Yasin AKTAY
STRASBOURG
AKPM’nin 5 gün süren Bahar dönemi toplantıları dün itibariyle sona erdi. Toplantıda komisyonların kararıyla hazırlanan raporlar önce komisyonda son şeklini aldıktan sonra Genel Kurul gündeminde son olarak görüşülerek oylandı.
İşin bu aşamasında aslında yapılacak çok fazla bir şey olmuyor. Genel Kurul aşamasına gelen raporlar, genellikle raportörün görüşü doğrultusunda son karara bağlanmış oluyor. Komisyon aşamasında da farklı olmuyor işler. Asıl hangi konunun raporlanacağı ve raportörün kim olacağının belirlendiği aşamada aslında sonuca da karar verilmiş oluyor. Bu aşama ise sanıldığı gibi komisyonların illa ki önyargılı olduğu ve kararlarının önceden belli olduğu suçlamasına gerek olmayan bir aşama.
Genellikle komisyonlara üye olanlar bir grup adına hareket ediyorlar ve bir konuya kendileri talip oluyorlar. Kimin hangi konuya talip olduğu tamamen siyasi hınç veya inisiyatifle ilgili bir durum. Bu aşamada pekala daha iyi bir etkinlik ortaya konulduğunda raporlamaların daha nesnel sonuçlanmasına etki edilebilir. Aksi taktirde raporlar genellikle siyasi motivasyonları ve hınçları daha fazla olan marjinal grupların elinde kalıyor. Onlar da Avrupa’da cari olan ideolojik akımlarla yelkenlerini rahatlıkla şişirebiliyorlar.
Belki tek ideoloji değil, ama Türkiye karşıtlığı, Erdoğan karşıtlığı, İslam karşıtlığı şu anda Avrupa’da cari bir ideolojik akım ve AKPM üyelerinin tercihleri arasında bunu güçlü bir biçimde hissetmek mümkün. Türkiye hakkındaki raporlar veya içinde Türkiye’nin de geçtiği raporlarda raportörler Türkiye’de tamamen terör örgütleriyle iltisaklı gruplarla görüşüp raporlarını yazıyorlar. Hangi bağlantılarla bu insanların görüşlerine nasıl bu kadar bağlı kalabiliyor olduklarını aslında ayrıca soruşturmak gerekiyor.
Dün görüşülüp oylanan bir rapor aslında AKPM içindeki raporlama sürecine bulaşan marjinal, ideolojik, öngyargılı takıntılarla yüzleşmek için iyi bir fırsattı. Bağımsız Soruşturma Kurulu (BSK) ilk defa AKPM içinde lobi faaliyetlerine bulaşan yolsuzlukları gündeme getirmiş, onları soruşturacaktı. Rapor bilhassa raporlama süreçlerine etki etmek üzere bazı Meclis üyelerinin raportörler nezdine yaptıkları lobi faaliyetlerinin etik boyutlarına odaklanmış ve rapora etki edecek aşırı samimiyetlerin sakıncalarına dikkat çekmiş.
Aslında bu raporun görüşüldüğü bu dönemde AKPM çatısı altındaki tipik yolsuzluklar için üzerinde durulabilecek en doğru örnek, Salih Müslim vakası olabilirdi. Türkiye’de 29 masum sivil insanın hayatını kaybettiği bir intihar saldırısını düzenlemekle suçlandığı için aranmakta olan bu terör örgütü mensubunun AKPM çatısı altında himaye görmesi, konuşma yapabilmesi başlıbaşına entegre bir yolsuzluk örneğiydi.
AKPM üyelerinin karıştığı yolsuzluklar için bundan daha iyi bir örnek olamazdı. Hangi bağlantılar, hangi lobi faaliyetleri AKPM çatısı altında bir terör örgütü liderini masum bir sivil mücadele kahramanı haline getirebiliyor? Interpol tarafından kırmızı bültenle aranıyor olduğu halde, böyle bir şahsiyet hangi AKPM vekiline hangi menfaatler sağladığı için bu imkana kavuşabiliyor?
Dahası, Salih Müslim sadece bir son örnek. Ondan önce de PKK terör örgütü AKPM milletvekilleri nezdinde gördüğü himayelerle bir sürü faaliyetini bu çatı altında taşıyabilmişti.
Yine daha önce Vaclav Havel İnsan Hakları Ödülüne layık görülen ama FETÖ yapılanmasına üye olduğu gerekçesiyle yargılanmakta olan YARSAV Eski Başkanı Murat Arslan’a verilen ödül süreci üzerinde durulduğunda AKPM çatısı altında bu tür kirli çamaşırlar ortaya dökülecekti. Zaten Arslan’ın, hangi insan hakları mücadelesiyle veya hangi faaliyetiyle temayüz etmiş de bu ödüle layık görülmüş olduğunu bir türlü anlayan olmamıştı.. Hiç kimsenin bilmediği, tanımadığı, hiçbir belirgin faaliyeti olmayan, tek belirgin faaliyeti veya özelliği darbeci insan hakları düşmanı FETÖ’nün üyesi olma ithamını taşımak olan birine böyle bir ödülün layık görülmesinin tek izahı, AKPM üyelerine sirayet etmiş olan rüşvet ve yolsuzluk çarkından başkası olamazdı.
Buna rağmen BSK’nın AKPM bünyesinde, üyelerin karıştığı yolsuzluk iddiaları raporunda bu tür örnekler üzerinde durulmadı bile. Onun yerine bilhassa Azerbaycanlı vekillerin kendi ülkelerini konu alan bir rapor için raportörlerle yaptıkları görüşmeler üzerinden bütün yolsuzluk günahını Azerbaycan’a yüklemeye çalışan bir gayretkeşlik sergilenmiş. Rapor, belirli bir ülkenin itibarını lekeleme maksadı güdüldüğü izlenimini verecek biçimde, yalnızca bir ülkeye ve yalnızca bir üye devlet – Azerbaycan – ile ilgili seçilmiş ithamlara odaklanmış. BSK’nin böylesi dar bir noktaya odaklanması, Avrupa Konseyi ile ilişkilerinde Azerbaycan’a sorun çıkartılmasına yönelik bir girişim olduğu izlenimini de güçlü bir biçimde uyandırıyor. Buna rağmen bu raporun da oy çokluğuyla geçmiş olması, AKPM üyelerinin Ermeni karşıtlığıyla özdeşleştirdiği Azerbaycan’a karşı iflah olmaz önyargısının tezahüründen başka bir anlam ifade etmedi.
Aynı şekilde sözkonusu olan KKTC olduğunda, Kıbrıs Rumları lehine AKPM üyelerinin tamamına yakınının kulaklarını kapatması veya Türkiye sözkonusu olduğunda Yunanistan, Ermeniler ve PKK lehine kulaklarını kapattıkları gibi…
Aslında bu tür tarafgirlikler de raporlarda çok kolaylıkla iltimaslara ve kayırmalara yol açmaları boyutuyla tipik yolsuzluk örnekleri.. Bunlar üzerinde odaklanmak yerine raporda Türkiye lehine en meşru lobi faaliyetini yapan onur üyelerinden bir kişinin bunu AKPM’ye girerken kullanmış olduğu söylenen onur üyesi giriş kartıyla yapmış olması büyük bir yolsuzluk örneği olarak gösterilmiş ve bu da kabul görmüş.
Konu kesinlikle öyle değil, tam tersine sözkonusu şahıs, Türkiye lehine meşru lobi faaliyetine başladıktan sonraki bütün girişlerini normal üye kartıyla yaptığını ispatladığı halde bu konu köpürtülmeye devam etti.
O bir şey değil de, bu örneğe bakıldığında sanırsınız ki, AKPM’de en büyük yolsuzluk böyle oluyor. Halbuki AKPM baştan sona bir yalan, baştan sona yolsuzluk ve tarafgirlikle malul yoz bir örgüt haline gelmiş bile. Hani derler ya ölmüş de duyan yok.
Yazarlar
-
Mustafa KaraalioğluÇözüm sürecinin CHP’si daha merkezde 15.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerPATRON KİM? 15.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUÖzel ve CHP’ye dair son gözlemler 15.11.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURAK Parti üzerine doktora yapmış bir CHP lideri…. 15.11.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuSuriye’de ‘altın oran’ nedir? 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANİddianamenin ruhu siyasi 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİREN“Boğazımdan tek kuruş geçmedi” 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçCHP hakkında kapatma davası açılır mı? Yok artık, daha neler! 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZBir iddianameden fazlası: CHP’yi dizayn girişimi 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNECumhurbaşkanı adayını suç örgütü liderine dönüştürmek mümkün mü? 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolCHP nereye? 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİÖzgür Özel'le kahvaltı: CHP nereye böyle? 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜRBakın Şahan'ı şikayet eden kimmiş? Her balkona havuz yapan müteahhit savcıya koştu! 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Sedat KAYAİmamoğlu'na istenen 23 asırlık tarihi ceza: Roma İmparatorluğu kurulduğunda hapse girseydi hala ceza 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
DOĞAN ÖZGÜDEN"Arananlar" zulmü ne zaman son bulacak? 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraMemnuniyetsizler 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORU‘Masumiyet karinesi’ mi, o da ne ki? 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciBir iddia-nağme 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
KEMAL GÖKTAŞBir “yalanlama” yalanı: CHP üyeliği ve Kanada’ya iltica meselesinde gerçekler 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehveş EVİNYerel yönetimlerle işbirliği kültür politikası için hayati 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇERDemokrat Kral’ın anıları 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTBelediyenin açıklaması gerçekleri gizliyor mu? 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİKemalizm’in dindarlarca rehabilitasyonu 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYAEnternasyonalizm ve Demokratik Toplum Çağrısı... 12.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünBaşarılı bir diplomasi örneği… 12.11.2025 Tüm Yazıları
-
M.Latif YILDIZÇÖZÜM SÜRECİ KOMİSYON VE EKMEN 12.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanYeşil sarıklı hocalar bize böyle anlatmamışlardı 12.11.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRHSK neden suskun? 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRAK Parti’nin 23 yılı: Kitle partisinden devlet partisine, siyaset dilinden güvenlik diline bir dönüş 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞÖcalan 70’lerde mi kalmış? 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasDüşmanımız kimdir bizim? 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUKürtler davete icabet ediyorlar 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNAkdeniz’den Hazar’a hizalananlar ve Colani’nin Beyaz Saray günü 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan TuğalSosyalist yükseliş dağınık ama yine de oligarşiye bir darbe 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞİŞ CİNAYETLERİ VE CİNAYET EKONOMİSİ… 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilModernlik, gelenek ve Türkiye’nin zihinsel coğrafyası 9.11.2025 Tüm Yazıları
-
Nuray MERTZohran Mamdani Türkiye’de neye denk düşer? 8.11.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKBaşkanlık monarşisi (presidential monarchy) meselesi: Teorik bir izah 8.11.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanEğer tuz da koktuysa ne yapmalı? 8.11.2025 Tüm Yazıları
-
Zülfü DİCLELİKeşke… 4.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞSelahattin Demirtaş’ın yazısı, zihnimiz ve zihniyet labirenti 4.11.2025 Tüm Yazıları
-
Necati KUR3 MART 1924 YASALARI 3.11.2025 Tüm Yazıları
-
Berrin SönmezMor-yeşil ekonomi: Ara dönem fırsat yaratabilir 3.11.2025 Tüm Yazıları
-
Selva DemiralpFiyat istikrarı mı, finansal istikrar mı? 3.11.2025 Tüm Yazıları
-
Seyfettin GürselVahim bir gelişme: İşgücü piyasasında daralma 3.11.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CAN“Önerisiz veya bizzat öneriyle eleştiri” 3.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçayTrump, Fed ve para politikası: Sol, merkez bankası konusunda neyi savunmalı? 2.11.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRSÜREÇ VE "DİLİN KEMİĞİ"! 31.10.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNMenzile doğru bir adım daha 28.10.2025 Tüm Yazıları


















































Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
3.06.2020
6.01.2019
16.10.2019
14.10.2019
9.09.2019
8.07.2019
8.07.2019
22.04.2019
1.02.2019
25.02.2019