Murat BELGE
Ahmet Hakan’a yapılan saldırı, bir rezaletti. Böyle bir olayın gerçekleşebildiği bir ülke dünya âleme nasıl yüz surat gösterir? Derken rezaletin arkası geldi. Tutuklanan tek bir kişi olması, birinci olay. İkincisi de Tayyip Erdoğan’ın usulen söylemesi gereken “tasvip edilemez” klişesinden sonra, aslında saldıranlara ne kadar hak verdiğini ortaya koyan sözleri, “tavsiye”leri vb. Her zamanki gibi gene her şeyin doğrusunu o biliyor, o söylüyor.
Saldırıdan, duruşmadan sonra ortaya çıkan bu durum, bundan sonra benzer saldırılara geçme özlemi duyanlara olabilecek en büyük teşvik oldu. “Haydi aslanlarım, meydan sizin,” dedi Tayyip Erdoğan.
Böylece pervasızlığının bir örneğini daha verdi. Bu görevini zaten hiç aksatmıyor. Her gün bir başka konuda en söylenmemesi gereken şeyleri söylüyor.
Örneğin Mekke’deki facia! Şimdi, Ahmet Hakan’a saldırıdan sonra, hele çeşitli AKP’liler, bu arada böyle olayları açık açık kışkırtanlar, “geçmiş olsun” falan derken, Cumhurbaşkanı’nın da iki çift kelâm etmesi beklenirdi, bekleniyordu –tabii bu kelâm değildi beklenen, ama başka türlüsünü söyleyemiyor. Evet, Mekke’deki olayla ilgili bir yorumda bulunması beklenmiyordu. Bir zorunluğu da yoktu. Ama Tayyip Erdoğan nerede ne olursa onunla ilgili ne düşünmemiz gerektiğini bildirmekle yükümlü hissettiği için kendini, hemen yorumunu yaptı ve gene en söylenmemesi gereken şeyi söyledi; yani, Suudiler’in bir kabahati olmadığını söyledi, olayı olağanlaştırdı. Bunun da “fıtrat cinayetleri” kategorisine girdiğini öğrenmiş olduk.
İktidarını sürdürmek için gerekli olduğuna inandığı gerilim ortamını devam ettirmek üzere yarattığı bu ufunetli atmosferde onun safında mücadele verenler de gitgide gemi azıya alıyorlar. İşte, Şırnak’ta polis arabasının arkasında sürüklenen ceset!
Bu vahşet bu ülkede, bu toplumda var. Yüzeyi azıcık kazıyınca altından hemen çıkıyor. Bundan önce de, PKK ile savaş tam gaz sürerken birtakım benzer durumlarla karşılaşıyorduk. Öldürdüğü adamın kulağını burnunu kesiyor, yanında gezdiriyor, eşine dostuna gösteriyor… Böyle çirkinlikler. Bir süreden beri çatışmalara ara verilince bu mide bulandırıcı işler de durulmuştu. Şimdi yeniden başlıyoruz.
“Adamı arabaya bağlayıp sürükleyin,” diye Cumhurbaşkanı kendisi talimat vermiyor elbette. Elbette İçişleri Bakanı da vermiyor. Oradaki polis müdürünün de vereceğini düşünemem. Kimse talimat vermiyor, ama olay oluyor, fotoğrafıyla sabit. Ogün Samast’la fotoğraf çektiren polisler gibi. Bütün somutluğuyla karışımızda.
Ortam ne kadar gerilirse, bu gibi vahşet eğilimleri de “kuvveden fiile” dökülür. “Talimat” vermiyorlar ama ortamı germekten bir gün geri durdukları yok. Onların gerdiği ortamda da bunlar “vaka-i adiye”.
Bir de şu var: yıllar önce polis İstanbul’da kitap fuarını basmıştı. Demirel, olayı eleştirenlere karşı polisinin önünde göğüs germiş, “Polisin elini soğutmayın” demişti. Zaten bu düşünce tarzının eksik olduğu bir zaman yok bu toplumda.
Olur olmaz bir savaş ortamı yarattınız, tabii emrinizde çarpışan askerleriniz olacak –asker, polis, özel tim vb. Şimdi, onların “elinin soğutulmaması” gerekiyor. “Tamam, bu yaptığın hoş bir şey değil, ama sen bize lazımsın,” deyip bir sırt sıvazlamasıyla bitireceksiniz.
Biri “tweet” mi atmış, bir yerde gördüm: “AKP’nin seçim bildirgesi” demiş, sürüklenen ceset için. Doğru. Bunların hepsi Tayyip Erdoğan rejiminin seçim vaatleri. Orada bazıları “Bu özel bir duruma özgü, bir taktik. Başarıya ulaşalım, sonra ortam da yumuşar” diye düşünüyor olabilir. Ama bu doğru değil. Geldiğimiz bu noktadan normale dönmek çok güçleşti.
En başta, bu gerginliğin en büyük sorumlusu Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’ın kendini denetlemesinin imkânı kalmamış.
Yazarlar
-
Mehmet Ocaktanİktidar, Bahçeli’nin hukuk uyarılarını dikkate almalı 13.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur Akgün8 Ağustos mutabakatı… 13.08.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURRojbaş İmamoğlu, geçmiş olsun Evre ve yeni YAE’cilere dostane uyarılar… 13.08.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciDemokrasi işgal edilirse… 13.08.2025 Tüm Yazıları
-
Taha Akyol‘Azerbaycan Turan yolu’ 13.08.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİKomisyon'un çimentosu Bahçeli 13.08.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞŞimşek, ÖTV, cari açık ve gümrük birliği 12.08.2025 Tüm Yazıları
-
Gülçin AVŞARSorumluktan kaçmak umuttan kaçmaktır 12.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Y. YılmazBöyle mahkemenin hükmüne adalet denir mi? 12.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZYeni çözüm süreci komisyonuna dair 12.08.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasBakü ve Erivan başardı, Türkiye kazandı 12.08.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUŞakülünden çıkmış bir ülke: Türkiye 12.08.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUTürkiye terörsüz olacak, bölünmeyecek.. Amenna.. Ya Suriye’den gelecek tehdit? 12.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİSon vatanı Türkiye olanlar ilk vatanı Türkiye olanlara vatanseverlik dersi veremez 12.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA15 Ağustos Toplumsal Devrime Giden Yol... 11.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞKOMÜNİST BİR YAZAR VE“İKİ KADIN İKİ AŞK…” 11.08.2025 Tüm Yazıları
-
Akdoğan Özkanİsrail ordusu, Gazze’de ekilebilir arazileri de sıfırlıyor 11.08.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNZengezur’a Trump kaması: Kime niyet kime kısmet? 11.08.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIR'Yeni Türkiye'de umudu yalnızca 51 kişilik komisyona bırakmalı mıyız? 11.08.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunÖzlemek ne uzun bir mesafe, Dersim… 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanDevleti yönetenler milletlerine güven vermek istiyor olsaydı… 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AlbayrakKadife eldiven zamanı 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRBU KOMİSYON NE ÇÖZER? 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Berrin SönmezTeo-politik inşaya karşı dinsel bireycilik: İtaat mı? İtiraz mı? 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilYolsuzluk: Çürümenin Kurumsallaşmış Hali 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKYeni Süreç, korkular ve umutlar 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçayBir dönüm noktasında mıyız? 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNE“Norm Devlet” üzerinde 19 Mart gölgesi 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENSüreç Olmasaydı 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Zeki ALPTEKİNÜretici Güçlerin Gelişiminin Motorlarından Biri Olarak Toplumsal-Sınıfsal Mücadeleler 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluGeri dönülmez çözümde son düzlük... 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUSiyaset CHP’siz, CHP siyasetsiz olmaz 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçKürt sorunu, komisyon ve Marx… 8.08.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuÇeteler çağı ve muhteşem çöküş… 8.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞAdemimerkeziyet: Dikey güçler ayrılığı ya da paylaşımı 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇİsa’nın takipçilerine sığınan Muhammed’in takipçileri 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTUtanmazlığın ve Çürümüşlüğün Belgesi: Sahte Diploma Skandalı 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Cemile BayraktarŞeffaf, açık ve çoğulcu 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Gökçer TahincioğluKalorifer kazanından rektör danışmanlığına ve öğretim görevliliğine uzanan yol: Sahte diplomaya ne g 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi: “İmralı’da Bir Mahkûm” 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraÇağdaş Türkiye 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEKaş yaparken göz çıkarmak 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Çiğdem TOKERİki öncü şirkete nasıl sızıldı: Denetimsizliğin çürüttüğü devlet 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜR‘Dijital devlet’ işgali: Girilmedik kurum yok! 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNKalemşörler ve Çubuk Ustaları da Silah Bıraksın! 5.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi EgilmezEkonomiyi düzeltmekle iş bitmez 5.08.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKBatı, Türkiye, ulus-devlet: Vazgeçmenin fırsatları ve riskleri 3.08.2025 Tüm Yazıları
-
Abdurrahman DilipakPartiler ve toplum nereye gidiyor? 3.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANErdoğan’ın korktuğu başına geldi 3.08.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRKomisyon hayırlara vesile olsun inşallah… 2.08.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞZora girmiş bir anlatı: “ABD emperyalizminin değişmez stratejik hedefi bağımsız Kürt devleti” 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Berat ÖZİPEKEzberler bozulurken mağduriyetler de son bulmalı 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYAzerbaycan ile Rusya arasında savaş çıkar mı? 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇERSüreç ya da Çözüm Komisyonu 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Umur TALUKötülük durur durur, seni de vurur! 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet AKAYAnkara, CHP, Çözüm Süreci ve Şam Arasındaki Tıkanıklık: 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENBeyaz Toroslu savcı olayına iktidar nasıl bakıyor? 27.07.2025 Tüm Yazıları
-
Abdullah KıranYeni süreç ve Suriye denklemi 27.07.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CANTartışmayı kazanmaktan önce becermek gerek 21.07.2025 Tüm Yazıları
-
Sedat KAYABeşiktaş düzene karşı çıktı: Sessiz devrimin adı olacak 19.07.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerULUSAL KİMLİK DAVASI 18.07.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMANTaşıyıcı koalisyonlar ve ormanın içindeki CHP 17.07.2025 Tüm Yazıları
-
Taner AKÇAMAcaba Kürt sorununun önündeki engel “Atatürk miti” mi? 14.07.2025 Tüm Yazıları
-
DOĞAN ÖZGÜDENKürt ulusunun kavgasında bir sosyalist lider 13.07.2025 Tüm Yazıları
-
KEMAL GÖKTAŞDemirtaş’a Kobane mahkumiyeti: Gerekçedeki “10 kusurlu hareket” 28.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan AKTAŞTahran bir kez daha bombalanırken 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cansu ÇamlıbelCHP Grup Başkanvekili Gökhan Günaydın: CHP anayasa değişikliği masasına oturmayacak, öyle bir komisy 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın SelcenDemokrasiye giderken cumhuriyetten olmak 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hikmet MUTİAsoyşeytit Pres ' den Cemşit K.nın canlı PKK kongre izlenimleri... 13.05.2025 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
1.08.2025
28.07.2025
22.07.2025
30.06.2025
16.06.2025
9.06.2025
23.05.2025
21.05.2025
12.05.2025
5.05.2025