Nabi YAĞCI-Taraf Yazıları
Başbakan’ın “dindar gençler yetiştireceğiz” lafı üzerine haklı bir gürültü koptu. Laf yanlıştı ama hiç değilse bir zihniyet tartışmasına yol açtığı için Başbakan’ın bu çıkışı fevkalâde hayırlı oldu. Zihniyet dediğin şey oturduğun yerden değiştirebileceğin bir şey değil; şapka gibi mesela, atıp başka bir şapka giyemezsin; tıp ilerledi kalp nakli dahi yapılabilir oldu ama henüz beyin nakli mümkün görünmüyor. Beyin de nakledilirse bu artık bir şeyi başka bir şeye nakil değil, bilinciyle, bilinçaltıyla yeni bir insan yaratmak olur her halde.
Bu akıl yürütmeyi toplumlara da uygulayabileceğimizi biliyoruz. Toplum mühendisliği zihniyetinin yanlışlığı tecrübeyle sabit. Ne var ki, ister Müslüman olsun ister solcu veya liberal, Cumhuriyet mühendisliğinin rahle-i tedrisinden geçen bizlerin bu zihniyetten kurtulması hiç de kolay değil. Kemalizm’e muhalefet geleneğinden gelen bir başbakanın dahi malum sözleri edebilmesi bunun en iyi kanıtı. Ha Kemalist gençlik yetiştirmişsin, ha dindar gençlik isterseniz buna demokrat gençlik deyin veya sol, sosyalist gençlik de diyebilirsiniz eğer tepeden devlet eliyle geliyorsa hepsi aynı kapıya çıkar. Bu nedenle Başbakan’a yanıt olarak söylenen “dindar- dinsiz değil demokrat gençlik yetiştirmeliyiz” yanıtına da böyle bakıp bir projektör tutmakta fayda var.
Çünkü burada tartışılan bir ailenin, bir sivil kurumun çocukları nasıl yetiştireceği meselesi değildir, devletin işlevi tartışılıyor burada. Zira bunu bir siyasi parti başkanı değil de Başbakan söylüyor. Karşı yanıt olan “demokrat gençlik yetiştirmeliyiz” yanıtı da “devlet demokrat düşünceli gençler yetiştirmeli” anlamınadır. O nedenle sorulmalı:
Demokrat düşünce ne?
Devlet dediğimiz şey boşlukta durmaz bir de sivil toplum var. Devlet ve sivil toplum ilişkisi son yıllarda biraz da tanım kolaylığına kaçarak kullandığımız ille de öyle olmak zorundaymışlar türünden ifadelerdeki gibi doğaları gereği ille de karşı karşıya değildirler. Devlet ile sivil toplum arasında rızaya dayalı bir kabul vardır. Bu nedenle sivil toplum kurumları denen şeylerin demokratlıklarını idealize etmemek de gerek. Bunu 28 Şubat’ta açık seçik görmüştük.Bugünlerde bu kez de AKP iktidarının yanlışlarına gözünü kapatan ve yeni bir rıza arayışında olan sivil toplum kuruluşları görüyoruz, basın da aynı sinyalleri veriyor. Örneğin, Mehmet Altan’ın eleştirel görüşlerine demokratik hoşgörüyle bakamayan ve öte yandan bu hoşgörüsüzlüğü sessizlikle destekleyen bir “demokratlık” anlayışı var.
Kısaca devlet ve toplum arasında zihniyet açısından bıçak sırtı gibi bir keskin fark yoktur. Dolayısıyla değiştirilip dönüştürülmesi gereken şey aynı zamanda topluma hâkim olan zihniyet tipidir. Toplum çok demokrat da devlet hiç değil anlayışı bir illüzyondur. Siyasi mücadele açısından devletin anayasa başta olmak üzere demokratik yeniden yapılandırılması hiç kuşkusuz baş hedeftir. Fakat bu siyasi mücadeleye paralel bir başka dönüştürme mücadelesi eşlik etmek zorunda. Bu kültürel değişimdir. Burada sözünü ettiğim şey genel anlamda kültür değil, popüler kültürdür.
Popüler kültürün şöyle veya böyle oluşu aileden başlayarak devlete kadar her kademede zihniyet dediğimiz şeyi oluşturuyor. Başka deyişle popüler kültür sosyal ve siyasal kurumların içeriğini veriyor, onlara anlam katıyor. Dolayısıyla popüler kültürün imgelerinin, figürlerinin eleştirel-yorumlanması bize, nasıl bir eğilim üzerinde durduğumuza dair yaklaşık bir fikir verebilir. Zira popüler kültür her ne kadar güncelin etkileri altında biçimleniyor olsa da içerik olarak yüzyıllar boyu oluşmuş, birikmiş bir kolektif bilinç ve bilinçaltının oluşturduğu düşünce ve davranış sürekliliğinin izlerini de taşır.
Bu açıdan Tayyip Erdoğan figürü, yarattığı imgelemle her halde ilerde de tarihçilerin, sosyal bilimcilerin inceleyecekleri önemli bir siyasal/kültürel fenomen olacak. İleriyi ileriye bırakalım ama bugünden de bazı şeyleri görebilmek açısından önemli.
Başbakan’ın çoğunluğa sahip olma duygusuyla yer yer pervasız konuşmaları eleştiriyi elbette hak ediyor ama sosyolojik soğukkanlılıkla değerlendirilirse kendi toplumumuzun ortalama bir zihinsel topografyasını çıkarmak için iyi bir laboratuar malzemesi de sayılmalı, hatta bu açıdan şans olarak görülmeli. Başbakan örneğin Tansu Çiller gibi tepeden gelmiş, bu toplumu hiç tanımayan biri değil. Karizması da oradan geliyor. Çoğunluğun eğilimlerini iyi biliyor. Rahatlığı da ondan...
Sözlerini fazlaca tartıp biçerek, Mesut Yılmaz gibi beş dakikada ancak bir cümle kurarak konuşsaydı acaba daha mı iyi olurdu?
Bu soruyla yazımı noktalıyorum, ama sorunun yanıtı üstünde düşünmeye devam etmek üzere...
Yazarlar
-
Gökhan BACIKErken Cumhuriyet dönemi eleştirileri: Revizyonizm mi, Türk usülü “woke” mu? 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciOkudukça yoksullaşan bir ülkeyiz 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolKara bir yıl 2025 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİVicdansız senenin kelimesi dijital vicdanmış 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ocaktan2026’da deliler çağına karşı bir umut ışığı yanar mı? 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEBölücüler ve Ülkücüler 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA2026’ya Girerken; Barış, Demokratik Toplum ve Enternasyonal Özgürlük Yürüyüşü... 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünGemini’ye göre 2026’da Türkiye… 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURHavf ve reca arasında yeni bir yıla... 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORU2026: Beklentiler, beklentiler… 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNAfrika Boynuzu’ndaki oyun: İsrail kime şah çekti? 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENNasıl anılmak isterdiniz? 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUÇözüm için mücadele demokrasi için mücadeledir 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
KEMAL GÖKTAŞBarış Akademisyenleri'nin göreve iadesine istinaf engeli: Daire, Danıştay kararına direndi 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZTürkiye’ye özgü sürecin muhasebesi 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTBir fotoğraf karesinden çok daha ötesi... 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRTürkiye'de davaların portresine kısa bir bakış: Hâlâ en güçlü ortak talep neden adalet? 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞYENİ YILDA DA KURU EKMEK BİZİ BEKLİYOR… 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞUlus devlet, milli egemenlik, çevre, insan hakları, uyuşturucu ve Venezuela 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçLeyla Zana ve Gözde Şeker ne yaptı? 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANİktidar medyası infilak etti 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇER23 yılın en kötüsü 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜRUyuşturucu dosyasındaki sürpriz isim! "Cumhurbaşkanımızın tensipleri ile…" 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CAN2025 giderken 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa PAÇALRTÜK ve basın özgürlüğüne geçit yok… 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENRaporların Gösterdiği 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Abdulmenaf KIRAN11. YARGI PAKETİ, YENİ ADALETSİZLİK VE EŞİTSİZLİKLER YARATTI 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUÜlke siyasetin neresinde, hangi evresinde? 27.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet İlhanKararsızlığın Erdemi: Kesinliğin Gölgesinde Düşünmek 27.12.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraYılın Kelimesi 27.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTAN100 Bin Dolar Kazanan “Yeni Yoksul” Mu? 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuSuriye, güvenlik ve 15 milyon bağımlı… 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Yetvart DANZİKYANLeyla Zana vakası bir gösterge. Ama neyin? 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan TuğalSovyetler ve Bookchin 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Nuray MERTİslamcılık Öldü mü? 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa Karaalioğlu‘Entegre strateji’ varsa, niye tek yönünü görüyoruz? 25.12.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanKomisyonda uzlaşma çıkmazsa süreç yine de ilerler mi? 24.12.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilGüvenlikten kimliğe, inkârdan yurttaşlığa 24.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİSekülerleşme sorunu veya Müslümanlar nasıl modernleşecek? 23.12.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEYüzdük yüzdük 22.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçayPax Americana sonrası Almanya: Yeşil dönüşümden askeri Keynesçiliğe 21.12.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasAK Parti hariç herkes CHP 19.12.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNKüfürbazlar ve ötesi 19.12.2025 Tüm Yazıları
-
Cemile BayraktarThank you Ahmed 19.12.2025 Tüm Yazıları
-
Abdurrahman DilipakNüfusumuz dibe vururken! 18.12.2025 Tüm Yazıları
-
Seyfettin GürselPara politikasında sınav zamanı 18.12.2025 Tüm Yazıları
-
Şeyhmus DİKEN"O Yıl", hangi yıl? 15.12.2025 Tüm Yazıları
-
Berrin Sönmezİktidar politikası ters mi tepiyor, tersine mi işletiliyor? 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldız ÖNENGüney Amerika’da büyüyen gölge 13.12.2025 Tüm Yazıları


















































Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
7.05.2012
3.05.2012
30.04.2012
28.04.2012
26.04.2012
23.04.2012
21.04.2012
19.04.2012
16.04.2012
14.04.2012