Murat AKSOY
Türkiye'nin günlerdir beklediği demokratikleşme paketini Başbakan Erdoğan açıkladı. Paketle ilgili olarak içeriğinden bağımsız olarak görüşümü 'Evet ama Yetmez' olarak daha önce ifade etmiştim.
Paket, içerdiği maddeler itibari ile var olan durumu daha demokratikleştireceği için pakete 'evet' diyoruz ama eksikleri yüzünden de 'yetmez' diyoruz.
Burada yetmezlik, sonradan tamamlanacak eksikliği değil temel bir siyasal tercihi ifade ediyor.
Paket şu noktalarda önemli eksikler içermektedir:
1. Toplumda yükselen gerilimi düşürme;
2. Çözüm sürecine –ki bunu Kürt sorununun çözümü olarak okumak mümkün- derinlik kazandırma;
3. Türkiye'yi siyasi normalleşmesini devam ettirme.
Bu yönü ile pakete 'bardağın boş ya da dolu' tarafından bakılabilir. Dolu tarafından bakıldığında pakete övgüler dizmek, boş tarafından bakıldığında eksiklikleri sıralamak mümkün.
Elbette paket, 'evet' yani dolu tarafından bakıldığında olumlu pek çok adımı gündeme getiriyor. Önerdiği demokratikleşme standardı, önceki durumdan daha ileri olması açısından önemli. Ancak paketin gündeme getirdiği olumlu değişik önerileri kadar, dışarıda bıraktığı pek çok demokratik adım da oldu. Üstelik bunların bir kısmının bu paket içinde olacağı kulislere ve medyaya yansıyan bilgiler arasındaydı. Ama olmadı. Olmaması siyasi bir tercih midir yoksa seçimler düşünülerek atılmış bir geri adım mıdır, bilmiyoruz.
Ben bardağın dolu tarafının önemini yadsımadan; 'yetmez'e yani bardağın boş tarafına bakmanın Türkiye ve demokratikleşme açısından daha önemli olduğunu düşünüyorum.
BARDAĞIN BOŞ TARAFI
Bardağın boş tarafına bakıyorum çünkü olumlu adımların hakkını teslim ederek; eleştirel olmanın bir bu dönemde hayati derecede önemli olduğunu düşünüyorum.
Paketle ilgili beklentiler konusunda yazdığım yazılarda iki konunun önemli olduğunu ifade ettim. İlki paketin, son dönmede artan toplumsal gerilimi düşürecek bir dil ve üslup dışında, bu gerilime kaynaklık eden kimi soruşturma ve dava dosyalarını ortadan kaldıracak yasal değişiklikleri yapmasıydı.
İkincisi de çözüm süreci dahil olmak üzere demokratikleşmenin tüm Türkiye'yi kapsayacak genişlikte olmasıydı.
Pakette bu iki konuda ne yazık ki bir adım yok. Ne TMK'da ne TCK'da Gezi sürecine katılan herkesi toptancı bir yaklaşımla şiddet ve terörle irtibatlandırarak soruşturmaların muhatabı yapan uygulamayı engelleyecek bir düzenleme yok. Yine Alevileri yakından ilgilendiren Cemevlerinin statüsü ile Heybeliada Ruhban Okulu'nun açılması da bu pakette yok.
Çözüm sürecine yeniden ivme kazandıracak özellikle tutuklu KCK'lıların durumuna ilişkin de bir adım yok. Anadil konusunda bulanan özel okul formülü önemli bir kazanım ama yeterli değil.
Bu eksiklikler ilerde giderilecek adımlar olarak görülmüş olabilir. Ama Türkiye, Başbakan Erdoğan'ın dediği gibi; 10 yıl önceki Türkiye değil. Belki 10 yıl önce bu önerilerin birinin bile gündeme gelmesi olay olacakken; bugün sadece eleştirilebiliyor.
Bunun için demokratikleşme ve zihniyet dönüşümü Türkiye için artık ertelenmeyecek kadar acil bir gündemdir. Türkiye ne 10 yıl öncenin ne de 31 Mayıs 2013 öncesinin Türkiye'sidir. Türkiye bu paketten daha fazlasını hak ediyor. Bu talep, ne seçim sürecine ne de bireysel gelecek ikballerine kurban edilmeyecek kadar önemlidir.
ZİHNİYET DE DEMOKRATİKLEŞMELİ
Bundan 11 yıl önce toplumsal talepleri dikkate alan AK Parti, bu talepleri siyasete taşıyarak iktidara geldi. Toplumsal talepler bu 11 yılda hem çoğaldı hem de çeşitlendi. AK Parti ve diğer partilerin de bu talepleri görmezden gelme şansı yoktur.
Bugün toplumsal talepleri siyasete taşıyarak iktidar olan AK Parti'nin iktidarının devamı için toplumsal talepleri ve toplumsal değişimi kendi siyasal ajandasına göre yönlendirme lüksü yoktur.
Başbakan demokratikleşme paketini açıklarken; 'Türkiye'nin önündeki en büyük engel 27 Mayıs'tır. 27 Mayıs'ta şekillenmiş sistem bugün de varlığını sürdürmektedir. Bu zihniyet değişmedikçe Türkiye'deki değişim zor olmaya devam edecektir' ifadelerini kullandı.
Bir önceki 'Evet ama yetmez' yazımda şöyle demiştim; 'Demokratikleşme paketi önemlidir ama giderek ondan daha önemli hale gelen zihinsel dönüşümdür. Sonuçta demokratikleşmeye asıl anlam kazandıracak olan onu içselleştirmiş bir zihniyettir. Ve zihniyet değişmeden yaşanan demokratikleşmenin, Türkiye'yi hedeflenenden daha geriye götürme olasılığı yok değildir.'
Demokratikleşme önemlidir ama daha önemlisi demokratikleşmeyi içselleştirmiş bir zihniyet değişimidir. Türkiye'de sıra bu zihinsel devrimde.
twitter.com/murataksoy
Yazarlar
-
Yıldıray OĞURSessizlik neden en büyük tehdittir? 25.06.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanFatih Altaylı’yı hapse atacağız diye hukuku dibine kadar zorladılar 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUSaldırılarla İran’a ‘‘Ölümlerden ölüm beğen’’ denildi 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEDış Cephe ateş altında iken İç Cephe ne durumda? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciHer şey yolunda ise bu fahiş faiz nedir? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞDoğru, ülke güvenliği demokrasisiz de sağlanabilir fakat bunu durmaksızın tekrarlamakta bir sorun va 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇSavaşın meşruiyeti ve ahlaki üstünlük meselesi 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluYeryüzü artık bir Vahşi Batı… 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA"Masada Milyonlar Var;"Barış, Özgürlük ve Demokratik Toplum İçin Örgütlenmeliyiz 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRİDAMCI İRAN, SOYKIRIMCI İSRAİL DEVLETİ Mİ? 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNİran'ın zor seçimi: Topyekûn savaş ya da taksitle ölüm 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Y. YılmazFıkra gibi ülke ama gel de gül! 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan AKTAŞTahran bir kez daha bombalanırken 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞUCUBE SİSTEM CEHENNEMİ… 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akdoğan ÖzkanWashington’un İran takıntısının şifreleri 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYRusya, Suriye’den sonra İran’ı da kaybedebilir 22.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUKürt meselesinde CHP’nin yakın dönem öyküsü 21.06.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuÖcalan İsrail için ne dedi? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi: Neo-Mussoli’nin “Havuz Medyası” 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMANTürkiye için bir fırsat: CHP’de yeni kuşak siyaseti 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunDevlet “devletimiz” olur mu? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Çiğdem TOKERZeytin ağaçları ve şirketokrasi 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİBahçeli'ye muhalefet ikna oldu da ortağı olmadı mı? 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUYeni milliyetçilik ve Öcalan 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cansu ÇamlıbelCHP Grup Başkanvekili Gökhan Günaydın: CHP anayasa değişikliği masasına oturmayacak, öyle bir komisy 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRNihai hedef Türkiye mi? 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçaySıcak yaz 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünOyun içinde oyun… 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKTürkiye ne yapmalı? 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİModern katil 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın SelcenDemokrasiye giderken cumhuriyetten olmak 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEDaha kötüsü her zaman mümkün 16.06.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRMHP’nin yeni anayasa hamlesi, köklü bir rejim düzenlemesini mi işaret ediyor? CHP ne yapmalı? 16.06.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNÖzgür Özel’in İmtihanı 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENBaas’tan ve İslamcılıktan Sonra 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞSiyasetin (ve biraz da ceplerin) finansmanı, yasalar, AKP ve CHP 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerBOŞ UMUT, SONU HÜSRAN 12.06.2025 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
8.02.2019
23.11.2018
20.11.2018
16.11.2018
13.11.2018
10.11.2018
6.01.2018
3.01.2018
30.10.2018
26.10.2018