Sanem ALTAN

Tanrı‘nın huzursuz parçasıyız...
21.12.2014
1624

 Birkaç gündür gerçekten 

 
bahar havası var sanki dışarda... Güneş  bir yaz günü gibi ısıtıyor bazen..
 
Renkler, ışıklar öyle bir 
 
ahenkle salınınıyor ki insanı neredeyse huzursuz ediyor bu 
 
güzellik kış gününde.
 
 ***
 
 Park’ta dolanıyorum, 
 
insanlara ağaçlara bakıyorum...
 
Hatta bir ağaçlara, bir 
 
insanlara bakıyorum...
 
Tuhaf iki canlı türü diye 
 
aklımdan geçiyor, birbirine hiç benzemeyen iki kudretli 
 
canlı türü...
 
 ***
 
 Doğanın entresan bir 
 
cömertliği ve tekdüzeliği var insanı sarsan, öyle değil mi?
 
Hep aynı şeyi hep aynı 
 
güzellikte yapabiliyor...
 
Mesela o ağaç her defasında o en güzel çiçeği açıyor.
 
Sürprizsiz ama her defasında 
 
aynı çarpıcı güzellikle yapabiliyor bunu...
 
***
 
İnsan doğaya bakınca çok şey 
 
görüyor aslında hayatla ve kendisiyle ilgili...
 
Biz asla ağaçlar gibi olamıyoruzhayatımızı ne olursa olsun aynı 
 
sakin güzellikte yaşamaya devam edemiyoruz...
 
Bir ağacın kendini bildiği gibi 
 
biz kendimizi bilip güvenmiyoruz...
 
Her fırtınada önce hayata 
 
sonra kendimize güvenimizi kaybediyoruz...
 
Ama şu  baktığım  ağaç öyle mi, 
 
neler geliyor başına yine de sırası geldiğine o en güzel çiçeği açıyor.
 
 *** 
 
Her  şey  o  ahenkte  saklı  sanırım,  doğanın bir ahenki var  bizim  ruhumuzda  hiç  olmayan.
 
İçine  doğduğu  tabiatı  değiştirmek  isteyen tek canlı biziz herhalde...
 
Sanırım tüm  huzursuzluğumuzun, mutsuzluğumuzun  ve muhteşem  başarımızın sebebi de bu, sahip  olduğumuz  koşulları  asla kabul edemeyişimiz...
 
***
 
 Babam  söylemişti  bir keresinde, ‘ahengi bozmak
 
için  yaratıldık  biz,  hayatımızda ahengi nasıl bulabiliriz ki?’
 
Doğanın  sahip  olduğu  ahengi istesek de
 
yaratamıyoruz  gerçekten...
 
Onun sahip olduğu 
 
tekdüzeliğin mükemmeliyeti 
 
yok bizde...
 
Çünkü güzel de olsa 
 
tekdüzeliğe karşı  bizim ruhumuz...
 
 İnsanoğlu hayatı kendine 
 
verildiği gibi kabuletmek için değil onu değiştirmek için yaratılmış.
 
Bunu yapabildiği için gelişiyor.
 
Bunu yapabildiği için mutsuz 
 
oluyor. 
 
***
 
 Sanırım sır da tam burada işte...
 
Biz doğanın da, Tanrı‘nın da 
 
huzursuz parçasıyız...
 
Belki de ağaçlardan o tekdüze 
 
mükemmelliğin gücünü öğrenmemiz gerekiyor... 
 
***
 
 Bunları düşünürken birden 
 
daha önce okuduğum o  öğüdü  hatırladım, iki kolunuzu açın ve bir ağaca sarılın, huzur bulursunuz
 
Ağaçların enerjisi insanların enerjisini dengeleyip arttırıyormuş...
 
Ve güneşli bir kış gününde
 
önce çoraplarımı çıkarıp toprağa bastım sonra da gözüme 
 
kestirdiğim en güzel ağaca sarıldım...
Yorum Yap

Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.

Yazarlar