Yasin AKTAY
Ermeni Diasporası için 2015 yılı bir bütün olarak, yüz yıl önce yaşananların rövanş yılı olarak değerlendiriliyor. O yüzden epey zamandır bütün saatler bu tarihe ayarlanmış. Türkiye aleyhine yapabilecekleri bütün lobi ve propaganda faaliyetlerini bu yıl içinde ortaya koymaya azmetmiş görünüyorlar.
İşlerini kolaylaştıran bazı faktörler var. Türkiye aleyhine olacak her tür haberi anında satın almaya, hemen kabul etmeye hazır bir dolu müşteri kitlesi var dünyada. Bu müşteri kitlesini yalan-yanlış bu tür haberleri iştahla tüketmeye sevk eden büyük ölçüde ideolojik bir zemin de var. Başbakan Ahmet Davutoğlu’nun geçen hafta grup toplantısında ifade ettiği gibi “her alanda tam bir başarı hikayesi yazmakta olan Türkiye’nin bu hikayesine gölge düşürmeye çalışıyorlar”. Bu hikayede yeni ve özgün hiçbir şey olmadığına çok kolay ikna olmaya zaten hazırlar, yeter ki, herhangi bir küçük bir asparagas duysunlar.
Aslında, büyük ölçüde oryantalist bir ideolojik şartlanmadan beslenen bu durum sadece Ermeni Diasporası'nın değil, Türkiye aleyhine son zamanlarda propaganda faaliyeti yapan bütün grupların faydalandığı bir imkan oluşturuyor. Nitekim Paralel yapının da faydalandığı ve bütün dünyaya hemencecik yalanlanabilen iddialarına yaygınlık payesi kazandırabilen zemin bizzat bu oryantalist-ideolojik zeminin ta kendisidir.
Türkiye’de gazetecilik faaliyetinden dolayı tutuklu hiç kimse olmadığı halde, terör, cinayet, hırsızlık, evrakta sahtecilik, kişilik haklarına tecavüz gibi suçlamalarla yargılanmış veya hüküm giymiş insanlar “gazeteci” diye uluslararası listelere sokulabilmiştir. Koparılan yaygaranın kimi nasıl inandırdığına bakıldığında ortadaki ittifak da bütün açıklığıyla görülüyor.
Aslında 1915 dosyası bütün boyutlarıyla açılabilse, Türkiye’nin dünyaya karşı kendisini savunmadan ziyade yine iddia makamında hissetmesini gerektirecek verilerin daha fazla olduğu görülecektir. 1915 şartlarına bugünden ve parlamentolardan, lobi merkezlerinden gitmeye ve o şartlar hakkında hükümler vermeye kalkışanlar burunlarının dibinde yaşamakta olan katliamlar hakkında iki kelime laf edememektedirler.
Suriye’de halihazırda yaşanmakta olan soykırımdan öte bir vahşete dönüşmüştür. Mısır’da bir gün içinde üç bin insan öldürülmüş, halihazırda elli bine yakın insan keyfi bir biçimde işkencelerden geçtikleri en ağır şartlarda hapishanelerde tutulmakta, bir kaç dakika içinde yüzlerce kişiye idam cezalar verilmektedir.
Gel görelim, Türkiye’yi 1915 yılına, yani aslında delil bakımından tam bir karanlık ortama götürüp mahkum etmek isteyenlerden bu konuda tek bir söz işitmiyoruz. 1915’e yani tarihe giderek oradaki bir zulmü bugüne getirmekten maksat iddia edildiği gibi insani duyarlılık değil. Amaç insanlık suçları konusunda insanlığa “bir daha yaşanmasın” kursu vermekse, o “olmasın dediğiniz şey” bugün gözümüzün önünde oluyor zaten.
Geçmişi bu kadar deşmekten, geçmişle yüzleşme gayretkeşliğinden sadece intikam ve nefret duygusu hasıl oluyor. Bu da nihayetinde ne yaşayanlara ne de ölmüşlere hiçbir fayda getirmiyor. Halbuki, bugün gözümüzün önünde cereyan eden hadiseler hakkında ortaya koyacağımız doğru bir tavırla insanların ölmesini önleyebilir, katillerini durdurup hemen hesabını da sorabilir, insanların işkencelere maruz kalmaktan kurtarabiliriz.
Doğrusu hiç gitmek istemeyiz, ama 1915’e, yani tarihe gitsek de, Türkiye bir savunma değil bir iddia makamında olacak konumdadır.
Tabii gideceksek sadece 1915’in Ermenilerle ilgili kısmına gitmekle kalmayacağız, biraz daha 1912’ye, hatta biraz daha geriye, 1877’ye de gitmeliyiz. O yıllarda yaşanan savaşların ortaya koyduğu hareketlilik içinde Ermeni tehcirinin anlamlandırılması gerekiyor.
Sadece 1912 Balkan Savaşları'nda en iyi ihtimalle bir buçuk milyon Müslüman katledildi veya tehcir edildi. Çanakkale Savaşı’nda eli silah tutan neredeyse bütün Müslüman erkeklerin cephelerde olduğu dönemlerde çoğu İstanbul ve Anadolu’ya yerleştirilmiş perişan durumundaki muhacirlerin hikayelerinin her yerde anlatıldığı günlerde, Balkanlar'da yaşananların Anadolu’da Müslüman ve Türklere karşı Ermeniler tarafından yapılacağı söylentileri sözkonusu.
Biraz daha geriye 1890’lı yılların sonlarına gidelim. O dönemde bugün Ermenistan’a ait toprakların büyük çoğunluğunda Ermeniler azınlıktadır. Oysa bugün Ermenistan nüfusunun neredeyse tamamı Ermeni’dir.
Üstelik Türkiye’de o ortamda tehcir kararı alındığında bile, yerlerinden koparılan Ermeniler, Osmanlı topraklarının dışına değil, yine başka Osmanlı topraklarına nakledilmiştir. Yani amaç Ermenileri yok etmek olmamış, aksine onları her iki taraf açısından daha güvenli olacak bölgelere nakletmek olmuştur.
Tarihi deşersek işimize gelen şeyler kadar bizi rahatsız edecek şeyler de buluruz. İbret almak, dersler çıkarmak için buna elbette ihtiyaç duyarız, ancak tarihten talep edeceğimiz ders, bizim tarihe empoze edeceğimiz ders de olmamalı.
Ermeni diasporası tarihe giderken en arkaik, en olumsuz duyguları, intikam, kin ve nefret duygularını besleyecek sonuçlar çıkarmaya çalışıyor. Bu durum Türkleri de haklı olarak ve bir tepki olarak aynı motivasyonla tarihe gitmeye itiyor. Böylece tarih hiç bir zaman doğrunun bulunamayacağı agnostik bir alan haline geliveriyor.
Oysa Kitab’ın çağrısına kulak vererek şunu söyleyebilir ve birlikte daha hayırlı bir geleceğin inşasına katılabiliriz: “Onlar bir nesildi geldi geçti. Ne onların hesabından bize, ne de bizim hesabımızdan onlara bir pay vardır.”
Yazarlar
-
Mehmet Ocaktan2026’da deliler çağına karşı bir umut ışığı yanar mı? 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEBölücüler ve Ülkücüler 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİVicdansız senenin kelimesi dijital vicdanmış 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURHavf ve reca arasında yeni bir yıla... 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA2026’ya Girerken; Barış, Demokratik Toplum ve Enternasyonal Özgürlük Yürüyüşü... 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünGemini’ye göre 2026’da Türkiye… 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciOkudukça yoksullaşan bir ülkeyiz 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKErken Cumhuriyet dönemi eleştirileri: Revizyonizm mi, Türk usülü “woke” mu? 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolKara bir yıl 2025 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENNasıl anılmak isterdiniz? 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNAfrika Boynuzu’ndaki oyun: İsrail kime şah çekti? 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUÇözüm için mücadele demokrasi için mücadeledir 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
KEMAL GÖKTAŞBarış Akademisyenleri'nin göreve iadesine istinaf engeli: Daire, Danıştay kararına direndi 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZTürkiye’ye özgü sürecin muhasebesi 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORU2026: Beklentiler, beklentiler… 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRTürkiye'de davaların portresine kısa bir bakış: Hâlâ en güçlü ortak talep neden adalet? 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçLeyla Zana ve Gözde Şeker ne yaptı? 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTBir fotoğraf karesinden çok daha ötesi... 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇER23 yılın en kötüsü 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜRUyuşturucu dosyasındaki sürpriz isim! "Cumhurbaşkanımızın tensipleri ile…" 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANİktidar medyası infilak etti 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞUlus devlet, milli egemenlik, çevre, insan hakları, uyuşturucu ve Venezuela 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞYENİ YILDA DA KURU EKMEK BİZİ BEKLİYOR… 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CAN2025 giderken 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa PAÇALRTÜK ve basın özgürlüğüne geçit yok… 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Abdulmenaf KIRAN11. YARGI PAKETİ, YENİ ADALETSİZLİK VE EŞİTSİZLİKLER YARATTI 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENRaporların Gösterdiği 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUÜlke siyasetin neresinde, hangi evresinde? 27.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet İlhanKararsızlığın Erdemi: Kesinliğin Gölgesinde Düşünmek 27.12.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraYılın Kelimesi 27.12.2025 Tüm Yazıları
-
Nuray MERTİslamcılık Öldü mü? 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Yetvart DANZİKYANLeyla Zana vakası bir gösterge. Ama neyin? 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTAN100 Bin Dolar Kazanan “Yeni Yoksul” Mu? 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuSuriye, güvenlik ve 15 milyon bağımlı… 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan TuğalSovyetler ve Bookchin 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa Karaalioğlu‘Entegre strateji’ varsa, niye tek yönünü görüyoruz? 25.12.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilGüvenlikten kimliğe, inkârdan yurttaşlığa 24.12.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanKomisyonda uzlaşma çıkmazsa süreç yine de ilerler mi? 24.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİSekülerleşme sorunu veya Müslümanlar nasıl modernleşecek? 23.12.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEYüzdük yüzdük 22.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçayPax Americana sonrası Almanya: Yeşil dönüşümden askeri Keynesçiliğe 21.12.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNKüfürbazlar ve ötesi 19.12.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasAK Parti hariç herkes CHP 19.12.2025 Tüm Yazıları
-
Cemile BayraktarThank you Ahmed 19.12.2025 Tüm Yazıları
-
Seyfettin GürselPara politikasında sınav zamanı 18.12.2025 Tüm Yazıları
-
Abdurrahman DilipakNüfusumuz dibe vururken! 18.12.2025 Tüm Yazıları
-
Şeyhmus DİKEN"O Yıl", hangi yıl? 15.12.2025 Tüm Yazıları
-
Berrin Sönmezİktidar politikası ters mi tepiyor, tersine mi işletiliyor? 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldız ÖNENGüney Amerika’da büyüyen gölge 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRBu durumda AİHM yetkilileri de Trump’tan yardım istesin… 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞEntelektüel üretimin kaybı-Rejimin vesayeti-Siyasetin iflası 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAKANBahis oynayan bakan kim?.. CASUS KİM?.. 12.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi EgilmezOrta sınıf nereye gitti? 12.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇHakim sınıfın iki zümresi 11.12.2025 Tüm Yazıları
-
Selva DemiralpHissedilemeyen büyümenin anatomisi 9.12.2025 Tüm Yazıları
-
SİBEL HÜRTAŞCHP programı halka ne vadediyor? Nasıl bir parlamenter sistem? 9.12.2025 Tüm Yazıları
-
Berat ÖZİPEKİmralı için CHP’yi sıkıştırmaya gerek var mı? 5.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet AKAYTürkiye İçin Irak Peşmergeleri Sorun Olmuyor da Rojava neden Sorun! 4.12.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRPOLEMİK SENDROMDA 4.12.2025 Tüm Yazıları
-
Galip DALAYOrta Doğu, Trump Amerika’sına Uyum Sağlıyor 3.12.2025 Tüm Yazıları
-
Zekeriya KurşunDağıstan Cumhuriyeti ve Ayna Gamzatova 1.12.2025 Tüm Yazıları
-
Sezin ÖNEYŞu meşhur “İznik Konsili” 1.12.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKEve siyaset için dönüş öncesi bir mıntıka temizliği gerek 1.12.2025 Tüm Yazıları
-
Taner AKÇAMABD’de bir şeyler oluyor: Nick Fuentes 30.11.2025 Tüm Yazıları
-
Fikret BilaAK Parti çekingen 26.11.2025 Tüm Yazıları
-
Hikmet MUTİCHP modernizmi ve faşizmi... 23.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerÇÖZÜM, BARIŞ VE KARDEŞLİK GETİRECEK Mİ? 23.11.2025 Tüm Yazıları
-
Necati KURÇOCUK HAKLARI EVRENSEL BİLDİRGESİ 19.11.2025 Tüm Yazıları
-
Zeki ALPTEKİNEmeğin Sosyolojisi ve Kapitalizmin Geleceği: Marx vs. Marx 16.11.2025 Tüm Yazıları






































































Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
3.06.2020
6.01.2019
16.10.2019
14.10.2019
9.09.2019
8.07.2019
8.07.2019
22.04.2019
1.02.2019
25.02.2019