılı olmak hiç ama hiç kolay değil. Fakat biz oluyoruz. Düşünce kuruluşları raporlarında Libya artık Türkiye’nindir deniyor.
Gazeteler, dergiler dengelerin değiştiğini ilan ediyor.
Başarı tabii ki başımızı döndürmemeli, iç siyasetin aracı haline getirilmemeli, demokrasi ve insan hakları alanındakiler başta olmak üzere diğer sorunlarımızın üstünü örtmemeli, ifade özgürlüğünü sınırlamak için kullanılmamalı. Ancak daimi kılınabilmesi için başarıdan dersler çıkartmamıza da engel olmamalı. İlk çıkartacağımız ders de askeri yüksek teknolojiye yapılan yatırımın kesilmemesi olmalı.
Eğer silahlı-silahsız dronlarımız, yakın mesafe hava savunma sistemlerimiz, mayına dayanıklı personel taşıyıcılarımız, etkin deniz gücümüz ve daha pek çok askeri-teknolojik imkanımız olmasaydı, Irak’ta, Suriye’de, şimdi de Libya’da operasyon yapmamız bu denli kolay olmazdı. Türkiye’nin içinde yaşadığı ve yaşayacağı ekonomik zorluklara rağmen askeri teknolojiye yaptığı yatırımlarını sürdürmesi şart.
***
Çünkü ne yazık ki böyle bir dünyada yaşıyoruz, gücünüz yoksa yok sayılıyorsunuz, çıkarlarınız göz ardı ediliyor. Kimse size haklısınız Ege’de, Akdeniz’de çok boğuldunuz, zaten Kıbrıs Cumhuriyeti’nin de kurucu ortağı olduğunuz için onun ilan ettiği Münhasır Ekonomik Bölge üstünde dolaylı da olsa hakkınız var, oturup da Kıbrıslı Türklerle konuşalım, ortak bir şirket ya da komite kuralım demiyor.
En yakın müttefikiniz terör örgütü kabul ettiği PKK’nın Suriye’deki teşkilatlanmasını gözünüzün içine baka baka silahlandırmaktan çekinmiyor. Fransa Libya’da rejim değişikliği için BM Güvenlik Konseyi’nin aldığı 1973 sayılı kararının arkasına sığınıp 19 Mart 2011’de harekata başlarken Türkiye’nin milyarlarca doları batabilir diye düşünmüyor. Afrika’da kimse size durduk yerde pay vermiyor.
Evet, güç tek boyutlu değil. İkna kabiliyetinizin olması, komşularınızla iyi ilişkiler geliştirmek için çaba harcamanız, imajınızı düzeltmeniz, demokrasi açığının ve insan hakları ihlallerinin yükünden kurtulmanız, ekonomiyi de IMF’li mi olur, Swap’lı mı olur bir şekilde rayına oturmanız, dünya dengelerini iyi okumanız gerekiyor. Ancak askeri gücünüz olmazsa, teknolojide geride kalırsanız, bunların hepsi olsa da İsviçre değilseniz çıkarlarınızı korumaya yetmiyor.
Keşke böyle bir dünyada yaşamasaydık, kıt kaynaklarımızı daha etkili nasıl oluruz, nasıl daha iyi savaşırız, nasıl daha kolay müdahale ederiz diye kullanmaya kalkmasaydık, kullanılmasının gerekli olduğunu yazmak zorunda kalmasaydık. Sorunlar barışla ve anlayışla çözülebilseydi, insanlar ve devletler empati yapabilseydi. Ama maalesef ki dünyada sorunlar her zaman empatiyle, iyi niyetle çözülemiyor. En kötüsüne hazırlıklı olmak, oyun kurmak, oyun bozmak gerekebiliyor…
Yazarlar
-
Ali BAYRAMOĞLUÖzel ve CHP’ye dair son gözlemler 15.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerPATRON KİM? 15.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluÇözüm sürecinin CHP’si daha merkezde 15.11.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURAK Parti üzerine doktora yapmış bir CHP lideri…. 15.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANİddianamenin ruhu siyasi 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİÖzgür Özel'le kahvaltı: CHP nereye böyle? 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜRBakın Şahan'ı şikayet eden kimmiş? Her balkona havuz yapan müteahhit savcıya koştu! 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçCHP hakkında kapatma davası açılır mı? Yok artık, daha neler! 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
DOĞAN ÖZGÜDEN"Arananlar" zulmü ne zaman son bulacak? 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolCHP nereye? 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Sedat KAYAİmamoğlu'na istenen 23 asırlık tarihi ceza: Roma İmparatorluğu kurulduğunda hapse girseydi hala ceza 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNECumhurbaşkanı adayını suç örgütü liderine dönüştürmek mümkün mü? 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuSuriye’de ‘altın oran’ nedir? 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZBir iddianameden fazlası: CHP’yi dizayn girişimi 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİREN“Boğazımdan tek kuruş geçmedi” 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORU‘Masumiyet karinesi’ mi, o da ne ki? 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehveş EVİNYerel yönetimlerle işbirliği kültür politikası için hayati 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇERDemokrat Kral’ın anıları 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciBir iddia-nağme 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
KEMAL GÖKTAŞBir “yalanlama” yalanı: CHP üyeliği ve Kanada’ya iltica meselesinde gerçekler 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİKemalizm’in dindarlarca rehabilitasyonu 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraMemnuniyetsizler 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTBelediyenin açıklaması gerçekleri gizliyor mu? 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünBaşarılı bir diplomasi örneği… 12.11.2025 Tüm Yazıları
-
M.Latif YILDIZÇÖZÜM SÜRECİ KOMİSYON VE EKMEN 12.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYAEnternasyonalizm ve Demokratik Toplum Çağrısı... 12.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanYeşil sarıklı hocalar bize böyle anlatmamışlardı 12.11.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUKürtler davete icabet ediyorlar 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasDüşmanımız kimdir bizim? 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRAK Parti’nin 23 yılı: Kitle partisinden devlet partisine, siyaset dilinden güvenlik diline bir dönüş 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRHSK neden suskun? 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞİŞ CİNAYETLERİ VE CİNAYET EKONOMİSİ… 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan TuğalSosyalist yükseliş dağınık ama yine de oligarşiye bir darbe 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNAkdeniz’den Hazar’a hizalananlar ve Colani’nin Beyaz Saray günü 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞÖcalan 70’lerde mi kalmış? 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilModernlik, gelenek ve Türkiye’nin zihinsel coğrafyası 9.11.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanEğer tuz da koktuysa ne yapmalı? 8.11.2025 Tüm Yazıları
-
Nuray MERTZohran Mamdani Türkiye’de neye denk düşer? 8.11.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKBaşkanlık monarşisi (presidential monarchy) meselesi: Teorik bir izah 8.11.2025 Tüm Yazıları
-
Zülfü DİCLELİKeşke… 4.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞSelahattin Demirtaş’ın yazısı, zihnimiz ve zihniyet labirenti 4.11.2025 Tüm Yazıları
-
Necati KUR3 MART 1924 YASALARI 3.11.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CAN“Önerisiz veya bizzat öneriyle eleştiri” 3.11.2025 Tüm Yazıları
-
Selva DemiralpFiyat istikrarı mı, finansal istikrar mı? 3.11.2025 Tüm Yazıları
-
Seyfettin GürselVahim bir gelişme: İşgücü piyasasında daralma 3.11.2025 Tüm Yazıları
-
Berrin SönmezMor-yeşil ekonomi: Ara dönem fırsat yaratabilir 3.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçayTrump, Fed ve para politikası: Sol, merkez bankası konusunda neyi savunmalı? 2.11.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRSÜREÇ VE "DİLİN KEMİĞİ"! 31.10.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNMenzile doğru bir adım daha 28.10.2025 Tüm Yazıları
-
Etyen MAHÇUPYANKemalizm mi daha ‘iyi’, (Yeni) İttihatçılık mı? (3) 25.10.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKDünyanın araf dönemine denk gelen Türkiye’nin çözümü 25.10.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇİki din, iki tanrı tasavvuru 23.10.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENAK Parti 2.0’a Hazır Mıyız? 17.10.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi EgilmezGüvenli Liman: Altın ve Gümüş 14.10.2025 Tüm Yazıları
-
Sezin ÖNEYBaşkalarının acısı… 14.10.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMAN‘Parlak gelecek’ ve sol gelecek... 12.10.2025 Tüm Yazıları
-
Fikret BilaSüreç yönetmenin sorumluluğu 11.10.2025 Tüm Yazıları
-
Cemile BayraktarSosyal medya çürümüşlüğü 9.10.2025 Tüm Yazıları
-
Metin Karabaşoğluİnsanların devletlerle savaşı 9.10.2025 Tüm Yazıları
-
İlnur ÇEVİKTrump’ın dünyasına hoşgeldiniz… 3.10.2025 Tüm Yazıları
-
nevzat cingirtNeden Yazmıyorsun? 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunYazmak, ciddi bir iştir 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANAlev rengi hüznüyle sonbahar… 25.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ata UÇUMTERÖRSÜZ TÜRKİYE’YE GEÇİŞ SÜRECİ! 14.09.2025 Tüm Yazıları
-
Murat YETKİNÖcalan, Erdoğan’a “Seni yine başkan yaptırırız” sözü mü veriyor? 11.09.2025 Tüm Yazıları
-
Abdurrahman DilipakPalantir ve "Tech. Republic" 7.09.2025 Tüm Yazıları
-
Şeyhmus DİKENBarışı dilerken 6.09.2025 Tüm Yazıları
-
Baskın ORANTürkiye’de ve Yunanistan’da Aleviler – Yeni Bir Tablo 1.09.2025 Tüm Yazıları
-
Galip DALAYKüresel Güney Neden Çin’den Vazgeçmiyor 1.09.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEMete Tunçay 25.08.2025 Tüm Yazıları
-
Abdulmenaf KIRANÇÖZÜM NASIL GELİR! 20.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYPutin, Trump’ı parmağında oynatmaya devam ediyor 17.08.2025 Tüm Yazıları
-
Gülçin AVŞARSorumluktan kaçmak umuttan kaçmaktır 12.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AlbayrakKadife eldiven zamanı 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Zeki ALPTEKİNÜretici Güçlerin Gelişiminin Motorlarından Biri Olarak Toplumsal-Sınıfsal Mücadeleler 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Berat ÖZİPEKEzberler bozulurken mağduriyetler de son bulmalı 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞZora girmiş bir anlatı: “ABD emperyalizminin değişmez stratejik hedefi bağımsız Kürt devleti” 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet AKAYAnkara, CHP, Çözüm Süreci ve Şam Arasındaki Tıkanıklık: 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
Abdullah KıranYeni süreç ve Suriye denklemi 27.07.2025 Tüm Yazıları
















































































Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
5.11.2025
2.11.2025
29.10.2025
26.10.2025
22.10.2025
19.10.2025
12.10.2025
8.10.2025
1.10.2025
10.09.2025