Nabi YAĞCI-Taraf Yazıları
Kanayan yaraya bıçak sokmak…
Van depremi bir büyük felaket oldu. Acılara çare olamayacağı için sözün gerçekten bittiği yer burası belki de. “Geçmiş olsun” desen olmuyor, demesen olmuyor. Bu kaçıncı deprem felaketi ve hep aynı sorumsuzluklar tablosu var kaşımızda, geçmiş olmuyor yani.
Onca insanın kaybını, halen enkaz altında nefes almaya çalışanları, çoluk çocuğunu, yakınlarını kaybedenlerin yıllar boyu katlanmak zorunda olacakları yürek acılarını, bastıran acı soğukları düşünürken yetmezmiş gibi bir de ırkçı nefret söylemiyle karşılaştık.
Bir iki tv programıyla sınırlı da olsa dile gelmiş olan bu ırkçı nefret söylemlerini burada ne tekrar etmek istiyorum ne de bu zavallı sözlerin zavallı sahiplerinin adını anmak.Yüzleri kızarmayan bu utanmazlar hepimizin yüzünü öyle bir kızarttılar ki deprem felaketinin içimizde açtığı yaraya bıçak soktular. Bu sözcüğü iktisatlı kullanırım ama şimdi tam yeridir, bu zihniyet tipik faşist zihniyettir. Ellerinden gelse Hitler’in Yahudilere yaptığının aynısını Kürtlere yapacak, bir halkı gaz odalarında topyekûn yok etmek isteyecekler. Ellerinden gelmediği için doğanın bu yöre halkına verdiği acı nedeniyle Tanrıya duacı olmakla yetiniyorlar.
Bu ırkçı nefret zihniyeti midemi bulandırıyor.
Ama bu bulantı duygum yeni değil. Batıda yaşıyorsanız ve çevrenize duyarlı biçimde kulak kabartıyor, sözcüklerin “edasını” yakalayabiliyorsanız ırkçı nefret söylemlerinin hiç de yeni ve arizî, gelgeç olmadığını görebilirsiniz. Bir tv programında bir sunucunun veya bir konuşmacının dile getirdiği bir söz yalnız o kişiye özgü orijinal bir söz olamaz. En azından bu kişilerin çevresinde paylaşılan bir düşüncenin dışa vurumudur. Bu nedenle Van depremi sonrasındaki bu utanmaz laflar, “tekil örnektir, önemli değil” denerek hafife alınmamalı. Önemsenmeli. Ve sorulmalı:
Savaş ne hale getirdi bizi?
Tarih kitaplarında, derslerde bir ırkın ötekine üstünlüğü üstüne kurulan zihniyet dünyasının tohumları şimdi kamu alanında da filizleniyor. Filizlenme ortamını hazırlayan etmen ise otuz yılı aşkın süren savaştır. Eğer bir tarafın mağlubiyetiyle bitiyorsa hiçbir savaş gerçekte bitmez ve gerçek barış hiçbir zaman gelmez. Savaş baltaları gömülür, gelecek bir zamanda yeniden çıkarılmak üzere. Her savaş yeni bir savaşın nedenidir. Silahlar toprakta gömülüdür ama toprağın üstünde nefret ve intikam duygularının zehirli çiçekleri açar.
Silahlar sussun çağrısı elbette insani bir çağrıdır ve yerindedir, ama yetmez. Hemen beraberinde bir zihniyet temizliği ve seferberliği yapılmak zorundadır. Bu temizlik otuz küsur yılın yaratmış olduğu ırkçı nefret duygularından arınma seferberliği olmalı. Fakat yalnızca laflarla, “sev kardeşim” türküleriyle olmaz bu iş.
Tarihsel olarak mağdur durumda olanın mağduriyeti teslim edilmeli, kabul edilmelidir. Osmanlı ve devamında Kürdistan bir iç sömürge muamelesi gördü. Batı ile doğu ve Güneydoğu arasındaki yaşam koşulları açısından çok belirgin olan uçurum salt “ihmal” gerekçesiyle açıklanamaz. İhmal bile olsa adama sorarlar onlarca yıl nasıl sürdü bu ihmal?
Lafı dolandırmayalım, yukarıda “utanmaz zihniyet” dediğim nedenle sürdü.
Savaş harcamalarının hesabı yapılmalı
Ordunun harcamalarının Sayıştay denetimi dışında kalmasını, şeffaf olmamasını haklı olarak eleştiriyoruz ama hepsi bu mu? Devletin savaş harcamaları denetlenmemeli mi, nasıl ve kim denetleyecek? TBMM bu güce sahip mi?
Bu soruları sormadan Van depreminde gözyaşı dökmek timsah gözyaşları dökmektir. Şimdi rakamlar aklımda değil, gerek de yok, toplama çıkarma yapmasını bilen her kişi durumu kestirebilir, otuz yılda terörü önleme gerekçesiyle harcanan paraların yüzde biri bile yalnız Van değil ciddi deprem tehdidi altında olan her yerde ciddi önlemler almaya yeterdi.
Şu anda sürmekte olan sınırötesi operasyonlar için harcanan ve harcanması öngörülen paralar, bu operasyon derhal durdurularak Van’a akıtılmış olsa, hükümet böylesi alkışlanacak bir karar almış olsa işte o zaman zihniyet değişikliğinin ilk adımı da atılmış, temizlik başlamış olurdu.
Çünkü zihniyet değişiminde kritik eşik aşılmış olur ve “önce insan” demeye başlardık. Elbette her devletin güvenlik sorunları olacak, elbette buna para ayrılacak, ama kritik denge ülkenin geleceğini “güvenlik faktörünü” öne alarak değil “insan faktörünü” öne alarak düşünmek ve plânlamakta yatmakta.
Önce insan demeyen eski güvenlik devleti politikaları sürmekte maalesef. Savaşta da depremlerde de kayıp canların asıl sorumlusu işte bu politikalardır.
Yazarlar
-
Mehmet Ocaktan2026’da deliler çağına karşı bir umut ışığı yanar mı? 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciOkudukça yoksullaşan bir ülkeyiz 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURHavf ve reca arasında yeni bir yıla... 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünGemini’ye göre 2026’da Türkiye… 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEBölücüler ve Ülkücüler 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKErken Cumhuriyet dönemi eleştirileri: Revizyonizm mi, Türk usülü “woke” mu? 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA2026’ya Girerken; Barış, Demokratik Toplum ve Enternasyonal Özgürlük Yürüyüşü... 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolKara bir yıl 2025 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİVicdansız senenin kelimesi dijital vicdanmış 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
KEMAL GÖKTAŞBarış Akademisyenleri'nin göreve iadesine istinaf engeli: Daire, Danıştay kararına direndi 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNAfrika Boynuzu’ndaki oyun: İsrail kime şah çekti? 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENNasıl anılmak isterdiniz? 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUÇözüm için mücadele demokrasi için mücadeledir 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORU2026: Beklentiler, beklentiler… 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZTürkiye’ye özgü sürecin muhasebesi 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçLeyla Zana ve Gözde Şeker ne yaptı? 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇER23 yılın en kötüsü 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRTürkiye'de davaların portresine kısa bir bakış: Hâlâ en güçlü ortak talep neden adalet? 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞUlus devlet, milli egemenlik, çevre, insan hakları, uyuşturucu ve Venezuela 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTBir fotoğraf karesinden çok daha ötesi... 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞYENİ YILDA DA KURU EKMEK BİZİ BEKLİYOR… 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANİktidar medyası infilak etti 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜRUyuşturucu dosyasındaki sürpriz isim! "Cumhurbaşkanımızın tensipleri ile…" 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CAN2025 giderken 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa PAÇALRTÜK ve basın özgürlüğüne geçit yok… 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Abdulmenaf KIRAN11. YARGI PAKETİ, YENİ ADALETSİZLİK VE EŞİTSİZLİKLER YARATTI 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENRaporların Gösterdiği 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraYılın Kelimesi 27.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet İlhanKararsızlığın Erdemi: Kesinliğin Gölgesinde Düşünmek 27.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUÜlke siyasetin neresinde, hangi evresinde? 27.12.2025 Tüm Yazıları
-
Nuray MERTİslamcılık Öldü mü? 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTAN100 Bin Dolar Kazanan “Yeni Yoksul” Mu? 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Yetvart DANZİKYANLeyla Zana vakası bir gösterge. Ama neyin? 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuSuriye, güvenlik ve 15 milyon bağımlı… 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan TuğalSovyetler ve Bookchin 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa Karaalioğlu‘Entegre strateji’ varsa, niye tek yönünü görüyoruz? 25.12.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanKomisyonda uzlaşma çıkmazsa süreç yine de ilerler mi? 24.12.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilGüvenlikten kimliğe, inkârdan yurttaşlığa 24.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİSekülerleşme sorunu veya Müslümanlar nasıl modernleşecek? 23.12.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEYüzdük yüzdük 22.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçayPax Americana sonrası Almanya: Yeşil dönüşümden askeri Keynesçiliğe 21.12.2025 Tüm Yazıları
-
Cemile BayraktarThank you Ahmed 19.12.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNKüfürbazlar ve ötesi 19.12.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasAK Parti hariç herkes CHP 19.12.2025 Tüm Yazıları
-
Abdurrahman DilipakNüfusumuz dibe vururken! 18.12.2025 Tüm Yazıları
-
Seyfettin GürselPara politikasında sınav zamanı 18.12.2025 Tüm Yazıları
-
Şeyhmus DİKEN"O Yıl", hangi yıl? 15.12.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRBu durumda AİHM yetkilileri de Trump’tan yardım istesin… 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldız ÖNENGüney Amerika’da büyüyen gölge 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞEntelektüel üretimin kaybı-Rejimin vesayeti-Siyasetin iflası 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Berrin Sönmezİktidar politikası ters mi tepiyor, tersine mi işletiliyor? 13.12.2025 Tüm Yazıları




















































Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
7.05.2012
3.05.2012
30.04.2012
28.04.2012
26.04.2012
23.04.2012
21.04.2012
19.04.2012
16.04.2012
14.04.2012