Mustafa Karaalioğlu
Fırat’ın doğusunda kalan Suriye topraklarında dün fiilen başlayan devriye faaliyeti belki yetersiz ama sembolik bile olsa önemli bir adımdır. Uzun uzun anlatmaya gerek yok, bu derin bölgede Türkiye’nin kaygılarının tamamı yatmaktadır. İç savaşın sonunda böylesine büyük ve kalıcı bir güvenlik riski oluşturacağı belliydi ama YPG/PYD’nin Pentagon nezdinde IŞİD’le mücadele sayesinde kazandığı kredi ve saha hakimiyeti, problemi neredeyse başedilemez hale getirdi. Geç kalınmış ve dolayısıyla artık ideal çözümün imkansız olduğu bir noktaya varılmış olsa da zararın neresinden dönülebileceğine bakıyoruz. Durumuz budur.
“Geç kalınmış” parantezi içine şunu da koyalım da ileride çok konuşulacak bir faktörü ıskalamayalım. Türkiye’nin bir kez daha bir Kürt meselesinde erken davranma kaabiliyeti gösteremediğini; yani, bölgedeki Kürtleri himaye etmek veya bir yolla onların sempatisini kazanmayı beceremediğini belirtelim. Şimdi önümüzde büyük ve kalıcı bir problem olarak büyüyen meselenin en kolay çözüm yolunu böylelikle ıskalamış bulunuyoruz. Bundan sonra, ya ABD ile diplomatik oyun oynayarak ya da son zamanlarda sık tekrarlandığı gibi “Kendi göbeğimiz kendimiz keserek” askeri yollarla bu sorunu yöneteceğiz.
Ortak devriye başlamış olsa da bunun Ankara için güvenilir bir mekanizma olmadığı ve en başta bizim hedeflediğimiz sonuçla ABD’nin düşündüğü arasında kapanmaz bir uçurum olduğu aşikardır. Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın “Müttefikimiz (ABD) bizim için değil terör örgütü için güvenli bölge istiyor” sözü de bunun açık ifadesidir. Türkiye, halihazırda Suriye sınırı boyunca neredeyse devletleşmiş bir örgüt olan PYD’nin tasfiyesini bekliyor. İlaveten, içeride 3.5 milyonu aşkın göçmenin ilk elde bir milyonunun sonra da geri kalanının bu hat boyunca iskan edilmesini istiyor. Bütün bunları da aceleyle ve bir an önce yapmayı tasarlıyor. Acelenin bir göstergesi de eğer bu plan işlemezse sınırları açarak Türkiye’deki göçmen Suriyelilerin Avrupa’ya geçişine izin verileceği kartını masaya sürmektir. ABD ile pazarlık yaparken Avrupa’yı sıkıntıya sokacak bir resti ilan ediyoruz. Bunun anlamı, Yunanistan ve İtalya’dan başlayarak Almanya’ya kadar ulaşan haritada bütün başkentlerin ABD’ye baskı yaparak Ankara’nın taleplerini kabul etmesini sağlamaktır. Fikir gerçekten buysa ABD’nin ve bilhassa Trump’ın Avrupa’nın göçmen sıkıntısı yaşamasını pek umursamayacağını hesaba katmamız gerekir. Washington, Suriye’de kurduğunu düşündüğü dengeden memnun ve bunu bozmak için masayı devirmek gibi bir mesaiye tevessül edebilir mi? Zayıf bir ihtimal…
Öte yandan, kapıları açmak politikası ne kadar uygulanabilir? İçişleri Bakanı Süleyman Soylu, kapılar açıldığında ve göçmenler için Avrupa’ya geçiş kolaylaştığında Suriye’den daha büyük göç dalgası gelebileceğini söylemişti. Özetle, biz kapıları açarız Avrupa da sıkı sıkıya kapatır ve sonuçta daha büyük bir Suriyeli göçmen nüfusu kaçınılmaz olabilir. Kapıları açmak senaryosu kulağa hoş gelse de kolay değil, hatta uygulaması imkansıza yakın bir yöntemdir.
Türkiye bu noktada ABD ile sınır devriyesini titizlikte sürdürmelidir. YPG riski bu yolla çözülemeyecek olsa bile çözümün imkansızlığını göstermek adına bu aşamanın geçilmesi gerekiyor. Süreci böyle yönetip doğrudan askeri güç kullanmak seçeneğini her an devreye girecek bir enstrüman olarak göstermek hakkı vardır. Zaten, başta Cumhurbaşkanı olmak üzere bütün yetkililer bunu ifade etmekten geri durmuyor.
Şimdiden sonra atılacak ve atılmayacak her adımın kaybedilmiş fırsatlar gölgesinde yaşanacağını, kolay olmayacağını bilelim. Bilelim de sahadaki kaybın üzerine bir de sinir harbinin kaybedeni olmayalım.
Yazarlar
-
Yıldıray OĞURSessizlik neden en büyük tehdittir? 25.06.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciHer şey yolunda ise bu fahiş faiz nedir? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUSaldırılarla İran’a ‘‘Ölümlerden ölüm beğen’’ denildi 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanFatih Altaylı’yı hapse atacağız diye hukuku dibine kadar zorladılar 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEDış Cephe ateş altında iken İç Cephe ne durumda? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA"Masada Milyonlar Var;"Barış, Özgürlük ve Demokratik Toplum İçin Örgütlenmeliyiz 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞDoğru, ülke güvenliği demokrasisiz de sağlanabilir fakat bunu durmaksızın tekrarlamakta bir sorun va 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan AKTAŞTahran bir kez daha bombalanırken 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluYeryüzü artık bir Vahşi Batı… 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇSavaşın meşruiyeti ve ahlaki üstünlük meselesi 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRİDAMCI İRAN, SOYKIRIMCI İSRAİL DEVLETİ Mİ? 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞUCUBE SİSTEM CEHENNEMİ… 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNİran'ın zor seçimi: Topyekûn savaş ya da taksitle ölüm 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akdoğan ÖzkanWashington’un İran takıntısının şifreleri 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Y. YılmazFıkra gibi ülke ama gel de gül! 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYRusya, Suriye’den sonra İran’ı da kaybedebilir 22.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUKürt meselesinde CHP’nin yakın dönem öyküsü 21.06.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuÖcalan İsrail için ne dedi? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Çiğdem TOKERZeytin ağaçları ve şirketokrasi 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi: Neo-Mussoli’nin “Havuz Medyası” 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunDevlet “devletimiz” olur mu? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMANTürkiye için bir fırsat: CHP’de yeni kuşak siyaseti 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUYeni milliyetçilik ve Öcalan 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİBahçeli'ye muhalefet ikna oldu da ortağı olmadı mı? 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünOyun içinde oyun… 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçaySıcak yaz 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRNihai hedef Türkiye mi? 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cansu ÇamlıbelCHP Grup Başkanvekili Gökhan Günaydın: CHP anayasa değişikliği masasına oturmayacak, öyle bir komisy 18.06.2025 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
21.06.2025
8.06.2025
5.06.2025
1.05.2025
14.04.2025
7.04.2025
31.03.2025
10.03.2025
9.02.2025
13.01.2025