Mustafa Karaalioğlu
Ülkenin ihtiyaçlarını listelemeye kalkarsak hepsi birbirinden acil maddeler yazılır ama hepsinin önüne sükuneti koysak kimse itiraz edemez. Muhalefet de bunu ister, iktidara rağmen iktidar tabanı da… Sakinleşelim, gerilimi düşürelim, şüpheyi, endişeyi azaltalım da sonra yolumuza bakalım. Sessiz ama ortak temenni budur. Türkiye’nin yola girmesi için de önce yol üzerindeki kargaşayı bitirmesi, tozu dumanı indirmesi gerekir. Gelin görün ki bunun için çaba göstermek şöyle dursun aksine her geçen biraz daha gerilim, biraz daha karmaşa, biraz daha doz duman ortalığı kuşatıyor.
Dün bu istikamette bir adım daha atıldı…
Seçimle gelen HDP’li belediye başkanlarından görevde kalabilen son isim Ayhan Bilgen dahil olmak üzere Kürt meselesinin silahla değil konuşarak, diyalogla halledilmesi için ömür harcayan Sırrı Süreyya Önder ve Altan Tan gibi isimler de gözaltına alındı. Üstelik, hepimiz gibi onların da lanetlediği Kobani olayları için suçlanarak. Üstelik o olayların üzerinden altı yıl geçtikten sonra.
Neredeyse bütün muhalefet böyle operasyonların sadece PKK’nın işine yarayacağını söylüyor ki bu tesbit yanlış değil. Kobani gerekçesiyle yapılan terörün, katledilen masum insanların hakkını, hukukunu takip etmek, kanun eliyle hesabını sormak ne kadar gerekli ve doğruysa, üzerinden seneler geçtikten sonra bu meseleden bir de siyasi operasyon çıkarmak o kadar yanlıştır. Dünkü tablo bu açıdan tartışmalıdır. Nitekim tartışılıyor…
Sevmesek de onaylamasak da sevenleri ve onaylayanları olan siyasetleri her fırsatta baskı altına almak, köşeye sıkıştırmak ülkenin ve demokrasinin hayrına değildir. Sadece bir fikrin taraftarlarının önünü açarken o fikrin karşısında konumlanmış partileri Türk ya da Kürt demeden dışlamak, yaftalamak ve arkası kesilmez bir düşmanlık nesnesi haline getirmek siyaseten değer üretmez, topluma asla fayda sağlamaz. Çözüm süreci, kardeşlik, analar ağlamasın derken yeniden “Bir arada yaşamak” meselesine dönmek Türkiye’yi geri götürür. Kürt meselesini çözemezsek bile hiç olmazsa yönetilebilir seviyede tutamamak bu ülkenin acılı tecrübesine yaraşmaz.
Çok şeyi unuttuk ama terörle mücadele ederken o havuza siyasetçiyi atmanın faydasızlığını biliyorduk; hiç olmazsa bildiğimizden daha geri düşmeyelim. Bugün yapılanların daha önce de denendiğini ve netice alamadığını akıldan çıkarmayalım. Kürt seçmeninin iradesini tanımamak, geriletmeye çalışmak, temsilcilerini derdest etmek ilk kez denenmiyor ve bugün yine ihtiyaç duyulması zaten o yöntemin sorun çözemediğini gösteriyor. Bilakis, sorunu büyütüyor ve canlı tutuyor. Kürt siyasetini daha fazla sorumluluğa, inisiyatife ve söze davet etmek yerine kayyuma havale etmek problemimizi büyütüyor.
Önümüzdeki tablo bize özgürlük/ güvenlik dengesinin bir kez daha ikinci lehine bozulduğunu anlatıyor. Kürt meselesinde zaten bitkisel hayatta olan çözüm umudunun bir belirsiz vakit daha ötelendiğini söylüyor.
Hal böyleyken, gerilimi düşürmek, sakinleşmek ve meselelerimizi konuşarak tartışarak çözme ihtiyacı düne göre bir derece daha artmış bulunuyor.
Yazarlar
-
Gülçin AVŞARSorumluktan kaçmak umuttan kaçmaktır 12.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Y. YılmazBöyle mahkemenin hükmüne adalet denir mi? 12.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZYeni çözüm süreci komisyonuna dair 12.08.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUŞakülünden çıkmış bir ülke: Türkiye 12.08.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞŞimşek, ÖTV, cari açık ve gümrük birliği 12.08.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUTürkiye terörsüz olacak, bölünmeyecek.. Amenna.. Ya Suriye’den gelecek tehdit? 12.08.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİYargıda yine mi temizlik başlamış? 12.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİSon vatanı Türkiye olanlar ilk vatanı Türkiye olanlara vatanseverlik dersi veremez 12.08.2025 Tüm Yazıları
-
Taha Akyol‘Karamsarlık yaymak’ 12.08.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasBakü ve Erivan başardı, Türkiye kazandı 12.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA15 Ağustos Toplumsal Devrime Giden Yol... 11.08.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIR'Yeni Türkiye'de umudu yalnızca 51 kişilik komisyona bırakmalı mıyız? 11.08.2025 Tüm Yazıları
-
Akdoğan Özkanİsrail ordusu, Gazze’de ekilebilir arazileri de sıfırlıyor 11.08.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNZengezur’a Trump kaması: Kime niyet kime kısmet? 11.08.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURÜzgünüm, kimse Türkiye’yi bölmek istemiyor 11.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞKOMÜNİST BİR YAZAR VE“İKİ KADIN İKİ AŞK…” 11.08.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanDevleti yönetenler milletlerine güven vermek istiyor olsaydı… 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNE“Norm Devlet” üzerinde 19 Mart gölgesi 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilYolsuzluk: Çürümenin Kurumsallaşmış Hali 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AlbayrakKadife eldiven zamanı 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRBU KOMİSYON NE ÇÖZER? 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunÖzlemek ne uzun bir mesafe, Dersim… 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKYeni Süreç, korkular ve umutlar 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçayBir dönüm noktasında mıyız? 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Berrin SönmezTeo-politik inşaya karşı dinsel bireycilik: İtaat mı? İtiraz mı? 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUSiyaset CHP’siz, CHP siyasetsiz olmaz 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENSüreç Olmasaydı 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Zeki ALPTEKİNÜretici Güçlerin Gelişiminin Motorlarından Biri Olarak Toplumsal-Sınıfsal Mücadeleler 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluGeri dönülmez çözümde son düzlük... 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuÇeteler çağı ve muhteşem çöküş… 8.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanAK Parti kendini nasıl bu hallere düşürdü… 8.08.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçKürt sorunu, komisyon ve Marx… 8.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞAdemimerkeziyet: Dikey güçler ayrılığı ya da paylaşımı 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇİsa’nın takipçilerine sığınan Muhammed’in takipçileri 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi: “İmralı’da Bir Mahkûm” 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraÇağdaş Türkiye 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Cemile BayraktarŞeffaf, açık ve çoğulcu 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Gökçer TahincioğluKalorifer kazanından rektör danışmanlığına ve öğretim görevliliğine uzanan yol: Sahte diplomaya ne g 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTUtanmazlığın ve Çürümüşlüğün Belgesi: Sahte Diploma Skandalı 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Çiğdem TOKERİki öncü şirkete nasıl sızıldı: Denetimsizliğin çürüttüğü devlet 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEKaş yaparken göz çıkarmak 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜR‘Dijital devlet’ işgali: Girilmedik kurum yok! 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNKalemşörler ve Çubuk Ustaları da Silah Bıraksın! 5.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi EgilmezEkonomiyi düzeltmekle iş bitmez 5.08.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciÇürüme! 4.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANErdoğan’ın korktuğu başına geldi 3.08.2025 Tüm Yazıları
-
Abdurrahman DilipakPartiler ve toplum nereye gidiyor? 3.08.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKBatı, Türkiye, ulus-devlet: Vazgeçmenin fırsatları ve riskleri 3.08.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRKomisyon hayırlara vesile olsun inşallah… 2.08.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞZora girmiş bir anlatı: “ABD emperyalizminin değişmez stratejik hedefi bağımsız Kürt devleti” 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇERSüreç ya da Çözüm Komisyonu 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Berat ÖZİPEKEzberler bozulurken mağduriyetler de son bulmalı 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYAzerbaycan ile Rusya arasında savaş çıkar mı? 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet AKAYAnkara, CHP, Çözüm Süreci ve Şam Arasındaki Tıkanıklık: 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
Umur TALUKötülük durur durur, seni de vurur! 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENBeyaz Toroslu savcı olayına iktidar nasıl bakıyor? 27.07.2025 Tüm Yazıları
-
Abdullah KıranYeni süreç ve Suriye denklemi 27.07.2025 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
4.08.2025
2.08.2025
21.07.2025
17.07.2025
14.07.2025
13.07.2025
26.06.2025
23.06.2025
21.06.2025
8.06.2025