Neşe Düzel
“MİT Müsteşarı’nı ifadeye çağıranlar nasıl bir maska ve niyetle, neyi hedefleyerek yaptılar bunu, ben de merak ettim. Hocaefendi’ye de sordum. ‘Bu yargıçları tanıyor musunuz’ dedim. ‘Hayır, tanımıyorum’ dedi.”
“Tekrar sordum. ‘Bu insanları tanımıyorsunuz ama, bunlar sizin sözünüzü dinleyen insanlar mı?’ dedim. ‘Benim sözümü dinleyenlerin, adalet-hak çizgisinin dışına çıkmaması gerekir. Bu insanları bilmiyorum” dedi.”
“Elbette Hizmet’e taraftar savcılar var. Emniyet’te de bu insanlar var. Hizmet’e gönül veren, sempati duyan birkaç milyon insan var. Sadece öğretmenleri düşünür iseniz… Hizmet’in okullarında 15 bin öğretmen var.”
***
NEDEN MUSTAFA YEŞİL
Son zamanlarda Türkiye’nin en çok tartışılan konusu hükümet-Cemaat çatışması oldu. MİT Başkanı’nın PKK ile Oslo müzakereleri nedeniyle özel yetkili savcılar tarafından “şüpheli” sıfatıyla ifadeye çağırılması, hükümet-Cemaat ilişkilerini iyiden iyiye bozdu. Bunun üzerine Cemaat, kamuoyuna iki uzun açıklama yapmak zorunda kaldı. Daha önce medyanın karşısına sadece yaptığı işlerle çıkan Cemaat, ilk kez kendini devlet ve siyaset açısından da anlatmak, neyi hedeflediğini ve nerede durduğunu açıklamak ihtiyacını duydu. Biz de Cemaat’in ne olduğunu, nasıl çalıştığını, okullarını, yurtlarını, kimlerin Cemaat üyesi olduğunu, polis ve savcılar arasında Cemaat üyelerinin olup olmadığını, polislerin tayinini, fişlenme iddialarını, Ahmet Şık’ın tutuklanmasında ve MİT Müsteşarı’nın ifadeye çağırılmasında Cemaat’in rolünü, devlet-siyaset-Cemaat ilişkilerini, MİT krizini, hükümet-Cemaat çatışmasını, Fethullah Gülen’in neden AKP’yi ve Başbakan Erdoğan’ı eleştirdiğini, hükümetin Kürt politikasını destekleyip desteklemediğini, Hareket’in önde gelen isimlerinden Mustafa Yeşil’le konuştuk. Böylece bir ilk daha gerçekleşti ve Fethullah Gülen’in dışında ilk kez bir isim, Cemaat adına konuşarak gazeteye röportaj verdi. Cemaat’in en önemli kurumlarından biri olan Gazeteciler ve Yazarlar Vakfı’nın başkanı olan Mustafa Yeşil, Marmara Üniversitesi İlahiyat Fakültesi’ni bitirdi ve bir süre Londra’da Zaman gazetesinin temsilciliğini yaptı.
***
NEŞE DÜZEL: Siz Gülen Cemaati’nden misiniz?
MUSTAFA YEŞİL: Sayın Gülen’in duygu ve düşüncelerinden istifade etmiş, onları bir ilke ve ülkü olarak benimsemiş insanlar için eğer böyle bir tabir kullanılıyorsa, evet, ben o tabirin içine giren insanlardanım.
Nasıl katıldınız Cemaat’e?
Hizmet’te aktif olarak üniversiteden sonra yer aldım. Ama onun öncesinde, imam-hatipte okudum. Ortaokul yıllarımda Hocaefendi’yi tanıdım. Kasetlerini duydum, dinledim, kitaplarını okudum. O dönemler bizim için çok ciddi beslenme kaynakları oldu bütün bunlar. Hocaefendi bizim için fevkalade bir ideal insan modeli olarak karşımıza çıktı.
Cemaat üyesi olmak ne demek?
Cemaat üyesi doğru bir tabir değil. Bu bizim kullandığımız bir tabir değil. Bizim kullandığımız tabir, “hizmete gönül veren insan” tabiridir. Çünkü fiziksel manada üye kaydı olan, giriş çıkış seremonileri yapılan, düzenli toplantıları olan bir yapıya sahip değil bu hareket.
Cemaat üyeleri toplantılar yapmazlar mı ?
Tabii ki yaparlar. Bulundukları kurum, birim veya projelerle bağlantılı olarak toplantılar yaparlar. Bir okul müdürü öğretmenleriyle, bir işadamı derneği yönetim kurulu üyeleriyle, bir vakıf kendi yönetimiyle gayet tabii toplantılar yapar. Ama üyelik manasına gelmez bu.
Niye?
Üye yerine “taraftar” demek, “gönüllü” demek en doğrusu. Çünkü hizmete gönül veren, ilgi duyan insanların oluşturduğu bir hareket bu. Tabii ki Hareket’in içinde, projelerinde aktif rol alanlar var. Ama onların yanı sıra maddi destek verenler de var. Ya da maddi desteğini ve zamanını vermediği halde Hizmet’i sevenler de var. Bir de en dış halkada, “bu insanlar zararsız insanlar” diyerek Hizmet’e nötr bakanlar var.
Bir hiyerarşi var mıdır Cemaat taraftarları arasında?
Talimatların, tebliğlerin, program ve projelerin yukarıdan aşağıya akıp geldiği ve bunları aşağıda aynen uygulandığı bir yapı var mı diye soruyorsanız... Hayır, böyle bir şey yok. Belki şu var. Projelerde ortak çalışan kurumlar ve kuruluşlar var. Her kurumun başında da legal yönetim kurulları ve yönetim kurulu başkanları var. Hocaefendi fikrî manada bir liderdir, Hizmet’in yönetimsel olarak başında değildir.
Eğitimden medyaya her alanda çok sayıda kurumunuz var. Bu kurumların yönetim kurullarını kim seçiyor?
Atama, tayin, tesbit her şeyi o kurumun bağlı olduğu vakıf ya da şirket yapar. Bizim vakıflarımız üyelikle kurulan vakıflar değil. bizim vakıflarımız, mütevelli heyetiyle kurulmuş vakıflardır. Dolayısıyla üyelik yoktur, gönüllü bağışta bulunanlar vardır. Mesela Hizmet’in en çok bilinen kurumları okullar. İlk okul, 1986’da İzmir’de başladı. O okul, İzmir Akyazılı Vakfı üzerine açıldı. Dolayısıyla okulun müdürlerinin ve öğretmenlerinin tayin ve tanımlamalarını vakfın mütevelli heyeti belirledi.
Hareketin şehir sorumluları var mı?
Hizmet’in bir şehirde okulu, üniversitesi, işadamları derneği, vakıfları, dernekleri olur ama... Sizin sorduğunuz anlamda değil bu. Yalnız şu var. Düşüncelerin tazelenmesi, ilkelerin anlaşılması açısından, düşüncelerine, duygularına müracaat edilen, Hocaefendi’yi çok iyi anlamış, ilmî ve fikrî derinliği olan insanlar tabii ki var. Bunlar, halkın, gönül ve maneviyat açısından beslenmesi için sohbet ederler, konferanslar, seminerler verirler. Biz bunlara “abi” diyoruz. Tıpkı Hocaefendi gibi bu “abiler” de yönetimsel yapı içinde değillerdir.
Peki, toplantıların nasıl, ne zaman, nerede yapılacağına kim karar verir?
O kadar geniş soruyorsunuz ki... Mesela gazetenin, okulların, yurtların toplantılarını nasıl yapıyorsunuz diye sorsanız daha makul olur. Çünkü her işin kendi yönetim şeması var. Birbirinden bağımsız çalışıyorlar.
Yurtlar kime bağlı mesela?
Şirketlere veya vakıflara bağlı. Yurdu hangi şirket ya da vakıf kurduysa, o yurt ona bağlı çalışır. Bir şirketin 20 yurdu da olabilir. Tecrübe paylaşımı açısından 20 yurt ortak seminerler yapar. Yurt müdürü yetiştirme programları düzenler. Bunlar kendi içlerinde eleman arama ve elemanı verimli hale getirme toplantıları yapar. Yurtların bütün bu toplantılarını, programlarını şirket yönetim kurulu planlar. Ama bu yurtları kuran, yöneten insanlar aynı kaynaktan ve ilkelerden beslendikleri için yurt çapında yurtların işleyişi birbirinden çok farklı olmaz.
Cemaat’in taraftar sayısı nedir?
Saymak mümkün değil. Sadece öğretmenleri düşünecek olursanız... Bugün yurtdışı ve yurtiçinde bin beş yüz okul var. Her birinde on öğretmen düşünseniz, toplam 15 bin öğretmen yapar. Ayrıca işadamları dernekleri var. Basında gönül veren insanlar var. Hizmet’e gönül veren, sempati duyan birkaç milyon insan var.
Nedir Cemaat’in amacı?
Cemaat’in bir yerel bir de küresel hedefi var. Yerel hedefi, iyi yetişmiş, vasıflı insanlar kanalıyla, bu ülkenin ilim, ekonomi, siyaset ve eğitimde layık olduğu yere gelmesine katkıda bulunmak.
Türkiye’nin eğitimini, ekonomisini yükseltmek için okullarınız, yurtlarınız, sınai ve ticari şirketleriniz, işadamlarınız var. Ama sizin gazeteleriniz, televizyonlarınız, dergileriniz de var. Onlar niye var?
Neden olmasın? Medya, kamu vicdanının önemli bir dilidir. Sizin söyleyecekleriniz var ama bir diliniz yok. Böyle bir şey olabilir mi? Zaman Gazetesi 1986’ da açıldı. 1983-84’te de okullar açıldı. Ayrıca yapılan güzel işlerin kamuoyuna anlatılması lazım. Sizin güzelliklerinizi karalamaya ve sizi lekelemeye çalışanlara karşı hangi dille konuşacaksınız? Kendinizi neyle ifade edeceksiniz? Dolayısıyla bir bedene bir dil ne kadar ihtiyaçsa, bir hareketin de kendini ifade edecek dillere o kadar ihtiyacı var.
Peki, küresel hedefiniz nadir?
Hocaefendi, “Biz yaptığımız her işle, projelerimizle dünyada birlikte yaşama kültürünü oluşturmak durumundayız” der. Çünkü dünyada barışı ve huzuru sağlamak, ancak birlikte yaşama kültürünün oluşturulmasıyla mümkün. Hizmet’in 140 ülkede binden fazla okulumuz var. Bunların on beş kadarı üniversite.
Türkiye’de kaç üniversiteniz var?
Türkiye’de 300-350 civarında okul var. Bunların 8-10 kadarı üniversite. Ayrıca tabii, küresel ölçekte okulculuk Türkiye’nin gelecekte yıldızını parlatacak. Çünkü oralardan Türk dostları yetişecek. Türkiye’nin dünyanın her tarafında dostlarının mevcudiyeti, Türkiye’nin kalkınmasında ve dünyada kabul edilebilir ülke statüsüne çıkmasında etkili olur.
Okullarınızdan kaç genç mezun oldu bugüne kadar ?
Onbinlerce...
Eğitim yaptırdığınız gençlerin devlette görev almasını cesaretlendiriyor musunuz?
Tabii ki. Neden cesaretlendirmeyelim? Bugün bir devlet, ancak yetişmiş insan gücüyle dünyadaki diğer ülkelerle yarışabilir.
Polis örgütünde cemaatin çok üyesi olduğu söyleniyor. Emniyet’te ne kadar taraftarınız olduğunu biliyor musunuz?
Emniyet’te çalışan insanlar bu ülkenin çocukları. Bu ülkenin tabanından süzülüp gelen Anadolu insanının, bizim komşularımızın çocukları bunlar. Hizmet’e gönül veren insanların çokluğunu konuştuğumuz bir yerde... Sadece Emniyet’te değil, ekonomide, turizmde, tarım müdürlüklerinde, devlet yönetiminde de görev alanlar var.
Bizde devlet hâlâ denetlenemeyen, hesap sorulamayan, şeffaf olmayan bir devlet. Devletin içinden neler çıktığını Ergenekon sürecinde gördük. Bu devlet hâlâ birileri tarafından ele geçirilebilir bir aygıt olmaktan çıkarılamadı. Çünkü bu devlet henüz demokratik bir hukuk devleti olmadı. Dolayısıyla bu ülkede devleti ele geçirme kavgası hâlâ bitmedi. Böyle bir devlet sizce ürkütücü değil mi?
Devletin ürkütücülüğü şeffaf olduğu zaman biter. Ürküttüğü insanlar, “artık bu benim devletim” diyebilecek kadar devlete girip çıkmaya muvaffak oldukları zaman, o devlet ürkütücülüğünü kaybeder.
Devlet, ancak ele geçirilemeyecek bir yapı haline getirildiğinde yani demokratik bir hukuk devleti olduğunda ürkütücü olmaktan çıkar. Öyle bir devlette çalışanların, hangi cemaatin, camianın, hareketin, ideolojinin taraftarı ve üyesi olduğu artık hiç önemli değildir. Çünkü devlet artık hiç kimse tarafından ele geçirilemez. Bizde böyle bir devlet yok! Hâlâ herkesin içinde örgütlenmeye ve ele geçirmeye çalıştığı bir devlet yapısı var. Polis’te de Milli Görüşçüler, Cemaatçiler, Ülkücüler, Kemalistler var ve bunlar çatışıyorlar. Emniyet’te ne kadar taraftarınız olduğunu biliyor musunuz?
Nasıl bilelim. Poliste bir insan Hizmet’e gönülden ilgi duymuşsa ve bunu ifade etmesi de onun adına bir risk taşıyorsa... Bunu kimseyle paylaşamıyorsa, nasıl bileceksiniz ki?
Niye risk taşısın?
Bu ülkede bir dönemler Fethullahçı polisler diye insanlar fişlendiler ve listelendiler. Sonra da tayin edildiler. 1992, 1996 yıllarında, 2008 yılındaki bazı Güneydoğu operasyonlarında Fethullahçı polis listeleri çıktı. Bu insanlar bulundukları görev yerlerinden edildiler ve dağıtıldılar.
Yakın zamana kadar da Emniyet’te Fethullahçı olmayan polislerin tasfiye edildikleri iddia ediliyor. Sizce böyle bir şey var mı?
Eğer böyle bir şey varsa, bu asla tasvip edilemez. Dün, Fethullahçı polisler diye mağdur edilen insanların hakları nasıl müdafaa edilmişse, bunların da hakları aynı şekilde korunmalı. Bakın... Hizmet, siyasal hedefleri olan bir yapı değil. Eğer Hizmet, siyasal kavgalara alet ediliyorsa... Birilerinin kendilerine göre hesapları çerçevesinde Hizmet alet ediliyor olabilir. Yoksa Hizmet’e ilgi duyan bir polisin yapacağı bir tek iş vardır. O da, devletin kanunu ve mevzuatına uygun adaletle ve hakla iş yapmaktır. Eğer ben Hizmet’e gönül veren biriyim deyip de, adaletsizliği ve haksızlığı Hizmet’e mal edip yapıyorsa, suç işliyordur. Hukuk onunla mutlaka hesaplaşmalıdır.
Sizce bugün Polis’te ne yaşanıyor?
Türkiye, en büyük hesaplaşmalarından birini yaşıyor. Devletin kapalı kutularından korkunç manzaralar çıkıyor. Etkili, belli bir zümre şeffaf devlet istemiyor. Ve, bu kavgayı Emniyet üzerinden yürütüyor. Emniyet, bu meselede direkt cepheye sürülen bir birim. Emniyet’te ve yargıda, Cemaat adına hareket eden insanlar var algısı oluşturulmaya çalışılıyor.
Cemaat’e taraftar polisler ve savcılar yok mu?
Elbette ki savcılar var. Emniyet’te de bu insanlar var. Ama Hizmet ne talep ediyor? Hizmet, “devlet şeffaf olmalı. Gizli, karanlık işler ortaya çıkarılmalı” diyor. Bu konuda Emniyet, yargı ve siyaset arasında talepler açısından bir çatışma yok.
Devlette görevli Cemaat üyeleri, Cemaat’in toplantılarına katılır mı?
Halka açık panellere, seminerlere, işadamlarının toplantılarına valilerin, Emniyet müdürlerinin katıldıklarını gördüm.
Kendilerine görevler verilir mi?
Hayır. Ne görev verilecek ki? Hizmet’i seven insanlara düşen tek iş, bulundukları yerlerde millete en iyi hizmet etmeleridir.
Ahmet Şık ve Nedim Şener’i gözaltına alıp savcıya sevk edenler Cemaat üyesi polisler miydi?
Evet bunlar bizdendir demem için elimde delil olması lazım. Böyle bir bilgim yok.
Değil, diyebiliyor musunuz?
Bilmiyorum. Ben bu soruyu Hocaefendi’ye de sordum. “Bu insanları, yargıçları, siz tanıyor musunuz” dedim. “Hayır, tanımıyorum” dedi. Tekrar sordum. “Bu insanları tanımıyorsunuz ama, bunlar sizin sözünüzü dinleyen insanlar mı?” dedim. Hocaefendi, “Benim sözümü dinleyen insanların, adalet ve hak çizgisinin dışına çıkmamaları gerekir. Bunun ötesinde bu insanları ben tanımıyorum, bilmiyorum” dedi. Şimdi...
Evet...
Şimdi, “bunlar Cemaat taraftarı “ diyenler, acaba gerçekten bununla ilgili bir delile dayanıyorlar mı? Hizmet’e, Cemaat’e gönül veren insanlar tabii ki vardır. Bu insanlar, kötü işler yapıyorlarsa muhatapları kanunlar ve mevzuattır. Bunun hesabını Hizmet kendisi soramaz. Sivil bir yapı nasıl hesap sorabilir ki? Dolayısıyla birilerinin buradan Hizmet’e fatura kesmesi sözkonusu olamaz. Gerekeni hukuk yapmalıdır. Ayrıca, insanları dinlerine ve düşüncelerine göre tasnif etmek de çok yanlış. İnsanı yaptığı işten önce kimliğiyle sorgulamak çok yanlış.
Peki devletin içinde bir kimlik çerçevesinde örgütlenmek suç değil mi?
Suçtur tabii. Böyle bir örgütlenme varsa, devlet bugün Ergenekon’un üzerine nasıl gidiyorsa bunun üzerine de gitmeli. Hizmet’i kullanarak birileri bir şey yapıyorsa, devlet gerekeni yapacaktır.
Savcılar arasında Cemaat üyeleri var mı?
Sevenler vardır tabii, niye olmasın? Ne mahsuru var? Bu ülkenin yasaları, tüzükleri, yönetmelikleri belli. Devlet görevlileri bu mevzuata uygun hareket etmek zorunda.
Peki, devletteki Cemaat üyelerinin ideolojik davranma ihtimalleri yok mu?
Ülkesine hizmet etmeyi, ülküsünün merkezine oturtmuş bir harekete gönül veren insanlar, bu ülkünün dışında bir şey taşıyamazlar. Taşırlarsa, bu hareketle bağlantılarını ve o harekete mensubiyetlerini iddia edemezler. Çünkü ben hem “Hizmet’e taraftarım” diyeceksin hem de farklı örgütlenmelerin içinde olacaksın. Buna dense dense Cemaat’i suiistimal etme, kullanma denir.
Ahmet Şık ve Nedim Şener’in tutuklanmalarını nasıl değerlendiriyorsunuz?
Ben, insanın fikirlerinden ve sözünden dolayı içeri alınmasını asla tasvip etmiyorum. Yargı, medya özgürlüğüne müdahale etmişse yanlış iş yapmıştır. Ancak başka bağlantılar varsa, bunu bilmiyorum. Onu yargı ortaya çıkaracak. Yargı, bunu ispatlayıp delillendirmek durumunda. Ahmet Şık’ın iddianamesini okudum.
İkna oldunuz mu?
Suçlamada iddia edilen şu. Kitabın içeriğinden ziyade kitabın nasıl oluştuğu ve kimlerin eliyle oluştuğu meselesi var. Bu ilişkiler, Ergenekon davalarını itibarsızlaştırmaya çalışan Ergenekon’un bir medya ayağı mı bakışı var. Eğer kitabın içeriği tutuklanma sebebiyse, bu hiç ikna edici değil. Çünkü o kitap, hiç yeni bir şey söylemiyor. O kitabın içeriği Zübeyir Kındara’nın ve Saygı Öztürk’ün kitaplarında zaten var. Kitabın içeriğinde, suç teşkil edecek veya Hizmet’i rahatsız edecek, sıkıntı oluşturacak bir şey yok.
Bu tutuklamalardan Cemaat’in sorumlu olduğu söylentileri çok yaygın. Siz bu konuda ne düşünüyorsunuz?
Onları tutuklayanların, Cemaat üyesi oldukları için bu kişileri tutukladıklarına dair bir delil var mı?
Peki, MİT Müsteşarı’nı ifadeye çağıran savcılar Cemaat üyesi mi?
Bilmiyorum. MİT Müsteşarı’nı ifadeye çağıranlar nasıl bir maksatla ve niyetle, neyi hedefleyerek niye yaptılar bunu, ben de çok merak ettim. O olay niye yapıldı, ne hedeflendi bilmiyorum.
Ama Cemaat’in medyası savcıların kararını çok savundu. Niye?
Ergenekon sürecinde gazete ve televizyon, Emniyet’e, yargıya ve hükümete bu mücadelesinde genel manada hep destek verdi. Acaba burada da aynı refleks mi devam etti? “Bu ülkede Genelkurmay başkanları, kuvvet komutanları sorguya çağırıldı. MİT’te de bir şey varsa sorguya çağırılıp, bakılır” diye mi düşünüldü?
MİT Müsteşarı, Oslo görüşmeleriyle ilgili olarak “şüpheli” sıfatıyla ifadeye çağırıldı. Cemaat, devletle PKK arasında yapılan Oslo görüşmelerine karşı mı?
Devletin PKK’yla mücadelede yürüttüğü siyaset ve yöntemle ilgili olarak Hocaefendi’nin umumi bakış açısı asla muhalif bir çizgi olmadı bugüne dek. Aksine devletin kendi organlarında karar verdiği program ve projeleri devamlı teyit etti ve destekledi Hocaefendi. Ama hep tam tersi söylendi. “Devlet aslında PKK ile müzakereyi, yumuşamayı ve onlarla anlaşmayı tercih ediyor. Hizmet ise güvenlikçi yaklaşımla ve KCK operasyonlarıyla sert bir üslup izliyor” deniyor. Bu yaklaşım doğru değil.
Bu sert politikayı Cemaat’in yayın organları savundu ama...
Köşe yazarları kendi görüşlerini dile getirmiş olabilirler. Bunlar, Hizmet’i bağlamaz.
Bu politika, Cemaat medyasının yayın politikası olarak da savunuldu. Konuşmamızın başında, kendi görüşlerinizi ve işlerinizi, kendi medyanız kanalıyla anlattığınızı söylediniz. Ülkenin en temel sorunu olan Kürt meselesinde medyanızın yayın politikası nasıl oluyor da şimdi sizi bağlamıyor? Bu mümkün mü?
Köşe yazarlarının yazdığı her mesele bizi bağlamaz tabii ki. Benim bildiğim şu. Sayın Gülen bugüne kadar devletin bu meseledeki politikasını, çizgisini ve seyrini devamlı olarak tasvip etti.
Gülen, Oslo görüşmesini tasvip etti mi?
Genel olarak söylüyorum. Sayın Gülen, “PKK ile mücadelede her türlü usul, yöntem ve strateji devlete ve kurumlarına aittir” diye düşünüyor. Kürt problemi sorulduğunda kullandığı tabir hep şudur: “PKK ile mücadele bir güvenlik meselesidir. Bununla ilgili stratejilerin kararını devletin istihbarat birimleri, siyasal yapılar ve kurumlar verir. Oslo görüşmesi de dâhil, PKK’yla mücadele meselesi devlete ait bir meseledir. Bizim dışımızda bir olaydır.”
YARIN:
Cemaat’in hükümetle ilişkileri nasıl?
Cemaatçiler fişleniyor mu?
Siyasette Cemaat üyeleri var mı?
Cemaat, hükümetin Kürt politikasını destekliyor mu?
Yazarlar
-
Berrin SönmezTeo-politik inşaya karşı dinsel bireycilik: İtaat mı? İtiraz mı? 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRBU KOMİSYON NE ÇÖZER? 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilYolsuzluk: Çürümenin Kurumsallaşmış Hali 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AlbayrakKadife eldiven zamanı 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKYeni Süreç, korkular ve umutlar 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUÇevremiz çok bilinmeyenli bir denklem gibi, yoksa bilinebilir mi? 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçayBir dönüm noktasında mıyız? 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunÖzlemek ne uzun bir mesafe, Dersim… 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanDevleti yönetenler milletlerine güven vermek istiyor olsaydı… 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolYargı niye böyle? 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNE“Norm Devlet” üzerinde 19 Mart gölgesi 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİHakan Fidan'ın diploması 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUSiyaset CHP’siz, CHP siyasetsiz olmaz 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasHükümet yalanladı konu kapandı 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluGeri dönülmez çözümde son düzlük... 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Zeki ALPTEKİNÜretici Güçlerin Gelişiminin Motorlarından Biri Olarak Toplumsal-Sınıfsal Mücadeleler 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENSüreç Olmasaydı 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURMehmet Ali Sebük’ü neden kimse hatırlamıyor? 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçKürt sorunu, komisyon ve Marx… 8.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanAK Parti kendini nasıl bu hallere düşürdü… 8.08.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuÇeteler çağı ve muhteşem çöküş… 8.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇİsa’nın takipçilerine sığınan Muhammed’in takipçileri 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi: “İmralı’da Bir Mahkûm” 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞAdemimerkeziyet: Dikey güçler ayrılığı ya da paylaşımı 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Gökçer TahincioğluKalorifer kazanından rektör danışmanlığına ve öğretim görevliliğine uzanan yol: Sahte diplomaya ne g 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTUtanmazlığın ve Çürümüşlüğün Belgesi: Sahte Diploma Skandalı 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraÇağdaş Türkiye 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Cemile BayraktarŞeffaf, açık ve çoğulcu 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Y. YılmazAYM kararı yargıyı bağlayacak mı? 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEKaş yaparken göz çıkarmak 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜR‘Dijital devlet’ işgali: Girilmedik kurum yok! 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUDemokratlar, ümmetçiler, ırkçılar 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞMeslek liseleri tartışmaları (1) 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Çiğdem TOKERİki öncü şirkete nasıl sızıldı: Denetimsizliğin çürüttüğü devlet 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi EgilmezEkonomiyi düzeltmekle iş bitmez 5.08.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNKalemşörler ve Çubuk Ustaları da Silah Bıraksın! 5.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZTerörsüz Türkiye hedefi: Hukukun ve siyasetin rolü 5.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞKUVVETLER AYRILIĞI YOK İSE… 4.08.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRGüvensizliğin gölgesinde siyaset: Geçen yıla kıyasla korku düzeyimiz yükseldi, peki neden? 4.08.2025 Tüm Yazıları
-
Akdoğan ÖzkanBatı artık Kiev’de Zalujni’yi görmek istiyor gibi 4.08.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciÇürüme! 4.08.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNMisak-ı Suriye! 4.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYABarış ve Demokratik Toplum Çağrısı; Hasta Tutsaklar 4.08.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKBatı, Türkiye, ulus-devlet: Vazgeçmenin fırsatları ve riskleri 3.08.2025 Tüm Yazıları
-
Abdurrahman DilipakPartiler ve toplum nereye gidiyor? 3.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANErdoğan’ın korktuğu başına geldi 3.08.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRKomisyon hayırlara vesile olsun inşallah… 2.08.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇERSüreç ya da Çözüm Komisyonu 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞZora girmiş bir anlatı: “ABD emperyalizminin değişmez stratejik hedefi bağımsız Kürt devleti” 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİHıristiyanlıktaki “kurtuluş” fikrinin İslamda yeri olabilir mi? 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Berat ÖZİPEKEzberler bozulurken mağduriyetler de son bulmalı 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYAzerbaycan ile Rusya arasında savaş çıkar mı? 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet AKAYAnkara, CHP, Çözüm Süreci ve Şam Arasındaki Tıkanıklık: 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
Umur TALUKötülük durur durur, seni de vurur! 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENBeyaz Toroslu savcı olayına iktidar nasıl bakıyor? 27.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünSuriye’de istikrarı sağlamak mümkün mü? 27.07.2025 Tüm Yazıları
-
Abdullah KıranYeni süreç ve Suriye denklemi 27.07.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CANTartışmayı kazanmaktan önce becermek gerek 21.07.2025 Tüm Yazıları
-
Sedat KAYABeşiktaş düzene karşı çıktı: Sessiz devrimin adı olacak 19.07.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerULUSAL KİMLİK DAVASI 18.07.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMANTaşıyıcı koalisyonlar ve ormanın içindeki CHP 17.07.2025 Tüm Yazıları
-
Taner AKÇAMAcaba Kürt sorununun önündeki engel “Atatürk miti” mi? 14.07.2025 Tüm Yazıları
-
DOĞAN ÖZGÜDENKürt ulusunun kavgasında bir sosyalist lider 13.07.2025 Tüm Yazıları
-
KEMAL GÖKTAŞDemirtaş’a Kobane mahkumiyeti: Gerekçedeki “10 kusurlu hareket” 28.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan AKTAŞTahran bir kez daha bombalanırken 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cansu ÇamlıbelCHP Grup Başkanvekili Gökhan Günaydın: CHP anayasa değişikliği masasına oturmayacak, öyle bir komisy 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın SelcenDemokrasiye giderken cumhuriyetten olmak 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hikmet MUTİAsoyşeytit Pres ' den Cemşit K.nın canlı PKK kongre izlenimleri... 13.05.2025 Tüm Yazıları
-
Metin Karabaşoğlu‘Türkiye Müslümanları’ kimler oluyor? 11.05.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet ÖZTÜRKÇetin Uygur bir kitaba sığar mı? 10.05.2025 Tüm Yazıları
-
Baskın ORANRahip Brunson ve öğrenci Rümeysa 25.04.2025 Tüm Yazıları
-
Sezin ÖNEYKopukluk ve “Anadolu Kırılması” 25.04.2025 Tüm Yazıları
-
Yüksel TAŞKINİktidar milli iradeyi “tapulu arazisi” sandığı için büyük bir bedel ödeyecek 22.04.2025 Tüm Yazıları
-
Ayhan ONGUNDEMOKRATİK EĞİTİM MÜCADELESİNE ADANMIŞ YAŞAMLAR 21.04.2025 Tüm Yazıları
-
Nuray MERTVeda ediyorum 15.04.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan CEMALTerörsüz Türkiye! İyi güzel, peki ya demokratik Türkiye?.. 14.04.2025 Tüm Yazıları
-
Gülçin AVŞARŞizofrenik yurttaşlık 14.04.2025 Tüm Yazıları
-
Pelin CENGİZTrump’ın yeni vergileri diye yazılır, ‘post modern merkantilizm’ diye okunur 7.04.2025 Tüm Yazıları
-
Cennet USLUİktidar neden umduğunu bulamadı? 2.04.2025 Tüm Yazıları
-
Mehveş EVİNBoykot ve sokaklar neden bu kadar korkutuyor? 2.04.2025 Tüm Yazıları
-
Hayko BAĞDATSokaklarda yükselen ses 28.03.2025 Tüm Yazıları
-
Selva Demiralpİmamoğlu krizi ve ekonomik yansımaları 20.03.2025 Tüm Yazıları
-
Selami GÜREL“Adı belirsiz” süreç hızlı ilerliyor 16.03.2025 Tüm Yazıları
-
Halil BERKTAYPKK ve Türk solcuları (4) “Dağlarında gerilla var memleketimin” 16.03.2025 Tüm Yazıları
-
Etyen MAHÇUPYANKürt ‘açılımı’nın nedeni Suriye değil, Türkiye! 15.03.2025 Tüm Yazıları
-
Haluk YurtseverKaosta 'hegemonya' arayışı 11.03.2025 Tüm Yazıları
-
Arzu YILMAZHodri Meydan 10.03.2025 Tüm Yazıları
-
Doğan AKINAhmet Sever: Eşsiz, kırgın, yalnız… 26.02.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın ÜnalParti ve iktidar 25.02.2025 Tüm Yazıları
-
Murat YETKİNCHP’ye açılan soruşturmaların ortak hedefi Ekrem İmamoğlu 12.02.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KIVANÇİç duvarlar 10.02.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet İNSELOtoriter Nasyonal-Kapitalizmin Yeni Eşiği: II. Trump Devri 5.02.2025 Tüm Yazıları
-
İhsan DAĞIİmamoğlu nasıl kurtulur? 1.02.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ata UÇUMDEVLET VE KÜRTLER SORUN DEĞİL KONU! 26.01.2025 Tüm Yazıları
-
Şeyhmus DİKEN“Mesele”yi hayatın içinden çözmek 26.01.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal ÖZTÜRKKürt meselesindeki psikolojik bariyerler 17.01.2025 Tüm Yazıları
-
Seyfettin GürselEkonomik büyümede iyimser olunabilir mi? 13.01.2025 Tüm Yazıları
-
Münir AKTOLGABATI’DAN FARKLI BİR ÖRNEK OLARAK TÜRKİYE’DE VE ARAP ÜLKELERİNDE DEVRİMCİ DÖNÜŞÜM DİYALEKTİĞİ... 16.12.2024 Tüm Yazıları
-
Necati KURBÜYÜK TÖS BOYKOTU 15.12.2024 Tüm Yazıları
-
Cenk DoğanÜRETİCİLERE İLK OLARAK KOOPERATİF LAZIM 4.12.2024 Tüm Yazıları
-
Cevat KORKMAZFiller ve Çimen... 22.11.2024 Tüm Yazıları
-
Tuncer KÖSEOĞLUTamirhanelere giden toplar… 4.11.2024 Tüm Yazıları
-
Ayşe HÜRDevletin Muhteşem Örgütlenmesi: 6-7 Eylül 1955 Pogromu 9.09.2024 Tüm Yazıları
-
Ferhat KENTEL“Maarif” marifetiyle yeni “makbul vatandaş” kurma çabaları 26.07.2024 Tüm Yazıları
-
Banu Güven“Bozkurt” Almanya’da sahaya indi 4.07.2024 Tüm Yazıları
-
İBRAHİM Ö. KABOĞLUDevlet ve yürütme kaç başlı? 27.06.2024 Tüm Yazıları
-
Gürbüz ÖZALTINLICHP’nin normalleşme politikası Erdoğan’a mı yarar? 21.06.2024 Tüm Yazıları
-
Oya BAYDARBir yazamama yazısı 14.06.2024 Tüm Yazıları
-
Bayram ZİLANAK Parti’de değişim gecikiyor mu? 4.06.2024 Tüm Yazıları
-
Soli ÖzelBetül Tanbay'ın gözünden "Gezi"nin tarihi 30.05.2024 Tüm Yazıları
-
Reha RUHAVİOĞLUTürkiye’de Kürtçenin Durumu: Gidişat, İmkânlar ve Fırsatlar 18.05.2024 Tüm Yazıları
-
Abdulmenaf KIRANNeden Yeterli Halk Desteği Alamıyoruz! 8.04.2024 Tüm Yazıları
-
SİBEL HÜRTAŞ31 Mart'ın merkez üssü: Pazarcık ve Elbistan 8.04.2024 Tüm Yazıları
-
Atilla AytemurBingöl Erdumlu Kitabı: Film gibi hayat* 24.01.2024 Tüm Yazıları
-
Zülfü DİCLELİ“Gazze’deki Uzun Savaş” 10.01.2024 Tüm Yazıları
-
Şahin ALPAY"Ergun Abi"ye veda 10.11.2023 Tüm Yazıları
-
Ahmet ALTANYüzyıllık cumhuriyet başarılı mı başarısız mı? 29.10.2023 Tüm Yazıları
-
Levent GültekinDin, insanları kardeş yapar mı? 26.09.2023 Tüm Yazıları
-
Ayhan AKTARŞair Roni Margulies’in ardından… 7.08.2023 Tüm Yazıları
-
Ceyda KaranBiden ve iki cephede birden yenilgi 30.06.2023 Tüm Yazıları
-
Orhan Kemal CENGİZMuhalefetin sınavı asıl şimdi başlıyor 1.06.2023 Tüm Yazıları
-
Roni MARGULIESMutlu bitmiş bir göç öyküsü 20.05.2023 Tüm Yazıları
-
Burhanettin DURANTarihi Yol Ayrımındaki Kritik Seçim 6.05.2023 Tüm Yazıları
-
Celal BAŞLANGIÇKendini kurtarmak için Erdoğan, Erdoğan’ı reddedecek! 14.04.2023 Tüm Yazıları
-
Ergun AŞÇIErsagun Hanım 5.03.2023 Tüm Yazıları
-
Uğur Gürses‘Dolambaçlı katlı kur’ yolunda 23.01.2023 Tüm Yazıları
-
Besim F. DellaloğluMesafenin Sosyolojisi 16.12.2022 Tüm Yazıları
-
Hidayet Şefkatli TUKSALKur’an kurslarında yatılı eğitim ve çocukların korunması 15.12.2022 Tüm Yazıları
-
Nergis DemirkayaAltılı Masa ortak yönetim planı: Her partiye bir yardımcı bir bakan 17.11.2022 Tüm Yazıları
-
Nabi YAĞCIŞaşıyorum gerçekten… 24.10.2022 Tüm Yazıları
-
Berin UYARONLAR İÇİN... 12.09.2022 Tüm Yazıları
-
İbrahim UsluSeçmen yolsuzluğu önemsiyor mu? 9.09.2022 Tüm Yazıları
-
Hasan GÜRKAN“SEVMEK YİNE DE BİR SARRAF İŞİDİR, YERYÜZÜ KİTAPLIĞINDA” 18.08.2022 Tüm Yazıları
-
Oktay Cansın EMİRALSAVAŞ VE ZAMAN 7.08.2022 Tüm Yazıları
-
Özgül Üstüner COŞKUNİnceden 5.07.2022 Tüm Yazıları
-
Barış SoydanGıda Komitesi’nin ve enflasyonla mücadelede başarısızlığın acıklı öyküsü 21.06.2022 Tüm Yazıları
-
Namık ÇINARBir toplumun geri kalma inadı 21.06.2022 Tüm Yazıları
-
Melih ALTINOKAna muhalefet lideri Akşener mi olacak? 14.06.2022 Tüm Yazıları
-
Mehmet BARLASAnkara’yı sel aldı 14.06.2022 Tüm Yazıları
-
M.Latif YILDIZİKİ MEZAR, İKİ İNSAN ve IRKÇILIK 12.06.2022 Tüm Yazıları
-
Atilla YAYLAKanunlar ve fiyatlar 10.06.2022 Tüm Yazıları
-
Fikret BilaKılıçdaroğlu’nun adaylığı 23.05.2022 Tüm Yazıları
-
Fatma Bostan ÜNSALBu kez Günah Keçisi SADAT mı? 23.05.2022 Tüm Yazıları
-
Ahmet İlhanBurhan Sönmez’in İstanbul İstanbul’unda Yerin Altı ve Üstünde Ne Yaşanıyor? 15.05.2022 Tüm Yazıları
-
Yavuz BAYDARİmamoğlu olayı ardından: ’Altılı Masa’ bir ortak aday çıkarabilecek mi? 9.05.2022 Tüm Yazıları
-
Kübra ParSessiz İstila belgeseli ve sığınmacı meselesi 9.05.2022 Tüm Yazıları
-
Ergun BABAHANTürkiye’nin patlamaya hazır yeni kırılma hattı: Suriyeliler 22.04.2022 Tüm Yazıları
-
Kemal BURKAYİSVEÇ DEMOKRASİSİ VE KURAN YAKMA OLAYI… 17.04.2022 Tüm Yazıları
-
Tarık Ziya EkinciGAZETECİ AYDIN ENGİN VEFAT ETTİ 24.03.2022 Tüm Yazıları
-
Cengiz AKTARSavaş notları 1.03.2022 Tüm Yazıları
-
İbrahim KaragülBu bir Avrupa savaşı ve çok uzun sürecek. -Batı, Türk-Rus savaşı istiyor! 1.03.2022 Tüm Yazıları
-
Aydın ENGİNBir MHP’nin 2. Başbuğ’undan, bir benden 7.02.2022 Tüm Yazıları
-
Nezih DUYGUMete Toksöyle (30 Mart 1954 - 02 Şubat 2022) 3.02.2022 Tüm Yazıları
-
Ahmet KARDAM28/29 Ocak Karadeniz Katliamı'nın 101. Yılı 1.02.2022 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAKAN“Ya herro ya merro” mu dedi?.. 7.01.2022 Tüm Yazıları
-
Mustafa PAÇAL2022 yılı karamsarlıklarımızı tersine çevirebilir mi? 4.01.2022 Tüm Yazıları
-
Galip DALAYOrtadoğu’nun ‘Yeni Dönemi’ 9.12.2021 Tüm Yazıları
-
Muharrem SarıkayaOylardaki yükselişin ağırlığı 7.11.2021 Tüm Yazıları
-
Şevki ÇELİKCİKEMAL ARABACI 17.10.2021 Tüm Yazıları
-
Metin GürcanFırat batısı, Suriye, riskler, tespitler: Ufukta bir operasyon mu var? 13.10.2021 Tüm Yazıları
-
Metin MünirErkeğin kadını ezmesi 22.09.2021 Tüm Yazıları
-
Mehmet AcetSon anketler ne diyor? 9.09.2021 Tüm Yazıları
-
M.Latif YILDIZKONYA KATLİAMI VE GAZETECİLİK MESLEĞİ ÜZERİNE 2.08.2021 Tüm Yazıları
-
Yasin AKTAYTaliban’ın inancıyla ters olma arzusu 26.07.2021 Tüm Yazıları
-
Süleyman Seyfi Öğün2023’e doğru Türkiye 26.07.2021 Tüm Yazıları
-
Cem SANCARHanımefendi diyeceksiniz 28.06.2021 Tüm Yazıları
-
Yusuf KaplanFetih ruhu ve rüyası 28.06.2021 Tüm Yazıları
-
Ali AYDINİşsiz Kalan Antikorlar, Lanetli Pay ve Siyaset 17.06.2021 Tüm Yazıları
-
Ömer F. GergerlioğluMuhafazakârlar çürümeye niye sessiz? 8.06.2021 Tüm Yazıları
-
Mustafa ÖztürkNiyet ve akıbet 29.05.2021 Tüm Yazıları
-
Ayşe BöhürlerTarih büyük harflerle yazılmaz 28.05.2021 Tüm Yazıları
-
Gazi BAŞYURTBir zamanlar sayılamazdık parmak ile, şimdi eksiliyoruz birer birer… 25.05.2021 Tüm Yazıları
-
Yıldız ÖNENİsrail’in sonu gelmez işgalciliği 15.05.2021 Tüm Yazıları
-
Ömer Ahmet ÖZERENBİR 1 MAYIS Anekdotu… 10.05.2021 Tüm Yazıları
-
Osman CAN24 Nisan 1915: Kardeşimin Cenazesini Kaldıramadım Hala! 29.04.2021 Tüm Yazıları
-
Verda ÖZERBırak artık eski normali 28.04.2021 Tüm Yazıları
-
Yetvart DANZİKYAN24 Nisan’ı anmak 24.04.2021 Tüm Yazıları
-
Ali Saydam23 Nisan ‘Çocuklara Hürmet’ Günü 22.04.2021 Tüm Yazıları
-
Kurtuluş TAYİZPandemide Erdoğan'ı devirme planı çöktü 22.04.2021 Tüm Yazıları
-
Vedat BilginSistem değişti de ne oldu! 22.04.2021 Tüm Yazıları
-
Ali TarakçıZEVZEK'in asıl amacı Montrö değilmiş! 17.04.2021 Tüm Yazıları
-
Burak Bilgehan ÖzpekVesayet Nedir, Nasıl Kurulur, Niçin Çöker? 16.04.2021 Tüm Yazıları
-
Firuz TÜRKERDARBE GİRİŞİMİNE HAZIR OLMAK 4.04.2021 Tüm Yazıları
-
Yıldız RamazanoğluYeni metin ne söyleyecek? 25.03.2021 Tüm Yazıları
-
RAGIP DURAN'Bir tek kişinin otoritesi suçtur!' 22.03.2021 Tüm Yazıları
-
Sevilay YALMANMesele Gergerlioğlu meselesi değil! 19.03.2021 Tüm Yazıları
-
Mehmet AKBACAKİZMİT KÖRFEZİ YAKIN, DENİZ BİZE ÇOK UZAK! 17.03.2021 Tüm Yazıları
-
Ural ATEŞERANADİL... 21.02.2021 Tüm Yazıları
-
Demir Küçükaydınİki Devrimci – Türeci ve Şahin 4.01.2021 Tüm Yazıları
-
Perihan MAĞDENHayaller: ETHOS, Gerçekler: BİR BAŞKADIR BENİM MEMLEKETİM 18.11.2020 Tüm Yazıları
-
Talat ULUSOY9 Eylül 1922, İzmir’in “KURTULUŞ” Günü’nde… 9.09.2020 Tüm Yazıları
-
Mahmut ÖVÜRAK Parti mi “İhvan’cı” siz mi operasyon çekiyorsunuz? 8.09.2020 Tüm Yazıları
-
Mustafa Yurtsever2010 YILI REFERANDUMU’NUN BİTMEYEN HİKAYESİ 29.08.2020 Tüm Yazıları
-
Hilâl KAPLANİstanbul Sözleşmesi yaşatır mı? 7.08.2020 Tüm Yazıları
-
Eşref ÇAKARKonca Yazışmaları... 5.08.2020 Tüm Yazıları
-
Zekeriya KurşunOsmanlı Kudüs’ü 4.06.2020 Tüm Yazıları
-
Ahmet ALTANÜmitliyim, çünkü… 26.05.2020 Tüm Yazıları
-
Kadri GÜRSELTürkiye’de darbe mi olacak gerçekten? 16.05.2020 Tüm Yazıları
-
Sinan ÇİFTYÜREKTürbülanstan mayın tarlasına dalış yapan AKP! 13.05.2020 Tüm Yazıları
-
Yaşar YAKIŞTürkiye’nin iktidar partisi yardımlaşmayı da tekeline almak istiyor 25.04.2020 Tüm Yazıları
-
Orhan PamukEski salgınlar ve bugün biz 24.04.2020 Tüm Yazıları
-
Bejan MATURÖlüm hangi boşluğu doldurur? 12.04.2020 Tüm Yazıları
-
Umut ÖZKIRIMLIKorona ve milliyetçilik 8.04.2020 Tüm Yazıları
-
Raffi Hermon Araks‘ARTSAX (Dağlık Karabağ) MESELESİ, NEDİR VE NE DEĞİLDİR? 1.04.2020 Tüm Yazıları
-
Serdar KAYAİslam, Bilim, Virüs, Kumaş 24.03.2020 Tüm Yazıları
-
Markar ESAYANKarantina günlerinde yalnızlık... 20.03.2020 Tüm Yazıları
-
Eyüphan KAYACorona Virüs bir musibettir 19.03.2020 Tüm Yazıları
-
Merve Şebnem OruçSürreel bir devrim: Gezi 23.02.2020 Tüm Yazıları
-
Metehan DemirMoskovanın samimiyet testi 23.02.2020 Tüm Yazıları
-
Tayfun AtayGoebbels korosu söylüyor: "Her şey mükemmel efendim!" 18.02.2020 Tüm Yazıları
-
Yalçın AKDOĞANBirilerini suçlama yarışı 8.02.2020 Tüm Yazıları
-
Hüseyin GÜLERCECHP, şimdi de İlker Başbuğu alet ediyor 8.02.2020 Tüm Yazıları
-
Ufuk COŞKUNCemevleri için Cumhurbaşkanı’na Çağrı! 20.01.2020 Tüm Yazıları
-
Yalçın ERGÜNDOĞANGökdelen hançeri tam İzmir’in kalbine saplanıyordu ki… 16.12.2019 Tüm Yazıları
-
Nihat Ali ÖzcanOrtadoğu’nun karmakarışık halleri 22.10.2019 Tüm Yazıları
-
İbrahim TenekeciDün ve bugün 11.09.2019 Tüm Yazıları
-
Haşmet BABAOĞLUİçerisini iyi anlamak için dışarıya bak! 9.09.2019 Tüm Yazıları
-
Esat KORKMAZYOLDAŞIM YAVUZ ÇANAK 29.08.2019 Tüm Yazıları
-
Ali KİREMİTCİDÜNYADA VE TÜRKİYE’DE SİYASET YENİDEN ŞEKİLLENİYOR 13.07.2019 Tüm Yazıları
-
Tayfun TURANAYILANA GAZOZ, BAYILANA LİMON. 11.07.2019 Tüm Yazıları
-
Mustafa DAĞCIÖTEKİLEŞTİRMENİN ÖTESİ= DÜŞMANLAŞTIRMAK 3.07.2019 Tüm Yazıları
-
Gürkan-Zengin23 Haziran seçimleri: Bir vak’ayi hayriyye 25.06.2019 Tüm Yazıları
-
Celal DENİZIRKÇILIĞIN TEDAVİSİ VAR MIDIR? 9.06.2019 Tüm Yazıları
-
Serdar ESEN"Herşey Çok Güzel Olacak" mı? 9.06.2019 Tüm Yazıları
-
Ahmet AY14 Mayıs güzellemelerinin anlamı 15.05.2019 Tüm Yazıları
-
Salih TunaZincir sesleri 23.04.2019 Tüm Yazıları
-
Beril DEDEOĞLUİflas eden tüccar, eski defterleri karıştırırmış 27.02.2019 Tüm Yazıları
-
İbrahim TığlıBu ne iki yüzlülük!... 26.02.2019 Tüm Yazıları
-
İlnur ÇEVİKSUUDİLER UNUTMAK İSTİYOR AMA OLMUYOR 8.02.2019 Tüm Yazıları
-
Nermin ALPAYİNSAN VE EKONOMİK DEĞERİ 8.02.2019 Tüm Yazıları
-
Ümit FıratBir mahalli seçim hatırası 15.01.2019 Tüm Yazıları
-
Murat AKSOYUnutmayalım yerel seçime gidiyoruz 11.01.2019 Tüm Yazıları
-
Ekin GÜNBİR… İKİ… İZMİR MARŞIYLA KOŞ! 4.01.2019 Tüm Yazıları
-
Ahmet SeverTürkiye bu kadar tehdit ve hakaret eden bir Cumhurbaşkanı görmedi 18.12.2018 Tüm Yazıları
-
İbrahim SEDİYANİKirletme 15.12.2018 Tüm Yazıları
-
Nadi ÖZTÜFEKÇİUlusal mı Ulusalcılık mı? 15.12.2018 Tüm Yazıları
-
M.Şükrü HANİOĞLUDünya “biz”i parçalamak için mi savaştı? 26.11.2018 Tüm Yazıları
-
Cemil ERTEMEkonominin geleceğini simgeler anlatır! 31.10.2018 Tüm Yazıları
-
Amberin ZAMANCemal Kaşıkçı ve Türkiye’nin itibarı 10.10.2018 Tüm Yazıları
-
Mete YararCastle International 28.09.2018 Tüm Yazıları
-
Mehmet CANFilistin ulusal sorunu-II 25.09.2018 Tüm Yazıları
-
Leyla İPEKCİAile içi eğitimin maneviyatı (1) 18.09.2018 Tüm Yazıları
-
Ümit KurtTarihçi Kieser: Modern Türkiye'nin eş kurucusu Talat Paşa 17.09.2018 Tüm Yazıları
-
Güngör UrasABD’DE BORÇ KRİZİ 10.08.2018 Tüm Yazıları
-
Serpil Çevikcan24 Haziran sonrasındaki şema 30.05.2018 Tüm Yazıları
-
Hüseyin ÇAKIRVaatlerinizi sözleşme olarak imzalayın… 27.05.2018 Tüm Yazıları
-
Kürşat BUMİNLGS Türkçe: Çocuklarla dalga mı geçiyorsunuz? 7.02.2018 Tüm Yazıları
-
Özgür MumcuTutuklu yargı 6.02.2018 Tüm Yazıları
-
Aslı AydıntaşbaşYaklaşan facia 6.02.2018 Tüm Yazıları
-
Yusuf Ziya DÖGERTürkiye Seçimlerinin Kilidi Kürdler 6.02.2018 Tüm Yazıları
-
Güldalı COŞKUNSeçim kritiği desem de…. 1.02.2018 Tüm Yazıları
-
Arife KÖSEHawaii’den sonra nükleer savaş tehdidini yeniden düşünmek 1.02.2018 Tüm Yazıları
-
Ergün Diler23 gizli toplantı. 8.01.2018 Tüm Yazıları
-
Ceren KENARMusul sonrası DEAŞ 14.07.2017 Tüm Yazıları
-
Okay GÖNENSİNSertleşme mi normalleşme mi? 11.07.2017 Tüm Yazıları
-
İhsan ELİAÇIKDini çoğulculuk gereği kadından imam olabilir 23.06.2017 Tüm Yazıları
-
Adil GÜRHay Allah yine çenemi tutamadım! 16.04.2017 Tüm Yazıları
-
Hüseyin SARIBAŞHAYIR, YETER ARTIK! 18.02.2017 Tüm Yazıları
-
Mustafa ARMAGANÇankaya’nın karakutusu Latife Hanım mı? 7.02.2017 Tüm Yazıları
-
İlhan ÇETİNFiliz 22 gündür hayata tutunmaya çalışıyor... 7.02.2017 Tüm Yazıları
-
Süleyman YAŞARVatandaşın dövizini devlete dört katı faizle satıyorlar 26.07.2016 Tüm Yazıları
-
A.Turan ALKAN40 $, hem de ‘döge döge’ 15.07.2016 Tüm Yazıları
-
İhsan YILMAZÜmmetin ortak dili: İngilizce 13.07.2016 Tüm Yazıları
-
Bülent KORUCUÖzel haber bayramı 11.07.2016 Tüm Yazıları
-
Gökhan ÖZGÜNBen HDP’ye oy veriyorum… 28.06.2016 Tüm Yazıları
-
Orhan MİROĞLUYazmaya kısa bir mola veriyorum 17.04.2016 Tüm Yazıları
-
Cemil KOÇAKVe Türkiye ‘hayır’ diyor! 16.04.2016 Tüm Yazıları
-
Sema İZOLCennette de hendek var mı anne? 15.02.2016 Tüm Yazıları
-
Lale KEMALMİT-Mossad kırılganlığı, Rusya ile IŞİD gerilimi 9.02.2016 Tüm Yazıları
-
Birgül HAKANAli Demirsoy 9.02.2016 Tüm Yazıları
-
Sanem ALTANAcılar usta, bizler çırağız.. 6.02.2016 Tüm Yazıları
-
Hadi ULUENGİNOtoriterlik yükselirken 4.02.2016 Tüm Yazıları
-
Demiray ORAL‘Serbest kötülük ortamı’nı icat ettik / Hep birlikte - Tev bi hev re* 2.02.2016 Tüm Yazıları
-
Mehmet BARANSUYasadışı dinleme suç değilmiş! 1.02.2016 Tüm Yazıları
-
Enver SEZGİNEkrem Sezgin 1.02.2016 Tüm Yazıları
-
Gülay GÖKTÜRKAYM’den AİHM’e cevap 12.01.2016 Tüm Yazıları
-
Yasemin YILDIRIMSayın Kılıçdaroğlu elinizi yükseltin ve “Demirtaş 15 Temmuz gecesi neredeydi?” diye sorun 5.01.2016 Tüm Yazıları
-
Ayhan BİLGENYalanın gücü tükenir, onur kavgası tükenmez 30.12.2015 Tüm Yazıları
-
Zeliha AKPINARNefretiniz elektriğe dönüştürülebilseydi bütün dünyayı aydınlatırdı 29.12.2015 Tüm Yazıları
-
Abdülkadir Küçükbayrak“Analar ağlamasın”dan “Analarını ağlatacağız”a nasıl gelindi! 28.12.2015 Tüm Yazıları
-
Umur COŞKUNSöz Geçmez, Top Mermisi İşlemez 28.12.2015 Tüm Yazıları
-
Ekrem DUMANLIGeç kaldın ey Müslüman 17.11.2015 Tüm Yazıları
-
Semra POLATFransa'nın mülteci ayarlı bombaları 14.11.2015 Tüm Yazıları
-
Ferdan ERGUTHDP içi bir PKK eleştirisi mümkün müdür? 12.11.2015 Tüm Yazıları
-
Nejat ERDİMIŞİD,KÜRTLER VE KAPIMIZDAKİ TEHLİKE! 22.07.2015 Tüm Yazıları
-
Mazlum ÇETİNKAYAEşitlik yoksa kardeşlik de yok! 26.06.2015 Tüm Yazıları
-
Hakan DEMİRCANKoalisyon hava durumu 3 21.06.2015 Tüm Yazıları
-
Tuncay TOPCamide propaganda ve ucuz taşra siyasetçiliği 27.05.2015 Tüm Yazıları
-
Mithat SANCARİnkarın bedeli 30.04.2015 Tüm Yazıları
-
Bülent KARATAŞBirol Başören 28.03.2015 Tüm Yazıları
-
Hasan ÖZTÜRKİLMİK İLMİK 26.02.2015 Tüm Yazıları
-
Kelemet Çiğdem TÜRKMUNZUR’UN ŞİFASI 6.02.2015 Tüm Yazıları
-
Gürbüz Çimen2 Dil 1 Bavul 2.02.2015 Tüm Yazıları
-
Kerem ALTANHayaller duşakabin 20.01.2015 Tüm Yazıları
-
Mehmet YILDIZEnseyi karartmamalı ama nasıl? 8.01.2015 Tüm Yazıları
-
Eylem YILMAZDemokratı az olan toplumlar az demokrasi ile yönetilirler! 3.01.2015 Tüm Yazıları
-
Muhteşem ÖZDAMARHDP'yi BEKLEYEN TEHLIKE 29.12.2014 Tüm Yazıları
-
Mehmet DOĞANHADİ KALK 7.08.2014 Tüm Yazıları
-
Haydar TOPAYSevgili Yoldaşımız, ağabeyimiz Burhanettin Çetinkaya... 13.07.2014 Tüm Yazıları
-
Erdal TALUPolitikada Yeni Paradigmanın Doğuşu 7.06.2014 Tüm Yazıları
-
Mehmet KIRARSLANHalklar nasıl karar verir? 20.04.2014 Tüm Yazıları
-
Yasemin ÇONGARKiev’den notlar: Avrupalılaşmak ile güdülmek arasında… 4.02.2014 Tüm Yazıları
-
Zülfikar ÖZDOĞANTarih, Tarih Olalı... 2.01.2014 Tüm Yazıları
-
Neşe DüzelHata ve devlet gazetecileri 11.12.2013 Tüm Yazıları
-
Selçuk UZUN1915/16´da Erzurum Vilayeti Valisi Tahsin Uzer (1) 25.07.2013 Tüm Yazıları
-
Dr.Sivilay GENÇSibirya ablası 2.05.2013 Tüm Yazıları
-
Nihat TAŞTANBU GÜNÜN MÜŞRİKLERİ MEKKE MÜŞRİKLERİNİ ARATMIYOR 16.03.2013 Tüm Yazıları
-
Nabi YAĞCI-Taraf YazılarıBelirsizlikler zamanı ve ütopya zamanı 21.10.2012 Tüm Yazıları
-
Orhan MİROĞLU-Taraf yazılarıESAT’IN YENİ HAMLESİ.. 8.10.2012 Tüm Yazıları
-
Ayşe HÜR-Taraf yazıları1922’de Güzelim İzmir’e Kimler Kıydı? 9.09.2012 Tüm Yazıları
-
Cevdet AŞKINŞiddetli çatışma dönemi başladı 22.05.2012 Tüm Yazıları
-
nevzat cingirtTüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
6.12.2013
15.09.2013
23.04.2013
22.04.2013
15.04.2013
25.03.2013
18.03.2013
11.03.2013
10.12.2012
4.12.2012