Murat AKSOY
17 ve 25 Aralık'ta ortaya çıkan yolsuzluk ve rüşvet iddiaları karşısında AK Parti, savunma durumuna geçip, her iki iddiayı da hükümete karşı yolsuzluk kılıfı giydirilmiş bir "darbe" girişimi görerek savuşturmaya çalıştı.
Bu tarihlerlerden itibaren Emniyet'te 7 binin üzerinde, hâkim ve savcılardan 200'e yakın isim yer değiştirdi. Tüm bu yer değişiklikleri hukuki bir gerekçe olmadan, hükümet imkânlarının keyfi kullanılması ile gerçekleşti.
Dert paralel yapı mı?
Peki tüm bunlar, AK Parti'nin darbe girişimi karşısında attığı meşru adımlar olarak mı yoksa kendini kurtarmaya yönelik adımlar mı?
Bu soruya, yapılanların darbeye karşı savunma hattı kurmak olmadığı açık.
AK Parti'nin bürokrasi ve yargıdaki yer değişiklikler, HSYK'nın içinde üç daire arasında yapılan yer değişikleri ve Cumhurbaşkanı'na giden yeni HSYK yasa tasarısı bir bütün olarak değerlendirildiğinde bunların hiç biri sivil siyasetin alanının yok edecek olan darbeye karşı atılmış adımlar değil.
Bu adımların her birinin temel işlevi, ortaya çıkan yolsuzluk ve rüşvet iddialarını gündemden düşürmek, soruşturmaların akamete uğratmak ve belki de arkasından gelebilecek daha büyük iddiaların önünü kesmek olarak kamuoyunda yer etti.
Bu adımların hiç biri Başbakan Erdoğan'ın ifade ettiği gibi "paralel devlet" tasfiye edilmesi için atılmış değil.
Mücadelenin yolu
Başbakan Erdoğan ve hükümetin önceliği paralel devlet, devlet içinde örgütlenmiş ve devlet dışında güçlerin emrinde olan bir yapı tasfiye etmek olsaydı izleyeceği yöntem bu olmazdı.
Erdoğan ve hükümetin paralel yapı ile mücadelede samimi olduğunu göstermesinin yolu, siyasetin alanının daraltan, yargıyı yürütmeye bağlayan, bürokraside neredeyse keyfiyete varan adımlar atmak yerine tam tersine siyaseti devreye sokacak adımlar atardı. Çünkü darbe girişimi özünde tüm siyasal alanı yok edeceği için, onunla mücadele iktidar partisinin tek başına yürüteceği mücadeleden çok tüm siyasi partilerin ve STK’ların işbirliği ile başarılı olur.
Eğer bugün AK Parti, paralel devlete karşı mücadele etme iddiasında yalnız kalıyorsa; bunun nedeni bu süreçte siyaseti, siyasi partileri yanına değil karşısına almasıdır. Oysa AK Parti, siyasetin alanını daraltan darbe girişimine karşı, siyasi partilerle işbirliği yapacağına onları suçlama, onları paralel devletin uzantısı olmakla suçluyor. Bu ise elbette inandırıcılık sorunu olarak karşımıza çıkıyor.
Gerçek öncelik siyaseten katleden darbe girişimi ise AK Parti’nin yapması gereken, siyasal rekabet ve siyasal çıkar gözetmeden bu darbe girişimine, paralel devlet iddiasına ilişkin tüm bilgi ve belgeleri başta muhalefet partileri olmak üzere gerekirse kamuoyu ile paylaşmaktır.
Eğer gerçek sorun paralel devlet ise bununla mücadelenin yolu siyasi meşruiyeti olan demokratik bir siyasal aks inşa etmektir. AK Parti’nin en uzak olduğu seçenek budur.
Biraz da yolsuzluk
Eğer AK Parti, bu süreci ısrarla darbe girişimi ve paralel devlet ile açıklama girişimi onu yalnızlaştırmaktadır. Çünkü darbe girişimi ve paralel devlet iddiasıyla bürokraside büyük yer değişikliği yapan, yargıyı hükümete bağlamaktan çekinmeyen hükümetin; ucundan az da olsa yolsuzluk iddiaları hakkında bir şeyler söylemesi gerekmez mi?
Paralel yapıya, darbe girişimine bu kadar vurgu tapan bir iktidarın yolsuzluk iddiaları konusunda bu kadar sessiz kalması hatta adı geçen aktörleri siyasetsen koruması; Türkiye’nin demokrasi yolunda gideceği yolun uzunluğunu gösteriyor.
AK Parti 2012 yılına kadar siyasi yelpazede meşruiyetini toplumdan alması açısından yalnız bir parti idi. Ama şimdiki yalnızlığı siyaseten değil aldığı meşruiyet ile tek parti olma ve devleti partileştirme girişiminden dolayı.
twitter: @murataksoy
T24
Yazarlar
-
Yıldıray OĞURSessizlik neden en büyük tehdittir? 25.06.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciHer şey yolunda ise bu fahiş faiz nedir? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUSaldırılarla İran’a ‘‘Ölümlerden ölüm beğen’’ denildi 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanFatih Altaylı’yı hapse atacağız diye hukuku dibine kadar zorladılar 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEDış Cephe ateş altında iken İç Cephe ne durumda? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA"Masada Milyonlar Var;"Barış, Özgürlük ve Demokratik Toplum İçin Örgütlenmeliyiz 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞDoğru, ülke güvenliği demokrasisiz de sağlanabilir fakat bunu durmaksızın tekrarlamakta bir sorun va 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan AKTAŞTahran bir kez daha bombalanırken 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluYeryüzü artık bir Vahşi Batı… 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇSavaşın meşruiyeti ve ahlaki üstünlük meselesi 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRİDAMCI İRAN, SOYKIRIMCI İSRAİL DEVLETİ Mİ? 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞUCUBE SİSTEM CEHENNEMİ… 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNİran'ın zor seçimi: Topyekûn savaş ya da taksitle ölüm 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akdoğan ÖzkanWashington’un İran takıntısının şifreleri 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Y. YılmazFıkra gibi ülke ama gel de gül! 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYRusya, Suriye’den sonra İran’ı da kaybedebilir 22.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUKürt meselesinde CHP’nin yakın dönem öyküsü 21.06.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuÖcalan İsrail için ne dedi? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Çiğdem TOKERZeytin ağaçları ve şirketokrasi 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi: Neo-Mussoli’nin “Havuz Medyası” 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunDevlet “devletimiz” olur mu? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMANTürkiye için bir fırsat: CHP’de yeni kuşak siyaseti 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUYeni milliyetçilik ve Öcalan 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİBahçeli'ye muhalefet ikna oldu da ortağı olmadı mı? 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünOyun içinde oyun… 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçaySıcak yaz 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRNihai hedef Türkiye mi? 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cansu ÇamlıbelCHP Grup Başkanvekili Gökhan Günaydın: CHP anayasa değişikliği masasına oturmayacak, öyle bir komisy 18.06.2025 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
8.02.2019
23.11.2018
20.11.2018
16.11.2018
13.11.2018
10.11.2018
6.01.2018
3.01.2018
30.10.2018
26.10.2018