Mustafa Karaalioğlu
Seçimin heyecan verici ve bol kulisli gündemi içerisinde pek konuşulup tartışılmadı ama Cumhurbaşkanı Erdoğan, cuma günü önemli bir konuşma yaptı. Konu kentsel dönüşümdü, yani esasında Türkiye’nin bütün zamanlarda değişmeyecek meselesi olan depremdi. Cumhurbaşkanı şunları söyledi:
“Namazımızı kıldık camiden çıkarken bir kardeşimiz yanıma yaklaştı. Hani bizim bir kentsel dönüşüm tezimiz var ya. Malum buralar da kentsel dönüşüm kapsamı içinde olan yerler. Bizim zorla bir kentsel dönüşüm çalışmamız yok. Biz istiyoruz ki burada malum depremle ilgili bir sıkıntı var. Bütün mesele gönüllülük esasına dayalı olarak yapılmasıdır.”
Anlaşılan o ki bir vatandaş Üsküdar’da pek sıkıntılı olan dönüşüm meselesinde şikayette bulunmuş. Erdoğan da buna cevap veriyor. Şikayetin esası da müteahhitler olmalı ki devamında şöyle konuşuyor:
“Bazı müteahhitler diyormuş ki ‘Ben yüzde 60’ını yüzde 70’ini alırım, ondan sonra da seni de kapıya koyarım.’ Müteahhidin dediği geçerli değil ki. Sen müteahhide evini vermeye mecbur değilsin. Böyle bir durumda muhtara, belediye başkanına durumu bildirin. Ben burada komşunuzum gelin bana bildirin.”
Sözlerin buraya kadar olan kısmı belli ki vatandaşın psikolojisini ve sahip olduğu mülkten dolayı kayıp endişesini gidermeyi amaçlıyor. Doğru. Kimse oturduğu evin dönüşümü nedeniyle avantaj kaybetmemeli, daha açık söyleyelim rantını da yitirmemeli. Kim böyle bir düşünceye itiraz edebilir?
Ne var ki deprem riski, bilhassa İstanbul’da olması muhtemel bir sarsıntının yaratacağı yıkım ve ölümlü sonuçların senaryoları da ortadadır. Jeoloji büyük bir felaketin ihtimal dışı olmadığın bilakis her an kapıyı çalabileceğini söylüyor. Kaç yıl sonra bilinmez ama güçlü ihtimal…
İstanbul’daki binaların bilhassa 1998’den önce yapılanlarının tamamının ikinci derecede deprem şartlarına göre yapıldığı da gerçek. Bu tablo karşı karşıya bulunduğumuz riskin çapını, hacmini ve şiddetini açıkça gösteriyor. Başka söze hacet yoktur.
Herşeyden ve her kaygıdan önce, herkesin oturduğu binanın deprem karşısında dayanma gücünden endişe etmesi gerekir. Bu kadar yakın bir tehlikeye karşı hala yeterince önlem alamayan bir toplum, yarın -Allah göstermesin- bir deprem olduğunda sadece yıkılmayız, çok utanırız da… Bunu unutmayalım…
Nitekim Erdoğan da bir yandan vatandaşın kentsel dönüşümde müteahhitle olan sıkıntısına hak verirken öte yandan asıl meselenin de farkındadır.
Devam ediyor konuşmasına ki en önemli yeri burasıdır:
“Görüyorsunuz... Buradan ne plan var ne proje var. Allah göstermesin buralarda yarın bir gün bir deprem olursa ve bu depremden sonra hazmedemeyeceğimiz neticeler olursa ne yaparız o zaman. Kime ah edersiniz? Yine bana ah edersiniz. Niye? Bu binaları planlı bir şekilde dönüştürmedin diye. Allah korusun bir zelzele bir deprem, bunun faturası bize çok ağır olur.”
Erdoğan’ın sadece cumhurbaşkanı olarak değil, iletişim ve ikna gücü dahil olmak üzere toplum ve idare üzerindeki tesiri yüksektir. Dolayısıyla, deprem riski olan bir ülkede ve İstanbul gibi değerli bir şehirde bu meselenin halli için hamle başlatması isabetli ve gerekli olacaktır. Riskin büyüklüğünü kendisi de dile getiriyor … Hiçbir ülke, hiçbir gerekçeyle yaklaşan böyle bir tehlikeye duyarsız kalamaz.
İster hemen şimdi, isterse de seçimden sonra ama her şartta geciktirmeden bu adımı atması ve toplum üzerindeki moral otoritesini kullanması hayati derecede önem arzetmektedir. Kelimenin tam anlamıyla “hayati” derecede…
Bir liderin topluma bundan daha büyük bir hizmeti düşünülebilir mi?
Yazarlar
-
Mücahit BİLİCİSon vatanı Türkiye olanlar ilk vatanı Türkiye olanlara vatanseverlik dersi veremez 12.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZYeni çözüm süreci komisyonuna dair 12.08.2025 Tüm Yazıları
-
Gülçin AVŞARSorumluktan kaçmak umuttan kaçmaktır 12.08.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUTürkiye terörsüz olacak, bölünmeyecek.. Amenna.. Ya Suriye’den gelecek tehdit? 12.08.2025 Tüm Yazıları
-
Taha Akyol‘Karamsarlık yaymak’ 12.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Y. YılmazBöyle mahkemenin hükmüne adalet denir mi? 12.08.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞŞimşek, ÖTV, cari açık ve gümrük birliği 12.08.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasBakü ve Erivan başardı, Türkiye kazandı 12.08.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUŞakülünden çıkmış bir ülke: Türkiye 12.08.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİYargıda yine mi temizlik başlamış? 12.08.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNZengezur’a Trump kaması: Kime niyet kime kısmet? 11.08.2025 Tüm Yazıları
-
Akdoğan Özkanİsrail ordusu, Gazze’de ekilebilir arazileri de sıfırlıyor 11.08.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIR'Yeni Türkiye'de umudu yalnızca 51 kişilik komisyona bırakmalı mıyız? 11.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞKOMÜNİST BİR YAZAR VE“İKİ KADIN İKİ AŞK…” 11.08.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURÜzgünüm, kimse Türkiye’yi bölmek istemiyor 11.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA15 Ağustos Toplumsal Devrime Giden Yol... 11.08.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRBU KOMİSYON NE ÇÖZER? 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNE“Norm Devlet” üzerinde 19 Mart gölgesi 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanDevleti yönetenler milletlerine güven vermek istiyor olsaydı… 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKYeni Süreç, korkular ve umutlar 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Berrin SönmezTeo-politik inşaya karşı dinsel bireycilik: İtaat mı? İtiraz mı? 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilYolsuzluk: Çürümenin Kurumsallaşmış Hali 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçayBir dönüm noktasında mıyız? 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AlbayrakKadife eldiven zamanı 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunÖzlemek ne uzun bir mesafe, Dersim… 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Zeki ALPTEKİNÜretici Güçlerin Gelişiminin Motorlarından Biri Olarak Toplumsal-Sınıfsal Mücadeleler 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUSiyaset CHP’siz, CHP siyasetsiz olmaz 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluGeri dönülmez çözümde son düzlük... 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENSüreç Olmasaydı 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanAK Parti kendini nasıl bu hallere düşürdü… 8.08.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçKürt sorunu, komisyon ve Marx… 8.08.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuÇeteler çağı ve muhteşem çöküş… 8.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞAdemimerkeziyet: Dikey güçler ayrılığı ya da paylaşımı 7.08.2025 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
4.08.2025
2.08.2025
21.07.2025
17.07.2025
14.07.2025
13.07.2025
26.06.2025
23.06.2025
21.06.2025
8.06.2025