Namık ÇINAR
Eğer bir milyon üç yüz bin kişiyi daha ilgilendirmeseydi, bu yazıyı bencilce bulabilirdiniz.
Ama değil!
Biliyor musunuz, tam bir buçuk ay sonra 66 bitecek, 67’ye gireceğim ama ben hâlâ emekli bile değilim.
Bir süre önce, ilgili yasanın çıkmasına engel olduklarını öğrendiğim Maliye Bakanlığı MüsteşarıNaci Ağbal’ı telefonla aradığımda, “bu yaşa geldiği hâlde hâlâ emekli olamamış insanlarımız mı var” diye hayretini gizleyememişti.
Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Faruk Çelik’e anlattığımda da “olur mu öyle şey; bugün cumartesi, pazartesi olsun akşama kadar netice alırız” dediğinden bu yana ise tam iki sene geçti.
Primleri ödenmiş yedi bin sekiz yüz küsur günüm olmasına rağmen, ilâveten borçlu göründüğüm için hiçbir işlem yapılamıyor. Devlete kalsa, ödeyip, on altı bin gün üzerinden emekli olmalıymışım.
Nihayet bu son torba yasa ile “on iki ayın üzerinde Bağ-Kur prim borcu gözükenlerin borçları silinecek”, böylece önümdeki o haksız engel kalkacak ve ben de herkes gibi emekli olmaya yeterli ödenmiş prim gün sayım olduğu için emekli olabilecektim.
Hattâ Başbakan Davutoğlu’nun, televizyonların verdiği AKP grup toplantılarından birinde, volümünü müsamere konumuna getirdiği o metalik sesiyle bunun müjdesini dahi vermişti.
Ama ne mümkün!
Çünkü buranın, toplumun mutluluğu için işlevsel bir araç olmaktan çıkıp amaç hâline gelmiş; artık sadece kendisine hizmet edilen tanrısal bir egemeni var.
Benim gibi bir milyon üç yüz bin yurttaşın değil, elbet de onun çıkarları galebe çalacak!
Nitekim öyle oldu ve halkın sesi olmaktan çoktan çıkmış bu Meclis, bizim yerimize, ne kendisinin ne deSayıştay gibi anayasal kurumların denetleyebildiği onun örtülü ödeneğini esas aldı.
Üstelik bunu,
partinin bilinen yüzlerine değil de,
idamımızı âdetâ
“zavallı bir çingenenin,
kıllı,
siyah bir örümceğe benzeyen eli”
marifetiyle infaz ettirir gibi, seçim süreci nedeniyle üç günlüğüne bakan yaptıkları birine diyetini ödeterek, pusuya yatmış bir gece yarısı önergesiyle gerçekleştirdiler.
Bu bir avuç mütegallibenin çok paraya ihtiyaçları var, çok!
O yüzden devlete daima borçlu kalalım istiyorlar.
Gıllıgışlı işlere savuracakları paralar için yoksul insanların ya sağlık hizmetlerindeki ilaçlarından kısıyorlar, ya da açlık sınırının bile altında kalmış emekli maaşlarını onlara çok görüyorlar.
Tek düşündükleri, kendi ikballeri.
Kendi yandaşları.
Kendi çocukları.
İktidar oldukları bu süreçte utanmazca zenginleştiler.
O koltuklarda oturmasalardı kayıkları bile olamayacak tıynettekiler, gözlerimizin önünde hırsızlık ve yolsuzluk yaptılar.
Ne ki, siyasal konumlarından yararlanarak tasarruf ettikleri o paralar, irin gibi fitil fitil gelecektir burunlarından.
Gözlerine dizlerine duracaktır, göreceksiniz, eğer ilâhi adalet varsa bu dünyada!
Ama biz gene de işi Allah’a bırakmayıp, gelin şu AKP’yi sandığa gömelim.
Yakamızı kırk harami çetelerinden kurtaralım.
Yaptıkları bütün yasaları kaldıralım, yerlerine demokratik olanları koyalım.
Fantastik Amerikan filmlerinde dünyayı ele geçirmeyi plânlayan trajikomik figürler gibi kendi sarayında akla ziyan atraksiyonlara kalkışan bir Cumhurbaşkanlığı müessesesini yeniden Çankaya’ya taşıyarak,Erdoğan’ı anayasal yetkilerine döndürecek süreci Çin İmparatorlarının Saklı Sarayı’ndan ilhamla yürütelim.
Her şeyi bir adamın iradesine terk etmenin, tıpkı yere çakılan Alman uçağındaki gibi, kokpiti tek pilota bırakmak kadar felâket bir durum olduğunu n’olur artık anlayalım.
Ben bu yaşta sağlık hizmetlerinden dahi yararlanamıyorum.
Bunu benden çalanlara hakkımı helâl etmiyorum.
Söylenebilecek ne kadar ilenç varsa, işte öyle ileniyorum.
Ve benim çakır gözlerimin ilenci de hep tutmuştur.
Bunu da aklınızın bir köşesine koyun, bulunsun!
Bir acı yaşadığınızda beni hatırlarsınız!
twitter@cinarnamik
Yazarlar
-
Yıldıray OĞURAK Parti üzerine doktora yapmış bir CHP lideri…. 15.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluÇözüm sürecinin CHP’si daha merkezde 15.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerPATRON KİM? 15.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUÖzel ve CHP’ye dair son gözlemler 15.11.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİÖzgür Özel'le kahvaltı: CHP nereye böyle? 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZBir iddianameden fazlası: CHP’yi dizayn girişimi 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçCHP hakkında kapatma davası açılır mı? Yok artık, daha neler! 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜRBakın Şahan'ı şikayet eden kimmiş? Her balkona havuz yapan müteahhit savcıya koştu! 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Sedat KAYAİmamoğlu'na istenen 23 asırlık tarihi ceza: Roma İmparatorluğu kurulduğunda hapse girseydi hala ceza 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİREN“Boğazımdan tek kuruş geçmedi” 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANİddianamenin ruhu siyasi 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolCHP nereye? 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNECumhurbaşkanı adayını suç örgütü liderine dönüştürmek mümkün mü? 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuSuriye’de ‘altın oran’ nedir? 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
DOĞAN ÖZGÜDEN"Arananlar" zulmü ne zaman son bulacak? 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇERDemokrat Kral’ın anıları 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORU‘Masumiyet karinesi’ mi, o da ne ki? 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTBelediyenin açıklaması gerçekleri gizliyor mu? 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehveş EVİNYerel yönetimlerle işbirliği kültür politikası için hayati 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraMemnuniyetsizler 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciBir iddia-nağme 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİKemalizm’in dindarlarca rehabilitasyonu 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
KEMAL GÖKTAŞBir “yalanlama” yalanı: CHP üyeliği ve Kanada’ya iltica meselesinde gerçekler 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYAEnternasyonalizm ve Demokratik Toplum Çağrısı... 12.11.2025 Tüm Yazıları
-
M.Latif YILDIZÇÖZÜM SÜRECİ KOMİSYON VE EKMEN 12.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanYeşil sarıklı hocalar bize böyle anlatmamışlardı 12.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünBaşarılı bir diplomasi örneği… 12.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞİŞ CİNAYETLERİ VE CİNAYET EKONOMİSİ… 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasDüşmanımız kimdir bizim? 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUKürtler davete icabet ediyorlar 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞÖcalan 70’lerde mi kalmış? 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRAK Parti’nin 23 yılı: Kitle partisinden devlet partisine, siyaset dilinden güvenlik diline bir dönüş 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNAkdeniz’den Hazar’a hizalananlar ve Colani’nin Beyaz Saray günü 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRHSK neden suskun? 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan TuğalSosyalist yükseliş dağınık ama yine de oligarşiye bir darbe 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilModernlik, gelenek ve Türkiye’nin zihinsel coğrafyası 9.11.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKBaşkanlık monarşisi (presidential monarchy) meselesi: Teorik bir izah 8.11.2025 Tüm Yazıları
-
Nuray MERTZohran Mamdani Türkiye’de neye denk düşer? 8.11.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanEğer tuz da koktuysa ne yapmalı? 8.11.2025 Tüm Yazıları
-
Zülfü DİCLELİKeşke… 4.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞSelahattin Demirtaş’ın yazısı, zihnimiz ve zihniyet labirenti 4.11.2025 Tüm Yazıları
-
Berrin SönmezMor-yeşil ekonomi: Ara dönem fırsat yaratabilir 3.11.2025 Tüm Yazıları
-
Necati KUR3 MART 1924 YASALARI 3.11.2025 Tüm Yazıları
-
Selva DemiralpFiyat istikrarı mı, finansal istikrar mı? 3.11.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CAN“Önerisiz veya bizzat öneriyle eleştiri” 3.11.2025 Tüm Yazıları
-
Seyfettin GürselVahim bir gelişme: İşgücü piyasasında daralma 3.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçayTrump, Fed ve para politikası: Sol, merkez bankası konusunda neyi savunmalı? 2.11.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRSÜREÇ VE "DİLİN KEMİĞİ"! 31.10.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNMenzile doğru bir adım daha 28.10.2025 Tüm Yazıları
-
Etyen MAHÇUPYANKemalizm mi daha ‘iyi’, (Yeni) İttihatçılık mı? (3) 25.10.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKDünyanın araf dönemine denk gelen Türkiye’nin çözümü 25.10.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇİki din, iki tanrı tasavvuru 23.10.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENAK Parti 2.0’a Hazır Mıyız? 17.10.2025 Tüm Yazıları
-
Sezin ÖNEYBaşkalarının acısı… 14.10.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi EgilmezGüvenli Liman: Altın ve Gümüş 14.10.2025 Tüm Yazıları
























































Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
11.05.2022
24.03.2022
6.02.2016
30.05.2016
24.05.2016
13.05.2016
10.05.2016
8.02.2016
3.02.2016
29.04.2016