Taha Akyol
Merkez sağda ya da merkezde yeni partiler kurulacak. Yeni partiler ama AK Parti lideri Erdoğan’la eskiden başlamış olan fikir ayrılıklarının sonuçlarıdır.
11. Cumhurbaşkanı Abdullah Gül, eski Başbakan Ahmet Davutoğlu ve ekonomiden sorumlu eski Başbakan Yardımcısı Ali Babacan…
Başlangıçta Erdoğan’la birlikte aynı ilkelerle partide yer aldılar, birlikte çalıştılar. Zamanla esaslı konularda yolları ayrıldı.
KUVVETLER AYRILIĞI
Yedi yıl önceydi. AK Parti lideri ve Başbakan Tayyip Erdoğan, Konya şehir hastanesi hakkında konuşurken şöyle diyordu:
“Bu fakirin üzerinde 6 yıldır ısrarla durduğu bir şehir hastaneleri projesi vardır... Ama kuvvetler ayrılığı denilen olay var ya o geliyor sizin önünüze bir engel olarak dikiliyor. Diyor ki ‘senin de bir oynama sahan var’ diyor.” (17 Aralık 2012)
Gazeteciler Başbakan Erdoğan’ın bu sözlerini sorduğunda Cumhurbaşkanı Gül şu cevabı veriyordu:
“Kuvvetler ayrılığı demokrasinin temelidir!” (21 Aralık 2012)
Gül her zaman kuvvetler ayrılığını, parlamenter sistemi savundu. Yanlış gördüğü işleri gürültü çıkarmadan geri çevirdi veya düzelttirmeye çalıştı.
HÜKÜMET PROGRAMI
Başbakan Davutoğlu’nun 25 Kasım 2015 günü Meclis’te okuduğu hükümet programında “Şeffaflık” başlığı altında 10 paragraftan oluşan bir bölüm vardı. Yolsuzlukla mücadele, siyasi partilerin ve seçim kampanyalarının finansmanının şeffaflaştırılması, kamu yönetimi için şeffaflık paketinin yasalaştırılması, mal bildiriminin yaygınlaştırılması gibi düzenlemeleri öngörüyordu.
Davutoğlu’ndan sonraki programlarda bu bölüm yer almadı.
Davutoğlu, aynı hükümet programında “güçler ayrılığının tahkim edilmesini” istiyordu. Bunlar önemli görüş farklarıydı.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, AK Parti yönetimine yaptığı konuşmada, “Cumhurbaşkanlığı ile Başbakanlık arasında, istişare ve danışma mekanizması yeterince işletilemiyor” diyerek başkanlık sistemi gerektiğini söylemiş, şeffaflık paketi konusunda da “Böyle giderse görev alacak il ve ilçe başkanı bulamazsınız” diye konuşmuştu. (18 Ocak 2015, Hürriyet, Milliyet)
Sonrası malum, Davutoğlu uzaklaştırıldı. Görüş farklarını “Manifesto” denilen bildirisiyle ayrıntılı olarak açıkladı.
EKONOMİ POLİTİKASI
Başbakan Yardımcı Ali Babacan, beş yıl önce TRT Haber’de yaptığı konuşmada, inşaat sektörüne fazla kaynak gittiğini, artık sanayiye öncelik vermek gerektiğini söylüyordu:
“Sadece sanayiyi daha cazip hale getirmek değil, gayrimenkuldeki bu ölçüsüz işlemleri de önleyici adımlar atmak lazım. Biz bunları söyledikçe de bazı tepkiler oluştu, bundan sonra da tepkiler olacaktır…” (17 Eylül 2014)
Babacan aynı konuşmasında “Bir gecede bir kalem oynatarak belediye meclisleri kararıyla” sağlanan büyük rantların vergilendirilmesi gerektiğini de söylüyordu.
Cumhurbaşkanı Erdoğan ise şöyle diyordu:
“İnşaat sektörünü hafife almaya asla tahammülümüz yok. İnşaat bir kere en emek yoğun sektör olması hasebiyle çok önemli. Şimdi bunu söyleyince bu demek değil ki sanayiyi bir kenara koyalım. Bunun ikisini beraber başarmalıyız. Birini bırakalım öbürünü yapalım. Olmaz.” (21 Aralık 2014)
Her ikisinin de bu konularda birçok konuşması var. Elbette hiçbir sektör ihmal edilemez, tartışmalar öncelik konusundaydı.
Bugünkü iktidar tarafından hazırlanan Onbirinci Kalkınma Planı’nda da 2014-2018 arasındaki beş yılda, “kaynakların sanayi sektöründen ziyade dış ticarete konu olmayan sektörlere” yani başta inşaata gittiği belirtiliyor. (Paragraf 130)
Merkez Bankası’nın bağımsızlığı ve para politikaları konusunda da görüş farkları 2011’den itibaren giderek keskinleşmişti.
İLKE VE SADAKAT
Bu örnekler devlet yönetiminde çok önemli ilkesel konulardır. Siyasette “ilkeler” ile “sadakat” arasında böyle çatışmalar çıktığından nasıl davranılmalı?
Sadakat ve itaat mi?.. İlke mi?..
İlkeler farklı olabilir ama ülke için önemli konularda doğru davranış, kişilere, gruplara, partilere sadakatten önce, ilkelere, fikirlere sadakattir.
Partiler ve siyaset kutsal değildir.
Erdoğan’ın ilkeleriyle Gül, Davutoğlu ve Babacan’ın ilkelerinin çatıştığı açıktır. Üçü de mevkiyi makamı değil, ilkelerini önemsediler.
İhanet ya da proje gibi anlamsız suçlamalar “ilkeler”in konuşulmasını, yapılanların gözden geçirilmesini engelliyor.
Siyasetimiz artık ilkeleri, fikirleri, programları konuşan bir düzeye yükselmelidir.
Yazarlar
-
Mehmet TIRAŞKOMÜNİST BİR YAZAR VE“İKİ KADIN İKİ AŞK…” 11.08.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURÜzgünüm, kimse Türkiye’yi bölmek istemiyor 11.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA15 Ağustos Toplumsal Devrime Giden Yol... 11.08.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNZengezur’a Trump kaması: Kime niyet kime kısmet? 11.08.2025 Tüm Yazıları
-
Akdoğan Özkanİsrail ordusu, Gazze’de ekilebilir arazileri de sıfırlıyor 11.08.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIR'Yeni Türkiye'de umudu yalnızca 51 kişilik komisyona bırakmalı mıyız? 11.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçayBir dönüm noktasında mıyız? 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolYargı niye böyle? 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AlbayrakKadife eldiven zamanı 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRBU KOMİSYON NE ÇÖZER? 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilYolsuzluk: Çürümenin Kurumsallaşmış Hali 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNE“Norm Devlet” üzerinde 19 Mart gölgesi 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Berrin SönmezTeo-politik inşaya karşı dinsel bireycilik: İtaat mı? İtiraz mı? 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunÖzlemek ne uzun bir mesafe, Dersim… 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKYeni Süreç, korkular ve umutlar 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanDevleti yönetenler milletlerine güven vermek istiyor olsaydı… 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUÇevremiz çok bilinmeyenli bir denklem gibi, yoksa bilinebilir mi? 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Zeki ALPTEKİNÜretici Güçlerin Gelişiminin Motorlarından Biri Olarak Toplumsal-Sınıfsal Mücadeleler 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİHakan Fidan'ın diploması 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluGeri dönülmez çözümde son düzlük... 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUSiyaset CHP’siz, CHP siyasetsiz olmaz 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENSüreç Olmasaydı 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasHükümet yalanladı konu kapandı 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçKürt sorunu, komisyon ve Marx… 8.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanAK Parti kendini nasıl bu hallere düşürdü… 8.08.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuÇeteler çağı ve muhteşem çöküş… 8.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞAdemimerkeziyet: Dikey güçler ayrılığı ya da paylaşımı 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Y. YılmazAYM kararı yargıyı bağlayacak mı? 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi: “İmralı’da Bir Mahkûm” 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraÇağdaş Türkiye 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTUtanmazlığın ve Çürümüşlüğün Belgesi: Sahte Diploma Skandalı 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Cemile BayraktarŞeffaf, açık ve çoğulcu 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Gökçer TahincioğluKalorifer kazanından rektör danışmanlığına ve öğretim görevliliğine uzanan yol: Sahte diplomaya ne g 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇİsa’nın takipçilerine sığınan Muhammed’in takipçileri 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Çiğdem TOKERİki öncü şirkete nasıl sızıldı: Denetimsizliğin çürüttüğü devlet 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUDemokratlar, ümmetçiler, ırkçılar 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞMeslek liseleri tartışmaları (1) 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜR‘Dijital devlet’ işgali: Girilmedik kurum yok! 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEKaş yaparken göz çıkarmak 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZTerörsüz Türkiye hedefi: Hukukun ve siyasetin rolü 5.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi EgilmezEkonomiyi düzeltmekle iş bitmez 5.08.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNKalemşörler ve Çubuk Ustaları da Silah Bıraksın! 5.08.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciÇürüme! 4.08.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKBatı, Türkiye, ulus-devlet: Vazgeçmenin fırsatları ve riskleri 3.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANErdoğan’ın korktuğu başına geldi 3.08.2025 Tüm Yazıları
-
Abdurrahman DilipakPartiler ve toplum nereye gidiyor? 3.08.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRKomisyon hayırlara vesile olsun inşallah… 2.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYAzerbaycan ile Rusya arasında savaş çıkar mı? 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞZora girmiş bir anlatı: “ABD emperyalizminin değişmez stratejik hedefi bağımsız Kürt devleti” 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Berat ÖZİPEKEzberler bozulurken mağduriyetler de son bulmalı 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇERSüreç ya da Çözüm Komisyonu 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİHıristiyanlıktaki “kurtuluş” fikrinin İslamda yeri olabilir mi? 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet AKAYAnkara, CHP, Çözüm Süreci ve Şam Arasındaki Tıkanıklık: 29.07.2025 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
8.08.2025
6.08.2025
5.08.2025
1.08.2025
30.07.2025
29.07.2025
25.07.2025
23.07.2025
21.07.2025
19.07.2025