Oya BAYDAR
Yeter artık bu birlik beraberlik yaveleri! Yeter artık “Terörün dini, diyaneti, mezhebi, ırkı yoktur, terör nereden gelirse gelsin…” tekerlemeleri! Teröre karşı “ortak deklarasyon” sahtekârlıkları yeter! Savaşı, ölümü kutsayanlarla, kana susamış ırkçı milliyetçilerle, pespayelikleri iyice ortaya dökülen yandaşlarla, saray soytarılarıyla, güç ve iktidar uğruna ülkeyi de bölgeyi de ateşe atmaktan kaçınmayanlarla, halklara ihanetlerini herkese hain diyerek örtmeye çalışanlarla birlik beraberlik içinde değilim/değiliz.
Bırakın artık şu anlamsız, “terörün dini, mezhebi, şusu busu yoktur” yutturmacasını, hele de “terör nereden gelirse gelsin…” palavrasını. Terörün, şiddetin dini de vardır, mezhebi de, ırkı da vardır milleti de. Irak Şam İslam Devleti’nin kısaltması IŞİD’i DAEŞ’e çevirerek, kanlı katillerin o iğrenç şiddet eylemlerini kendi inandıkları İslam adına, kendince yorumladıkları Sünnî-Selefî inanç adına yaptıklarını gözlerden saklayamazsınız; Sırpların Saraybosna’da Müslüman halka reva gördüğü Srebrenitsa soykırımının Sırp terörü olduğunu; 1994’de 800 bin Tutsi’nin kadın, çoluk çocuk öldürüldüğü korkunç terörün Hutu terörü olduğunu, Kamboçya’da bir halkı yokeden Pol Pot terörünün cellatın adıyla anıldığını, vb., vb. saklayamayacağınız gibi…
Şiddete, teröre kavram olarak, yöntem olarak karşı çıkmak başka; amacı, uygulayıcısı apaçık ortada olan somut bir terör eylemini ve örgütünü adlı adınca anmaktan kaçınmak başka. Hukukta, siyasette, vicdanda tanımlanması son derece güç olan,çoğunlukla siyasal amaçlarla çarpıtılan sınırları muğlak ve belirsiz terör kavramını bulanıklaştırarak, “Nereden gelirse gelsin her türlü teröre karşıyım” dediğinizde, somut olay karşısında hiçbir şey söylememiş, koruyup kolladığınız terörist yapıyı maskelemiş olursunuz.
Suruç faciasının hemen ardından, topal ördek durumundaki Davutoğlu’nun şaşkınlık ve tedirginlik içinde partilere önerdiği “nereden gelirse gelsin teröre karşı ortak deklarasyon” terörün adını koyamama, eşyayı adıyla çağırıp IŞİD terörü diyememe tavrının açık bir örneğidir.
Suçunuza, sorumluluğunuza ortak değiliz
Her ağızlarını açtıklarında “PKK terörü” diyenlerin IŞİD söz konusu olduğunda “terör nereden gelirse gelsin” klişesine sığınıp dört siyasi partiye bu doğrultuda bir ortak deklarasyon önermeleri, AKP-Erdoğan iktidarının Suriye politikası nedeniyle boğazına kadar battığı suç ve sorumluluklara diğer siyasi partileri ortak etme çabasından başka bir şey değildir. Terörün nereden geldiği apaçık ortadayken Davutoğlu’nun soyut bir teröre karşı ortak deklarasyon diye yırtınması, “terör nereden gelirse gelsin” diyerek PKK ve PYD’yi IŞİD’le birlikte anma ve aynı potaya sokma kurnazlığıdır ve boşa çıkarılmıştır.
Önümüzdeki günlerde ülkemize Suruç katliamından beterlerini yaşatabilecek Suriye politikasının mimarları ve uygulayıcıları Suruç katlamından sonra IŞİD’le başbaşa ve yalnızlar. Yüce Divan’lık suçlarına ortak bulmaları mümkün görünmüyor. IŞİD’le sarmaş dolaş oynanan oyun yıllardır gözlerimizin önünde cereyan etti, ediyor. Suları akıtacak sihri öğrenip de selleri durduracak sihri öğrenememiş acemi büyücü çırağı misâli, Ortadoğu’da Sünnî hakimiyet için yararlanırız diye besleyip büyüttükleri IŞİD ve diğer cihatçı yapılar şimdi bunların memelerinden emdikleri sütle büyüyüp canavarlaşınca, akılları başlarına geldi ama canavarı inine tıkmak için çok geç oldu. Kaldı ki o inler Türkiye’nin sadece sınırlarında değil bağrındaydı, bizzat iktidar tarafından hazırlanmış, donatılmıştı. Şimdi adreslerini çok iyi bildikleri o inlerden IŞİD’ci toplamaya çalışıyorlar ama nafile; iş işten geçti.
“PYD, IŞİD’den daha tehlikeli ya da IŞİD kadar tehlikeli”, dediğiniz anda IŞİD’i meşrulaştırmış, yeğlemiş olursunuz. Şimdi sıkıyı görünce, “IŞİD’e ilk biz terörist dedik” mırıldanmalarının kıymeti harbiyesi yoktur. “Terörist dedik” dediklerinize sağladığınız silah, barınak, kadro geçişi, ülkede barındırma, vb. her türlü maddi manevi desteği Türkiye’de de, dünyada da sağır sultan biliyor. Üstelik özrünüz kabahatinizden büyük; madam ki IŞİD teröristti neden destekleyip beslediniz, neden PYD ile birlikte IŞİD terörüne dur demek yerine Rojava Kürtlerini ezip geriletmek için elinizden geleni ardınıza koymadınız?
HDP’nin ipine sarılın, belki kurtulursunuz
Gelinen noktada daha da dibe batmamak, ülkeyi felakete sürüklememek için önce terörün adını koyun. Bırakın nereden gelirse gelsin, kim olursa olsun palavralarını, IŞİD terörüne karşı olduğunuzu sadece lafla değil (çünkü laf kolay) siyasetinizle, eyleminizle, atacağınız adımlarla gösterin. HDP’ye kulak verin. Biliyorum, ağırınıza gidecek ama şu sırada tutunacağınız ip HDP’nin ve Türkiye barış ve demokrasi güçlerinin ipi; yoksa siyaseten de ahlaken de fena kayıyorsunuz dibe.
Demirtaş’ın dünkü önemli konuşmasına ve önerilerine, CHP’nin aynı doğrultudaki sağduyulu uyarılarına kulak verin. En basitinden, hiç değilse görünüşü kurtarmak için, bir süre önce Urfa’da “IŞİD var mı?” sorusuna “yok” cevabı verip de soruyu yönelten gazetecileri gözaltına aldıran Urfa Valisi’ni görevden alın. Çok geç kalınmış da olsa ulusal yas ilan edin, en azından yüreklere iyi gelir. Milleti kandırdığınız, gerçek failleri bildiğiniz halde sakladığınız, iktidarın parmak izlerine rastlanan Reyhanlı katliamından başlayıp Niğde’den geçerek son seçimler öncesinde HDP Adana, Mersin merkezlerine, Diyarbakır mitingine, daha nicelerine saldırıların faillerinin, bildiğiniz halde kamuoyundan gizlediğiniz örgütsel bağlantılarını açıklayın. Bunları meczupların, toy çocukların tekil eylemleri olarak göstermekten vazgeçin.
En önemlisi de HDP Eşbaşkanı Demirtaş’ın Meclis’in acilen olağanüstü toplanıp Suriye politikasını, IŞİD’i, çözüm sürecini görüşmesi önerisini kabul edip uygulayın. Hatta çağrıyı siz yapın.
Ve de önümüzdeki Pazar günü İstanbul’da IŞİD terörüne karşı sadece bu sloganla yapılacak büyük mitinge kabine üyelerinizle, milletvekillerinizle, kitlenizle katılın. Bu kadarına cesaretiniz, yüreğiniz yoksa hiç değilse güvenlik güçlerinizin mitingi engellemelerine, provoke etmelerine izin vermeyin.
Bunları yapabilirseniz utangaç bir özür dilemiş, Suruç’taki sorumluluk payınızı belki biraz olsun yumuşatmış, yüzde yüz iflas etmiş Suriye politikanızı gözden geçirme fırsatı yakalamış olursunuz.
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
- Çocukları kefene sokan ruh hastası ilkel zihniyet
24.05.2024 - "Alavere dalavere, Kürt Memet nöbete" mi, hukuka dönüş umudu mu?
14.05.2024 - 1 Mayıs'ta Taksim'e çıkamamanın sorumlusu kim?
3.05.2024 - 1 Mayıs'ta Taksim'e çıkamamanın sorumlusu kim?
3.05.2024 - Istakoz, Maldivler, pahalı saat muhalefeti AKP'nin AK'lanmasına yeter mi?
22.04.2024 - "Kobane düştü düşecek"ten Kobane Davası provokasyonuna
16.04.2024 - Hukuksuzluk değil irade gaspı ve siyasî ahlâksızlık
3.04.2024 - Desteğim DEM Parti'ye, oyum İmamoğlu'na
29.03.2024 - Vicdanını yitirmiş dünyanın vicdanını, ahlakını yitirmiş siyasetin ahlakını savunmak
22.03.2024 - Oy yüzdesiyle ölçülemeyecek kadın: Gültan Kışanak
7.03.2024
Yazarlar
-
Ali BAYRAMOĞLUErdoğan’ın ötesi… 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEABD, Suriye için neye karar verdi? 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldız ÖNENGüney Amerika’da büyüyen gölge 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİKandil’in polemikçisi şampanya sosyalistlerine karşı 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞEntelektüel üretimin kaybı-Rejimin vesayeti-Siyasetin iflası 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANİktidarın ağzındaki bakla!... 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUÖcalan’ın mektubu üzerine bazı gözlemler 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇERHarakiri Bütçesi 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRBu durumda AİHM yetkilileri de Trump’tan yardım istesin… 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENKürt Sorunu 2.0’a Hazır mıyız? 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluBüyük sorunları çözememe serisi bu kez bitecek mi? 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Berrin Sönmezİktidar politikası ters mi tepiyor, tersine mi işletiliyor? 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa PAÇALEş Şara’dan yeni bir Esad çıkarmak mı? 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraKaçıncı CHP? 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜRLaleli Çamaşırhanesi -3- Videoya çektiler: ‘Cırt’ sesi geldikçe bağırıyor! “Maşallah, Maşallah!..” 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUSeçime henüz vakit varken sandık hesabı 12.12.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolAK Partili bir okurla sohbet 12.12.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuCeylanpınar cinayeti… 12.12.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanAmerika çökmekte olan bir uygarlık mı? 12.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi EgilmezOrta sınıf nereye gitti? 12.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAKANBahis oynayan bakan kim?.. CASUS KİM?.. 12.12.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZÖzel’in bütçe konuşmasında sürece dair mesajları 12.12.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilTürkiye neden sanayileşemiyor: Sermayenin, güvenin ve kurumların zayıflığı öyküsü 11.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇHakim sınıfın iki zümresi 11.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENFeti Yıldız kime sesleniyor? 11.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYAJohn Holloway ; Abdullah Öcalan’ın Kuramı Devrim İhtimali Fikrini Yeniden Düşünülür Hale Getiriyor! 11.12.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciEn büyük tehlike NÜFUS yokluğu 11.12.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURSuriye bir kere daha çözümü bozabilir mi? 10.12.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTElveda Lenin ve Düzce Belediyesi… 10.12.2025 Tüm Yazıları
-
SİBEL HÜRTAŞCHP programı halka ne vadediyor? Nasıl bir parlamenter sistem? 9.12.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasSokak çeteleri devlet kurumlarına karşı 9.12.2025 Tüm Yazıları
-
Selva DemiralpHissedilemeyen büyümenin anatomisi 9.12.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan TuğalHay'at Tahrir el-Şam'ın Evrimi ve Suriye'nin Geleceği 9.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanMüslüman dünyada yeni bir fıkhi yaklaşımın önü açılabilir mi? 8.12.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEÇıkış yolu 8.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçayBağımlı finansallaşmanın anatomisi ve Türkiye’nin bitmeyen kırılganlığı 8.12.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNStratejik illüzyon! 8.12.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞTahmin ediyordum, artık netleşiyor galiba (Transfermarkt, karapara) 8.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞAYM BAŞKANI AĞLIYORSA… 8.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİTeostrateji yahut Din ve Dünya ilişkisinde kalibrasyon sorunu 7.12.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçTürk ve Kürt yalnızca seçmen değil aynı zamanda insan ve yurttaş 7.12.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKKürt açılımı hangi barışı getirecek? Üç barış teorisi 7.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünMonroe Doktrini gibi bir Trump Doktrini… 7.12.2025 Tüm Yazıları
-
Berat ÖZİPEKİmralı için CHP’yi sıkıştırmaya gerek var mı? 5.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet AKAYTürkiye İçin Irak Peşmergeleri Sorun Olmuyor da Rojava neden Sorun! 4.12.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRPOLEMİK SENDROMDA 4.12.2025 Tüm Yazıları
-
Seyfettin GürselIMF’in siyaseten can sıkıcı tavsiyeleri 3.12.2025 Tüm Yazıları
-
Galip DALAYOrta Doğu, Trump Amerika’sına Uyum Sağlıyor 3.12.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CANSürecin “kritik eşikleri” 1.12.2025 Tüm Yazıları
-
Zekeriya KurşunDağıstan Cumhuriyeti ve Ayna Gamzatova 1.12.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRTürkiye siyasetinin hastalığı: İmralı tartışmasında serinkanlılık ihtiyacı ve CHP'nin kararı 1.12.2025 Tüm Yazıları
-
Sezin ÖNEYŞu meşhur “İznik Konsili” 1.12.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKEve siyaset için dönüş öncesi bir mıntıka temizliği gerek 1.12.2025 Tüm Yazıları
-
Taner AKÇAMABD’de bir şeyler oluyor: Nick Fuentes 30.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi (7): Simit 27.11.2025 Tüm Yazıları
-
Fikret BilaAK Parti çekingen 26.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerÇÖZÜM, BARIŞ VE KARDEŞLİK GETİRECEK Mİ? 23.11.2025 Tüm Yazıları
-
Hikmet MUTİCHP modernizmi ve faşizmi... 23.11.2025 Tüm Yazıları
-
Necati KURÇOCUK HAKLARI EVRENSEL BİLDİRGESİ 19.11.2025 Tüm Yazıları
-
Zeki ALPTEKİNEmeğin Sosyolojisi ve Kapitalizmin Geleceği: Marx vs. Marx 16.11.2025 Tüm Yazıları
-
DOĞAN ÖZGÜDEN"Arananlar" zulmü ne zaman son bulacak? 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Sedat KAYAİmamoğlu'na istenen 23 asırlık tarihi ceza: Roma İmparatorluğu kurulduğunda hapse girseydi hala ceza 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehveş EVİNYerel yönetimlerle işbirliği kültür politikası için hayati 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
KEMAL GÖKTAŞBir “yalanlama” yalanı: CHP üyeliği ve Kanada’ya iltica meselesinde gerçekler 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
M.Latif YILDIZÇÖZÜM SÜRECİ KOMİSYON VE EKMEN 12.11.2025 Tüm Yazıları
-
Nuray MERTZohran Mamdani Türkiye’de neye denk düşer? 8.11.2025 Tüm Yazıları
-
Zülfü DİCLELİKeşke… 4.11.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNMenzile doğru bir adım daha 28.10.2025 Tüm Yazıları
-
Etyen MAHÇUPYANKemalizm mi daha ‘iyi’, (Yeni) İttihatçılık mı? (3) 25.10.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMAN‘Parlak gelecek’ ve sol gelecek... 12.10.2025 Tüm Yazıları
-
Metin Karabaşoğluİnsanların devletlerle savaşı 9.10.2025 Tüm Yazıları
-
Cemile BayraktarSosyal medya çürümüşlüğü 9.10.2025 Tüm Yazıları
-
İlnur ÇEVİKTrump’ın dünyasına hoşgeldiniz… 3.10.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunYazmak, ciddi bir iştir 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ata UÇUMTERÖRSÜZ TÜRKİYE’YE GEÇİŞ SÜRECİ! 14.09.2025 Tüm Yazıları












































































sancak Yılmaz
Sevgili mehmet agabey, Yazını bir solukta özümseyerek okudum eline yüregine beynine saglık. Bir ülkenin başbakanı Hakkariye bayrakla git erkeksen yada darısı başımıza diyorsa vay bu ülkenin haline vatandaşını ülkesinde rahat,huzurlu ve güvende yaşatmak idarecinin görevi dir. Ülkede huzursuzlugu cıkar ana muhalefet başkanını kutup ayısına havale et bayrak alıp Ata sına koşanları terorist et.çok yazık halimize çok Sakık dan tanık ısmarlama yargı oh ne güzel ne ala memleket saygılarımla.