Mustafa Karaalioğlu
Her geçen gün ve ortaya çıkan her gelişme Suudi Arabistan Konsololuğu’nda bir cinayet işlendiğini ve bunun da affedilemez olduğunu ortaya koyuyor. Cinayet, tekrar tekrar konuşulup tartışıldığında, her defasında aklın almayacağı bir yere gelip dayanıyor. Cemal Kaşıkçı olayı bu yüzden dünya bir araya gelse kapatılamaz bir vahşetin adı olmuştur.
Affedilemezliğe cinayetin vahşetinden başlayalım… Bir gazeteci, fikirlerinden dolayı nasıl olur da infaz edilebilir? Kaldı ki sözkonusu kişi gazeteci ya da düşünce insanı veyahut da siyasetçi bile olsa ve de gerçek anlamda bir rejim muhalefeti yapsa bile nasıl infazına hükmedilebilir?
Dünyanın çivisi çıktı tamam; ama bu kadar değil. Devletler apaçık, göz önünde, canlarının istemediği bir kişi yok edemezler. Böyle bir hakları yoktur.
***
Gelgelelim ikinci affedilemezliğe… Suudi yönetimi böyle bir infazın Türkiye topraklarında yapılabileceğine hangi düşünceyle karar verdi acaba? Türkiye’nin bu işlere ses çıkarmayacağını mı düşündüler? Ya da ‘yaparız olur, kim ne karışır’ mı dediler? Bize hiç mi saygı duymuyorlar? İnfaz emrini veren ve bunun Türkiye’de yapılmasını umursamayan cesareti sorgulamak en tabi hakkımızdır. Soruşturma ve takip bu cevap alınana kadar devam etmek zorundadır.
Dolayısıyla, cinayetin Suudi Arabistan devleti içinden kendini bilmez bur grup tarafından işlendiğine dair yayılan hava boşunadır. Böyle bir eylem hiçbir kendini bilmezin cesaret edebileceği türden iş değildir. “Kendini bilmezler” bile, bir başka ülkede yapılan infazın faturasını ödemek zorunda kalacağını bilecek kadar kendini bilir. Üç uçakla kalkıp birkaç saatte işini bitirip geri dönecek ve bütün kameralara takılacak kadar açıktan ve rahat davranamaz. Adli tıpçıdan askeri personele kadar hazırlıklı bir ekiple hareket etmez, vs.
Belli ki bu karar ve infaz legal devlet mekanizmasının ürünüdür. Suudi Arabistan devletinin hepsi infazı bilmiyor olabilir ama bir yetkili bilse yeter ki bu olayda birden fazlasının bildiği aşikardır.
Dünya da meseleyi böyle görüyor. Şimdiden Veliaht Prens’e ağır bir fatura çıkarıldı bile… Ne var ki Türkiye için bir prensin ya da Suudi devletinin kritik edilmesi yeterli olamaz. Ortada bir cinayet var ve bunun hukuki sonuçları olmak zorundadır. Bu noktada, ABD’nin ne dediği, ne yapacağı veya yapmayacağını da ikincil önemdedir.
Bununla birlikte Türkiye’nin Suudi Arabistan’la köprüleri atması beklenemez. Ancak, Suudi yönetiminin olaya karışanlarla ilgili tatmin edici bir karar alması ve uluslararası hukuk çerçevesinde Türkiye’nin yapabileceği yargılamalara imkan tanıması şarttır. Böyle bir tavır hem Suudi Arabistan’ın dünyada yerle bir olan imajını onarma yolunda işe yarar hem de Türkiye’nin itibarını kurtarır.
Geçiştirmek, zamana yaymak, üstünü örtmek veya masa başı senaryolarla infazı küçültmeye çalışmak ise beyhude çabadır. Çünkü o eşik daha ilk gün geçildi. Eğer her şeye rağmen bu yol tercih edilirse de üçüncü affedilmez iş de bu olur. Örtbas ve geçiştirme, iki ülke arasında kapanmaz bir yara açacağı gibi, dünyanın gözü önünde savunulması güç bir ayıptan başka bir sonuç doğurmaz.
Yazarlar
-
Mustafa KaraalioğluÇözüm sürecinin CHP’si daha merkezde 15.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerPATRON KİM? 15.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUÖzel ve CHP’ye dair son gözlemler 15.11.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURAK Parti üzerine doktora yapmış bir CHP lideri…. 15.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİREN“Boğazımdan tek kuruş geçmedi” 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Sedat KAYAİmamoğlu'na istenen 23 asırlık tarihi ceza: Roma İmparatorluğu kurulduğunda hapse girseydi hala ceza 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
DOĞAN ÖZGÜDEN"Arananlar" zulmü ne zaman son bulacak? 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNECumhurbaşkanı adayını suç örgütü liderine dönüştürmek mümkün mü? 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİÖzgür Özel'le kahvaltı: CHP nereye böyle? 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolCHP nereye? 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZBir iddianameden fazlası: CHP’yi dizayn girişimi 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçCHP hakkında kapatma davası açılır mı? Yok artık, daha neler! 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuSuriye’de ‘altın oran’ nedir? 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANİddianamenin ruhu siyasi 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜRBakın Şahan'ı şikayet eden kimmiş? Her balkona havuz yapan müteahhit savcıya koştu! 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehveş EVİNYerel yönetimlerle işbirliği kültür politikası için hayati 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇERDemokrat Kral’ın anıları 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİKemalizm’in dindarlarca rehabilitasyonu 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTBelediyenin açıklaması gerçekleri gizliyor mu? 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraMemnuniyetsizler 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciBir iddia-nağme 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
KEMAL GÖKTAŞBir “yalanlama” yalanı: CHP üyeliği ve Kanada’ya iltica meselesinde gerçekler 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORU‘Masumiyet karinesi’ mi, o da ne ki? 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünBaşarılı bir diplomasi örneği… 12.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanYeşil sarıklı hocalar bize böyle anlatmamışlardı 12.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYAEnternasyonalizm ve Demokratik Toplum Çağrısı... 12.11.2025 Tüm Yazıları
-
M.Latif YILDIZÇÖZÜM SÜRECİ KOMİSYON VE EKMEN 12.11.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRAK Parti’nin 23 yılı: Kitle partisinden devlet partisine, siyaset dilinden güvenlik diline bir dönüş 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUKürtler davete icabet ediyorlar 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞİŞ CİNAYETLERİ VE CİNAYET EKONOMİSİ… 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞÖcalan 70’lerde mi kalmış? 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNAkdeniz’den Hazar’a hizalananlar ve Colani’nin Beyaz Saray günü 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRHSK neden suskun? 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan TuğalSosyalist yükseliş dağınık ama yine de oligarşiye bir darbe 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasDüşmanımız kimdir bizim? 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilModernlik, gelenek ve Türkiye’nin zihinsel coğrafyası 9.11.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanEğer tuz da koktuysa ne yapmalı? 8.11.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKBaşkanlık monarşisi (presidential monarchy) meselesi: Teorik bir izah 8.11.2025 Tüm Yazıları
-
Nuray MERTZohran Mamdani Türkiye’de neye denk düşer? 8.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞSelahattin Demirtaş’ın yazısı, zihnimiz ve zihniyet labirenti 4.11.2025 Tüm Yazıları
-
Zülfü DİCLELİKeşke… 4.11.2025 Tüm Yazıları
-
Necati KUR3 MART 1924 YASALARI 3.11.2025 Tüm Yazıları
-
Berrin SönmezMor-yeşil ekonomi: Ara dönem fırsat yaratabilir 3.11.2025 Tüm Yazıları












































Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
27.10.2025
20.10.2025
6.10.2025
4.10.2025
28.09.2025
22.09.2025
15.09.2025
14.09.2025
1.09.2025
18.08.2025