Mustafa Karaalioğlu
Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın önce “İslam’ın güncellenmesi lazım” diye başlayan, ardından “İslam’ın değil ama İslam anlayışındaki yanlışlıkların düzeltilmesi lazım” şeklinde gelişen açıklaması bir tartışmanın kapısını araladı. Yanlış anlaşılan şekliyle de düzeltilmiş haliyle de bunun alıcısı çok bir konu olduğu muhakkaktır. Vakıa, geleneksel anlayışta dinin özüyle alakası kalmamış birçok hüküm veya yorum veyahut da fetva ile kayda bağlanmış husus bulunmaktadır. Bunlar sadece sorulunca söylendikleri konuyla da sınırlı kalmayıp topyekün bir zihniyet meselesine dönüşmüş haldedir. İslam’ı bugünün meseleleri karşısında çaresiz ve yetersiz gösteren veya “bugünü” umursamayarak “işinize gelirse “ kabilinden, büyük ölçüde dogmatik bir düşünceye hapseden din yorumlarının hükümranlığı bir sır değildir. Sır olmadığı gibi günümüz İslam düşüncesinin, en önemlisi de “İslam ve hayat” başlığının en büyük meselesi olarak büyümektedir.
Kabul etmek lazım ki bütün bu tartışmanın temelinde kendi dünyasına hayran, kendi din yorumuna sıkı sıkıya bağlı ve başka anlayışları çoğu kez dinden dahi saymayan; malum tabirle onları tekfir eden zihniyet yatmaktadır. Bunların en cerbezeli olanları, ekran sevenleri veya hitabet şehvetine duçar olanları da bulunduğu gibi son zamanlarda başta kadın meselesi, aile hayatındaki helaller ve haramlar olmak üzere, cenneti garanti etmenin yollarına varan bir dizin konuda büyük bir sansasyon yaratmaya muvaffak oldular. Cumhurbaşkanı’nın tepkisinin de meselenin bilhassa kadın merkezli sosyal reaksiyonlarına bağlı olduğu anlaşılıyor.
***
Bununla birlikle, din anlayışındaki bitmek tükenmek bilmeyen problemleri yıllardır eleştirmekte olan alimler açılan bu yeni başlığa katkı sunmakta pek istekli olmadılar. “Biz zaten yıllardır bunu söylüyorduk. İşitmediğimiz hakaret kalmamıştı. Şimdi dediğimize geldiniz. Gün bizim günümüzdür” deyip tartışma için kolları sıvamadılar. Bu kez başka türlü eleştirilmek pahasına tedbiri elden bırakmadılar ve “biz yokuz” deme cesaretini gösterdiler.
Neden? Çünkü, din esaslı tartışmalar hiçbir surette devlet eksenle ve devlet talimatıyla tanzim edilemez. İslam anlayışında bir mesele varsa -ki vardır- bu devletin orta yolu bulmasıyla veya madde madde sıralayarak topluma istikamet vermesiyle düzeltilemez. Uzağa itmeye gerek var mı? Bırakın İslam dünyasını, bizatihi Türkiye tarihinde böyle girişimlerin ortayla çıkardığı sayısız başarısız örnek vardır.
Elbette Diyanet İşleri kurumu bu süreçte ilmi otorite merkezlerinden biri olarak sözünü söyleyecek ve yanlış bulduğunu dile getirecektir. Ama aynı zamanda ilmi ve sivil otorite makamındaki herkes de konuşacaktır. Zira bu tartışmalar sadece 2018 Türkiye’sinin tartışması değildir. 14 asırdan beri İslam dünyasının her köşesinde Kur’an mesajından peygamberimizin sünnetine kadar cümle kaynakların nasıl anlaşılması veya zamanın ruhuna göre nasıl yorumlanması gerektiği münazara konusudur. Bugün bizde kapağı aralanan tartışmalar asırlardır tekrar tekrar yapılmış ve en nihayet, kim neyi nasıl anlamak istiyorsa öyle sonuçlanmıştır. Birbirlerine öfkelenen de olmuştur, farklı anlayışlara saygı göstermeyi tercih edenler de…
***
Hem insanlık tecrübesinin hem de İslam düşünce geleneğinin vardığı sonuç; ister dini isterse de sosyal, siyasal, kültürel temalı olsan bütün tartışmaları gündeme almanın olmazsa olmaz tek yönteminin özgür düşünceye yol açmak olduğunu göstermiştir.
Dileyen bütün bilimsel metodları kullanarak fikirlerini dile getirebilir, dileyen saçmalayabilir, dileyen ses çıkarmadan bildiğini yaşar, dileyen de biraz ondan biraz bundan alarak yoluna devam eder… Ama her durumda her anlayışın -eleştirilmeyi, tartışılmayı kabul ederek- kendini ifade etme hakkı olmalıdır. Ki bunlar başka fikirlerle ve başka örneklerle yanlışlanabilsin ve hakikati arayanlara bütün yorum seçenekleri sunulabilsin. İnsanlar hakikati sadece serbest ve özgürce yapılan ilmi tartışmalarla bulabilirler.
Yazarlar
-
Yıldıray OĞURSessizlik neden en büyük tehdittir? 25.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEDış Cephe ateş altında iken İç Cephe ne durumda? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUSaldırılarla İran’a ‘‘Ölümlerden ölüm beğen’’ denildi 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciHer şey yolunda ise bu fahiş faiz nedir? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanFatih Altaylı’yı hapse atacağız diye hukuku dibine kadar zorladılar 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akdoğan ÖzkanWashington’un İran takıntısının şifreleri 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇSavaşın meşruiyeti ve ahlaki üstünlük meselesi 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Y. YılmazFıkra gibi ülke ama gel de gül! 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞDoğru, ülke güvenliği demokrasisiz de sağlanabilir fakat bunu durmaksızın tekrarlamakta bir sorun va 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNİran'ın zor seçimi: Topyekûn savaş ya da taksitle ölüm 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA"Masada Milyonlar Var;"Barış, Özgürlük ve Demokratik Toplum İçin Örgütlenmeliyiz 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan AKTAŞTahran bir kez daha bombalanırken 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞUCUBE SİSTEM CEHENNEMİ… 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRİDAMCI İRAN, SOYKIRIMCI İSRAİL DEVLETİ Mİ? 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluYeryüzü artık bir Vahşi Batı… 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYRusya, Suriye’den sonra İran’ı da kaybedebilir 22.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUKürt meselesinde CHP’nin yakın dönem öyküsü 21.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunDevlet “devletimiz” olur mu? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Çiğdem TOKERZeytin ağaçları ve şirketokrasi 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi: Neo-Mussoli’nin “Havuz Medyası” 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMANTürkiye için bir fırsat: CHP’de yeni kuşak siyaseti 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuÖcalan İsrail için ne dedi? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİBahçeli'ye muhalefet ikna oldu da ortağı olmadı mı? 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUYeni milliyetçilik ve Öcalan 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçaySıcak yaz 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRNihai hedef Türkiye mi? 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cansu ÇamlıbelCHP Grup Başkanvekili Gökhan Günaydın: CHP anayasa değişikliği masasına oturmayacak, öyle bir komisy 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünOyun içinde oyun… 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİModern katil 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKTürkiye ne yapmalı? 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın SelcenDemokrasiye giderken cumhuriyetten olmak 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEDaha kötüsü her zaman mümkün 16.06.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRMHP’nin yeni anayasa hamlesi, köklü bir rejim düzenlemesini mi işaret ediyor? CHP ne yapmalı? 16.06.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞSiyasetin (ve biraz da ceplerin) finansmanı, yasalar, AKP ve CHP 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNÖzgür Özel’in İmtihanı 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENBaas’tan ve İslamcılıktan Sonra 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerBOŞ UMUT, SONU HÜSRAN 12.06.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolHer 4 liranın 3’ü faize! 11.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENAKP ahlâkî üstünlük mü kazandı? 10.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi Egilmezİnsanlar Olmayan Parasını Nerelere Harcıyor? 9.06.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKBarış süreci için en büyük tehlike nasıl Türkiye’nin iç barışının bozulması oldu? 9.06.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçEşitlik korkusu ve 12 Eylül darbesinin büyük zaferi 4.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞBir anayasa inşa süreci deneyimi: Yeni Anayasa Platformu (YAP) 4.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanYerli-milli Kur’an meali AK Parti’ye nasip olacak! 2.06.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraSokak 29.05.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasErken seçim en geç ne zaman? 29.05.2025 Tüm Yazıları
-
Umur TALUSizin en sevdiğiniz tahakküm hangisi! 27.05.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CANSiyasi gündem notları: Üç süreç nerede kesişir veya nerede kopar? 27.05.2025 Tüm Yazıları
-
Taner AKÇAMRuşen Çakır’ın Abdurrahim Semavi ile Kürt açılımı görüşmesi 27.05.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZ12 Mayıs, Bahçeli, mecburiyetler 21.05.2025 Tüm Yazıları
-
Berat ÖZİPEKYolsuzluklar, barış ve biz 21.05.2025 Tüm Yazıları
-
Hikmet MUTİAsoyşeytit Pres ' den Cemşit K.nın canlı PKK kongre izlenimleri... 13.05.2025 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
21.06.2025
8.06.2025
5.06.2025
1.05.2025
14.04.2025
7.04.2025
31.03.2025
10.03.2025
9.02.2025
13.01.2025