Ümit KIVANÇ
Maalesef, herkesin keyfini kaçıracak bazı hakikatleri ortaya serme vazifesi yine köşeyazarınıza kaldı.
İlki şu: Evde zor tutulan kitle yüzde elliden yüzde kırka indi, daha da inebilir, fakat asla yok olmayacak. AKP yarın sabah kapısına kilit vurmayacak. Biliyorum, siz aksini hayal ediyordunuz, umuyordunuz ki, bir sabah kalkacaksınız ve dindarların hepsi namazı orucu bırakmış, sizin gibi olmuş. Sordurdum, bu mümkün değilmiş. AKP yok olsa, yine sizin hoşunuza gitmeyecek bir başka parti kurulabilir, bu insanlar da, bazen seçim bile kazandıracak kadar oyu gidip ona verebilirlermiş.
Düşkün Kemalistleri, ordusever tahsilli faşistleri, haziransever nasyonal sosyalistleri dehşete düşürme pahasına ifşa ettiğim bu hakikatin yanına, bir bu kadar dehşet verici başka birini eklemek zorundayım. Biliyorum, şöyle hayal etmiştiniz: bir sabah kalkınca ortada tek bir Kürt'ün bile kalmadığını görecektiniz. Ancak soruşturdum, otuz-kırk milyonluk koca bir halk öyle bir anda yok olamıyormuş. Öbür ihtimal, yani yok olmamaları ama bir gün hepsinin birden Türklüklerini ilan etmeleri, Kobanê'ye Mustafakemalpaşa, Tel Ebyad'a Yavuzsultanselim adını vermeleri de, gerçekleşebilir değilmiş.
Üçüncü hakikatimiz, kendini hâlâ ortalığa palalı mücahitler salabilecek muktedir makamında görenlere gelsin. Bunu çok kısaca da ifade edebiliriz: Bitti. Bir şey bitti. Tabiî bunu bu kadarıyla kavrayabilecek olsaydınız, zaten işler bu raddeye gelmezdi. O halde, köşeyazarınızın vazifesi izah etmektir. Eyy AKP'liler, “Bundan sonra yapacaklarımız birilerinin hoşuna gitmeyecek” şımarıklığı bitti. Artık “milletin a.. koyma” değil, vaziyeti (kibar konuşuyorum) kurtarma zamanındasınız. Göğün yedinci katına yükselmiş burunlarınızı (kibar konuşuyorum) bir zahmet bulunmaları gereken yere indireceksiniz. Elinizde pala, “Alperen esnaf” nutukları, “yol ver geçelim” şarkıları, “emri ben verdim” türküleri eşliğinde efelenirken hayaliniz, hepimizin sinmesi, pısması, kendinden vazgeçmesiydi. Olmadı. Ve olmayacak. Kimse size boyun eğmedi, eğmeyecek. Soluk borularımızı tıkadınız, gözlerimizi çıkardınız, sabah akşam yalan riya yetmedi, kürsülerden Kur'an'lar salladınız, bu şekilde varabileceğiniz yere vardınız. Riya hayat tarzınız haline geldi, sizi kurtaramadı. Şimdi, bulunmaları gereken yere indirilmiş uzuvlarınızla, oturup, memleketi getirdiğiniz şu halden çıkarmaya yardımcı olacak mısınız, olmayacak mısınız, onu düşünün. Hâlâ böyle bir potansiyeliniz kaldı mı, bilemiyoruz. Aranızda iğrenerek izlediğimiz bütün o kirli işlere bulaşmamış, temiz insanlar kalmıştır diye umuyoruz. Zırhlı arabası Heveskursak yokuşundan aşağı gerisingeri kayıveren Cumhurbaşkanı Görgüsüzlük Sarayı'ndan çıkıp Çankaya'ya mı geçer, onunla ne yaparsınız, bilemiyoruz, ama şuna karar verin: geçmiş icraatı için hesap vermeye hazır, normal bir siyasî parti gibi davranacak mısınız, davranmayacak mısınız? Propaganda aygıtınıza bakılırsa, sanki hâlâ olan biteni idrak edemediniz ve elinizde sopa var ve kafamıza vurabilirsiniz sanıyorsunuz. I-ıh, vuramazsınız.
“Yüzde ellinin medyası olmasın mı!”cılar, sizin için de nahoş hakikatler var sırada. Gazetecilikten, haberden, hakikatten ne anladığınızı maalesef herkes gördü. Kızışmış bir mücadele içerisinde, ajitasyon malzemesine ihtiyaç duyanlara, aptalca yalanlara kananlara, kışkırtmaya gelenlere, gaz isteyenlere yönelik malzeme üretimini sürdürebilirsiniz. Ama bir memleket kaç Akit kaldırır? Hitap etmeye, zihinlerini bulandırmaya, akıllarını köreltmeye, kışkırtmaya çalıştığınız insanların bile sizi ne kadar okuduğu, izlediği şüpheli. Öyle ki, o konuda bile yalan söylemek zorunda kalıyorsunuz. Ortaya serdiğiniz ahlâk düzeyiniz, bundan böyle insanları dinden uzaklaştırmak isteyenlerin en sık başvuracakları kanıtlardır. Ateist dernekleri, AKP propaganda aygıtına mensup gazetelerin ilk sayfalarıyla duvarlarını süsleyeceklerdir. Haydi bugüne kadar yaptınız ettiniz; şimdi Kürtlere karşı oynadığınız kirli oyun nereye varacak? Fazlasıyla şuursuz görünüyorsunuz, ama bu hafifletici sebep sayılmayacak. Kusura bakmayın, araştırmalarımın sonucunu söylemek zorundayım: Tedaviniz çok zor ve acılı geçecek.
Bizi öldürmedikleri için mütemadiyen tebrik ve teşekkür toplayanların partisi, sağduyulu büyük devlet adamı Bahçeli ve MHP, size de bazı haberlerim var. Apolitik elitist büyükşehir ahalisinin AKP nefretinin yarattığı sisin pusun içerisinde bayağı bayağı ilgi ve sevgi nesnesi haline gelen, “milliyetçi hassasiyetleri güçlü” bu parti... Çok seviyorum bu lafları. MHP'ye faşist dememek için atılan taklalardan koleksiyon yapmayı düşünüyorum. Çözüm falan istemeyen, Kürt düşmanı MHP'liler, çoğu gençler sizin olayınızı bilmiyor. Geçmişinizin nasıl kanlı olduğunu bilmiyor. Şehit cenazelerinden beslenerek bugünlere geldiğinizi bilmiyor. Kürt düşmanlığınızın öyle basitçe, “asker vuran PKK'ye karşı olmak”la filan sınırlı olmadığını, uyduruk tarih-toplum görüşünüzün düpedüz faşistçe olduğunu bilmiyorlar. Lâkin seçim sonrası süreçte yavaş yavaş ne olduğunuz anlaşılacak. Vallahi anlaşılacak. Her şeyiniz olduğu gibi ortalara dökülmüyorsa, nasyonal sosyalistler sayesinde. Dökülecek. Bekleyin. Ne yapabilirsiniz, bilmiyorum. Çünkü faşistliğin iyisi kötüsü yok. Oradan mâkûl bir yere geçilir mi, onu da bilemiyorum. Bunca badire yaşanmış bir memlekette, 2015 yılında, ahaliyi birbirine kırdıracak bir diktatörlüğün kıyısından dönülmüş bir seçimden sonra, altı milyon insanın oyu için “yok sayıyorum” diyebilenin seçimli parlamentolu rejimde yeri yoktur. Endişelenmelisiniz; bu fark edilecek! Ayrıca, kötü, çok kötü haber: o altı milyon kişi ve oyları... var! Basbayağı var.
Son maddemiz, yine, tekrar, bir defa daha, aynı şekilde, ne yapacağını, niye yapacağını, niye yapmayacağını kestiremediğimiz o köklü kuruma gelsin. Siz bir gençlik derneğinin başında değilsiniz, Kemal Bey. Şu anda siyasî sahnede oynanacak oyunun senaryo ekibindesiniz. Seçmeninizin bir kısmı fazla gürültücü elitist bir ahali olabilir. Bunların derdi memleket, demokrasi şu bu değil sadece kendi isteklerinin yerine getirilmesi olabilir. Partinizde, gerçek anlamda politika yapmaktan -birşeyleri değiştirmek için uğraşmaktan- ısrar ve istikrarla kaçınabilen, başlıca hünerleri bu olan, yıllanmış şarap gibi görüntü veren ve bununla iş götüren kaşarlar, kurtlar olabilir. Bunlar, evet, şarap şişesi gibi görünürler fakat içlerinde yenilenmediği için ekşimiş, bozulmuş havadan başka bir şey yoktur. Bütün bu elverişsiz koşullara rağmen, sizin seçmeniniz de bir sabah birden yok olmayacak. Kimse gelmiyor, onlara katılmıyor, ama onlar da bir yere gitmiyor, gördüğünüz gibi. Fakat... hay Allah, şu hakikatleri söyleme kısmına gelince hüzün basıyor... evet, fakat gidecekler. Çünkü, yukarıda başkalarına söyledim, bir şey bitti, şimdi size de söylüyorum, başka bir şey daha bitti. İzahat da yapsa mıydım? Günlük Z raporlarında boğulup yıllık bilançoyu atlıyorsunuz. Ve maalesef, eğer şu anda derhal Kürt takıntısını terk etmez ve demokratik, özgürlükçü, çoğulcu bir yola doğru adım atılması için inisiyatif almazsanız, yakın gelecekte, siyaset alanının uzak bir köşesinde, müzemsi bir kurum gibi varlığınızı sürdürmek durumunda olacaksınız.
Yazarlar
-
Yıldıray OĞURSessizlik neden en büyük tehdittir? 25.06.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanFatih Altaylı’yı hapse atacağız diye hukuku dibine kadar zorladılar 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciHer şey yolunda ise bu fahiş faiz nedir? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUSaldırılarla İran’a ‘‘Ölümlerden ölüm beğen’’ denildi 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEDış Cephe ateş altında iken İç Cephe ne durumda? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluYeryüzü artık bir Vahşi Batı… 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞDoğru, ülke güvenliği demokrasisiz de sağlanabilir fakat bunu durmaksızın tekrarlamakta bir sorun va 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNİran'ın zor seçimi: Topyekûn savaş ya da taksitle ölüm 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA"Masada Milyonlar Var;"Barış, Özgürlük ve Demokratik Toplum İçin Örgütlenmeliyiz 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞUCUBE SİSTEM CEHENNEMİ… 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan AKTAŞTahran bir kez daha bombalanırken 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akdoğan ÖzkanWashington’un İran takıntısının şifreleri 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRİDAMCI İRAN, SOYKIRIMCI İSRAİL DEVLETİ Mİ? 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Y. YılmazFıkra gibi ülke ama gel de gül! 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇSavaşın meşruiyeti ve ahlaki üstünlük meselesi 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYRusya, Suriye’den sonra İran’ı da kaybedebilir 22.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUKürt meselesinde CHP’nin yakın dönem öyküsü 21.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMANTürkiye için bir fırsat: CHP’de yeni kuşak siyaseti 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi: Neo-Mussoli’nin “Havuz Medyası” 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Çiğdem TOKERZeytin ağaçları ve şirketokrasi 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuÖcalan İsrail için ne dedi? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunDevlet “devletimiz” olur mu? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUYeni milliyetçilik ve Öcalan 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİBahçeli'ye muhalefet ikna oldu da ortağı olmadı mı? 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçaySıcak yaz 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünOyun içinde oyun… 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cansu ÇamlıbelCHP Grup Başkanvekili Gökhan Günaydın: CHP anayasa değişikliği masasına oturmayacak, öyle bir komisy 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRNihai hedef Türkiye mi? 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKTürkiye ne yapmalı? 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİModern katil 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın SelcenDemokrasiye giderken cumhuriyetten olmak 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRMHP’nin yeni anayasa hamlesi, köklü bir rejim düzenlemesini mi işaret ediyor? CHP ne yapmalı? 16.06.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEDaha kötüsü her zaman mümkün 16.06.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞSiyasetin (ve biraz da ceplerin) finansmanı, yasalar, AKP ve CHP 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENBaas’tan ve İslamcılıktan Sonra 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNÖzgür Özel’in İmtihanı 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerBOŞ UMUT, SONU HÜSRAN 12.06.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolHer 4 liranın 3’ü faize! 11.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENAKP ahlâkî üstünlük mü kazandı? 10.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi Egilmezİnsanlar Olmayan Parasını Nerelere Harcıyor? 9.06.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKBarış süreci için en büyük tehlike nasıl Türkiye’nin iç barışının bozulması oldu? 9.06.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçEşitlik korkusu ve 12 Eylül darbesinin büyük zaferi 4.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞBir anayasa inşa süreci deneyimi: Yeni Anayasa Platformu (YAP) 4.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanYerli-milli Kur’an meali AK Parti’ye nasip olacak! 2.06.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasErken seçim en geç ne zaman? 29.05.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraSokak 29.05.2025 Tüm Yazıları
-
Umur TALUSizin en sevdiğiniz tahakküm hangisi! 27.05.2025 Tüm Yazıları
-
Taner AKÇAMRuşen Çakır’ın Abdurrahim Semavi ile Kürt açılımı görüşmesi 27.05.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CANSiyasi gündem notları: Üç süreç nerede kesişir veya nerede kopar? 27.05.2025 Tüm Yazıları
-
Berat ÖZİPEKYolsuzluklar, barış ve biz 21.05.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZ12 Mayıs, Bahçeli, mecburiyetler 21.05.2025 Tüm Yazıları
-
Hikmet MUTİAsoyşeytit Pres ' den Cemşit K.nın canlı PKK kongre izlenimleri... 13.05.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet AKAYOtoriterlikten Demokrasiye 12.05.2025 Tüm Yazıları
-
Metin Karabaşoğlu‘Türkiye Müslümanları’ kimler oluyor? 11.05.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet ÖZTÜRKÇetin Uygur bir kitaba sığar mı? 10.05.2025 Tüm Yazıları
-
Gökçer TahincioğluBilek güreşi yoksa masayı mı kıracak? 28.04.2025 Tüm Yazıları
-
Baskın ORANRahip Brunson ve öğrenci Rümeysa 25.04.2025 Tüm Yazıları
-
Sezin ÖNEYKopukluk ve “Anadolu Kırılması” 25.04.2025 Tüm Yazıları
-
Yüksel TAŞKINİktidar milli iradeyi “tapulu arazisi” sandığı için büyük bir bedel ödeyecek 22.04.2025 Tüm Yazıları
-
Ayhan ONGUNDEMOKRATİK EĞİTİM MÜCADELESİNE ADANMIŞ YAŞAMLAR 21.04.2025 Tüm Yazıları
-
Nuray MERTVeda ediyorum 15.04.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan CEMALTerörsüz Türkiye! İyi güzel, peki ya demokratik Türkiye?.. 14.04.2025 Tüm Yazıları
-
Gülçin AVŞARŞizofrenik yurttaşlık 14.04.2025 Tüm Yazıları
-
Zeki ALPTEKİNTrump Küreselleşme Sürecini Geriye Döndürebilir mi? 13.04.2025 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
31.01.2025
30.12.2024
24.12.2024
15.12.2024
1.12.2024
15.11.2024
21.10.2024
7.10.2024
22.09.2024
5.07.2024