Oya BAYDAR
Yazının başlığını yanlış, abartık, saçma bulabilirsiniz. Ancak, IŞİD’in Suriye ve Irak’taki saldırgan yayılmasını çarpıtmalara, yalanlara, algı operasyonlarına teslim olmadan, somut veriler ve çıplak gerçekler üzerinden değerlendirirsek güney sınırlarımızı IŞİD’e karşı Kürtlerin koruduğunu görmezden gelemeyiz. Ama, Kürt direniş hareketlerini güvenilmez düşman; IŞİD veya aynı soydan cihatçıları ise imajları pek “şık” olmasa da özünde Sünnî Müslüman “iyi çocuklar” sayarsanız, benzerine yakın tarihte rastlanmayan vahşette barbar çetelerini koşulların yarattığı “sosyolojik vaka” olarak görürseniz, Kürtlerle komşu olmak yerine sınırınıza IŞİD’in dayanmasını tercih edersiniz tabii.
Çarpıtmalardan arındırılmış gerçekler
Konuyla ilgili o kadar çok şey yazılıp çizildi, o kadar çok yorum yapıldı, yapılıyor ki, bencileyin dışpolitika veya Ortadoğu uzmanı olmayan, ne iktidarın ne Kürt muhalefetinin içerden bilgilerine sahip bulunmayan birilerinin konuya ilişkin yeni bir sözü olamaz. Ama siyasal ya da ideolojik hiçbir merkeze bağlı/bağımlıdeğilseniz; aklınızı vicdanınızı iktidar hırsına, bölge liderliği tutkusuna, siyasî ranta ipotek etmemişseniz çıplak gerçeği görmeniz kolaylaşır.
Karşımızdaki ilk gerçek; Davutoğlu - Erdoğan çifti ve onların ağızlarının içine bakan AKP kurmaylarının, Suriye’yi Esad rejiminden kurtarma kılıfı altında Sünnî Müslüman dünyanın liderliği hayallerini Ortadoğu’da hayata geçirme siyasetlerinin iflas etmiş olmasıdır. Bu müflis siyasetin mimarlarının ağızlarından düşürmedikleri Suriye’ye demokrasi götürmek, insanlık, vicdan, vb. gibi hamasî söylemler artık ne Doğu’da ne Batı’da kimseyi kandırmamaktadır. Siyasal projeler ve uygulamalar hayatla doğrulanır ya da yanlışlanır. Hayat, Türkiye’nin Suriye ve Ortadoğu politikasının tek bir noktasını bile doğrulamamıştır.
Bir başka gerçek, AKP iktidarının Esad muhalefetini güçlendirmek amacıyla Suriye içsavaşının başından beri El Kaide/ Nusra, vb cihatçı terörist yapılara maddi manevî destek verdiği, IŞİD’in bu siyasetin beslediği canavar olduğudur. IŞİD’e militan da, techizat da, silah da çok büyük ölçüde Türkiye üzerinden iktidarın bilgisi, desteği, en azından gözyummasıyla sağlanmıştır. Konuyu ağzına alanın alçak, şerefsiz ilan edildiği IŞİD’in Türkiye üzerinden kaçak petrol ticaretinin ayrıntılarını MİT’iniz, Emniyetiniz, TSK’nız bilmiyorsa sokakta oynayan çocuklara sorun; boruların yerini, o boruların hangi köyün hangi evinin bahçesinden çıktığını, kimlere dolum yapıldığını, nerede hangi IŞİD militanlarının barındığını hemen gösterirler.
Değinmeden geçilemeyecek bir gerçek de, Rehine krizinin sadece Musul Başkonsolosu ve ailesi dahil 46 TC vatandaşının ve üç yerel görevlinin rehin alınmasından ibaret olmadığı; din kardeşliğine ve Türk abileri tarafından kontrol edilebilirliğine güvenilen IŞİD’in kontroldan çıkıp Türkiye’yi rehin alması olduğudur. Rehinelerin sağ salim kurtarılmalarına nasıl’ını tartışmadan ama’sız sevinmeliyiz, çok doğru. Ancak Türkiye’nin geleceğinin ve en önemli sorunu Kürt çözüm sürecinin IŞİD’e rehin bırakılmasını da aynı ama’sızlıkla sorgulamalıyız.
Kürt fobisi Türkiye’yi
çözümsüzlüğe sürüklüyor
Türkiye’nin Suriye ve Irak (sınır) politikalarını, başka faktörler yanında Kürt meselesinin şekillendirdiği herkesin mâlumu. Irak sınırımız Barzani’nin Kürdistan özerk bölgesinden, Suriye sınırı ise büyük ölçüde Rojava’dan (Batı Kürdistan’dan) geçiyor. Yani Türkiye güneyde Kürt halklarının komşusu. Hele de Rojava ile komşuluğu aşan akrabalık, kardeşlik, aşiret bağları var.
Gelgelelim, IŞİD ve benzerlerine karşı “sosyolojik anlayış” öneren; iflas etmiş Ortadoğu politikasını şimdi de IŞİD’i ehlileştirme ve aracılık işlevi yüklenerek sürdürmeye çalışan AKP iktidarı için özellikle Rojava Kürtleri, Kürt özgürlük hareketleri, Kürt siyasî oluşumları baş düşman konumunda. Sadece AKP değil, can düşmanı Cemaat hareketi, MHP ve sol milliyetçi (ulusalcı) çevreler de aynı zihniyetin parçaları. Hiçbir konuda yakalanamayan millî mutabakat bu noktada sağlanıyor.
Oysa şu anda, IŞİD’in ilerlemesini durdurmanın; Ortadoğu’da sınırların yeniden çizileceği bir tarihsel dönemeçte daha adil ve barışçı bir bölge siyaseti geliştirmenin; ve de çözüm sürecini Kürtleri oyalama taktiği olmaktan çıkarıp Kürt meselesini adil ve onurlu bir barışla çözmenin tek yolu, tek olanağı var: IŞİD saldırısına karşı Rojava Kürtlerine tam destek vermek, Barzani yönetiminin de aynı desteği vermesini sağlamak. Yani, AKP’nin çıkar ortaklığı bulunan “cici Kürt” Barzani’yi kafakola alıp “kötü Kürt” Rojavalıları birlikte ezme planından vazgeçip bölgede ortak tehlike olan İslamî Cihatçılara karşı Kürt birliğine katkıda bulunmak.
Kimse, nasıl olur, teknik olarak nasıl yapılır falan demesin. Cihatçılar yıllardır nasıl desteklendi, nasıl beslendi, silahlandırıldıysa öyle olur, (ki iktidardakilerin bu işte pek mahir oldukları anlaşılıyor). Hükümetin PKK’nin güçlenmesinden, ağır silahların Türkiye’ye dönmesinden duyduğu kaygı biliniyor. Ama hatırlayalım: IŞİD’e her çeşit silah ve mühimmat doğrudan ya da dolaylı sağlanırken ağır silahların Türkiye’ye yöneleceğinden korkulmamıştı. Şu anda o silahlar bizim sınırlarımız döndü ve o sınırları Irak’da Barzani kuvvetleri, Suriye’de Rojava Kürtleri varlıklarıyla, mücadeleleriyle savunuyorlar.
Diyelim ki ben saçmalıyorum, diyelim ki “Türkiye PKK’yi silahlandırmalı” diyen Demirtaş ve Kürt hareketi kendi siyasî emelleri doğrultusunda olmayacak taleplerde bulunuyor. O zaman, AKP kurucularından ve AKP’nin ilk dışişleri bakanı Yaşar Yakış’a kulak verin. Taraf gazetesindeki söyleşisinde “PKK’nin yurtdışında silahlandırılmasına, Türkiye’de ise silahsızlandırılmasına ihtiyaç var.....Bu iki zıt şey kombine edilebilir........realiteyi kabul etmek gerek” diyor Yakış. Böyle düşündüğü halde yüksek sesle söylemeye cesaret edemeyen pek çok kişi olduğunu da biliyorum.
Çözüm Süreci tam da bu işte
Çözümü, Kürtlere sus payı ihsanda bulunmak, Kürt hareketini pasifize etmek için vaadlerle oyalamak olarak anlarsanız, PKK’nin silahlandırılması, Rojova’ya sahip çıkılması, Kobani’nin savunmasının güçlendirilmesi, en azından IŞİD’e fırsat tanımaktan vazgeçilmesi gibi talepler/siyasetler anlamsız, imkânsız gelebilir. Ama Kürt sorununu gerçekten de barışçı yoldan, Kürt halkının hak ve adalet taleplerini karşılayarak, güven yaratarak çözmek istiyorsanız PKK, PYD, vb. dahil bölge realitesini görmek zorundasınız. Çözümün ilk adımı karşılıklı güven ortamının yaratılmasından geçiyor. Yakış’ın “Bu iki zıt şey kombine edilebilir” dediği tam da bu. Süreç, iki yıl önce umulduğu gibi süratle ve iyi niyetle yürütülebilseydi, PKK silahlarını çoktan Türkiye dışına çıkarmış olacaktı. Bunun yaratacağı rahatlama ve güven ortamında Türkiye dışına çıkmış PKK güçlerinin, şu sırada bölgede yaşanan olağanüstü durumda, Türkiye tarafından desteklenmesi ve hatta silahlandırılmasında kuşku ve çekince kalmayacaktı. Güven karşılıklı bir duygu ve pozisyondur. “İki zıt şeyin” birarada yürütülmesinin açık ifadesi, barış sürecinin başarıya ulaşmasının olmazsa olmaz koşulu “güven”in tesisi ve ortak düşmana karşı ortak mücadelenin getireceği dayanışma ortamıdır.
Böyle bir imkân sürecin mimarı olmakla övünen AKP iktidarının eline, sürecin başlarında Rojava’da özgürlük hareketi yükseldiği sırada geçti. PYD lideri Salih Müslim bu imkânı AKP kurmaylarına gümüş tepsi içinde, dostluk, yardım hatta ağabeylik talepleriyle sundu. Ne var ki, sadece AKP liderliği değil, bütün muhalefet, hatta çeşitli iç hesaplar nedeniyle olmalı, Kürt siyasal hareketinin kimi kesimleri bile duymazdan, anlamazdan geldi.
Bütün imkânları, umutları heba edip, IŞİD’e karşı bölgede ve ülke içinde çaresiz kalmaya doğru gittiğimiz şu günlerde, eğer acilen ayılıp cesur bir politik manevrayla vites değiştirilmezse korkarım IŞ(İD)e komşu olacağız ve korkarım ne çözüm ne de barış umudu kalacak.
Yazarlar
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA2026’ya Girerken; Barış, Demokratik Toplum ve Enternasyonal Özgürlük Yürüyüşü... 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEBölücüler ve Ülkücüler 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ocaktan2026’da deliler çağına karşı bir umut ışığı yanar mı? 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİVicdansız senenin kelimesi dijital vicdanmış 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciOkudukça yoksullaşan bir ülkeyiz 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKErken Cumhuriyet dönemi eleştirileri: Revizyonizm mi, Türk usülü “woke” mu? 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolKara bir yıl 2025 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünGemini’ye göre 2026’da Türkiye… 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURHavf ve reca arasında yeni bir yıla... 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZTürkiye’ye özgü sürecin muhasebesi 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORU2026: Beklentiler, beklentiler… 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUÇözüm için mücadele demokrasi için mücadeledir 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
KEMAL GÖKTAŞBarış Akademisyenleri'nin göreve iadesine istinaf engeli: Daire, Danıştay kararına direndi 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNAfrika Boynuzu’ndaki oyun: İsrail kime şah çekti? 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENNasıl anılmak isterdiniz? 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇER23 yılın en kötüsü 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANİktidar medyası infilak etti 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜRUyuşturucu dosyasındaki sürpriz isim! "Cumhurbaşkanımızın tensipleri ile…" 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRTürkiye'de davaların portresine kısa bir bakış: Hâlâ en güçlü ortak talep neden adalet? 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçLeyla Zana ve Gözde Şeker ne yaptı? 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞYENİ YILDA DA KURU EKMEK BİZİ BEKLİYOR… 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞUlus devlet, milli egemenlik, çevre, insan hakları, uyuşturucu ve Venezuela 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTBir fotoğraf karesinden çok daha ötesi... 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENRaporların Gösterdiği 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CAN2025 giderken 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Abdulmenaf KIRAN11. YARGI PAKETİ, YENİ ADALETSİZLİK VE EŞİTSİZLİKLER YARATTI 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa PAÇALRTÜK ve basın özgürlüğüne geçit yok… 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet İlhanKararsızlığın Erdemi: Kesinliğin Gölgesinde Düşünmek 27.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUÜlke siyasetin neresinde, hangi evresinde? 27.12.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraYılın Kelimesi 27.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTAN100 Bin Dolar Kazanan “Yeni Yoksul” Mu? 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Nuray MERTİslamcılık Öldü mü? 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan TuğalSovyetler ve Bookchin 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Yetvart DANZİKYANLeyla Zana vakası bir gösterge. Ama neyin? 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuSuriye, güvenlik ve 15 milyon bağımlı… 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa Karaalioğlu‘Entegre strateji’ varsa, niye tek yönünü görüyoruz? 25.12.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilGüvenlikten kimliğe, inkârdan yurttaşlığa 24.12.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanKomisyonda uzlaşma çıkmazsa süreç yine de ilerler mi? 24.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİSekülerleşme sorunu veya Müslümanlar nasıl modernleşecek? 23.12.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEYüzdük yüzdük 22.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçayPax Americana sonrası Almanya: Yeşil dönüşümden askeri Keynesçiliğe 21.12.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasAK Parti hariç herkes CHP 19.12.2025 Tüm Yazıları
-
Cemile BayraktarThank you Ahmed 19.12.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNKüfürbazlar ve ötesi 19.12.2025 Tüm Yazıları
-
Seyfettin GürselPara politikasında sınav zamanı 18.12.2025 Tüm Yazıları
-
Abdurrahman DilipakNüfusumuz dibe vururken! 18.12.2025 Tüm Yazıları
-
Şeyhmus DİKEN"O Yıl", hangi yıl? 15.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞEntelektüel üretimin kaybı-Rejimin vesayeti-Siyasetin iflası 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRBu durumda AİHM yetkilileri de Trump’tan yardım istesin… 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldız ÖNENGüney Amerika’da büyüyen gölge 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Berrin Sönmezİktidar politikası ters mi tepiyor, tersine mi işletiliyor? 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAKANBahis oynayan bakan kim?.. CASUS KİM?.. 12.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi EgilmezOrta sınıf nereye gitti? 12.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇHakim sınıfın iki zümresi 11.12.2025 Tüm Yazıları
-
SİBEL HÜRTAŞCHP programı halka ne vadediyor? Nasıl bir parlamenter sistem? 9.12.2025 Tüm Yazıları
-
Selva DemiralpHissedilemeyen büyümenin anatomisi 9.12.2025 Tüm Yazıları
-
Berat ÖZİPEKİmralı için CHP’yi sıkıştırmaya gerek var mı? 5.12.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRPOLEMİK SENDROMDA 4.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet AKAYTürkiye İçin Irak Peşmergeleri Sorun Olmuyor da Rojava neden Sorun! 4.12.2025 Tüm Yazıları
-
Galip DALAYOrta Doğu, Trump Amerika’sına Uyum Sağlıyor 3.12.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKEve siyaset için dönüş öncesi bir mıntıka temizliği gerek 1.12.2025 Tüm Yazıları
-
Zekeriya KurşunDağıstan Cumhuriyeti ve Ayna Gamzatova 1.12.2025 Tüm Yazıları
-
Sezin ÖNEYŞu meşhur “İznik Konsili” 1.12.2025 Tüm Yazıları
-
Taner AKÇAMABD’de bir şeyler oluyor: Nick Fuentes 30.11.2025 Tüm Yazıları
-
Fikret BilaAK Parti çekingen 26.11.2025 Tüm Yazıları
-
Hikmet MUTİCHP modernizmi ve faşizmi... 23.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerÇÖZÜM, BARIŞ VE KARDEŞLİK GETİRECEK Mİ? 23.11.2025 Tüm Yazıları
-
Necati KURÇOCUK HAKLARI EVRENSEL BİLDİRGESİ 19.11.2025 Tüm Yazıları
-
Zeki ALPTEKİNEmeğin Sosyolojisi ve Kapitalizmin Geleceği: Marx vs. Marx 16.11.2025 Tüm Yazıları
-
Sedat KAYAİmamoğlu'na istenen 23 asırlık tarihi ceza: Roma İmparatorluğu kurulduğunda hapse girseydi hala ceza 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
DOĞAN ÖZGÜDEN"Arananlar" zulmü ne zaman son bulacak? 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehveş EVİNYerel yönetimlerle işbirliği kültür politikası için hayati 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
M.Latif YILDIZÇÖZÜM SÜRECİ KOMİSYON VE EKMEN 12.11.2025 Tüm Yazıları
-
Zülfü DİCLELİKeşke… 4.11.2025 Tüm Yazıları
-
Etyen MAHÇUPYANKemalizm mi daha ‘iyi’, (Yeni) İttihatçılık mı? (3) 25.10.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMAN‘Parlak gelecek’ ve sol gelecek... 12.10.2025 Tüm Yazıları
-
Metin Karabaşoğluİnsanların devletlerle savaşı 9.10.2025 Tüm Yazıları
-
İlnur ÇEVİKTrump’ın dünyasına hoşgeldiniz… 3.10.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunYazmak, ciddi bir iştir 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ata UÇUMTERÖRSÜZ TÜRKİYE’YE GEÇİŞ SÜRECİ! 14.09.2025 Tüm Yazıları
-
Murat YETKİNÖcalan, Erdoğan’a “Seni yine başkan yaptırırız” sözü mü veriyor? 11.09.2025 Tüm Yazıları
-
Baskın ORANTürkiye’de ve Yunanistan’da Aleviler – Yeni Bir Tablo 1.09.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYPutin, Trump’ı parmağında oynatmaya devam ediyor 17.08.2025 Tüm Yazıları
-
Gülçin AVŞARSorumluktan kaçmak umuttan kaçmaktır 12.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AlbayrakKadife eldiven zamanı 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞZora girmiş bir anlatı: “ABD emperyalizminin değişmez stratejik hedefi bağımsız Kürt devleti” 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Abdullah KıranYeni süreç ve Suriye denklemi 27.07.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan AKTAŞTahran bir kez daha bombalanırken 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın SelcenDemokrasiye giderken cumhuriyetten olmak 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet ÖZTÜRKÇetin Uygur bir kitaba sığar mı? 10.05.2025 Tüm Yazıları
-
Yüksel TAŞKINİktidar milli iradeyi “tapulu arazisi” sandığı için büyük bir bedel ödeyecek 22.04.2025 Tüm Yazıları
-
Ayhan ONGUNDEMOKRATİK EĞİTİM MÜCADELESİNE ADANMIŞ YAŞAMLAR 21.04.2025 Tüm Yazıları
-
Pelin CENGİZTrump’ın yeni vergileri diye yazılır, ‘post modern merkantilizm’ diye okunur 7.04.2025 Tüm Yazıları
-
Cennet USLUİktidar neden umduğunu bulamadı? 2.04.2025 Tüm Yazıları
-
Hayko BAĞDATSokaklarda yükselen ses 28.03.2025 Tüm Yazıları
-
Selami GÜREL“Adı belirsiz” süreç hızlı ilerliyor 16.03.2025 Tüm Yazıları
-
Halil BERKTAYPKK ve Türk solcuları (4) “Dağlarında gerilla var memleketimin” 16.03.2025 Tüm Yazıları
-
Haluk YurtseverKaosta 'hegemonya' arayışı 11.03.2025 Tüm Yazıları
-
Arzu YILMAZHodri Meydan 10.03.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın ÜnalParti ve iktidar 25.02.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KIVANÇİç duvarlar 10.02.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet İNSELOtoriter Nasyonal-Kapitalizmin Yeni Eşiği: II. Trump Devri 5.02.2025 Tüm Yazıları
-
İhsan DAĞIİmamoğlu nasıl kurtulur? 1.02.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal ÖZTÜRKKürt meselesindeki psikolojik bariyerler 17.01.2025 Tüm Yazıları
-
Münir AKTOLGABATI’DAN FARKLI BİR ÖRNEK OLARAK TÜRKİYE’DE VE ARAP ÜLKELERİNDE DEVRİMCİ DÖNÜŞÜM DİYALEKTİĞİ... 16.12.2024 Tüm Yazıları
-
Cenk DoğanÜRETİCİLERE İLK OLARAK KOOPERATİF LAZIM 4.12.2024 Tüm Yazıları
-
Cevat KORKMAZFiller ve Çimen... 22.11.2024 Tüm Yazıları
-
Tuncer KÖSEOĞLUTamirhanelere giden toplar… 4.11.2024 Tüm Yazıları













































































































Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
24.05.2024
14.05.2024
3.05.2024
3.05.2024
22.04.2024
16.04.2024
3.04.2024
29.03.2024
22.03.2024
7.03.2024