Murat AKSOY
Geçtiğimiz hafta bir yazımda Diyanet İşleri Başkanlığı’na (DİB) ayrılan bütçenin ne anlama geldiğini analiz etmeye çalıştım.
O yazıda ve daha önceki bu bağlamda yazdığım yazılarda odaklandığım temel tartışma, siyasi iktidarın yukarıdan aşağıya yürüttüğü toplumsal mühendislik projesinin ne anlama geldiği ve hangi araçlarla yürütüldüğü oldu.
Bu tartışmayı önemli buluyorum çünkü, bunun farkında olduğumuz ölçüde; siyaseten yanlışlığını ifade edebilir ve buna karşı alternatif siyaset geliştirebiliriz.
Bu projenin temeli, yeni bir vatandaşlık tanımı ve bunun kamusal inşasıdır. Bu vatandaşlığın temeli Cumhuriyet döneminin referansı olan “Türk/laik” değil,“Türk/Sunni” kimliktir. Bu dönüşümle hedeflenen, Sünniliğin özel alanda dinsel bir kimlikten çok kamusal alanda görünür olarak kültürel kimliğin ana taşıyıcısı olmasıdır. Bunu sağlayan ise siyaseten “partililik”tir.
TERCİH KRİTERİ: PARTİLİ OLMA
Mesela kamuya personel alımında KPSS sonucundan çok, mülakatların belirleyici olmasının; bürokraside yapılan atamalarda liyakatin değil yakınların kayrılmasının öne çıkmasının temel nedeni bu siyasal tercihtir.
Devletin kamusal yüzünde tercihlerin bu yönde olması, devletin iktidarın siyasal tercihine göre bir rengeboyanmasıdır. Toplumda var olan çoğulculuğun yok sayılmasıdır.
Devletle iş yapmanın, onun tarafından muhatap alınmanın yolu bu kimliği kamusal alanda bir üst kimlik olarak kabullenilmesinden, kabullenilmiş görünmesinden geçmektedir.
Böylece kültürel, siyasal ve ideolojik olarak farklı olanlar devletten ve kamusal alandan dışlandığı ölçüde, bu farklılıklar ancak özel alanda yaşanabilir kimlikler haline gelmektedir.
Bu devletin sadece siyasal değil kültürel kimlik olarak da muhafazakârlaşmasıdır.
Devletin araç ve imkanları ile sürdürülen bu projenin başarılı kılacak bir unsur da; iktidarda kalınan süredir. İktidar süresi uzadıkça bu projenin topluma nüfuz etmesi, bu açıdan başarılı olma imkanı artmaktadır. Ki, siyaseten uzun süre iktidar hedefinin ana nedeni de büyük ölçüde budur.
Hakim parti olma hali, bu projenin başarılı olmasının da koşullarından biridir bu haliyle.
DEVLET ELİYLE MUHAFAZAKÂRLAŞMA
Yürütülen bu projeyle devlette yaşanan değişimin sıradan vatandaşlar olarak iki yönüyle yaşamaktayız.
İlki devlet kurumlarında yaşanan kimliksel ve kültürel değişim. Bu değişim kaçınılmaz bir homojenşme olarak yaşanıyor.
İkincisi de bu değişimin, toplumsal düzlemde gündelik hayata eklemlenerek toplumu kuşatması ve üst norm haline gelmesi.
Bu dönüşümü, tehlikeli hale getiren ise; 1) kendiliğinden yani toplumsal değişim ve toplumsal taleplerin sonucu olmayıp, iktidar projesi olarak yukarıdan aşağıya hayata geçirilmesi ve 2) toplumdaki farklı olanla eş düzeyli bir ilişkiyi değil bu farklılıklar üzerinde hegemonya kurma hedefi taşımasıdır.
İLKİ TARJEDİ İKİNCİSİ KOMEDİ OLUR
Bugün ideolojik farklılıkları ne olursa olsun muhalefetin, farkında olması gereken bir gerçek de budur. Bu yüzden bu büyük kimliksel ve kültürel dönüşüme karşı da politikalar geliştirmesi önemlidir
Dahası siyasi iktidarın görmesi gereken şudur; bu mühendislik projesi denendi ve bugün yaşananlar gösteriyor ki, başarısız oldu.
Unutulmamalı ki, “Tarihte olaylar ilkinde trajedi, ikincisinde komedi olarak tekerrür eder”.
Şunu kabul edelim ki, Türkiye heterojendir ve öyle olmaya devam edecektir. Toplumda var olan kimliklerden birinin devlet tercihiyle üst kimlik olarak kabul edilmesi ve toplumsal farklılıkların bu kimliğe benzetilmesi kısa vadede başarılı olabilir ama uzun vadede başarısızlığı mahkumdur.
CUMHURİYETİN DEMOKRATİKLEŞTİRİLMESİ
Bunun için Türkiye’nin içinde bulunduğu siyasi, ekonomik, toplumsal sorunları aşması, devletin/iktidarın toplumsal farklılıkları kabul etmesi ve bu farklılıklara eşit mesafede yaklaşmasıyla mümkündür. Kısaca devletin/iktidarın toplumsal farklılıklarla, muhalefetle konuşabilmesi atılması gereken ilk adımdır.
Bu siyasi iktidar, geçmişte bunu başardı. Bunun bir kez daha başarmanın, toplumsal farklılıkları farklı ve eşit kabul etmenin önünde bir engel yok. Önümüzde atılması gereken sadece bir ama büyük bir adım vardır.
Türkiye olarak önceliğimiz, 29 Ekim’de ilan edilen Cumhuriyet değerlerinin İslami referanslarla tasfiyesi değil tam tersine Cumhuriyetin demokratik referanslarının güçlendirilmesidir.
Yazarlar
-
Ahmet TAŞGETİRENBölgede Trump operasyonu sürüyor 16.11.2025 Tüm Yazıları
-
Zeki ALPTEKİNEmeğin Sosyolojisi ve Kapitalizmin Geleceği: Marx vs. Marx 16.11.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolYenilikçi bir İslam düşünürü Gannuşi 16.11.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKRus cinleri imana nasıl hizmet etti? Tuhaf bir Soğuk Savaş hikâyesi 16.11.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CANMahkemeye düşmüş siyaset 16.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEAhtapotun kolları 16.11.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORU3809 sayfa ve temel çelişki 16.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluÇözüm sürecinin CHP’si daha merkezde 15.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUÖzel ve CHP’ye dair son gözlemler 15.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerPATRON KİM? 15.11.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURAK Parti üzerine doktora yapmış bir CHP lideri…. 15.11.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçCHP hakkında kapatma davası açılır mı? Yok artık, daha neler! 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİÖzgür Özel'le kahvaltı: CHP nereye böyle? 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZBir iddianameden fazlası: CHP’yi dizayn girişimi 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
DOĞAN ÖZGÜDEN"Arananlar" zulmü ne zaman son bulacak? 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuSuriye’de ‘altın oran’ nedir? 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜRBakın Şahan'ı şikayet eden kimmiş? Her balkona havuz yapan müteahhit savcıya koştu! 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Sedat KAYAİmamoğlu'na istenen 23 asırlık tarihi ceza: Roma İmparatorluğu kurulduğunda hapse girseydi hala ceza 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANİddianamenin ruhu siyasi 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciBir iddia-nağme 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİKemalizm’in dindarlarca rehabilitasyonu 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
KEMAL GÖKTAŞBir “yalanlama” yalanı: CHP üyeliği ve Kanada’ya iltica meselesinde gerçekler 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraMemnuniyetsizler 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehveş EVİNYerel yönetimlerle işbirliği kültür politikası için hayati 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇERDemokrat Kral’ın anıları 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTBelediyenin açıklaması gerçekleri gizliyor mu? 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYAEnternasyonalizm ve Demokratik Toplum Çağrısı... 12.11.2025 Tüm Yazıları
-
M.Latif YILDIZÇÖZÜM SÜRECİ KOMİSYON VE EKMEN 12.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanYeşil sarıklı hocalar bize böyle anlatmamışlardı 12.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünBaşarılı bir diplomasi örneği… 12.11.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRHSK neden suskun? 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUKürtler davete icabet ediyorlar 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNAkdeniz’den Hazar’a hizalananlar ve Colani’nin Beyaz Saray günü 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRAK Parti’nin 23 yılı: Kitle partisinden devlet partisine, siyaset dilinden güvenlik diline bir dönüş 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞÖcalan 70’lerde mi kalmış? 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan TuğalSosyalist yükseliş dağınık ama yine de oligarşiye bir darbe 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasDüşmanımız kimdir bizim? 11.11.2025 Tüm Yazıları






































Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
8.02.2019
23.11.2018
20.11.2018
16.11.2018
13.11.2018
10.11.2018
6.01.2018
3.01.2018
30.10.2018
26.10.2018