Roni MARGULIES
Milliyetçilikten nefret ettiğim gibi, ‘vatanseverlik’, ‘yurtseverlik’ gibi daha yumuşak kelimelerin ardına saklanan utangaç milliyetçilikten de nefret ederim.
Samuel Johnson 1775’te “Vatanperverlik tüm alçakların son sığınağıdır” demiş.
Helal olsun adama! Türkiye’de 200 küsur yıl sonra yaptıkları tüm alçaklıkları “Söz konusu vatan ise, geri kalanı teferruattır” lafının arkasına gizleyen adamları daha o zaman görebilmiş!
Bu alçaklar memleketimizde çoktur.
Hrant Dink’i öldürtenleri koruyanlardan Uludere için özür dilemeyenlere kadar uzanan çok geniş bir alçaklık yelpazemiz vardır bizim.
Ayhan Aktar’ın hazırladığı Yorgo Hacıdimitriadis’in Aşkale-Erzurum Günlüğü adlı kitabı okurken nice vatanperver alçak çıktı karşıma.
Dedem öldüğünde, kâğıtları arasında bir belge buldum. Kızıl Haç’ın matbu bir belgesi. İkinci Dünya Savaşı yıllarında, insanların uzak yerlerdeki kayıp akrabalarını arayabilmesi için hazırlanmış. Belge Kızıl Haç’a gönderiliyor, onlar araştırıp haber veriyor.
Dedem bu yöntemle babaannemin Polonya’daki annesi Cecilia Tokar ve kızkardeşi Rosa Gitis’e ulaşmaya çalışmış: “Haberlerinizi bekliyoruz” yazmış, Fransızca, 10 Eylül 1942’de. Almanlar Polonya’yı işgal ettikten sonra.
Belge, cevaplara ayrılmış olan arka tarafı Kızıl Haç tarafından Almanca doldurulmuş olarak 29 Nisan 1943’te geri gelmiş: “Arkada sözü geçen Yahudi, Grodno’dan sınırdışı edilmiştir. Şu anda nerede olduğu bilinmemektedir.”
Nerede olduğunu savaştan sonra dedem öğrenmiş. Cecilia, Rosa ve Rosa’nın kızı, Treblinka toplama kampında ölmüş. Ama ocaklarda değil. Rosa dişçiymiş, kamplara götürülürken yanına siyanür hapları almayı akıl etmiş. Ocaklara götürülürken hapları yutup intihar etmişler.
İşler bu aşamaya gelmeden önce, aileyi buraya getirtebilmek için, dedem iş ilişkileri nedeniyle iyi tanıdığı Dışişleri Bakanı Şükrü Saracoğlu’ndan vize almaya çalışmış. Oyalamış Saracoğlu. “Bugün git yarın gel” demiş, “Haftaya gel” demiş. Ve dedem hiç bıkmadan Saracoğlu’nun kapısını aşındırırken, iş işten geçmiş.
Aktar’ın hazırladığı kitap, 1942’de Varlık Vergisi’ni ödeyemeyip Aşkale’ye taş kırmaya gönderilen kişilerle ilgili.
Aşkale’ye 1400 kişi gönderilmiş. Aktar, bunlardan 836 tanesini ismen saptayabilmiş: 220’si Ermeni, 231’i Rum, 369’u Yahudi.
Bu kişilerden 1883 Niğde doğumlu, İstanbul’da un ticareti yapan Yorgo Hacıdimitriadis 60 yaşında, evinden 1.900 kilometre uzakta, eksi bilmem kaç derece soğukta, karların arasında taş kırarken günlük tutmuş. Kitabın ana bölümü bu günlükten oluşuyor.
Eşsiz bir belge.
Bir devletin kendi vatandaşlarına yapabileceklerinin, yaptıklarının ibretlik bir kanıtı.
Yıllar sonra, Demokrat Parti iktidara geldiğinde, Varlık Vergisi gündeme gelmiş. Maliye Bakanı, 1950’de Meclis’te şöyle diyor:
“Bir vergi tasavvur ediniz ki, tatbik edenlerin arzu ve takdirlerine bağlıdır; bir vergi tasavvur ediniz ki, mükellefin külfeti dedikodu ve rakibin hasetinden doğan ihbar yollarıyla tayin ve tespit edilmektedir. Devlet Maliyesi mefhumu ile hiçbir alakası olmayan böyle bir verginin tatbikatında husule gelmiş olan haksızlık, nispetsizlik ve tezatların azametini tasavvur etmek kolaydır.”
Ve iki tepki çıkıyor ortaya.
Önce, verginin toplandığı dönemde İstanbul Defterdarı olan Faik Ökte, Varlık Vergisi Faciası adlı kitabını yayınlıyor. “Varlık Vergisi Cumhuriyet malî tarihinin yüz kızartan bir sahifesidir.. Bu faciayı bütün çıplaklığıyla meydana çıkarmak ve bu suretle yeni yeni faciaların tekrarlanmasına mani olmak hepimize düşen bir vazifedir” diyor.
Sonra, verginin mimarı sayılan Şükrü Saracoğlu, “Varlık Vergisi benim beğendiğim işlerimden biridir. Bu kanun iyi bir kanundur.. Malî ve iktisadî bir buhranla karşı karşıya olan memlekete hizmet ettiğime kaniyim” diyor.
İşte, sihirli kelimeler: “Memlekete hizmet.” Geri kalanı teferruat.
Verginin mimarı olan Şükrü Saracoğlu büyük bir vatansever.
Peki, verginin nasıl bir facia olduğunu gözler önüne seren Faik Ökte ne?
Ökte hakkında şöyle yazılmış o günlerde:
“Damarlarındaki kanda bizim kandan bulunsaydı bu kitabını yazmaz ve has Türklüğün karşısına böyle iğrenç ve hain sıfatınla çıkmazdın.”
Sadece o gün değil, bugün de Ökte gibi vatan hainlerini Saracoğlu gibi vatanseverlere tercih ederim.
Yazarlar
-
Hakan AKSAYZindanın kapıları açıldı ve muhalif lider serbest bırakıldı 26.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA“Masada Milyonlar Var” 26.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUBu çağda harita böyle değişiyor 26.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluSiyasi belirsizlik rüzgarıyla, ‘erken’ seçime doğru… 26.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇERÖzgür Özel CHP’de neyi değiştirdi? 26.06.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasTrump niçin İran’ı vurdu? 26.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Y. YılmazKılıçdaroğlu, Erdoğan’a hizmet etmeye hazır 26.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi: Sahur Pilavı… 26.06.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURSessizlik neden en büyük tehdittir? 25.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEDış Cephe ateş altında iken İç Cephe ne durumda? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanFatih Altaylı’yı hapse atacağız diye hukuku dibine kadar zorladılar 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUSaldırılarla İran’a ‘‘Ölümlerden ölüm beğen’’ denildi 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciHer şey yolunda ise bu fahiş faiz nedir? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞDoğru, ülke güvenliği demokrasisiz de sağlanabilir fakat bunu durmaksızın tekrarlamakta bir sorun va 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞUCUBE SİSTEM CEHENNEMİ… 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan AKTAŞTahran bir kez daha bombalanırken 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNİran'ın zor seçimi: Topyekûn savaş ya da taksitle ölüm 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇSavaşın meşruiyeti ve ahlaki üstünlük meselesi 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akdoğan ÖzkanWashington’un İran takıntısının şifreleri 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRİDAMCI İRAN, SOYKIRIMCI İSRAİL DEVLETİ Mİ? 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Çiğdem TOKERZeytin ağaçları ve şirketokrasi 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunDevlet “devletimiz” olur mu? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMANTürkiye için bir fırsat: CHP’de yeni kuşak siyaseti 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuÖcalan İsrail için ne dedi? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUYeni milliyetçilik ve Öcalan 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİBahçeli'ye muhalefet ikna oldu da ortağı olmadı mı? 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünOyun içinde oyun… 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRNihai hedef Türkiye mi? 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçaySıcak yaz 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cansu ÇamlıbelCHP Grup Başkanvekili Gökhan Günaydın: CHP anayasa değişikliği masasına oturmayacak, öyle bir komisy 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın SelcenDemokrasiye giderken cumhuriyetten olmak 17.06.2025 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
22.03.2023
13.03.2023
27.02.2023
20.02.2023
13.02.2023
6.02.2023
29.01.2023
21.01.2023
15.01.2023
15.01.2023