Vahap COŞKUN
19. Eğitim Şûrası, Aralık ayında medyanın en çok ilgi gösterdiği konulardan biri oldu. Ama Milli Eğitim Bakanlığı’nın değil Eğitim Bir-Sen’in gündemi konuşuldu; “Osmanlıca” ve “zorunlu din dersi” önerileri tartışıldı.
Liselerde Osmanlıcanın öğretilmek istenmesi yanlış değil. Öğrencilerin bundan yüz yıl önce yazılmış bir metni okuyup anlayabilecek bir yetkinliğe kavuşmalarını istemekte hatalı bir yön yok. Dönemin kitap ve dergilerine ilk elden ulaşmak, tartışmaları doğrudan takip edebilmek onları geliştirir.
Yanlış olan, bunun zorunlu kılınmak istenmesi, öğrencilerin ve ailelerinin tercihini gözetmemesi. Dahası bu gerçekçi değil. Herkes biliyor ki bütün liselilere Osmanlıca öğretebilecek bir kadro Türkiye’de yok. Ayrıca Türkiye’nin dil öğretme konusundaki sicili de parlak değil. Okullarımızda eğitimin tüm kademelerinde çocuklara İngilizce dersi veriliyor, öğretmen sıkıntısı yok. Ama İngilizce öğretilemiyor. Hal bu iken, bu imkânlara sahip olmayan Osmanlıcanın sağlıklı bir şekilde çocuklara öğretileceğini düşünmek ham bir hayal. Bütün lise öğrencilere Osmanlıca öğretmede ısrar etmek, zamanın ve kaynakların heba edilmesiyle eş anlamlı.
Doğrusu Osmanlıcanın seçmeli bir ders olması. Nitekim Şûra’da Osmanlıcanın sosyal bilimler ve imam-hatip liseleri için zorunlu, diğer liseler için seçmeli olması benimsendi, makul bir çizgiye gelindi.
Özgüven ve milli/gayri-milli
Osmanlıca önerisinin siyasi açıdan iki işlevi var. İlki, Cumhuriyetin İslami duyarlılıkları olan kesimlerin hayat tarzlarına, kurumlarına ve değerlerine ilişkin olanın hoyratça kazımasını ifade eden bir modernleşme projesine aykırı bu tür önerilerin gündeme getirilmesi, muhafazakâr kesimlerde bir özgüvenin oluşmasını sağlıyor. Yaşamlarında önemli bir yeri işgal eden ama Cumhuriyetin rafa kaldırdığı değerlerin sahiplenmesi onlara kendilerini iyi hissettiriyor. Tek parti dönemiyle bu şekilde hesaplaşıyorlar. Osmanlıca gibi kendileriyle irtibatlı gördükleri ve kendilerini tanımlarken başvurdukları değerlere hayatiyet kazandırmak, Cumhuriyetin dışladıklarını tekrar görünür kılmak onlara bir güven aşılıyor.
İkincisi, bu tür tartışmalar sıcak siyasi mücadelede de çok mühim bir iş görüyor. Tek parti döneminde farklı toplumsal kesimleri mağdur eden bir alana ilişkin öneri, ya doğrudan AKP tarafından, ya da AKP’ye yakın bir sivil toplum kuruluşu veya sendika aracılığıyla gündeme getiriliyor. Sinir uçlarına basılan CHP hemen tek parti dönemini savunmaya başlıyor. Böylelikle tartışma –çoğu kez olduğu gibi- AKP ile CHP arasına sıkışıyor. AKP, CHP’nin halen tek parti faşizminin uygulamalarını savunduğunu, milletin tarihine yabancı kaldığını, milletin değerlerine düşmanlık ettiğini ve gayri-milli olduğunu söylüyor. CHP ise, AKP’nin Cumhuriyeti hazmedemediğini, eline geçen her fırsatta Cumhuriyetin kazanımlarının altını oyduğunu, toplumu çağdaşlıktan uzaklaştırdığını belirtiyor. Nitekim bazı CHP’liler Osmanlıcanın liselerde zorunlu kılma önerisini, “AKP’nin ülkeyi Ortaçağ karanlığına geri götürme çabası” olarak yorumladılar.
Karşıt pozisyonlar iki partiye de fayda sağlıyor. Tabanlarını kemikleştiriyor, başka partilerine olan mesafelerini artırıyor. AKP ve CHP seçmenleri, partilerinin gösterdiği olumlu performanstan ziyade karşı tarafın dili ve üslubunun yarattığı tehlike ve tehdit algısından hareketle safları sıklaştırıyorlar. Nitekim yapılan son araştırmalarda, AKP ve CHP taraftarlarının giderek daha fazla kendi partilerine bağlandıkları ve başka bir partiye meyletme ihtimallerinin azaldığı görülüyor. Elbette bu durum her iki partiye avantaj sağlıyor; ama AKP daha geniş bir toplumsal tabana oturduğundan onun avantajı daha büyük oluyor. Zira bu sayede CHP oranını korumakla birlikte muhalefete mahkûm bir hale gelirken AKP iktidarını pekiştiriyor.
Din dersi ve sivil toplum sorunu
Şûra’da mevcut halde 4. sınıftan itibaren okutulmakta olan zorunlu din dersinin 1, 2 ve 3. sınıflarda da okutulması için bir önerge verildi. Milli Eğitim Bakanlığı bunu tasvip etmedi, karşı önerge sundu. Ama önerge sahibi Eğitim Bir-Sen ısrarcı davrandı.
Bu vesileyle hükümete yakın sendikalar ve sivil toplum örgütlerine dair bir soruna temas etmek isterim. Demokrasilerde STK’lar hayati bir role sahipler. Onların özgürlük ve demokrasi adına iktidarları daha ileri noktadan eleştirmelerinin, demokratik alanın genişlemesi bakımından önemi tartışılmaz.
Ama Türkiye’de STK’larda gözlemlenen iki büyük sorun var: Biri, politik angajmanlarının çok yüksek olması, tutumlarının, irtibatlı oldukları partinin pozisyonuna göre değişmesi. Diğeri ise, STK’ların politik kariyerde bir basamak olarak görülmesi. Dolayısıyla STK yöneticileri ileride içinde yer alacaklarını düşündükleri partiyle uyumlu hareket etmeye azami ihtimam gösterirler.
Kraldan çok kralcı
Eğitim Bir-Sen gibi, Memur-Sen gibi hükümet ile aynı toplumsal kesimlere seslenen yapılarda da bu sorunları görmek mümkün. Bunlar ya hükümetin programını uyguluyorlar, ya da herhangi bir konuda hükümetin yönelimini hesap ederek kendilerine buna uygun bir rota belirliyorlar. Zorunlu din dersinin 1. sınıftan başlamasını istemekte olduğu gibi, hükümetin tabanının hoşuna gideceğini düşünerek kraldan çok kralcı bir tutum benimsiyorlar.
Bunun ülke demokrasisine bir katkısının olmadığının altı çizilmeli. Zorunlu din dersindeki ısrar da tamamen yanlış. AİHS’nin Ek 1 Nolu Protokolün 2. Maddesi, eğitimde ebeveynlerin dini ve felsefi görüşlerinin dikkate alınması gerektiğini bildirir. AİHM’nin kararları ortada, ama o kararlar hiç olmasaydı bile Türkiye’nin öğretim sistemini bu adil ilkeye göre düzenlemesi gerek. Oysa bu sendikalar ters istikameti gösteriyorlar. Türkiye’de 12 yıllık zorunlu eğitimin 9 yılında öğrenciler mecburi bir şekilde din dersi görürken “Bu yetmez, 12 yılda da din dersi olacak” diyorlar. Ama Alevilikle ilgili içeriğin zenginleştirilmesi önerisini reddediyorlar. Açıkçası bu, pedagojik bir ihtiyaçtan veya bir hak talebinden kaynaklanmıyor, muhafazakâr kesimlerden de bu yönde bir talep olduğuna dair anlamlı bir belirti de yok. Bu yönüyle yaşanan, siyasi bir kendisini gösterme çabası gibi görünüyor.
‘Mutlakçılık’
Gerek Osmanlıca ve gerek zorunlu din dersi konularında kullanılan dil, muhafazakâr kanattaki bir problemi gösteriyor. Halil Berktay ve Etyen Mahçupyan’ın yazılarında tafsilatlı bir biçimde işaret ettikleri üzere bu problem, muhafazakârların mağduru olduğu kesimin ruh haline, mutlakçılığa kaymalarını ifade ediyor. Ellerinde doğruluğuna kani oldukları hazır bir reçete tutmaları ve dahası bu reçeteyi –istese de istemese de- herkese uygulamayı (“Herkese Osmanlıca öğreteceğiz”, “Herkese din dersi vereceğiz”) düşünmeleridir. Kendi taleplerini dayatmada bir sakınca bulmamaları fakat başka kesimlerin -mesele Kürtlerin anadilde eğitim, Alevilerin din dersinin zorunluluktan çıkarılması gibi- taleplerine kulaklarını tıkamaları, görmezden gelmeleridir.
Hatırlatmak boynumuzun borcu: Kötü olan dayatmanın kendisidir, Kemalist veya muhafazakâr olması değil. Kemalist dayatmadan hayırlı bir sonuç çıkmadı, muhafazakâr dayatmadan da çıkmaz. Toplum siyasi sloganlara teşne değil, eğer öyle sanıyorlarsa. Tribünlerin de “ille de başkasının çocuğuna da o istemese bile din dersi verilsin” denmesini alkışladığından o kadar emin olmamalarını öneririm onlara. Herkes için adalet ve özgürlük getirecek bir tutum bu anlamsız siyasi gösterilerden daha değerli ve herkes için hayırlı olan da bu.
Yazarlar
-
Yıldıray OĞURSessizlik neden en büyük tehdittir? 25.06.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciHer şey yolunda ise bu fahiş faiz nedir? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEDış Cephe ateş altında iken İç Cephe ne durumda? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanFatih Altaylı’yı hapse atacağız diye hukuku dibine kadar zorladılar 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUSaldırılarla İran’a ‘‘Ölümlerden ölüm beğen’’ denildi 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞDoğru, ülke güvenliği demokrasisiz de sağlanabilir fakat bunu durmaksızın tekrarlamakta bir sorun va 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRİDAMCI İRAN, SOYKIRIMCI İSRAİL DEVLETİ Mİ? 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNİran'ın zor seçimi: Topyekûn savaş ya da taksitle ölüm 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan AKTAŞTahran bir kez daha bombalanırken 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akdoğan ÖzkanWashington’un İran takıntısının şifreleri 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞUCUBE SİSTEM CEHENNEMİ… 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA"Masada Milyonlar Var;"Barış, Özgürlük ve Demokratik Toplum İçin Örgütlenmeliyiz 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇSavaşın meşruiyeti ve ahlaki üstünlük meselesi 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Y. YılmazFıkra gibi ülke ama gel de gül! 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluYeryüzü artık bir Vahşi Batı… 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYRusya, Suriye’den sonra İran’ı da kaybedebilir 22.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUKürt meselesinde CHP’nin yakın dönem öyküsü 21.06.2025 Tüm Yazıları
-
Çiğdem TOKERZeytin ağaçları ve şirketokrasi 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunDevlet “devletimiz” olur mu? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMANTürkiye için bir fırsat: CHP’de yeni kuşak siyaseti 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi: Neo-Mussoli’nin “Havuz Medyası” 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuÖcalan İsrail için ne dedi? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUYeni milliyetçilik ve Öcalan 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİBahçeli'ye muhalefet ikna oldu da ortağı olmadı mı? 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçaySıcak yaz 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRNihai hedef Türkiye mi? 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünOyun içinde oyun… 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cansu ÇamlıbelCHP Grup Başkanvekili Gökhan Günaydın: CHP anayasa değişikliği masasına oturmayacak, öyle bir komisy 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın SelcenDemokrasiye giderken cumhuriyetten olmak 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİModern katil 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKTürkiye ne yapmalı? 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEDaha kötüsü her zaman mümkün 16.06.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRMHP’nin yeni anayasa hamlesi, köklü bir rejim düzenlemesini mi işaret ediyor? CHP ne yapmalı? 16.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENBaas’tan ve İslamcılıktan Sonra 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞSiyasetin (ve biraz da ceplerin) finansmanı, yasalar, AKP ve CHP 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNÖzgür Özel’in İmtihanı 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerBOŞ UMUT, SONU HÜSRAN 12.06.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolHer 4 liranın 3’ü faize! 11.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENAKP ahlâkî üstünlük mü kazandı? 10.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi Egilmezİnsanlar Olmayan Parasını Nerelere Harcıyor? 9.06.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKBarış süreci için en büyük tehlike nasıl Türkiye’nin iç barışının bozulması oldu? 9.06.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçEşitlik korkusu ve 12 Eylül darbesinin büyük zaferi 4.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞBir anayasa inşa süreci deneyimi: Yeni Anayasa Platformu (YAP) 4.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanYerli-milli Kur’an meali AK Parti’ye nasip olacak! 2.06.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraSokak 29.05.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasErken seçim en geç ne zaman? 29.05.2025 Tüm Yazıları
-
Umur TALUSizin en sevdiğiniz tahakküm hangisi! 27.05.2025 Tüm Yazıları
-
Taner AKÇAMRuşen Çakır’ın Abdurrahim Semavi ile Kürt açılımı görüşmesi 27.05.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CANSiyasi gündem notları: Üç süreç nerede kesişir veya nerede kopar? 27.05.2025 Tüm Yazıları
-
Berat ÖZİPEKYolsuzluklar, barış ve biz 21.05.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZ12 Mayıs, Bahçeli, mecburiyetler 21.05.2025 Tüm Yazıları
-
Hikmet MUTİAsoyşeytit Pres ' den Cemşit K.nın canlı PKK kongre izlenimleri... 13.05.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet AKAYOtoriterlikten Demokrasiye 12.05.2025 Tüm Yazıları
-
Metin Karabaşoğlu‘Türkiye Müslümanları’ kimler oluyor? 11.05.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet ÖZTÜRKÇetin Uygur bir kitaba sığar mı? 10.05.2025 Tüm Yazıları
-
Gökçer TahincioğluBilek güreşi yoksa masayı mı kıracak? 28.04.2025 Tüm Yazıları
-
Baskın ORANRahip Brunson ve öğrenci Rümeysa 25.04.2025 Tüm Yazıları
-
Sezin ÖNEYKopukluk ve “Anadolu Kırılması” 25.04.2025 Tüm Yazıları
-
Yüksel TAŞKINİktidar milli iradeyi “tapulu arazisi” sandığı için büyük bir bedel ödeyecek 22.04.2025 Tüm Yazıları
-
Ayhan ONGUNDEMOKRATİK EĞİTİM MÜCADELESİNE ADANMIŞ YAŞAMLAR 21.04.2025 Tüm Yazıları
-
Nuray MERTVeda ediyorum 15.04.2025 Tüm Yazıları
-
Gülçin AVŞARŞizofrenik yurttaşlık 14.04.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan CEMALTerörsüz Türkiye! İyi güzel, peki ya demokratik Türkiye?.. 14.04.2025 Tüm Yazıları
-
Zeki ALPTEKİNTrump Küreselleşme Sürecini Geriye Döndürebilir mi? 13.04.2025 Tüm Yazıları
-
Pelin CENGİZTrump’ın yeni vergileri diye yazılır, ‘post modern merkantilizm’ diye okunur 7.04.2025 Tüm Yazıları
-
Cennet USLUİktidar neden umduğunu bulamadı? 2.04.2025 Tüm Yazıları
-
Mehveş EVİNBoykot ve sokaklar neden bu kadar korkutuyor? 2.04.2025 Tüm Yazıları
-
Hayko BAĞDATSokaklarda yükselen ses 28.03.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTCoğrafya kaderimizmiş… 23.03.2025 Tüm Yazıları
-
Selva Demiralpİmamoğlu krizi ve ekonomik yansımaları 20.03.2025 Tüm Yazıları
-
Selami GÜREL“Adı belirsiz” süreç hızlı ilerliyor 16.03.2025 Tüm Yazıları
-
Halil BERKTAYPKK ve Türk solcuları (4) “Dağlarında gerilla var memleketimin” 16.03.2025 Tüm Yazıları
-
Etyen MAHÇUPYANKürt ‘açılımı’nın nedeni Suriye değil, Türkiye! 15.03.2025 Tüm Yazıları
-
Haluk YurtseverKaosta 'hegemonya' arayışı 11.03.2025 Tüm Yazıları
-
Abdullah KıranYeni süreç, umut ve endişeler 11.03.2025 Tüm Yazıları
-
Arzu YILMAZHodri Meydan 10.03.2025 Tüm Yazıları
-
DOĞAN ÖZGÜDENÖcalan'ın ilk barış çağrısından 27 yıl sonra... 10.03.2025 Tüm Yazıları
-
Berrin SönmezCumhur İttifakı'nın ‘muhalefeti dönüştürme görevi…’ 28.02.2025 Tüm Yazıları
-
Doğan AKINAhmet Sever: Eşsiz, kırgın, yalnız… 26.02.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın ÜnalParti ve iktidar 25.02.2025 Tüm Yazıları
-
Murat YETKİNCHP’ye açılan soruşturmaların ortak hedefi Ekrem İmamoğlu 12.02.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KIVANÇİç duvarlar 10.02.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet İNSELOtoriter Nasyonal-Kapitalizmin Yeni Eşiği: II. Trump Devri 5.02.2025 Tüm Yazıları
-
KEMAL GÖKTAŞPınar Gültekin kararının anatomisi: Bu kararı ailenize izah edebilecek misiniz? 5.02.2025 Tüm Yazıları
-
İhsan DAĞIİmamoğlu nasıl kurtulur? 1.02.2025 Tüm Yazıları
-
Şeyhmus DİKEN“Mesele”yi hayatın içinden çözmek 26.01.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ata UÇUMDEVLET VE KÜRTLER SORUN DEĞİL KONU! 26.01.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal ÖZTÜRKKürt meselesindeki psikolojik bariyerler 17.01.2025 Tüm Yazıları
-
Cemile BayraktarKürt meselesinin toplumsal boyutu 16.01.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANErdoğan’ın planı tuttu 13.01.2025 Tüm Yazıları
-
Seyfettin GürselEkonomik büyümede iyimser olunabilir mi? 13.01.2025 Tüm Yazıları
-
Münir AKTOLGABATI’DAN FARKLI BİR ÖRNEK OLARAK TÜRKİYE’DE VE ARAP ÜLKELERİNDE DEVRİMCİ DÖNÜŞÜM DİYALEKTİĞİ... 16.12.2024 Tüm Yazıları
-
Necati KURBÜYÜK TÖS BOYKOTU 15.12.2024 Tüm Yazıları
-
Hakan AlbayrakDevrim 10.12.2024 Tüm Yazıları
-
Cenk DoğanÜRETİCİLERE İLK OLARAK KOOPERATİF LAZIM 4.12.2024 Tüm Yazıları
-
Cevat KORKMAZFiller ve Çimen... 22.11.2024 Tüm Yazıları
-
Tuncer KÖSEOĞLUTamirhanelere giden toplar… 4.11.2024 Tüm Yazıları
-
Ayşe HÜRDevletin Muhteşem Örgütlenmesi: 6-7 Eylül 1955 Pogromu 9.09.2024 Tüm Yazıları
-
Abdurrahman DilipakHakikat’e savaş açan troller! 26.08.2024 Tüm Yazıları
-
Ferhat KENTEL“Maarif” marifetiyle yeni “makbul vatandaş” kurma çabaları 26.07.2024 Tüm Yazıları
-
Banu Güven“Bozkurt” Almanya’da sahaya indi 4.07.2024 Tüm Yazıları
-
İBRAHİM Ö. KABOĞLUDevlet ve yürütme kaç başlı? 27.06.2024 Tüm Yazıları
-
Gürbüz ÖZALTINLICHP’nin normalleşme politikası Erdoğan’a mı yarar? 21.06.2024 Tüm Yazıları
-
Oya BAYDARBir yazamama yazısı 14.06.2024 Tüm Yazıları
-
Bayram ZİLANAK Parti’de değişim gecikiyor mu? 4.06.2024 Tüm Yazıları
-
Soli ÖzelBetül Tanbay'ın gözünden "Gezi"nin tarihi 30.05.2024 Tüm Yazıları
-
Reha RUHAVİOĞLUTürkiye’de Kürtçenin Durumu: Gidişat, İmkânlar ve Fırsatlar 18.05.2024 Tüm Yazıları
-
Abdulmenaf KIRANNeden Yeterli Halk Desteği Alamıyoruz! 8.04.2024 Tüm Yazıları
-
SİBEL HÜRTAŞ31 Mart'ın merkez üssü: Pazarcık ve Elbistan 8.04.2024 Tüm Yazıları
-
Atilla AytemurBingöl Erdumlu Kitabı: Film gibi hayat* 24.01.2024 Tüm Yazıları
-
Zülfü DİCLELİ“Gazze’deki Uzun Savaş” 10.01.2024 Tüm Yazıları
-
Şahin ALPAY"Ergun Abi"ye veda 10.11.2023 Tüm Yazıları
-
Ahmet ALTANYüzyıllık cumhuriyet başarılı mı başarısız mı? 29.10.2023 Tüm Yazıları
-
Levent GültekinDin, insanları kardeş yapar mı? 26.09.2023 Tüm Yazıları
-
Ayhan AKTARŞair Roni Margulies’in ardından… 7.08.2023 Tüm Yazıları
-
Ceyda KaranBiden ve iki cephede birden yenilgi 30.06.2023 Tüm Yazıları
-
Orhan Kemal CENGİZMuhalefetin sınavı asıl şimdi başlıyor 1.06.2023 Tüm Yazıları
-
Roni MARGULIESMutlu bitmiş bir göç öyküsü 20.05.2023 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇERYeni Bir Çözüm Süreci Ne Kadar Mümkün? 6.05.2023 Tüm Yazıları
-
Burhanettin DURANTarihi Yol Ayrımındaki Kritik Seçim 6.05.2023 Tüm Yazıları
-
Celal BAŞLANGIÇKendini kurtarmak için Erdoğan, Erdoğan’ı reddedecek! 14.04.2023 Tüm Yazıları
-
Ergun AŞÇIErsagun Hanım 5.03.2023 Tüm Yazıları
-
Sedat KAYAİNSANLIĞIN ÖLÜMÜ 5.03.2023 Tüm Yazıları
-
Uğur Gürses‘Dolambaçlı katlı kur’ yolunda 23.01.2023 Tüm Yazıları
-
Besim F. DellaloğluMesafenin Sosyolojisi 16.12.2022 Tüm Yazıları
-
Hidayet Şefkatli TUKSALKur’an kurslarında yatılı eğitim ve çocukların korunması 15.12.2022 Tüm Yazıları
-
Nergis DemirkayaAltılı Masa ortak yönetim planı: Her partiye bir yardımcı bir bakan 17.11.2022 Tüm Yazıları
-
Nabi YAĞCIŞaşıyorum gerçekten… 24.10.2022 Tüm Yazıları
-
Berin UYARONLAR İÇİN... 12.09.2022 Tüm Yazıları
-
İbrahim UsluSeçmen yolsuzluğu önemsiyor mu? 9.09.2022 Tüm Yazıları
-
Hasan GÜRKAN“SEVMEK YİNE DE BİR SARRAF İŞİDİR, YERYÜZÜ KİTAPLIĞINDA” 18.08.2022 Tüm Yazıları
-
Oktay Cansın EMİRALSAVAŞ VE ZAMAN 7.08.2022 Tüm Yazıları
-
Özgül Üstüner COŞKUNİnceden 5.07.2022 Tüm Yazıları
-
Namık ÇINARBir toplumun geri kalma inadı 21.06.2022 Tüm Yazıları
-
Barış SoydanGıda Komitesi’nin ve enflasyonla mücadelede başarısızlığın acıklı öyküsü 21.06.2022 Tüm Yazıları
-
Mehmet BARLASAnkara’yı sel aldı 14.06.2022 Tüm Yazıları
-
Melih ALTINOKAna muhalefet lideri Akşener mi olacak? 14.06.2022 Tüm Yazıları
-
M.Latif YILDIZİKİ MEZAR, İKİ İNSAN ve IRKÇILIK 12.06.2022 Tüm Yazıları
-
Atilla YAYLAKanunlar ve fiyatlar 10.06.2022 Tüm Yazıları
-
Fikret BilaKılıçdaroğlu’nun adaylığı 23.05.2022 Tüm Yazıları
-
Fatma Bostan ÜNSALBu kez Günah Keçisi SADAT mı? 23.05.2022 Tüm Yazıları
-
Ahmet İlhanBurhan Sönmez’in İstanbul İstanbul’unda Yerin Altı ve Üstünde Ne Yaşanıyor? 15.05.2022 Tüm Yazıları
-
Kübra ParSessiz İstila belgeseli ve sığınmacı meselesi 9.05.2022 Tüm Yazıları
-
Yavuz BAYDARİmamoğlu olayı ardından: ’Altılı Masa’ bir ortak aday çıkarabilecek mi? 9.05.2022 Tüm Yazıları
-
Ergun BABAHANTürkiye’nin patlamaya hazır yeni kırılma hattı: Suriyeliler 22.04.2022 Tüm Yazıları
-
Kemal BURKAYİSVEÇ DEMOKRASİSİ VE KURAN YAKMA OLAYI… 17.04.2022 Tüm Yazıları
-
Tarık Ziya EkinciGAZETECİ AYDIN ENGİN VEFAT ETTİ 24.03.2022 Tüm Yazıları
-
Cengiz AKTARSavaş notları 1.03.2022 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
30.05.2025
21.05.2025
15.05.2025
29.04.2025
21.04.2025
15.04.2025
8.04.2025
28.03.2025
19.03.2025
16.03.2025