Nabi YAĞCI-Taraf Yazıları
AKP hükümetinin “yeni Kürt stratejisi” olarak nitelenen yeni yaklaşımı, aslında yeni bir şey içermediği noktasından eleştiriliyor; “çözüme” dair yeni bir yaklaşım getirmediğine kuşku yok ama bana kalırsa ortada yeni bir durum var; “çözümsüzlüğün” ilânı. Esasen üç ayrı alanda, Kıbrıs, AB ve Kürt meselesinde hükümetin izlediği siyasetlere baktığımızda üçünde de ortaya çıkan sonucun aynı olduğunu, üçünde de “çözümsüzlük çözümdür” noktasına varılmış olduğunu yazmıştım. Bu üç alanda eğer durum buysa bu alanların stratejik önemi düşünüldüğünde hükümetin genel siyasetinin yönelimini anlamak mümkün oluyor:
Yeni statükonun inşası
Dolayısıyla Kürt meselesinde Başbakan’ın, Öcalan ve PKK ile Oslo görüşmelerine benzer görüşmelerin artık yapılmayacağına dair açıklamaları ile başlayan yeni strateji gerçekten de yenidir. Zira AK Parti iktidarını öncekilerden farklı ve yeni kılan şey Türkiye’nin demokratik değişimini gerçekleştirmeye aday bir parti olarak ortaya çıkmış oluşuydu, devrimsi değişimler sürecine girmişti Türkiye, her alanda demokratik “açılım” hedefi vardı. Şimdi gelinen noktada ise açılım değil aksine kapanma yani çözümsüzlük çözümdür siyasetine geçildiyse bu yeni bir durumdur.
Kürt sorununun çözümünde “açılım” politikası Habur girişiyle birlikte önce durakladı, arada “açılım sürecek” laflarıyla bir beklenti yaratıldıysa da devamında bir şey çıkmadı ve çatışmalar sürdü. Fakat bu arada Öcalan ve Kandil ile dolaylı, dolaysız görüşmeler yapıldığını da öğrendik. Yani bu beklenti süreci hem iktidar hem PKK açısından bir karar öncesi süreciydi. PKK’nin bu müzakere sürecinde saldırı yapması ilk işaretti ve ardından MİT-Emniyet-Yargı kavgasının patlaması ardından Başbakan’ın Oslo türü görüşmelerin artık bittiğini, Öcalan ile görüşülmeyeceğini açıklaması iki taraf açısından da bir kararı ifade ediyor.
Kanımca, Ortadoğu’da konjonktür netleşmeden, yeni dengelerin nasıl kurulacağı belirsizken hükümet de PKK de kartlarını oynamak istemiyor, özellikle Suriye’deki rejimin geleceği belli olmadan önce. Dolayısıyla bugün gelinen noktada Kürt sorunu konusunda biçimsel olarak 1990’lara geri dönüş süreci başlamış gibi, eskiye geri dönülüyormuş gibi görünse de gerçek durum öyle değil. Müzakere yöntemi bırakılıp güvenlik esaslı politikalara geri dönmek ve “terör örgütünü yok etmeyi” başlıca hedef haline getirmek kuşkusuz mücadele yöntemi açısından eskiye dönüştür. Fakat Kürt sorununa verilen anlam açısından yeni bir durum vardır, artık çözüm süreci neredeyse bütünüyle bölgesel güç dengesine bağlı hale gelmiştir. Dengelerin yeniden kurulması kavgasında bütün taraflar stratejik kararlar vermek zorundalar ve elbette bu kararlar kendi güçlerini koruma esasına dayanacaktır. Suriye’deki Esed rejiminin kısa sürede çökmesinin beklenmediği durumda çözüm açısından “belirsizlik” hali her şeye damgasını vuracaktır. Dolayısıyla iki taraf açısından da “yeni bir statüko” oluşturmak ve buraya tutunmak sanırım stratejik yeni bir tercih olacaktır.
Devlet öyle görülüyor ki bu tercihi yapmış ve İmralı-Kandil hattını kapatmıştır. Başbakan’ın “artık görüşülmeyecek” dediği noktada artık eski tür kapalı görüşmeler de yapılamaz, bunu hiçbir bürokrat göze alamaz. Dolayısıyla müzakere kapısı yeni bir zamana dek kapanmıştır, yeni durum budur.
İktidarın BDP’ye müzakere açısından kapıyı açık tutuyor olması, iyimser yorumlara rağmen kanımca stratejik bir anlam ifade etmiyor. Her şeye rağmen böyle bir hattın açılması kuşkusuz olumlu olur, ama eğer KCK operasyonları durdurulabilirse. Fakat operasyonları değil durdurmak, Özgür Gündem gazetesinin kapatıldığı bir ortamda BDP ile iktidar arasında ciddiye alınabilir bir kanalın açılmasını beklemek fazla bir iyimserlik olur.
Öte yandan PKK’nin de baharla birlikte yeni bir saldırı dalgası başlatacağı haberleri basında yer alıyor. Yukarıda söylediklerim çerçevesinde böyle bir saldırı ihtimal dışı görülemez. Beklenmedik sayılmasa da –umarız olmaz ama olursa eğer–, bu saldırı durumu daha da içinden çıkılamaz hale getirecektir. İşte o zaman daha önce üstünde durduğum “Türk sorunu”nun gündeme girmesi göstere göstere gelen bir facia olacak. Gerisini kestirmek hem kolay hem zor...
Özcesi, iktidarın yeni Kürt stratejisi nereden bakılırsa bakılsın hiç de iyiye yorulabilecek unsurlar taşımıyor.
Yazarlar
-
İbrahim KahveciOkudukça yoksullaşan bir ülkeyiz 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEBölücüler ve Ülkücüler 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKErken Cumhuriyet dönemi eleştirileri: Revizyonizm mi, Türk usülü “woke” mu? 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURHavf ve reca arasında yeni bir yıla... 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİVicdansız senenin kelimesi dijital vicdanmış 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünGemini’ye göre 2026’da Türkiye… 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ocaktan2026’da deliler çağına karşı bir umut ışığı yanar mı? 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA2026’ya Girerken; Barış, Demokratik Toplum ve Enternasyonal Özgürlük Yürüyüşü... 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolKara bir yıl 2025 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
KEMAL GÖKTAŞBarış Akademisyenleri'nin göreve iadesine istinaf engeli: Daire, Danıştay kararına direndi 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENNasıl anılmak isterdiniz? 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZTürkiye’ye özgü sürecin muhasebesi 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUÇözüm için mücadele demokrasi için mücadeledir 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORU2026: Beklentiler, beklentiler… 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNAfrika Boynuzu’ndaki oyun: İsrail kime şah çekti? 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçLeyla Zana ve Gözde Şeker ne yaptı? 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜRUyuşturucu dosyasındaki sürpriz isim! "Cumhurbaşkanımızın tensipleri ile…" 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANİktidar medyası infilak etti 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞUlus devlet, milli egemenlik, çevre, insan hakları, uyuşturucu ve Venezuela 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTBir fotoğraf karesinden çok daha ötesi... 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞYENİ YILDA DA KURU EKMEK BİZİ BEKLİYOR… 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRTürkiye'de davaların portresine kısa bir bakış: Hâlâ en güçlü ortak talep neden adalet? 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇER23 yılın en kötüsü 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa PAÇALRTÜK ve basın özgürlüğüne geçit yok… 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Abdulmenaf KIRAN11. YARGI PAKETİ, YENİ ADALETSİZLİK VE EŞİTSİZLİKLER YARATTI 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENRaporların Gösterdiği 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CAN2025 giderken 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraYılın Kelimesi 27.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet İlhanKararsızlığın Erdemi: Kesinliğin Gölgesinde Düşünmek 27.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUÜlke siyasetin neresinde, hangi evresinde? 27.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTAN100 Bin Dolar Kazanan “Yeni Yoksul” Mu? 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Yetvart DANZİKYANLeyla Zana vakası bir gösterge. Ama neyin? 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan TuğalSovyetler ve Bookchin 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuSuriye, güvenlik ve 15 milyon bağımlı… 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Nuray MERTİslamcılık Öldü mü? 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa Karaalioğlu‘Entegre strateji’ varsa, niye tek yönünü görüyoruz? 25.12.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilGüvenlikten kimliğe, inkârdan yurttaşlığa 24.12.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanKomisyonda uzlaşma çıkmazsa süreç yine de ilerler mi? 24.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİSekülerleşme sorunu veya Müslümanlar nasıl modernleşecek? 23.12.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEYüzdük yüzdük 22.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçayPax Americana sonrası Almanya: Yeşil dönüşümden askeri Keynesçiliğe 21.12.2025 Tüm Yazıları
-
Cemile BayraktarThank you Ahmed 19.12.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNKüfürbazlar ve ötesi 19.12.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasAK Parti hariç herkes CHP 19.12.2025 Tüm Yazıları
-
Seyfettin GürselPara politikasında sınav zamanı 18.12.2025 Tüm Yazıları
-
Abdurrahman DilipakNüfusumuz dibe vururken! 18.12.2025 Tüm Yazıları
-
Şeyhmus DİKEN"O Yıl", hangi yıl? 15.12.2025 Tüm Yazıları
-
Berrin Sönmezİktidar politikası ters mi tepiyor, tersine mi işletiliyor? 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞEntelektüel üretimin kaybı-Rejimin vesayeti-Siyasetin iflası 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRBu durumda AİHM yetkilileri de Trump’tan yardım istesin… 13.12.2025 Tüm Yazıları



















































Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
7.05.2012
3.05.2012
30.04.2012
28.04.2012
26.04.2012
23.04.2012
21.04.2012
19.04.2012
16.04.2012
14.04.2012