Namık ÇINAR
Bu yazdıklarımla Silivri’dekileri değil, ilkin sizin aklınızı korumayı amaçlıyorum her şeyden önce.
Siz demez miydiniz, yazdıklarından öğrendik ordudaki çoğu şeyi, diye?
Alın işte, yaptığım gene bu şimdi.
Teriniz soğuyunca 27 Mayısçılara, 12 Mart, 12 Eylül, 28 Şubatçılara benzediğinizi görüp utanmamanız için.
Çünkü zikir âyininin transa geçmiş müritleri gibi, doğrusu nedir, araştırmaya gerek bile duymadan, sanki linç kültürünün vantuzlarına yakalanmış burada herkes.
Evet... siyasal yönetime el koymak için müdahale plânları yapmak tabii ki suçtur.
Ama İngiltere’de olursa, Fransa’da olursa, Almanya’da olursa.
Türkiye’de değil!
Zaten uzun yıllar biteviye darbeler gerçekleştirmiş bir ordunun, kendi yaptıklarına yasal kılıf düşünmeyeceği mantıklı geliyor mu, hiç size?
Darbecilerin önem verdiği yasaların başında “Sıkıyönetim Kanunu” gelmektedir.
O yüzden darbeciler, ilk iş olarak bu kanunu ele almışlar; ya 12 Mart’taki gibi bütünüyle, yahut 12 Eylül’deki gibi ihtiyaçları nispetinde güncelleştirerek, parlamentoya yeniden düzenletmişlerdir.
Böylece Sıkıyönetim Kanunu, gereksinim duyulduğunda ordudan yararlanmanın değil, toplumu yönetme işlevinin doğrudan doğruya orduya geçtiği “askerî bir rejim”in mevzuatı olup çıkmıştır.
Bu nedenledir ki, demokratik ülkelerin bizimki gibi bir sıkıyönetim yasaları bulunmaz.
Darbe yapan generaller, ülkeyi bu kanunda ne yazıyorsa ona göre idare etmişlerdir; ne bir fazla, ne bir eksik. Çünkü o yasada lâzım gelen her şey vardır.
Bu kanun, zannedileceği gibi sadece sıkıyönetim ilân edildiğinde değil, sair zamanlarda da; örneğin bütün faaliyetler bakımından şu anda da yürürlüktedir.
Nitekim 8. Madde’de, “Sıkıyönetim ilânı ile beraber sıkıyönetim karargâhı kurulur” deniyor ise de, hemen ardından “Sıkıyönetim komutanlığı kadroları, Genelkurmay Başkanlığınca ÖNCEDEN HAZIRLANIR” ibaresi eklenerek kanuna sürekli bir hayatiyet ve kesintisiz bir yürürlülük kazandırılmıştır.
Bu durumda, komutanın kim olduğu hariç, sıkıyönetim karargâhının bütün unsurları Genelkurmay bünyesinde normal zamanlarda da faaliyetlerini sürdürmekte, sıkıyönetimin ilânını müteakip yerine getirecekleri 3. Madde’deki görevler için plânlarını ve hazırlıklarını şimdiden yapmaktadırlar.
İşte sonradan ortaya çıkan o “Batı Çalışma Grubu” gibi oluşumlar, bu mahiyetteki organlardır.
Dursun Çiçek gibilerin hazırladığı “mücadele eylem plânları”, hep bu kanunun eserleridir.
“Genel güvenlik, asayiş ve kamu düzenini korumak ve sağlamakla görevli” olduklarından dolayı, “konutları, dernekleri, siyasi partileri, okul, sendika, kulüp, vs.”, yani her yeri ve her şeyi “yasaklamak, önlemek ve önleyici tedbir almak” üzere; hani plân seminerinin ses kayıtlarında kimi belediye başkanları toplanıyordu ya, 2. Madde’ye göre “sakıncalı görülen... kamu personelini görevden uzaklaştırma”ya kadar varan ve dilediklerini yapmayı mümkün kılan sonsuz elastiki yetkilerle donatılmanın sebebini de, gene bu çerçevede anlamak gerekir.
Hattâ Ek 3. Madde’ye göre, “şahsi kusurları nedeniyle hukuki sorumlulukları dahi ileri sürülemez”ken; kendileri bakımından bırakın eylemi, tatbikatını yaptılar diye cezalandırılan bugünkü askerler ve görev tanımından dolayı kafası artık iyice karışmış ordu, tam olarak şoktadır.
Kanunları yapan bu ülkenin meclisidir ve darbe süreçlerinin hiçbir kurumuna ve kurallarına elini dahi sürmemiştir.
On bir senedir iktidarda olan AKP, kollarını kavuşturmuş, olanı biteni sadece kıs kıs sırıtarak seyretmekle yetinmektedir.
twitter@cinarnamik
Yazarlar
-
Ahmet TAŞGETİRENBölgede Trump operasyonu sürüyor 16.11.2025 Tüm Yazıları
-
Zeki ALPTEKİNEmeğin Sosyolojisi ve Kapitalizmin Geleceği: Marx vs. Marx 16.11.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CANMahkemeye düşmüş siyaset 16.11.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKRus cinleri imana nasıl hizmet etti? Tuhaf bir Soğuk Savaş hikâyesi 16.11.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolYenilikçi bir İslam düşünürü Gannuşi 16.11.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORU3809 sayfa ve temel çelişki 16.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEAhtapotun kolları 16.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerPATRON KİM? 15.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUÖzel ve CHP’ye dair son gözlemler 15.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluÇözüm sürecinin CHP’si daha merkezde 15.11.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURAK Parti üzerine doktora yapmış bir CHP lideri…. 15.11.2025 Tüm Yazıları
-
Sedat KAYAİmamoğlu'na istenen 23 asırlık tarihi ceza: Roma İmparatorluğu kurulduğunda hapse girseydi hala ceza 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuSuriye’de ‘altın oran’ nedir? 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİÖzgür Özel'le kahvaltı: CHP nereye böyle? 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
DOĞAN ÖZGÜDEN"Arananlar" zulmü ne zaman son bulacak? 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZBir iddianameden fazlası: CHP’yi dizayn girişimi 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜRBakın Şahan'ı şikayet eden kimmiş? Her balkona havuz yapan müteahhit savcıya koştu! 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçCHP hakkında kapatma davası açılır mı? Yok artık, daha neler! 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANİddianamenin ruhu siyasi 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehveş EVİNYerel yönetimlerle işbirliği kültür politikası için hayati 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
KEMAL GÖKTAŞBir “yalanlama” yalanı: CHP üyeliği ve Kanada’ya iltica meselesinde gerçekler 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİKemalizm’in dindarlarca rehabilitasyonu 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇERDemokrat Kral’ın anıları 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraMemnuniyetsizler 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTBelediyenin açıklaması gerçekleri gizliyor mu? 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciBir iddia-nağme 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
M.Latif YILDIZÇÖZÜM SÜRECİ KOMİSYON VE EKMEN 12.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanYeşil sarıklı hocalar bize böyle anlatmamışlardı 12.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünBaşarılı bir diplomasi örneği… 12.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYAEnternasyonalizm ve Demokratik Toplum Çağrısı... 12.11.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRAK Parti’nin 23 yılı: Kitle partisinden devlet partisine, siyaset dilinden güvenlik diline bir dönüş 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRHSK neden suskun? 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasDüşmanımız kimdir bizim? 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNAkdeniz’den Hazar’a hizalananlar ve Colani’nin Beyaz Saray günü 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞÖcalan 70’lerde mi kalmış? 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan TuğalSosyalist yükseliş dağınık ama yine de oligarşiye bir darbe 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUKürtler davete icabet ediyorlar 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞİŞ CİNAYETLERİ VE CİNAYET EKONOMİSİ… 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilModernlik, gelenek ve Türkiye’nin zihinsel coğrafyası 9.11.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanEğer tuz da koktuysa ne yapmalı? 8.11.2025 Tüm Yazıları
-
Nuray MERTZohran Mamdani Türkiye’de neye denk düşer? 8.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞSelahattin Demirtaş’ın yazısı, zihnimiz ve zihniyet labirenti 4.11.2025 Tüm Yazıları
-
Zülfü DİCLELİKeşke… 4.11.2025 Tüm Yazıları
-
Selva DemiralpFiyat istikrarı mı, finansal istikrar mı? 3.11.2025 Tüm Yazıları
-
Seyfettin GürselVahim bir gelişme: İşgücü piyasasında daralma 3.11.2025 Tüm Yazıları
-
Berrin SönmezMor-yeşil ekonomi: Ara dönem fırsat yaratabilir 3.11.2025 Tüm Yazıları
-
Necati KUR3 MART 1924 YASALARI 3.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçayTrump, Fed ve para politikası: Sol, merkez bankası konusunda neyi savunmalı? 2.11.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRSÜREÇ VE "DİLİN KEMİĞİ"! 31.10.2025 Tüm Yazıları


















































Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
11.05.2022
24.03.2022
6.02.2016
30.05.2016
24.05.2016
13.05.2016
10.05.2016
8.02.2016
3.02.2016
29.04.2016