Murat AKSOY
Dün Taksim Hill Otel'de Hrant Dink'in ailesi ve avukatları bir basın toplantısı düzenlediler. 5 yıl süren dava sonucunda 17 Ocak'ta verilen kararla Hrant Dink bir kez daha öldürüldü. Savcının aksine iddialarına rağmen, hakim ortada terör örgütü olmadığına hükmetti. Oysa savcı terör örgütünün varlığını mütalaasında 17 maddi delil ile temellendirmesine rağmen dava böyle sonuçlandı.
Davanın böyle sonuçlanmasının ardından cinayeti Cumhurbaşkanı Abdullah Gül'ün talimatı ile soruşturan Devlet Denetleme Kurulu (DDK) Raporu yayınlandı. Rapor, bazı bölümlerinin "devlet sırrı" gerekçesiyle kapatılmasına rağmen önemli tespitlerde bulunuyordu. DDK raporu, "Hrant Dink'e yönelik bir tehlikenin varlığının emniyet ve jandarma personelince öğrenilmiş olduğu, Hrant Dink'in korunmasına yönelik istihbarat birimlerinin gerekli çalışmaları yapmadığı ve işbirliğine gitmediği, idari makamların Hrant Dink'e yönelik oluşan riskleri bilebilecek durumda olmalarına rağmen, her kademedeki sorumluların zincirleme eylemleri sonucunda tehlikeyi önlemek için gereken tedbirlerin alınmadığı" vurgulandı.
Gerek Anayasa'nın 17. maddesinde gerekse iç hukukun bir parçası durumunda olan Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi'nin 2. maddesinde ifadesini bulan yaşam hakkının korunması hususundaki pozitif yükümlülüğün yerine getirilmediği ve böylece ağır bir kamu hizmet kusurunun oluşumuna sebebiyet verildiği belirtilen raporda, "İdare organlarınca sürdürülen soruşturmalarda yasal olarak öngörülen süreçlere uyulmakla birlikte, gerek kamu görevlilerinin yargılanmasına ilişkin mevzuat düzenlemelerinin niteliğinden gerekse kamu görevlilerinin soruşturulması hususunda izlenen yöntemlerdeki hatalar/yanlışlıklar ve diğer eksiklikler sebebiyle yürütülen soruşturmalardan etkin bir sonuç alınamadığı kanaatine ulaşılmıştır" tespiti de yapılmıştır.
Bu raporu 14 Aralık 2010'da kesinleşen Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi'nin (AİHM) Dink-Türkiye Kararı ile birlikte okuduğumuzda Türkiye'nin yapması gerekenler ortaya çıkmaktadır. AİHM davada Türkiye'nin Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi'nin (AİHS) dört kez ihlal edildiği sonucuna vararak Türkiye'yi oy birliği ile mahkûm etmişti. Dünkü toplantıda bu hatırlatıldı. Rakel Dink'in ifadesi ile Dink davası bir yüzleşme davası.
Türkiye'nin taraf olduğu sözleşmeler ve AİHM kararı gereği Dink Davası'nda bazı somut adımlar atmak zorunda olduğu hatırlatıldı. Atılması gereken bazı adımlar avukatlar tarafından şöyle sıralandı.
"- Hrant Dink'in öldürüleceği bilgisine sahip oldukları halde önleyici, koruyucu önlemler almayan bütün sorumlular tespit edilmeli ve cinayetin işleneceğini bildikleri halde neden hareketsiz kaldıklarının ortaya çıkarılması ile sorumlular hakkında caydırıcı cezai yaptırımlar uygulanması acilen gerçekleştirilmelidir. Bu sorumluların yargılanan örgütle ilişkileri ve örgüte yardımları doğrudan savcılarca araştırılmalıdır.
- Cinayetin ardından, delilleri yok eden, gizleyen, değiştiren, katil zanlısına kahraman muamelesi yapan tüm sorumlular hakkında, etkili soruşturmalar yürütülmelidir. Yine bu sorumluların halen yargılanmakta olan sanıklarla ilişkileri ve örgüte yardımları hususu aydınlığa kavuşturulmalıdır.
- 4483 Sayılı Yasa uyarınca ya da Trabzon Savcılığı'nca yürütülen ancak cezasızlıkla sonuçlanan tüm soruşturmalar yeniden yargılama konusu yapılmalıdır.
- Etkili bir soruşturma yolu olmadığı AİHM kararlarıyla saptanmış olan 4483 Sayılı Yasa'da değişiklik yapılarak, inceleme ve karar merciinin bağımsızlığı ve tarafsızlığı sorununun giderileceği, kararların denetiminin tam yetkili bir yargı mekanizması tarafından yürütüleceği, mağdur ya da şikayetçinin sürece dahil edileceği düzenlemeler yapılmalıdır."
Yukarıdaki sıralanan adımlar, aslında Başbakan Erdoğan'ın dava sonrasında yaptığı "Dink davası Ankara'nın dehlizlerinde kaybolmaz. Altı dilde söylenen Sarı Gelin türküsünü, Şişli'de sıkılan bir kurşun susturamaz" çağrısından başka bir şey değil. Dink ailesi ve avukatlar bunu hatırlattı.
Sivas'ı unutmayalım
Önceki gün Ankara 11. Ağır Ceza Mahkemesi Sivas katliamı ile ilgili bir utanç kararı daha verdi. Yıllardır kamu dairelerinde pekçok işini gören ama mahkeme tarafından bulunamayan 5 sanık için dava zamanaşımından düştü. Hakimin, bu kararı hukuki gerekçelerle meşrulaştırması ikna edici değildir.
Bu karar, Dink Davası'nda savcının "terör örgütü var" mütalaasına rağmen, hakimin "var, ama ıspat edemiyorum" mazereti ile kendini savunmasına benziyor.
Sivas Davası'nda verilen karar bir kez daha hukuk metinlerinden daha önemli olanın uygulayıcıların zihniyet ve yorumu olduğunu göstermiştir. Gördüğümüz bir diğer gerçek de, bu konuda almamız gereken uzun bir yolun varlığıdır.
Yazarlar
-
Mustafa PAÇALEş Şara’dan yeni bir Esad çıkarmak mı? 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRBu durumda AİHM yetkilileri de Trump’tan yardım istesin… 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEABD, Suriye için neye karar verdi? 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENKürt Sorunu 2.0’a Hazır mıyız? 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUErdoğan’ın ötesi… 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraKaçıncı CHP? 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldız ÖNENGüney Amerika’da büyüyen gölge 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜRLaleli Çamaşırhanesi -3- Videoya çektiler: ‘Cırt’ sesi geldikçe bağırıyor! “Maşallah, Maşallah!..” 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİKandil’in polemikçisi şampanya sosyalistlerine karşı 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇERHarakiri Bütçesi 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUÖcalan’ın mektubu üzerine bazı gözlemler 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞEntelektüel üretimin kaybı-Rejimin vesayeti-Siyasetin iflası 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluBüyük sorunları çözememe serisi bu kez bitecek mi? 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Berrin Sönmezİktidar politikası ters mi tepiyor, tersine mi işletiliyor? 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANİktidarın ağzındaki bakla!... 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanAmerika çökmekte olan bir uygarlık mı? 12.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi EgilmezOrta sınıf nereye gitti? 12.12.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuCeylanpınar cinayeti… 12.12.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUSeçime henüz vakit varken sandık hesabı 12.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAKANBahis oynayan bakan kim?.. CASUS KİM?.. 12.12.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolAK Partili bir okurla sohbet 12.12.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZÖzel’in bütçe konuşmasında sürece dair mesajları 12.12.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilTürkiye neden sanayileşemiyor: Sermayenin, güvenin ve kurumların zayıflığı öyküsü 11.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYAJohn Holloway ; Abdullah Öcalan’ın Kuramı Devrim İhtimali Fikrini Yeniden Düşünülür Hale Getiriyor! 11.12.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciEn büyük tehlike NÜFUS yokluğu 11.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇHakim sınıfın iki zümresi 11.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENFeti Yıldız kime sesleniyor? 11.12.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURSuriye bir kere daha çözümü bozabilir mi? 10.12.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTElveda Lenin ve Düzce Belediyesi… 10.12.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasSokak çeteleri devlet kurumlarına karşı 9.12.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan TuğalHay'at Tahrir el-Şam'ın Evrimi ve Suriye'nin Geleceği 9.12.2025 Tüm Yazıları
-
Selva DemiralpHissedilemeyen büyümenin anatomisi 9.12.2025 Tüm Yazıları
-
SİBEL HÜRTAŞCHP programı halka ne vadediyor? Nasıl bir parlamenter sistem? 9.12.2025 Tüm Yazıları


































Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
8.02.2019
23.11.2018
20.11.2018
16.11.2018
13.11.2018
10.11.2018
6.01.2018
3.01.2018
30.10.2018
26.10.2018