Nabi YAĞCI-Taraf Yazıları
MİT- Yargı- İktidar kavgasında en çok konuşulan konu Gülen Cemaati oldu. Gülen Cemaati üstüne herkesten fazla bilgiye sahip değilim. Bu alanda uzman sayılan yazarların yazılarını, Cemaatçi olarak adı geçen yazarları dikkatle okumaya çalıştım. Sonuçta beni asıl ilgilendiren şey, Cemaat’in ne olduğundan çok Cemaat-iktidar ilişkilerine dair basının aldığı tutum, gösterdiği ilginç yaklaşım oldu.
Gülen Cemaati’yle ilgili derinlemesine bilgim olmasa da, cemaat tipi toplumsal örgütlenmelerin Osmanlı’da yeri ve rolü konusunda dünden farklı olarak biraz daha derine inen bilgilere sahibim. Hem Osmanlı’nın kuruluş özelliğinden, hem Anadolu İslam’ından gelen özgün ilişkiler üstüne doğan cemaat tipi örgütlenmeler son derece doğal örgütlenme tipidir. Cemaat denince bizdeki yerleşik önyargılar akıllara hep din merkezli imgelemeler getirir, bir cami cemaati gibi. Kuşkusuz o da cemaattir ama cemaat kavramı daha geniş bir anlama sahiptir. Din bağlamlı olsa bile daha geniş anlamıyla inanç bağlamlı topluluklardır cemaatler; devlet yanlısı egemen inançlar üstüne oturabildikleri gibi genellikle devlete mesafeli toplumsal örgütlenmelerdir. Mezhep ve tarikat farklılıkları üstüne oturan örgütlenmeler cemaat tipi örgütlenmelerdir. Osmanlı’da sivil toplum örgütlenme biçimleridir. Sonuç itibariyle cemaat “topluluk” anlamınadır.
Osmanlı toplum ve idari yapılanması içinde, bu cemaat tipi örgütlenmeler çoğu zamantoplumsal/siyasal muhalefet rolünü üstlenmek gibi önemli bir işleve de sahiptirler. Bu yapılanmaları tasfiye etmede bütün kararlılığına karşın Kemalist rejimin en başarısız olduğu alan da yine bu alan oldu.
Çok topluluklu anlayış
Aydınlanma çizgisi üstünde gelişen Batı tipli modernist tasavvurun vaat ettiği salt vatandaşlık haklarına dayalı homojen toplum anlayışı bugün Batı’da dahi kalıcı olamamıştır. Günümüzde meşru görülen farklılık hak ve özgürlükleri yalnız bireysel farklılıklar değil topluluklar biçimindeki farklılıkları da kapsar biçimde genişlemiştir. Batılı olmayan bir tarihsel/toplumsal geleneğe sahip ülkemizde bu tip örgütlenmeleri içerdikleri amaç ve düşüncelerden bağımsız olarak sağlıklı bulurum. Her topluluk, kendi yaşam tarzlarını, elbette öteki toplulukların yaşam tarzlarını yok etmek gibi bir amaç taşımadıkları sürece kurabilmelidirler. Yukarıdan aşağıya dayatılan hukuken tanınmış vatandaşlık haklarıyla sınırlı bir toplum anlayışı kanımca artık eskimiştir. Eski ama eskimemiş olan heterojen, çok topluluklu- çoğulcu bir yaşam tarzı anlayışının kendini günümüze taşımaya başladığını düşünüyorum. Kürt meselemize de böyle bakmak çözümü getirebilir.
Bunları kısaca not ettikten sonra Gülen Cemaati’yle ilgili basında yer alan yaklaşıma baktığımda anlaşılması zor noktalar görüyorum. Cemaat-AKP ilişkisi, AKP eğer iktidar partisi olmasaydı bir sorun oluşturmazdı, aralarındaki çelişkiler her iki tarafı ilgilendiren bir durumdan ibaret kalırdı. Ne var ki bugünkü durum bu değildir, AKP iktidar partisi olarak devleti elinde tutmaktadır; dolayısıyla Cemaat-AKP ilişkisi kamu hukukunu ilgilendiren bir ilişki mahiyetindedir. Öyle olduğu içindir ki bu ilişki saydam olmak zorundadır. Ama öyle olmadığı içindir ki herkes soruyor; “Nedir bu cemaat? Sınırları nerede başlayıp nerede biter? Ne yapmak istemektedirler? Sorumluları kimlerdir?” Bu sorulara köşe yazıları düzeyinde yanıtlar bulmak artık kimseyi tatmin etmeyecektir. Tekraren altını çizmeliyim, basından öğrendiğimiz doğruysa eğer, –ki doğru görünüyor–, Gülen Cemaati siyasete açık müdahil olma durumunda olmasaydı bu sorular da o denli önemli olmayacaktı.
Kamuoyunda bu soruların varlığına karşın, basında Gülen Cemaati sanki yasal kurulmuş bir siyasi parti imiş gibi konumlandırılıyor. Defacto durum bu denebilir ama eğer siyaseti doğrudan ilgilendiren bir ilişkilenme tarzı saydam değilse o ilişkiler demokratik denetim dışı kalır. Denetlenemez ilişkilerin süreklilik gösterdiği yerde ise gelenekselleşen şey derin devlet tarzı bir yönetimanlayışı olur ki; o durumda, birden fazla derin devlet ortaya çıkar ve saray veya saray-içi darbeler kaçınılmaz olur. Siyasi analizlerde spektaküler yorumlar nesnel analizlerin yerini alır. Tam da MİT- Emniyet- Yargı- İktidar depreminde karşılaştığımız sayısız spekülasyonlar gibi.
Kökleri altı yüz yıllık ve daha da öteye giden geçmiş, tarihsel mirasımızdan bugün için de geçerli olabilecek olumlu deneyleri almaktan yanayım. Örneğin devlete mesafeli duran, yeri geldiğinde destekleyen yeri geldiğinde eleştiren Fütüvvet/ Ahi geleneği gibi geleneklerden esinlenmek, onları güncelleyerek kültürleştirmek çok sıcak baktığım bir yaklaşımdır, ama, aradan en azından asırlar geçmiş olduğunu, bugünün dün olmadığını unutmadan. İkincisi yine o geçmişin kötü geleneklerinden yani “saray içine hapsolmuş yönetim” anlayışlarından temizlenmek koşuluyla...
Yazarlar
-
Gökhan BACIKErken Cumhuriyet dönemi eleştirileri: Revizyonizm mi, Türk usülü “woke” mu? 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİVicdansız senenin kelimesi dijital vicdanmış 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolKara bir yıl 2025 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciOkudukça yoksullaşan bir ülkeyiz 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA2026’ya Girerken; Barış, Demokratik Toplum ve Enternasyonal Özgürlük Yürüyüşü... 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEBölücüler ve Ülkücüler 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünGemini’ye göre 2026’da Türkiye… 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ocaktan2026’da deliler çağına karşı bir umut ışığı yanar mı? 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURHavf ve reca arasında yeni bir yıla... 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORU2026: Beklentiler, beklentiler… 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
KEMAL GÖKTAŞBarış Akademisyenleri'nin göreve iadesine istinaf engeli: Daire, Danıştay kararına direndi 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNAfrika Boynuzu’ndaki oyun: İsrail kime şah çekti? 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUÇözüm için mücadele demokrasi için mücadeledir 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENNasıl anılmak isterdiniz? 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZTürkiye’ye özgü sürecin muhasebesi 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞUlus devlet, milli egemenlik, çevre, insan hakları, uyuşturucu ve Venezuela 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçLeyla Zana ve Gözde Şeker ne yaptı? 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇER23 yılın en kötüsü 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞYENİ YILDA DA KURU EKMEK BİZİ BEKLİYOR… 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRTürkiye'de davaların portresine kısa bir bakış: Hâlâ en güçlü ortak talep neden adalet? 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜRUyuşturucu dosyasındaki sürpriz isim! "Cumhurbaşkanımızın tensipleri ile…" 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANİktidar medyası infilak etti 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTBir fotoğraf karesinden çok daha ötesi... 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENRaporların Gösterdiği 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Abdulmenaf KIRAN11. YARGI PAKETİ, YENİ ADALETSİZLİK VE EŞİTSİZLİKLER YARATTI 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa PAÇALRTÜK ve basın özgürlüğüne geçit yok… 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CAN2025 giderken 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraYılın Kelimesi 27.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet İlhanKararsızlığın Erdemi: Kesinliğin Gölgesinde Düşünmek 27.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUÜlke siyasetin neresinde, hangi evresinde? 27.12.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuSuriye, güvenlik ve 15 milyon bağımlı… 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Yetvart DANZİKYANLeyla Zana vakası bir gösterge. Ama neyin? 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTAN100 Bin Dolar Kazanan “Yeni Yoksul” Mu? 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan TuğalSovyetler ve Bookchin 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Nuray MERTİslamcılık Öldü mü? 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa Karaalioğlu‘Entegre strateji’ varsa, niye tek yönünü görüyoruz? 25.12.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilGüvenlikten kimliğe, inkârdan yurttaşlığa 24.12.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanKomisyonda uzlaşma çıkmazsa süreç yine de ilerler mi? 24.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİSekülerleşme sorunu veya Müslümanlar nasıl modernleşecek? 23.12.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEYüzdük yüzdük 22.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçayPax Americana sonrası Almanya: Yeşil dönüşümden askeri Keynesçiliğe 21.12.2025 Tüm Yazıları
-
Cemile BayraktarThank you Ahmed 19.12.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNKüfürbazlar ve ötesi 19.12.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasAK Parti hariç herkes CHP 19.12.2025 Tüm Yazıları
-
Abdurrahman DilipakNüfusumuz dibe vururken! 18.12.2025 Tüm Yazıları
-
Seyfettin GürselPara politikasında sınav zamanı 18.12.2025 Tüm Yazıları
-
Şeyhmus DİKEN"O Yıl", hangi yıl? 15.12.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRBu durumda AİHM yetkilileri de Trump’tan yardım istesin… 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldız ÖNENGüney Amerika’da büyüyen gölge 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Berrin Sönmezİktidar politikası ters mi tepiyor, tersine mi işletiliyor? 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞEntelektüel üretimin kaybı-Rejimin vesayeti-Siyasetin iflası 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAKANBahis oynayan bakan kim?.. CASUS KİM?.. 12.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi EgilmezOrta sınıf nereye gitti? 12.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇHakim sınıfın iki zümresi 11.12.2025 Tüm Yazıları























































Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
7.05.2012
3.05.2012
30.04.2012
28.04.2012
26.04.2012
23.04.2012
21.04.2012
19.04.2012
16.04.2012
14.04.2012