Namık ÇINAR
Geçen hafta “Yeşil Düşünce Derneği”nin Taksim’de düzenlediği “Çılgın Projeler Konferansı”nı izledim.
İyi ki gitmişim.
Muarızlarının nelere muhalefet edebileceklerini dahi enine boyuna ve konusuna kadar kendisi belirleyen “Erdoğan gündemleri”nin, birazcık olsun dışına çıkma olanağı bulduğumu gördüm orada.
Alanında yetkin kişiler öyle şeyler anlattılar ki, hangi birini aktarayım!
Başbakan Erdoğan’ın böbürlene böbürlene dayattığı “Kanal İstanbul, 3. Köprü, 3. Havaalanı, Nükleer Santraller” gibi heveslerinin yaratacağı tahribatın, kamuoyunda doğru dürüst tartışılmadan geçiştirilmesi bedellerini, ancak onları dinlediğinizde anlıyorsunuz, gözleriniz büyüyerek ve boğazınız düğümlenerek.
Ve bir kere daha kavrıyorsunuz ki, uygarlık uğruna kendini aşmak anlamına geliyorsa eğer, hiç de böyle şeylerden geçmiyor, çılgın olmak.
Cengiz Aktar’ın dediği gibi, çılgın değil lüzumsuz projelerdir bunlar, olsa olsa.
Aksi hâlde, petrol zengini çöl monarklarının arsız şımarıklıklarıyla bezenmiş Abu Dabi ve Dubai gibi sentetik kentlerin eline hiç kimseler su dökemez mi diyeceğiz, çağdaşlıkta?
Hiç olur mu?
Atmosferinde demokrasi rüzgârları esmeyen bir yer, hiç mis gibi taptaze ve sağlıklı olabilir mi, doyasıya nefes alıp solumak için?
Nitekim, bizim iki yüz yıllık çağdaşlaşma öykümüzdeki aymazlıklarımızın ipuçları da buralarda yatmıyor mu?
Osmanlı, kaçırdıklarının telâfisini kendini yenileyeceği savaş hazırlıklarında ve Batı’yı dışsal olarak “taklit etme”de bulacağını sanmıştı.
Cumhuriyet, bunu biraz daha boyutlandırarak, uygarlaşmak için “eğitim”i esas almıştır. Bu yanıyla Kemalizm, diğer ögelerinden bağımsız olarak ele aldığı insanı eğitmekle her şeyin yoluna gireceğini sanmak demekti, bir bakıma.
Bugünkünü de aralarına katabileceğimiz, çok partili dönemin sağ-muhafazakâr iktidarlarında ise ölçüt, iktisaden kalkınma için “büyüme” politikaları olacaktır ki, üleşime de kulak asmadan üstelik.
O yüzden, hiçbirisi hedefine dört başı mamur olarak varamayacaktır. Çünkü bu üç safhanın da ortak paydası, demokrasinin yokluğudur.
Amaçlarına demokrasi olmadan varabileceklerini ummuşlardır.
“Erken Cumhuriyet, Cumhuriyet ve Post-Cumhuriyet” olarak tanımlayabileceğim bu süreçlerde halktan yola çıkmak ve meşruiyet için ondan yetki almak gitgide yoğalmış ise de; sonuçta hepsinde siyaset, karakalabalıkların hızı ve nazıyla oyalanmaktansa iktidarı ele geçirenlerin kısa zamanda bıkıp kendi bildiklerini okumalarıyla sürüp gitmiştir.
Politik yapılanma ve yönetim tarzı seneler önce ne idi ise, şimdi de odur ve toplum genel hatlarıyla bu değişmezliğe alıştırılmıştır.
Demokrasi isteği, özlenen bir şey olmakla beraber; onun verilen değil alınan ve kimseye devredilmeyen bir şey olduğu henüz yeterince kavranamamış gibi gözükmektedir.
“Demokratik Cumhuriyet” bilincine sahip kimselerin bu soruna vurgu yapmak üzere “II. Cumhuriyet” demelerinin nedeni de, işte bu mevcut Cumhuriyeti demokrasi ile taçlandırarak ikinci bir aşamaya geçilmesini önermekten ibarettir.
Hani yakın zaman önce Amerikan Hükümeti neredeyse iflâsın eşiğine gelmişti de; hattâ Erdoğan, Kongre’yi avucuna alamayan Obama’ya bir hayli acımış, “bizde böyle şeyler olmaz”diyerek epeyi övünmüştü.
Oysa Amerika’yı Amerika yapan, bize zayıflıkmış gibi görünen işte o güçlü demokrasisidir.
Halkın vergilerinin nereye harcandığını denetlemek suretiyle gerekirse hükümeti ve tüm bürokrasiyi kapının önüne koymaktan çekinmeyecek kararlılıktaki Amerikan Meclisi’ni görelim de, Erdoğan’ın emrine girmiş bizdeki Meclis’e bakarak utanalım.
Bakarsın canlandırabiliriz gözümüzde belki o vakit, kapımızı bir türlü çalmak bilmeyen şu nazlı demokrasiyi.
twitter@cinarnamik
Yazarlar
-
Mümtazer TÜRKÖNEAhtapotun kolları 16.11.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CANMahkemeye düşmüş siyaset 16.11.2025 Tüm Yazıları
-
Zeki ALPTEKİNEmeğin Sosyolojisi ve Kapitalizmin Geleceği: Marx vs. Marx 16.11.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolYenilikçi bir İslam düşünürü Gannuşi 16.11.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKRus cinleri imana nasıl hizmet etti? Tuhaf bir Soğuk Savaş hikâyesi 16.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENBölgede Trump operasyonu sürüyor 16.11.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORU3809 sayfa ve temel çelişki 16.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUÖzel ve CHP’ye dair son gözlemler 15.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerPATRON KİM? 15.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluÇözüm sürecinin CHP’si daha merkezde 15.11.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURAK Parti üzerine doktora yapmış bir CHP lideri…. 15.11.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜRBakın Şahan'ı şikayet eden kimmiş? Her balkona havuz yapan müteahhit savcıya koştu! 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANİddianamenin ruhu siyasi 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Sedat KAYAİmamoğlu'na istenen 23 asırlık tarihi ceza: Roma İmparatorluğu kurulduğunda hapse girseydi hala ceza 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçCHP hakkında kapatma davası açılır mı? Yok artık, daha neler! 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİÖzgür Özel'le kahvaltı: CHP nereye böyle? 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
DOĞAN ÖZGÜDEN"Arananlar" zulmü ne zaman son bulacak? 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuSuriye’de ‘altın oran’ nedir? 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZBir iddianameden fazlası: CHP’yi dizayn girişimi 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTBelediyenin açıklaması gerçekleri gizliyor mu? 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇERDemokrat Kral’ın anıları 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciBir iddia-nağme 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraMemnuniyetsizler 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
KEMAL GÖKTAŞBir “yalanlama” yalanı: CHP üyeliği ve Kanada’ya iltica meselesinde gerçekler 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehveş EVİNYerel yönetimlerle işbirliği kültür politikası için hayati 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİKemalizm’in dindarlarca rehabilitasyonu 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanYeşil sarıklı hocalar bize böyle anlatmamışlardı 12.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünBaşarılı bir diplomasi örneği… 12.11.2025 Tüm Yazıları
-
M.Latif YILDIZÇÖZÜM SÜRECİ KOMİSYON VE EKMEN 12.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYAEnternasyonalizm ve Demokratik Toplum Çağrısı... 12.11.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRHSK neden suskun? 11.11.2025 Tüm Yazıları
































Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
11.05.2022
24.03.2022
6.02.2016
30.05.2016
24.05.2016
13.05.2016
10.05.2016
8.02.2016
3.02.2016
29.04.2016