Oya BAYDAR

Yeni bir söz, yeni bir Türkiye için
27.06.2023
310
Ben, ülkemizin, toplumumuzun, insanlarımızın beklediği yeni hikâyeyi yazıp yeni sözü söyleyecek bir siyasal yapı hayal ediyorum

Enseyi Karartmayın başlıklı yazımda, "Önümüzdeki birkaç yıl içinde bu düzenin siyasî yapıları birer birer dağılacak, ufalanacak, bazıları siyaset sahnesinden bütünüyle çekilecek, bazıları nostaljik tabela örgütleri olarak yaşayacak. Sadece günün ve çağın yeni ihtiyaçları doğrultusunda, tümüyle farklı bir zihniyetle, tümüyle farklı bir örgütlenme anlayışıyla yola çıkanlar ayakta kalacak. Kitlelerin talep ve ihtiyaçlarını doğru anlayıp halkı siyasetin nesnesi (oy havuzu) değil gerçek özne haline getirebilenler, yüz yıllık ezberleri değil yeni dünyanın yeni sözlerini söyleyebilenler siyasetin aktörleri olabilecekler. Kısacası, geleceğin örgütlenmesi bugünün miadını doldurmuş yapılarından çıkmayacak. Daha açık söylemeye cesaret edecek olursam: partiyi bir ölçüde dönüştürmeye çabalayan Sayın Kılıçdaroğlu'nun (ve onun gibi düşünenlerin) çabalarına rağmen yüzyılın devlet partisi CHP'den 2. Yüzyıl'ın partisi doğmayacak. Kürt siyasî hareketi, 'Türkiyelileşme' mi "Kürtlerin öz güçleriyle bir gelecek inşası projesi mi" ikilemini, iki farklı ama paralel akan, gereğinde birleşip gürleşen ırmaklar gibi iki örgütsel yapıyla çözecek belki de. Nostaljik oyalanmalar ve yüz yıl öncesinin çözümleri, mevcut sosyalist sol yapıları daha da marjinalleştirirken yapay zeka çağının dünyayı değiştirmeye aday devrimci örgütlenmeleri doğacak." diye yazmıştım.

Kızanlar oldu; "yanlış düşünüyorsun"dan "sırtında yumurta küfesi yok"a, "dimdik ayaktayız"dan "kına yak"a kadar tepkiler geldi. Aynı yollardan geçmiş, hayal kırıklıkları, yenilgiler yaşamış biri olarak bu tepkileri anlıyorum. Kendinizi ait hissettiğiniz, kimliğinizle özdeşleştirdiğiniz, iktidara gelmesi için çalışıp çabaladığınız, geçmişinden gurur geleceğinden umut devşirdiğiniz, hayatınızın merkezine yerleştirdiğiniz bir siyasal yapının/partinin bölüneceğini, eriyeceğini, hatta yok olacağını kabullenmek güçtür. Hele de içerden baktığınızda…

Benim söylemek istediğim: Sadece Türkiye'de değil dünyada da, 21. yüzyılın ilk çeyreğinin sonuna doğru ilerlerken siyasetin, siyasal yapıların, siyaset yapma tarzının, ideolojik kalıpların ve yüz yıllık ezberlerin geçerliğin yitirmekte olduğu.

CHP'nin esas sorunu seçim yenilgisi değil

Seçimler sonrasında CHP'nin geçirmekte olduğu sarsıntıyı, parti içi savaşları, dağınıklığı tetikleyen etken beklenmeyen seçim yenilgisi olsa da, asıl sorun yılların aşındırdığı temelin günümüz Türkiye toplumunun ihtiyaç ve özlemlerine sağlam dayanak sağlayamamasıydı. Başka bir deyişle, yüz yıl önce Türk unsuruna dayanan bir ulus-devlet projesiyle kurulan, zamanında dönemine uygun bir bütünselliğe sahip olan yapının temeli yılların erozyonuna uğramıştı. Tarihsel-toplumsal değişim yapıyı sallıyordu, içinde barınanlar farklı odalara çekilmişler, çevreye kendi pencerelerinden bakar olmuşlardı. Kişiler değişiyor, söylemler değişiyor, umutlar tazelenir gibi oluyor ama temel aynı kaldıkça yapıyı yenilemek mümkün olmuyordu. Yapının, ulus-devletin kırmızı çizgileriyle belirlenmiş projenin dışına çıkması mümkün değildi. Hâlâ da mümkün değil.

Bu açıdan bakarsak, 28 Mayıs seçimlerinden bu yana CHP'de ve toplumun geniş kesimlerinde konuşulan, tartışılan, partiyi (ve ülkeyi) kurtaracağı varsayılan değişimin güçlüğünü hatta -dilim varmıyor ama- mümkün olamayacağını kavrarız. (bkz: CHP'deki Sancılı Süreç)

Umut yaratacak bir değişimin Ali'nin gidip Veli'nin gelmesiyle gerçekleşmeyeceğini; mesela, İmamoğlu ile Özel biraraya gelirse kulislerde konuşulduğu gibi umut patlaması olmayacağını söylemek müneccimlik değil. Kişilerin rolü tabii ki önemlidir ama o kişi/kişiler eski evin sâkinleri oldukça, ev de küçük tamiratlarla aynı kaldıkça düzen eski hamam eski tas devam edecektir. Değişim, temeli sarsan bir zihniyet değişikliği ile olur. Değişim, yeni çağın topluma ulaşacak ve yol gösterecek yeni sözünü bulmakla ve kitlelere ulaştırmakla olur. Değişim; nasıl bir Dünya, nasıl bir Türkiye, nasıl bir gelecek sorularına basmakalıp ezberlerle yetinmeyen, temelleri sarsmaktan, tabuları yıkmaktan çekinmeyen cevaplar vererek olur.

Belki yanılıyorum, belki haksızlık ediyorum ama ben kurulu düzenin siyasal oluşumlarının/partilerinin bu cevapları veremeyeceklerini düşünüyorum; ister CHP gibi kadim devlet partisi isterse diğer muhalefet ve iktidar partileri olsun… (HDP köken itibariyle farklı bir yerde dursa da, bu cevapları vermeye daha yakın olsa da, Kürt hareketinin de bu yazı çerçevesine sığmayacak çeşitli sorunları var.)

Bir hayalim var

Ben, ülkemizin, toplumumuzun, insanlarımızın beklediği yeni hikâyeyi yazıp yeni sözü söyleyecek bir siyasal yapı hayal ediyorum. Seçimlere, seçmene, siyasal iktidar mücadelesine değil toplumu ve insanı değiştirmeye, toplumla ve insanla birlikte değişmeye, bu anlamda değişimi sürekli kılmaya yönelik bir oluşum… Her kesimden insanlara, "Bu gidişata dur diyebiliriz, itirazlarımızı ve taleplerimizi ortaklaştırarak başarabiliriz" umudunu ve heyecanını aşılayacak, en önemli işi toplumsal dokunun çürümesini, insanın kötücülleşmesini, değer ve vicdan yitimini onarmak olacak bir oluşum…

Bize, toplumun bütün fertlerinin kendilerini içinde bulacakları; herkesin duygularına, özlemlerine, beklentilerine cevap verecek, kaygılarını dağıtacak; toplumun kendine güvenini sağlayacak, devletin yurttaşın hizmetkârı olduğu, barış içinde birarada yaşayabileceğimiz adil ve demokratik bir ülke tasavvuru; ve insanları bu tasavvur etrafında buluşturacak yeni bir hareket gerekiyor. Alıştığımız siyaset tarzını bir yana koyan, alışılmış parti yapılarını ve işleyişini değiştiren, iktidar için değil toplumu sağıltmak, iyileştirmek için yola çıkan bir hareket.

Hayalci mi? Evet.

İmkânsız mı? Hayır.

Nasıl mı? Benden yazması, nasılını benden çok daha iyi düşünenler, kendileri de böyle bir hayal kuranlar mutlaka vardır.

Tutar mı? Sabırlı ve kararlı olunursa tutar. Başarılamazsa, "bir daha yeniliriz, daha iyi yeniliriz." Dünya dönüyor, hayat sürüyor.

Yorum Yap

Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.

Yazarlar