Murat AKSOY
Türkiye'de kitlesel sol tartışmalarının merkezinde CHP olması açık bir illüzyon. Çünkü CHP –kısa bir dönem dışında- hiçbir zaman 'sol' bir parti olmadı. Eğer Türkiye'de sol için bir referans arayacaksak bunun tek örneği 'Türkiye İşçi Partisi'dir. Onun dışındaki arayışlar zorlamadır. Zaman zaman ortaya çıkan arayışlar (İlk Hedefler Beyannamesi, Ortanın Solu gibi) olsa da, CHP'de temel görüş 'devlet kuran parti' misyonunun sahiplenmesi şeklinde olmuştur. Bunun en somut ifadesi 1992'de Deniz Baykal'ın başkanlığında yeniden açılan CHP'dir.
O CHP'nin altından çok su aktı. Şu anda mevcut CHP'den 'Yeni CHP' çıkarma iddiası iyi niyetlidir: ama gerçekleşmesinin tek koşulu geçmişten 'köklü bir kopuşu' zorunlu kılmaktadır. İçinde bulunduğumuz koşullar CHP'nin AK Parti ile rekabet etmesinin tek şartı bu yenilenmedir.
CHP'nin (diğer alternatif sol arayışlar, Çatı Partisi girişimi) başarı şansı her şeyden önce Türkiye'de değişen siyaset yelpazesini doğru okumaktan geçmektedir. Çünkü 2002'den bu yana AK Parti siyaseti geçmişte hiç yapılmamış alanda –yelpazenin solunda- yapmaktadır. Siyasi yelpaze denince çoğunlukla akla; Muhafazakârlık-Liberalizm-Sosyalizm (F. Von Hayek) ya da Muhafazakârlık-Liberalizm-Radikalizm (Immanuel Wallerstein) ayrımları gelmektedir. Bu ayrımlar siyaseti, siyasi kimlikler üzerinden değil, ideolojiler üzerinde açıklamaktadır. İdeolojiler yaşanan dünyayı açıklamakta yetersiz olsalar da, siyasal kimlik olan sağcılık, solculuk, muhafazakârlığın için her zaman yenilenmekte, tartışılmaktadır. Bu açıdan Türkiye'nin şanssızlığı siyasetin hiçbir zaman siyasi kimlikler üzerinden yapılmamış olmasıdır. Türkiye'de siyaset devlet çeperinden kümelenme ve devlet kaynaklarının siyasi parti teşkilatları üzerinden dağıtılması olmuştur.
SİYASET YELPAZESİNİN KOORDİNATLARI
Her siyasi partinin/arayışın önünde iki temel sorun vardır. İlki 'siyasi meşruiyeti nereden alacağı yani kim(ler)i temsil edeceği?'; ikincisi ise 'siyaseten hangi değerleri temsil edeceği?' sorusudur.
İlk sorunun iki ucu vardır. İlki siyasi meşruiyeti toplumda arayan bireyi; ikincisi ise meşruiyeti devlette arayan ve devleti önceleyen tercihtir. İkinci sorunun iki ucu vardır. Bir ucunda yerel değerlerin, ikinci ucunda ise evrensel değerlerin temsili vardır. (Bu siyaset yelpazesini Etyen Mahçupyan'dan ödünç alıyorum. Bkz. Osmanlıdan Postmoderniteye, Patika Yayınevi, İstanbul, 1997)
Türkiye'de siyaset aradaki sapmaları bir tarafa bırakırsak bütün partilerin devleti referans aldığı, değerler sistemi olarak da laiklik, milliyetçilik kavramı üzerinden kendilerini farklılaştırdığı bir yelpazede dağılmışlardır. Bu açıdan devlet 'merkez', evrensel laiklikle ilgisi olmayan CHP, 'merkez sol', birbiri içinde eriyen milliyetçi ve muhafazakâr söylemi savunan partiler 'merkez sağ' partiler olmuştur. Bunun doğal sonucu olarak kamusal alanın devlet alanı kabul edilmesidir.
Tam burada AK Parti geçmişten kopmuş ve bu kopuşu üç seçim üst üstte sürdürerek bir anlamda taşındığı siyasi pozisyonu kurumsallaştırmıştır. AK Parti içinden çıktığı gelenekten 'redd-i miras' ile büyümüştür. Bunu yaparken devlet yerine toplumu/bireyi referans alan, değerler sistemi olarak da yerel değerleri evrensellikle yorumlamıştır. Bu açıdan siyasetin soluna geçmiş ve kendine burada bir alan açmıştı. AK Parti evrensele açılmak isteyen toplumun (liberallerin, demokratların vs) desteğini alan, devleti değer olarak kabul edip toplumu merkeze alan ve ondan aldığı meşruiyetle siyaset yapan bir partidir. Nitekim AK Parti'nin kriz yaşadığı anlar devletin merkezinde olduğu siyasal tartışmalardır. Devletin değer olarak öncelendiği durumlarda, toplumu devlet baskısıyla yerel değerlere hapsetme, statükoyu koruma kaygısı öncelik kazanmakta; bu da partiyi yelpazenin sağına çekmektedir. AK Parti'nin bu tavrının sol versiyonu Kemalist soldur. Kemalist sol ise, devleti korumayı evrensellik kisvesi ve görüntüsüyle sunmasıdır.
YENİ SOL NE YAPMALI?
Geçmişte çok tekrarladığım ve bunun içinde AK Partili algılandığım noktayı bir kez daha tekrarlıyorum: Bugün başta Yeni CHP olmak üzere diğer tüm alternatif arayışların ana referansı AK Parti olmak zorundadır. Bu kendisine sol diyenler açısından kabul edilmesi güç olan bir gerçektir.
Elbette sol bir parti için meşruiyetin kaynağı toplum olmak zorundadır. Toplumu, bireysel hak ve özgürlükleri referans almak; meşruiyetini ona dayandırmak zorundadır. İkinci soruya yani siyasette hangi değerlerin önceleneceğine solun cevabı; yerel değerleri kavramış bir evrensel değerler kümesidir.
Yani Yeni CHP'de diğer arayışlar da yukarıdaki iki soruya cevap vererek siyasal yelpazedeki konumlarını belirlemeliler. Kimin için siyaset, hangi değerleri savunarak siyaset?
Bugün Yeni CHP'nin açmazı şudur; hazırladıkları raporlar toplumu ve insanı referans alsa da, siyaset yapma tarzı ve bu siyaseti yapacak kadrosu devleti referans almaktadır.
Kısaca bu tablo içinde kendisine sol diyen parti ve arayışların yapması gereken: toplumu referansa almak; yereli kapsayan bir evrensel değer kümesini savunmasıdır. Toplumdaki değişim, talep ve istekleri kavrayıp, yereli kapsayan bir evrensellikle devletin demokratikleştirilmesidir.
Nitekim sol ile sağ partiyi birbirinden ayıran nokta burada ortaya çıkmaktadır.
Sol için devletin demokratikleştirilmesi, topluma hizmet aracı öncelikli iken, sağ için devlet bir değer ve fetih unsurudur. Sol için evrensel değerler yereli dışlamadığı sürece hedefken, sağ için evrensellik pragmatik bir tercihtir. Bu yüzden AK Parti'nin kadın, gençlik, eğitim gibi değerleri yerellik, geleneksel muhafazakârlık içinden okurken, sol bu değerleri evrensellik içinden okuyup pozisyon üretmek durumundadır. Bu sol partinin ana referansı özgürlük, sivillik, demokratikleşmeyi savunan, kadın, genç, Kürt, başörtülü ve diğer mağdurları kapsayacak bir üst politik dildir.
Bu politik dili yeni sol mevcut 'Türk/laik' kimliğin dışında kalan Kürtlerin, İslami kimliğe sahip olanlar birlikte oluşturabilirler. Yani sol sadece yelpazede hareket etmekle kalmayacak; bunu başka bir insan malzemesi ile yapacaktır. Çünkü; bugün Kürtlerin, İslami görünürlüğün kamusala alanda karşılaştığı sorunları, sol bir siyasanın savunmak zorundadır. Kürtlerin ana dilini öğrenmesi, eğitim alması, başörtüsünün kamusal görünürlüğünün karşı karşıya kaldığı sorunlar vb. solun hak temelinde savunması gereken politikalarıdır. Yeni sol arayışların siyasi yelpazede kendilerini konumlamaları kadar farklı kültürel kimliklerin bu hareket(ler)in içinde olmasının olmazsa olmaz olduğunu düşünüyorum. Eğer sol AK Parti'nin karşısına bir siyasal güç olarak çıkacaksa, bu farklı kültürel kimlikte olan ama aynı ahlaki kaygıyı duyanların bir araya gelmesi ile mümkün olacaktır.
Bu konu ile doğrudan bağlantılı olan bir başka unsur ise solun 'taban'ı ile ilgilidir. Eğer bugün CHP ve kendine sol diyen partilere işçiler, köylüler, çalışanlar çok az veriyorsa burada başka bir noktaya bakmakta fayda vardır. Sınıfsal olarak işçiler, köylüler, çalışanlar geleneksel solun tabanı olabilir ama; tabanı bugün bu sınıf kavramı ile sınırlamak sorundur. Çünkü; bugün solun sınıf kavramı artık değişmiştir. küreselleşme ve modernliğin yarattığı krizler bugün toplumsal değişim bağlamında yeni aktörler yaratmıştır. Ve bu aktörlerin ortak noktası sistem tarafın dışlanmış/ötekileştirilmiş kısaca "mağdur" olmalarıdır. Sol, sınıf kavramının sadece işçi, köylü ve çalışanlar ile tanımladığı sürece başarılı olma şansı yoktur. Yeni sol yeni bir sınıf tanımı yapmak durumundadır. Bu sınıf tanımı esas olarak toplumun daha adil ve eşitlikçilik talebinin taşıyıcısı olan aktörler olarak mağdurlar olmak durumundadır. Burada önemli olan bir sosyal kategori değil, siyasal dönüştürücülük gücüdür. Bu yüzden Kürtler, başörtülüler, vicdani retçiler, işçiler gibi toplumsal gruplar bu mağdur sınıfının taşıyıcılarıdır.
Özetle AK Parti'nin kendini taşıdığı siyasal alanda sol adına bir boşluk vardır. Bu boşluk elbet dolacaktır. Bunu kendine solcu diyenler tarafından 'solcu' bulunmayanlar başaracaktır. Bambaşka insanların solcu olduğu ancak bugün kendine solcu diyenler tarafından kabul edilmedikleri bir sürece doğru gidiyoruz. Sol değerleri savunan yani daha çok özgürlük, daha çok eşitlik, daha çok demokrasi gibi talepleri savunan kendini solcu olarak tanımayan ya da tanımlamayan; ancak kimliği dolayısıyla solcu bulunmayan birçok insan var. Özellikle İslami kimliği ile kendilerini solda tanımlayanlar, Kürt kimliği ile kendini solda tanımlayanlar gelecekte solun esas aktörleri olacaktır.
Yeni CHP ve yeni arayışta olanlar bunu fark edecekler mi göreceğiz.
Yazarlar
-
Yıldıray OĞURSessizlik neden en büyük tehdittir? 25.06.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciHer şey yolunda ise bu fahiş faiz nedir? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEDış Cephe ateş altında iken İç Cephe ne durumda? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUSaldırılarla İran’a ‘‘Ölümlerden ölüm beğen’’ denildi 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanFatih Altaylı’yı hapse atacağız diye hukuku dibine kadar zorladılar 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞDoğru, ülke güvenliği demokrasisiz de sağlanabilir fakat bunu durmaksızın tekrarlamakta bir sorun va 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNİran'ın zor seçimi: Topyekûn savaş ya da taksitle ölüm 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluYeryüzü artık bir Vahşi Batı… 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Y. YılmazFıkra gibi ülke ama gel de gül! 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇSavaşın meşruiyeti ve ahlaki üstünlük meselesi 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA"Masada Milyonlar Var;"Barış, Özgürlük ve Demokratik Toplum İçin Örgütlenmeliyiz 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRİDAMCI İRAN, SOYKIRIMCI İSRAİL DEVLETİ Mİ? 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞUCUBE SİSTEM CEHENNEMİ… 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akdoğan ÖzkanWashington’un İran takıntısının şifreleri 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan AKTAŞTahran bir kez daha bombalanırken 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYRusya, Suriye’den sonra İran’ı da kaybedebilir 22.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUKürt meselesinde CHP’nin yakın dönem öyküsü 21.06.2025 Tüm Yazıları
-
Çiğdem TOKERZeytin ağaçları ve şirketokrasi 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunDevlet “devletimiz” olur mu? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi: Neo-Mussoli’nin “Havuz Medyası” 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMANTürkiye için bir fırsat: CHP’de yeni kuşak siyaseti 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuÖcalan İsrail için ne dedi? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUYeni milliyetçilik ve Öcalan 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİBahçeli'ye muhalefet ikna oldu da ortağı olmadı mı? 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRNihai hedef Türkiye mi? 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünOyun içinde oyun… 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cansu ÇamlıbelCHP Grup Başkanvekili Gökhan Günaydın: CHP anayasa değişikliği masasına oturmayacak, öyle bir komisy 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçaySıcak yaz 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın SelcenDemokrasiye giderken cumhuriyetten olmak 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİModern katil 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKTürkiye ne yapmalı? 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRMHP’nin yeni anayasa hamlesi, köklü bir rejim düzenlemesini mi işaret ediyor? CHP ne yapmalı? 16.06.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEDaha kötüsü her zaman mümkün 16.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENBaas’tan ve İslamcılıktan Sonra 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNÖzgür Özel’in İmtihanı 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞSiyasetin (ve biraz da ceplerin) finansmanı, yasalar, AKP ve CHP 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerBOŞ UMUT, SONU HÜSRAN 12.06.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolHer 4 liranın 3’ü faize! 11.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENAKP ahlâkî üstünlük mü kazandı? 10.06.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKBarış süreci için en büyük tehlike nasıl Türkiye’nin iç barışının bozulması oldu? 9.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi Egilmezİnsanlar Olmayan Parasını Nerelere Harcıyor? 9.06.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçEşitlik korkusu ve 12 Eylül darbesinin büyük zaferi 4.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞBir anayasa inşa süreci deneyimi: Yeni Anayasa Platformu (YAP) 4.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanYerli-milli Kur’an meali AK Parti’ye nasip olacak! 2.06.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasErken seçim en geç ne zaman? 29.05.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraSokak 29.05.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CANSiyasi gündem notları: Üç süreç nerede kesişir veya nerede kopar? 27.05.2025 Tüm Yazıları
-
Umur TALUSizin en sevdiğiniz tahakküm hangisi! 27.05.2025 Tüm Yazıları
-
Taner AKÇAMRuşen Çakır’ın Abdurrahim Semavi ile Kürt açılımı görüşmesi 27.05.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZ12 Mayıs, Bahçeli, mecburiyetler 21.05.2025 Tüm Yazıları
-
Berat ÖZİPEKYolsuzluklar, barış ve biz 21.05.2025 Tüm Yazıları
-
Hikmet MUTİAsoyşeytit Pres ' den Cemşit K.nın canlı PKK kongre izlenimleri... 13.05.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet AKAYOtoriterlikten Demokrasiye 12.05.2025 Tüm Yazıları
-
Metin Karabaşoğlu‘Türkiye Müslümanları’ kimler oluyor? 11.05.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet ÖZTÜRKÇetin Uygur bir kitaba sığar mı? 10.05.2025 Tüm Yazıları
-
Gökçer TahincioğluBilek güreşi yoksa masayı mı kıracak? 28.04.2025 Tüm Yazıları
-
Sezin ÖNEYKopukluk ve “Anadolu Kırılması” 25.04.2025 Tüm Yazıları
-
Baskın ORANRahip Brunson ve öğrenci Rümeysa 25.04.2025 Tüm Yazıları
-
Yüksel TAŞKINİktidar milli iradeyi “tapulu arazisi” sandığı için büyük bir bedel ödeyecek 22.04.2025 Tüm Yazıları
-
Ayhan ONGUNDEMOKRATİK EĞİTİM MÜCADELESİNE ADANMIŞ YAŞAMLAR 21.04.2025 Tüm Yazıları
-
Nuray MERTVeda ediyorum 15.04.2025 Tüm Yazıları
-
Gülçin AVŞARŞizofrenik yurttaşlık 14.04.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan CEMALTerörsüz Türkiye! İyi güzel, peki ya demokratik Türkiye?.. 14.04.2025 Tüm Yazıları
-
Zeki ALPTEKİNTrump Küreselleşme Sürecini Geriye Döndürebilir mi? 13.04.2025 Tüm Yazıları
-
Pelin CENGİZTrump’ın yeni vergileri diye yazılır, ‘post modern merkantilizm’ diye okunur 7.04.2025 Tüm Yazıları
-
Cennet USLUİktidar neden umduğunu bulamadı? 2.04.2025 Tüm Yazıları
-
Mehveş EVİNBoykot ve sokaklar neden bu kadar korkutuyor? 2.04.2025 Tüm Yazıları
-
Hayko BAĞDATSokaklarda yükselen ses 28.03.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTCoğrafya kaderimizmiş… 23.03.2025 Tüm Yazıları
-
Selva Demiralpİmamoğlu krizi ve ekonomik yansımaları 20.03.2025 Tüm Yazıları
-
Selami GÜREL“Adı belirsiz” süreç hızlı ilerliyor 16.03.2025 Tüm Yazıları
-
Halil BERKTAYPKK ve Türk solcuları (4) “Dağlarında gerilla var memleketimin” 16.03.2025 Tüm Yazıları
-
Etyen MAHÇUPYANKürt ‘açılımı’nın nedeni Suriye değil, Türkiye! 15.03.2025 Tüm Yazıları
-
Abdullah KıranYeni süreç, umut ve endişeler 11.03.2025 Tüm Yazıları
-
Haluk YurtseverKaosta 'hegemonya' arayışı 11.03.2025 Tüm Yazıları
-
DOĞAN ÖZGÜDENÖcalan'ın ilk barış çağrısından 27 yıl sonra... 10.03.2025 Tüm Yazıları
-
Arzu YILMAZHodri Meydan 10.03.2025 Tüm Yazıları
-
Berrin SönmezCumhur İttifakı'nın ‘muhalefeti dönüştürme görevi…’ 28.02.2025 Tüm Yazıları
-
Doğan AKINAhmet Sever: Eşsiz, kırgın, yalnız… 26.02.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın ÜnalParti ve iktidar 25.02.2025 Tüm Yazıları
-
Murat YETKİNCHP’ye açılan soruşturmaların ortak hedefi Ekrem İmamoğlu 12.02.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KIVANÇİç duvarlar 10.02.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet İNSELOtoriter Nasyonal-Kapitalizmin Yeni Eşiği: II. Trump Devri 5.02.2025 Tüm Yazıları
-
KEMAL GÖKTAŞPınar Gültekin kararının anatomisi: Bu kararı ailenize izah edebilecek misiniz? 5.02.2025 Tüm Yazıları
-
İhsan DAĞIİmamoğlu nasıl kurtulur? 1.02.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ata UÇUMDEVLET VE KÜRTLER SORUN DEĞİL KONU! 26.01.2025 Tüm Yazıları
-
Şeyhmus DİKEN“Mesele”yi hayatın içinden çözmek 26.01.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal ÖZTÜRKKürt meselesindeki psikolojik bariyerler 17.01.2025 Tüm Yazıları
-
Cemile BayraktarKürt meselesinin toplumsal boyutu 16.01.2025 Tüm Yazıları
-
Seyfettin GürselEkonomik büyümede iyimser olunabilir mi? 13.01.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANErdoğan’ın planı tuttu 13.01.2025 Tüm Yazıları
-
Münir AKTOLGABATI’DAN FARKLI BİR ÖRNEK OLARAK TÜRKİYE’DE VE ARAP ÜLKELERİNDE DEVRİMCİ DÖNÜŞÜM DİYALEKTİĞİ... 16.12.2024 Tüm Yazıları
-
Necati KURBÜYÜK TÖS BOYKOTU 15.12.2024 Tüm Yazıları
-
Hakan AlbayrakDevrim 10.12.2024 Tüm Yazıları
-
Cenk DoğanÜRETİCİLERE İLK OLARAK KOOPERATİF LAZIM 4.12.2024 Tüm Yazıları
-
Cevat KORKMAZFiller ve Çimen... 22.11.2024 Tüm Yazıları
-
Tuncer KÖSEOĞLUTamirhanelere giden toplar… 4.11.2024 Tüm Yazıları
-
Ayşe HÜRDevletin Muhteşem Örgütlenmesi: 6-7 Eylül 1955 Pogromu 9.09.2024 Tüm Yazıları
-
Abdurrahman DilipakHakikat’e savaş açan troller! 26.08.2024 Tüm Yazıları
-
Ferhat KENTEL“Maarif” marifetiyle yeni “makbul vatandaş” kurma çabaları 26.07.2024 Tüm Yazıları
-
Banu Güven“Bozkurt” Almanya’da sahaya indi 4.07.2024 Tüm Yazıları
-
İBRAHİM Ö. KABOĞLUDevlet ve yürütme kaç başlı? 27.06.2024 Tüm Yazıları
-
Gürbüz ÖZALTINLICHP’nin normalleşme politikası Erdoğan’a mı yarar? 21.06.2024 Tüm Yazıları
-
Oya BAYDARBir yazamama yazısı 14.06.2024 Tüm Yazıları
-
Bayram ZİLANAK Parti’de değişim gecikiyor mu? 4.06.2024 Tüm Yazıları
-
Soli ÖzelBetül Tanbay'ın gözünden "Gezi"nin tarihi 30.05.2024 Tüm Yazıları
-
Reha RUHAVİOĞLUTürkiye’de Kürtçenin Durumu: Gidişat, İmkânlar ve Fırsatlar 18.05.2024 Tüm Yazıları
-
Abdulmenaf KIRANNeden Yeterli Halk Desteği Alamıyoruz! 8.04.2024 Tüm Yazıları
-
SİBEL HÜRTAŞ31 Mart'ın merkez üssü: Pazarcık ve Elbistan 8.04.2024 Tüm Yazıları
-
Atilla AytemurBingöl Erdumlu Kitabı: Film gibi hayat* 24.01.2024 Tüm Yazıları
-
Zülfü DİCLELİ“Gazze’deki Uzun Savaş” 10.01.2024 Tüm Yazıları
-
Şahin ALPAY"Ergun Abi"ye veda 10.11.2023 Tüm Yazıları
-
Ahmet ALTANYüzyıllık cumhuriyet başarılı mı başarısız mı? 29.10.2023 Tüm Yazıları
-
Levent GültekinDin, insanları kardeş yapar mı? 26.09.2023 Tüm Yazıları
-
Ayhan AKTARŞair Roni Margulies’in ardından… 7.08.2023 Tüm Yazıları
-
Ceyda KaranBiden ve iki cephede birden yenilgi 30.06.2023 Tüm Yazıları
-
Orhan Kemal CENGİZMuhalefetin sınavı asıl şimdi başlıyor 1.06.2023 Tüm Yazıları
-
Roni MARGULIESMutlu bitmiş bir göç öyküsü 20.05.2023 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇERYeni Bir Çözüm Süreci Ne Kadar Mümkün? 6.05.2023 Tüm Yazıları
-
Burhanettin DURANTarihi Yol Ayrımındaki Kritik Seçim 6.05.2023 Tüm Yazıları
-
Celal BAŞLANGIÇKendini kurtarmak için Erdoğan, Erdoğan’ı reddedecek! 14.04.2023 Tüm Yazıları
-
Sedat KAYAİNSANLIĞIN ÖLÜMÜ 5.03.2023 Tüm Yazıları
-
Ergun AŞÇIErsagun Hanım 5.03.2023 Tüm Yazıları
-
Uğur Gürses‘Dolambaçlı katlı kur’ yolunda 23.01.2023 Tüm Yazıları
-
Besim F. DellaloğluMesafenin Sosyolojisi 16.12.2022 Tüm Yazıları
-
Hidayet Şefkatli TUKSALKur’an kurslarında yatılı eğitim ve çocukların korunması 15.12.2022 Tüm Yazıları
-
Nergis DemirkayaAltılı Masa ortak yönetim planı: Her partiye bir yardımcı bir bakan 17.11.2022 Tüm Yazıları
-
Nabi YAĞCIŞaşıyorum gerçekten… 24.10.2022 Tüm Yazıları
-
Berin UYARONLAR İÇİN... 12.09.2022 Tüm Yazıları
-
İbrahim UsluSeçmen yolsuzluğu önemsiyor mu? 9.09.2022 Tüm Yazıları
-
Hasan GÜRKAN“SEVMEK YİNE DE BİR SARRAF İŞİDİR, YERYÜZÜ KİTAPLIĞINDA” 18.08.2022 Tüm Yazıları
-
Oktay Cansın EMİRALSAVAŞ VE ZAMAN 7.08.2022 Tüm Yazıları
-
Özgül Üstüner COŞKUNİnceden 5.07.2022 Tüm Yazıları
-
Namık ÇINARBir toplumun geri kalma inadı 21.06.2022 Tüm Yazıları
-
Barış SoydanGıda Komitesi’nin ve enflasyonla mücadelede başarısızlığın acıklı öyküsü 21.06.2022 Tüm Yazıları
-
Melih ALTINOKAna muhalefet lideri Akşener mi olacak? 14.06.2022 Tüm Yazıları
-
Mehmet BARLASAnkara’yı sel aldı 14.06.2022 Tüm Yazıları
-
M.Latif YILDIZİKİ MEZAR, İKİ İNSAN ve IRKÇILIK 12.06.2022 Tüm Yazıları
-
Atilla YAYLAKanunlar ve fiyatlar 10.06.2022 Tüm Yazıları
-
Fatma Bostan ÜNSALBu kez Günah Keçisi SADAT mı? 23.05.2022 Tüm Yazıları
-
Fikret BilaKılıçdaroğlu’nun adaylığı 23.05.2022 Tüm Yazıları
-
Ahmet İlhanBurhan Sönmez’in İstanbul İstanbul’unda Yerin Altı ve Üstünde Ne Yaşanıyor? 15.05.2022 Tüm Yazıları
-
Yavuz BAYDARİmamoğlu olayı ardından: ’Altılı Masa’ bir ortak aday çıkarabilecek mi? 9.05.2022 Tüm Yazıları
-
Kübra ParSessiz İstila belgeseli ve sığınmacı meselesi 9.05.2022 Tüm Yazıları
-
Ergun BABAHANTürkiye’nin patlamaya hazır yeni kırılma hattı: Suriyeliler 22.04.2022 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
8.02.2019
23.11.2018
20.11.2018
16.11.2018
13.11.2018
10.11.2018
6.01.2018
3.01.2018
30.10.2018
26.10.2018