Şahin ALPAY
İktidardaki Adalet ve Kalkınma Partisi’nin, bazen bir adım attıktan sonra iki adım geri gitse de Kürt sorununu çözmek, PKK şiddetine son vermek için bir çaba içinde olduğu yadsınamaz.
Bu çabayı Kemalist devletten, “derin devlet”ten, muhaliflerinden, kendi içindeki Kemalizm’den kaynaklanan engellere rağmen sürdürdüğü de ortada. Kürt kimliğinin inkârı bitti; tanınması yolunda (kuşkusuz yetersiz ama) azımsanmayacak adımlar atıldı. 4. yargı paketinin kabulüyle şiddet içermeyen ifadelere tam özgürlük gelecek olursa, Siyasi Partiler Kanunu ve sair mevzuatta gerekli değişiklikler yapılırsa meşru, demokratik yoldan hak aramanın önündeki engeller de kalkacak. Şiddetin son bulması için girişimlerde önce “Habur süreci”, sonra “Oslo süreci” başarısızlığa uğradı, ama şimdi “İmralı süreci” başladı ve belki (BDP’nin ısrarla gösterdiği) doğru muhatapla görüşerek yürütüldüğü için sonuç verecek.
Başbakan Erdoğan ve hükümetinin motivasyonları çok açık. AKP yönetimi, Kürt sorununu çözmeden, özgürlük ve demokrasiyi yerleştirmeden ne kalkınma hamlesinde istenilen hedefe ulaşabileceğini, ne ülke güvenliğini tesis edebileceğini, ne de uluslararası politikada oynanmak istenen rolün oynanabileceğini biliyor. AKP’nin iktidarı korumasının da, Başbakan Erdoğan’ın tarihe geçmesinin yolu da buradan geçiyor.
CHP’de başkan Kemal Kılıçdaroğlu ve parti içindeki “katışıksız Kemalist” grup dışında kalan çoğunluğun barış sürecine destek vermesi, sürecin başarı şansını artırıyor. CHP’nin bu olumlu tavrı nasıl açıklanabilir? Şöyle: Evet CHP ve MHP, Başbakan Erdoğan’ın isabetle işaret ettiği üzere “ruh ikizleri”, ama “ayrı yumurta”dan ikizler. CHP Kemalizm’in otoriter laiklikten yana (laikçi) yüzüne sahip çıkarken, tekkültürcü (“hepimiz Türk’üz”) yüzü konusunda hayli esnek. Kürt kimliğinin tanınması yönünde ilk öneriler CHP geleneği içinden geldi. (SHP’nin 1990 Güneydoğu Raporu’na gönderme yapıyorum.) Kılıçdaroğlu yönetimi, demokratikleşme taleplerine, bu bağlamda Kürtlerin kimlik taleplerine sırt çevirecek bir CHP’nin iktidara gelmesinin mümkün olmadığının farkında ve (Deniz Baykal yönetimi gibi) ebediyen muhalefette kalmaktan hoşnut değil.
MHP barış sürecine, “ihanet” suçlamasıyla çok sert bir muhalefet yürütüyor. Bunun da iki nedeni var: Birincisi, (CHP’nin tersine) Kemalizm’in laikçiliği konusunda esnek, ama tekkültürcülüğüne sıkı sıkıya bağlı olması. İkincisi, tabii ki, sürece toplumdan gelen tepkileri oya çevirme arayışı. Demokrasilerde her konuda farklı fikirler olacaktır ve bunların meşru, parlamento zemininde ifadesi, oyunun kurallarındandır. Sayın Devlet Bahçeli, barış sürecine muhalefetin şiddet yoluyla ifadesine göz yummadığı sürece meşru zemindedir. Ama kendisi gibi düşünmeyenleri, barış sürecini destekleyen büyük çoğunluğu “ihanet” ile suçlamakta ısrar edecek olursa, muhalefeti meşru zemin dışına çıkar. Üstelik Başbakan Yardımcısı Bülent Arınç’ın işaret ettiği gibi, bu tavır oy sandığında “Dimyat’a pirince giderken evdeki bulgurdan olma” sonucunu verebilir.
Son söz BDP için. Şiddet yöntemini benimsemediği, Kürtlerin meşru haklarını temsil ettiği iddiasında olan bu partimizin önünde şimdi büyük bir fırsat var. Barış sürecinin başarıya ulaşması için elinden gelen bütün desteği vermek suretiyle, Kürtlerin taleplerinin silahla arandığı için gayrimeşru ilan edilmesinin önünü kesmek. Böylelikle Kürtlerin eşit yurttaşlık taleplerinin güçlü bir şekilde savunulmasına imkan verecek demokratik mücadele zemininin yerleşmesine destek olmak.
Yazarlar
-
Gökhan BACIKErken Cumhuriyet dönemi eleştirileri: Revizyonizm mi, Türk usülü “woke” mu? 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİVicdansız senenin kelimesi dijital vicdanmış 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciOkudukça yoksullaşan bir ülkeyiz 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolKara bir yıl 2025 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ocaktan2026’da deliler çağına karşı bir umut ışığı yanar mı? 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURHavf ve reca arasında yeni bir yıla... 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEBölücüler ve Ülkücüler 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünGemini’ye göre 2026’da Türkiye… 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA2026’ya Girerken; Barış, Demokratik Toplum ve Enternasyonal Özgürlük Yürüyüşü... 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNAfrika Boynuzu’ndaki oyun: İsrail kime şah çekti? 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORU2026: Beklentiler, beklentiler… 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENNasıl anılmak isterdiniz? 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUÇözüm için mücadele demokrasi için mücadeledir 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZTürkiye’ye özgü sürecin muhasebesi 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
KEMAL GÖKTAŞBarış Akademisyenleri'nin göreve iadesine istinaf engeli: Daire, Danıştay kararına direndi 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞUlus devlet, milli egemenlik, çevre, insan hakları, uyuşturucu ve Venezuela 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRTürkiye'de davaların portresine kısa bir bakış: Hâlâ en güçlü ortak talep neden adalet? 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTBir fotoğraf karesinden çok daha ötesi... 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜRUyuşturucu dosyasındaki sürpriz isim! "Cumhurbaşkanımızın tensipleri ile…" 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞYENİ YILDA DA KURU EKMEK BİZİ BEKLİYOR… 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçLeyla Zana ve Gözde Şeker ne yaptı? 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANİktidar medyası infilak etti 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇER23 yılın en kötüsü 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa PAÇALRTÜK ve basın özgürlüğüne geçit yok… 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CAN2025 giderken 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENRaporların Gösterdiği 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Abdulmenaf KIRAN11. YARGI PAKETİ, YENİ ADALETSİZLİK VE EŞİTSİZLİKLER YARATTI 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUÜlke siyasetin neresinde, hangi evresinde? 27.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet İlhanKararsızlığın Erdemi: Kesinliğin Gölgesinde Düşünmek 27.12.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraYılın Kelimesi 27.12.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuSuriye, güvenlik ve 15 milyon bağımlı… 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTAN100 Bin Dolar Kazanan “Yeni Yoksul” Mu? 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Nuray MERTİslamcılık Öldü mü? 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan TuğalSovyetler ve Bookchin 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Yetvart DANZİKYANLeyla Zana vakası bir gösterge. Ama neyin? 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa Karaalioğlu‘Entegre strateji’ varsa, niye tek yönünü görüyoruz? 25.12.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanKomisyonda uzlaşma çıkmazsa süreç yine de ilerler mi? 24.12.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilGüvenlikten kimliğe, inkârdan yurttaşlığa 24.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİSekülerleşme sorunu veya Müslümanlar nasıl modernleşecek? 23.12.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEYüzdük yüzdük 22.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçayPax Americana sonrası Almanya: Yeşil dönüşümden askeri Keynesçiliğe 21.12.2025 Tüm Yazıları
-
Cemile BayraktarThank you Ahmed 19.12.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNKüfürbazlar ve ötesi 19.12.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasAK Parti hariç herkes CHP 19.12.2025 Tüm Yazıları
-
Seyfettin GürselPara politikasında sınav zamanı 18.12.2025 Tüm Yazıları
-
Abdurrahman DilipakNüfusumuz dibe vururken! 18.12.2025 Tüm Yazıları
-
Şeyhmus DİKEN"O Yıl", hangi yıl? 15.12.2025 Tüm Yazıları
















































Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
14.06.2023
21.12.2020
6.02.2020
18.11.2020
30.09.2020
24.09.2020
20.07.2020
8.05.2020
29.04.2020
21.04.2020