Murat BELGE

Murat BELGE
Murat BELGE
Tüm Yazıları
Genel yabancı düşmanlığı
18.08.2013
2573

 Dün özellikle AKP saflarında görülen Batı düşmanlığından söz etmiştim. Ancak bu eğilim ya da ruh hali, yalnız AKP’ye özgü bir şey değil. Her halde MHP’nin “Batı dostu” olduğunu iddia edemeyiz. En şaşırtıcı olan da, tarihimizin en kararlı, en radikal “Batılılaşmacı” ideolojisi olan Kemalizm’in bugün tam bir Batı düşmanlığı noktasına varmış olmasıdır.

Yani eğilim son derece genel. Şu halde dar anlamda bir “Batı düşmanlığı”ndan çok “zenofobik ulusalcılık”tan söz edebiliriz; çünkü siyaset alanında şu çizginin, bu eğilimin “Batı düşmanı” olması, onların aynı zamanda “Doğu dostu” ya da “Üçüncü Dünya” dostu vb. olmaları anlamını içermiyor. Dünyanın o kısımları dünyanın gidişini Batı ölçülerinde biçimlendirmediğine göre şimdilik oralarla ilgilenmiyoruz. Yoksa, Nihat Atsız’ın vasiyeti, Türkiye’de, özellikle de “politize Türkiye’de”, altını pek çok kişinin imzalayacağı bir listedir.

Bugünkü “Nasyonal Sosyalizm” aşamasına gelmeden, sosyalistler henüz sosyalistken, “emperyalizm” edebiyatından geçilmezdi. Ama emperyalizmin gadrine uğramış hangi ülkenin sorunlarını biliyorduk, halkını tanıyorduk? Anti-emperyalist savaş veren birileri lehine slogan atmaktan öte bir bilgimiz veya bir ilgimiz var mıydı?

Türkiye’deki, “Batı” değil, genel olarak “yabancı” düşmanlığı, gerçek anlamda bir “anti-emperyalist” duyarlılığın ürünü olan bir şey değildir. Çünkü Türkiye, öncelikle “Osmanlı” geçmişiyle, kendisi bir imparatorluktu. İlkin imparatorluk olmak için, sonra da imparatorluğu korumak için yaptığımız şeyler var. Bunları reddetmek, kınamak bir yana, tanımak için bile bir adım atmış değiliz.

Bu, özellikle Osmanlıcılığın en kararlı savunucusu AKP ve onun önderi Tayyip Erdoğan için geçerli. Sadece yeni yapılacak köprüye “Yavuz Sultan Selim” adını koymak için sergiledikleri inada bakın (kendi yurttaşlarının önemli bir kısmını incitmek pahasına ve Alevi Kırımı gibi tarihî olguları da reddederek, yeni tarih yazacak), bu tek-yanlı tutkuyu yeterince görürüsünüz. Bu tutkusuyla Erdoğan, Kanuni Süleyman’ı oynayan oyuncuyu, dizi boyunca atından indirmemekte kararlı görünüyor.

Bütün bu ögelerle örülmüş bir bilinçlilik, bir dünya görüşünden bakıp, “Emperyalist Batı” sloganları çığırmak, inandırıcı olmuyor. Bu, emperyalizmle mücadele etmek değil, “Benim emperyalizmime neden engel oldunuz?” kavgası.

Bu da, tarihimiz boyunca, her alanda karşımıza çıkan bir ideoloji, bir tavır. Artık aşılması gereken, ilkel ve saldırgan, anakronik bir ideoloji. Ama hâlâ sürüyor, çünkü bu alanın çarklarını işletmekten vazgeçmeyen güçler var. Şimdi AKP de net bir biçimde bu alanda yerini aldı.

“Şimdi” mi aldı? Bu elbette bir anda ortaya çıkmış bir tutum değil, bütün toplumdaki kökleri AKP’nin durduğu alanda da vardı. Ama AKP bu konuda, başkalarına göre daha denetimli duruyordu. Avrupa Birliği konusu epey bir süredir gündemden kalktı, unuttuk. Ama taze olduğu günlerde o vesileyle Batı düşmanlığının en sertini, en çığırtkanını Kemalist ulusalcılar yapıyordu. Onlara “anti-emperyalist ulusal Kurtuluş Savaşı” gerekli olduğu için, bugün de, AKP’ye “Batı’nın uşağı”, “Emperyalizmin yerli temsilcisi” diye yafta vurmaya devam ediyorlar.

AKP bir türlü inanıyordu da, geçici bir siyaset nedeniyle mi başka türlü görünüyordu? Sanmıyorum. Her ideolojide her şeyin en az iki tane değerlendirme kanalı bulunur. Dinî ideolojiler de böyledir. Bastığınız zeminde bütün dinlere hoşgörüyle yaklaşma politikası geçerliyse, bunun ideolojik gerekçelerini dinî ideolojide bulursunuz. Yok, koşullar değişti, “düşmanlık” mı gerekiyor, onu da bulabilirsiniz ideolojinizin kaynaklarında.

AKP’nin de bu dönüşü yapması yalnız kendi başına verdiği bir kararın (o kesimin hoşlanacağı deyimle, “aslına dönme”sinin) sonucu değil. AB’nin kendisi az uğraşmadı bu sonucu üretinceye kadar. O bakımdan AKP’deki değişimi anlıyorum.

Ama doğru bulmuyorum.

Yorum Yap

Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.

Yazarlar