Yıldıray OĞUR
27 Kasım 1978'de Diyarbakır'ın Lice ilçesi Fis Köyü'nde resmen kurulan PKK’nın kuruluş manifestosunda Kürt kelimesi 34, feodal kelimesi 49, emperyalist kelimesi ise 54 kez geçmişti.
Hepsi negatif cümlelerde olmak üzere ABD ise Kürt'ten biraz daha az; 24 kez.
Abdullah Öcalan, 12 Eylül darbesinden bir yıl önce 1979 yılının Mayıs ayında geçtiği Suriye KGB’den habersiz kuş uçmayan bir Sovyetler müttefikiydi. Baba Esad 1971’deki darbesinden sonra sırtını Moskova’ya dayamış, Akdeniz’de (Tartus) Sovyetlerde üs kurdurmuştu.
PKK’nın sosyalizm aşkında ilk sapmalar 89’da duvarın çökmesiyle başladı. 1990’ın son günlerinden toplanan Dördüncü Kongresi’nde PKK kendine has bir sosyalizme doğru dümen kırdı. Hatta Kongrenin başkanlığını yapan Mehmet Şener, gerillacılık yerine siyasete geçilmesiyle ilgili önerileri bile kongrede kabul görmüştü (Daha sonra PKK’dan ayrılıp kendi örgütünü kurmuş, ardından da Suriye’de infaz edilmişti.)
7 Haziran 1990’da PKK çizgisindeki ilk siyasi parti olan Halkın Emek Partisi kurulmuş, 21 Ekim 1991 genel seçimlerine başında İsmet Paşa’nın oğlunun olduğu SHP’yle ittifak içinde girerek Meclis’e girmişlerdi. Yeni kurulan DYP-SHP hükümetinin ilk işlerinden birinin Diyarbakır’a gidip Kürt realitesini tanıma kararını açıklaması, Özal ve Demirel’in Öcalan’la kurdukları dolaylı diyaloglarla siyasi çözüm arayışları da Berlin Duvarı’nın çökmesi sonrası oluşan yeni havanın sonuçlarıydı. Aynı sıralarda İngiltere’nin IRA, Güney Afrika’nın Mandela, İspanya’nın ETA’yla diyaloglara geçmesi de tesadüf değildi.
Onların şansı Ortadoğu’ya uzak olmaları oldu. Çünkü hiç beklenmedik bir şey oldu ve 17 Ocak 1991’de ABD Kuveyt’i işgal eden Saddam’ın Irak’ına saldırı başlattı. PKK, ilk başta Saddam karşıtı Kürt cephesinden uzak dursa da, Körfez Savaşı’nın en büyük kazananlarından biri oldu. ABD’nin 36. Paralelden yukarısını uçuşa yasak bölge ilan etmesi PKK’nın bölgeye rahatça yerleşmesini sağlamıştı. Esas kazanç ise Saddam’ın ordusunun silahlarına el koymasıyla elde ettiği büyük cephanelikti.
Murat Karayılan Bir Savaşın Anatomisi kitabında Körfez Savaşı’nın PKK’yı nasıl heyecanlandırdığını şöyle anlatmış:
“Uluslararası güçlerin BM öncülüğünde kurdukları Çekiç Güç ile 36. paralelin kuzeyinde güvenli bölgenin oluşturulması sonucu Saddam güçleri çekilmek zorunda bırakıldı. Güney Kürdistan halkı BM denetiminde tekrar yerlerine getirilerek yerleştirildiler. Bu dönemde PKK gerilla güçleri hem Güney’de, hem Kuzey’de güçlü bir konuma ulaşmışlardı. Koşullar birçok açıdan müsaitti. Yeni bir çıkışın yapılmasının zemini fazlasıyla vardı. Güney’de halk ayaklanması, Kuzey’de Cizre ve Nusaybin’le başlayan serhildanlar Kürdistan’ın her tarafına hızla yayılmaktaydı...”
Artık PKK’yı siyaset, müzakereler, Meclis’te grup kuracak bir güce ulaşmak heyecanlandırmıyordu. 1992’de Türkiye içinde Botan-Behdinan Savaş Hükümeti’ni ilan etmiş, Kürdistan Ulusal Meclisi’ni kurdular. 18 Ağustos 1992 gecesi ise kurtarılmış bölge ilan etmek için Şırnak’ta ayaklanma başlattılar. Ayaklanma onlarca insanın ölümüyle bitti. PKK’nın özgüveni ABD’nin Körfez Savaşı’yla önüne açtığı imkanlarla o kadar yükselmişti ki -Karayılan’ın tabiriyle erken iktidar hastalığına kapılmıştı- 1992’nin Ekim’inde Talabani ve Barzani güçlerine karşı alan savaşına girişti. Bine yakın kayıp vererek tarihinin en büyük yenilgisini aldı.
1993’de Öcalan, Özal’ın temasları sonucu ateşkes ilan etti. MGK’dan PKK’ya af anlamına gelen bir tasfiye kararının çıktığı gece PKK, 33 silahsız eri öldürerek tekrar savaş şartlarına geçti.
PKK’yı yenilgilere rağmen özgüvenle yeniden savaşa sürükleyen Körfez Savaşı’ndan sonra uluslararası aktörler tarafından kıymetinin artması oldu. PKK her zaman herkesle dans ediyordu.
Rusya’nın Dış istihbaratının başında olan Yevgeny Primakov o yıllarda sıkı müttefiki olan Saddam Hüseyin’e PKK’nın Irak’ta faaliyet yapmasına izin vermesi için tavsiyelerde bulunuyordu.
ABD’nin PKK’yla bilinen ilk görüşmeleri de o yıllarda gerçekleşti.
Wikileaks’in yayınladığı ABD Dışişleri Bakanlığı telgraflarından 24 Mart 1994 tarihli olanı ABD Ankara Büyükelçisi Barkley’den dönemin Dışişleri Bakanı Warren M. Christopher’e yazılmıştı:
“Bakanlığın, ABD hükümetinin PKK ile resmî temaslarına ilişkin yönlendirici metnine teşekkür ederiz. Bize göre, PKK temsilcilerinin, davalarını anlatma amacıyla, ABD ve diğer Batılı büyükelçilik yetkilileriyle görüşmeler gerçekleştirme girişimlerini sürdürmeleri, hatta arttırmaları beklenebilir. Ancak Kıbrıs’ta, yerel nitelikteki Kürdistan Dayanışma Komitesi Başkanı’nın, (ABD’nin) Kıbrıs Büyükelçiliği Siyasi Müsteşarıyla görüşmesinden kısa bir süre sonra öldürüldüğü göz önüne alındığında ve hem bu görüşmenin hem de ondan önce yapılan ve İstanbul’daki Başkonsolosumuzun dahil olduğu başka bir görüşmenin bizi, PKK adına konuştuğunu iddia eden kişilerle beklenmedik biçimde karşı karşıya bıraktığı gerçeği düşünüldüğünde, Büyükelçilik personelimize ve burada Türkiye’deki bize bağlı temsilciliklere, PKK adına konuştuğunu iddia eden kişilerden gelebilecek yeni yaklaşımları, şimdilik, geri çevirme talimatı verdik. Bakanlığın bu konuda Avrupa’daki bütün temsilciliklere yönlendirici bir resmî metin göndererek, bu temsilciliklerin de şimdilik aynı yaklaşımı benimsemelerinin ısrarla istenmesini öneriyoruz.”
ABD’nin, PKK’yla ilgili ikinci kritik hamlesinin tarihi de ilginç. ABD PKK’yı 10 Ağustos 1997 günü terör örgütü listesine aldı.
10 Ağustos 1997, yani Başbakan Necmettin Erbakan’ın istifasından, yani 28 Şubatçıların başarmasından 10 gün sonra. ABD’nin 28 Şubat sonrası ortaya çıkan müttefik iktidarlara tek jesti de bu olmayacaktı. 15 Şubat 1999’da Öcalan’ı Kenya’da sıkıştırıp, Türkiye’ye teslim eden de ABD’ydi. 1999 seçimlerinde iktidarı da anti-Refah partilere hediye etmiş oldu.
Ve 2003. PKK, silah bıraktığını açıklamış, güçlerini Türkiye dışına çekmiştir. Hatta örgüt adını KADEK olarak değiştirmiştir. Türkiye’de de yeni bir iktidar vardır artık. Değişim vaatleriyle iktidara gelen AK Parti’nin gündemlerinden biri de Kürt meselesini çözmek olacaktır. Peşi sıra Avrupa Birliği uyum yasaları çıkmaktadır. Şartlar yine çözüm için müsaittir.
İşte tam o sırada ABD’nin Ortadoğu’daki ikinci büyük müdahalesi gelir. 20 Mart 2003’te başlayan ABD’nin Irak’ın işgali.
1 Mart 2003’te TBMM’de ABD askerine Türkiye’den Irak’a giriş izninin verildiği tezkerenin reddedilmesi ABD’yi çok kızdırmıştır. PKK’yla ABD arasında görüşmelerin yaşandığı biliniyor. (Can Dündar, kaynağının daha sonra dönemin Genelkurmay İkinci Başkanı Yaşar Büyükanıt olduğunu iddia ettiği bir haber yayınlamıştı. http://www.milliyet.com.tr/17-yil-sonra-ortaya-cikan-gercek/gundem/gundemyazardetay/01.04.2011/1371623/default.htm)
Türkiye’ye ceza vermek isteyen ABD’lilerin PKK’yla kurdukları temaslar ve PKK’ya açtıkları alana en somut göstergesi, PKK’nın ilgalden sonra 2003 yılında hâlâ karargâh olarak kullandığı Irak’taki Kandil Dağlarına yerleşmesiydi. Ortaya çıkan iktidar boşluğu ve bollaşan cephane ve silahlarla PKK, KADEK adından vazgeçti ve 2005 yılında yeniden savaş kararı aldı.
Hem de AK Parti’nin Leyla Zana ve arkadaşlarını serbest bırakmasına ve Erdoğan’ın Diyarbakır’a gidip Kürt açılımını resmen başlatmasına rağmen.
PKK’nın 2003 Irak işgaliyle birlikte bölgede oluşabilecek çalkantılar için attığı en ilginç adım ise Suriye, Irak ve İran’da ilk kez partiler kurarak örgütlenmesi oldu. ABD’nin Irak’tan sonra İran ve Suriye’ye saldırabileceğini hesaplayan PKK, böyle bir durumda aktör olabilmek için 2003 yılında Suriye’de PYD’yi, İran’da PEJAK’ı ve Irak Kürdistan’ında PÇDK’yi kurdu. 2005 yılında PKK’dan ayrılan Osman Öcalan bu girişimi şöyle anlatıyor:
"PYD'yi biz Kandil'de kurduk. ABD'nin bölgeye müdahalesi ihtimaline karşı Suriye'deki Kürtler için PYD'yi; İran'daki Kürtler için ise PJAK'ı kurduk. PYD'nin ilk kongresini Ekim 2003'te, PJAK'ın ilk kongresini ise Eylül 2003'te Kandil'de yaptık. Her iki örgütün kadrolarını da yine Kandil'de biz eğittik."
ABD Türkiye’nin yanında PKK’ya karşı en net tavrı ise 5 Kasım 2007’de Beyaz Saray’daki Erdoğan ile Bush görüşmesinden sonra aldı. ABD, PKK’ya karşı Türkiye ile anlık istihbarat paylaşmaya başladı. Aslında bu da Türkiye’nin ABD yönetiminin Ortadoğu’daki Büyük veya Genişletilmiş Ortadoğu Projeleri denen kısa sürede başarısızlıkla sonuçlanan girişimlerinin içinde yer almasının bir ödülüydü.
Ve 2009 sonrası. Türkiye adları değişen açılımlarla PKK’yı siyasi alana çekmek için müzakerelere başladı. Müzakereler 2012’den sonra Öcalan’la yürütülmeye başlanmıştı. 2011’de Öcalan’ın 'Barış Konseyi’nde anlaştık' açıklamasından kısa bir süre sonra PKK, yeniden savaş başlattı. Savaşın motivasyonu Suriye’de başlayan iç savaştı. Türkiye, PKK’yı silah bırakmaya ikna etmeye çalışırken Suriye’deki savaşla silahlı örgütlerin kıymeti yeniden yükselişe geçmişti. Arap Baharı’nın popüler ve makbul olduğu, Esad rejiminin ömrünün kısa olduğu düşünülen günlerde Öcalan örgütüne yaptığı çağrılarda onları Esad-İran cephesinden “Yeni orta doğu” dediği Türkiye ve ABD’nin de içinde olduğu Batı cephesine doğru çekmeye çalışıyordu. Muhtemelen bu uluslararası dengenin de teşvikiyle Öcalan’la yürütülen müzakereler silah bırakma, sınır dışına çekilme çağrılarına kadar vardırıldı. Öcalan, 2013 Mart’ında Newroz’da yayınlanan mektubunda silahlı mücadele döneminin bittiğini ilan etti. Hemen ardından Kandil’de basın toplantısı düzenleyen Karayılan Türkiye’den şartsız çekilme takvimi açıkladı. Ardından Türkiye'de başlayan 'Gezi Olayları’yla iktidarın uluslararası desteğini kaybettiğini düşünen PKK çekilmeyi durdurdu.
Esas kırılma anı ise; Obama’nın 31 Ağustos 2013’de kameraların karşısına geçerek, kırmızı çizgi ilan ettiği kimyasal silah kullanan Esad’a yönelik askerî müdahaleyle ilgili kararda topu Kongre’ye atmasıydı. Bu ABD’nin Suriye’ye müdahil olmayacağının ilanıydı.
Bu açıklamadan iki hafta önce Ankara’ya davet edilerek üst düzey görüşmeler yapılan Salih Müslim bir anda ağız değiştirip, Türkiye’yi suçlayan açıklamalara başladı.
Artık Suriye’ye ABD askerinin basmayacağı anlaşılınca İran ve Rusya Esad'a desteklerini artırdı. Suriye’de patronun kim olduğunu gören PKK da buna göre pozisyon aldı.
Tam bu sırada DAEŞ sahaya girdi. PKK’nın kurduğu YPG DAEŞ’e karşı laik güçler olarak bir anda Batı’da tarihinin en popüler günlerini yaşadı. PKK liderleri üst üste Batılı medyalara röportajlar veriyor, kadın militanlar Marie Claire kapaklarına çıkıyordu.
ABD, kırmızı çizgilerin ihlalinden sonra Suriye’de Rusya’yla birlikte yol almaya başladı. Artık hedef Esad değil DAEŞ’ti. Kendini aldatılmış hisseden Türkiye bu planların içinde yer almadıkça üzerindeki baskı artırıldı. ABD medyasında Türkiye’nin DAEŞ’e destek verdiği haberleri çıkmaya başladı. Rus, İran ve PKK medyası da bu kampanyayı yükselttiler.
Kobani örneğiyle bu baskı ve PKK’nın Batı’daki popülaritesi zirve yaptı ve ABD, PKK’nın kurduğu PYD’ye havadan askerî mühimmat attı. Bu arada barış sürecini yürütmeye çalışan Türkiye, öcalan’la anlaşmasına rağmen PKK’nın ayak sürtmeleri yüzünden mesafe alamamaya başladı. Sık sık Batılı başkentlerde ağırlanan Demirtaş, bir taraftan müzakere yürüttüğü AK Parti hükümeti ve Erdoğan’ın en şiddetli muhalifi haline geldi. 6-7 Ekim’de HDP’nin çağrısıyla sokaklara çıkan kalabalıkların başlattığı olaylarda 52 kişi öldü. Çözüm süreci ağır yara almıştı.
Buna rağmen iktidar, Dolmabahçe gibi radikal bir adım dahi attı. Ama PKK için artık Türkiye’de elde edilecek siyaset hakkının hiçbir cazibesi kalmamıştı. PKK, doğrudan ABD ve Rusya’yla muhatap olan, tarihinde ilk kez bir alan hakimiyetine sahip olduğu Suriye’deki kantonlarının şehvetine kapılmıştı. O yüzden HDP’nin yüzde 13 ve yüzde 11’le Meclis’e girmesi, koalisyon görüşmelerine katılması bile onlar için bir şey ifade etmedi.
Suriye’nin artık İran ve Rusya cephesine teslim edildiğinin anlaşılması, Suriye meselesinde ABD’yle Türkiye’nin anlaşmazlığının sürmesi, 1 Kasım seçimlerinden sonra AK Parti’nin yeniden iktidara gelmesi; ama en çok da ABD’nin YPG’yi Suriye’deki en güvenilir müttefiki olarak görmesinden sonra yapacakları en iyi hamlenin Türkiye’yi de Suriyeleştirmek, burada güçlü oldukları yerlerde halk ayaklanmalarıyla sınırı hükümsüzleştirmek olduğunu düşündüler.
Bunu yaptıklarında özellikle insan hakları ihlalleri üzerinden Ankara üzerinde Batı’nın baskı kurabileceğini de hesap ettiler.
Bu hesapları tutmadı. Türkiye PKK’ya karşı operasyonlarda 90’lara dönmedi, dikkatli ve özenli davrandı, Kürtler PKK’nın stratejisine ve direnişine destek vermedi ve göçmenler meselesi üzerinden Türkiye Batı’yla ilişkileri onardı.
Sonuç olarak ABD’nin son 30 yılda Ortadoğu’ya yönelik üç müdahalesinde de sonuç değişmedi. PKK bu müdahalelerden güçlenerek çıktı. Bu müdahaleler Türkiye’deki üç barış denemesini de sabote etti.
Bundan 37 yıl önce anti-ABD sloganlarıyla kurulan PKK, bugün her fırsatta ABD’ye iş birliği, ortaklık çağrısı yapan bir örgüte dönüştü. ABD’nin DAEŞ temsilcisi Kobani’de PKK kadrosu olan YPG komutanlarıyla pozlar veriyor, ABD Kandil’de kurulmuş YPG’nin PKK’dan farklı olduğunu iddia ediyor. Demirtaş Amerika medyasında liberal Kürt Obaması muamelesi görüyor. PKK, bu özgüvenle epey bir süre daha barış masasına yanaşmaz, her fırsatta silahla kazanım elde etmenin yolunu arar.
Ne de olsa müttefikleri ABD artık…
2016 yılında Nobel Barış Ödülü sahibi Barack Obama Türkiye’nin bu kez çok yaklaştığı barışı sabote etmiş olarak evine dönecek.
Tebrikler…
Yazarlar
-
Yıldıray OĞURSessizlik neden en büyük tehdittir? 25.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUSaldırılarla İran’a ‘‘Ölümlerden ölüm beğen’’ denildi 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciHer şey yolunda ise bu fahiş faiz nedir? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEDış Cephe ateş altında iken İç Cephe ne durumda? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanFatih Altaylı’yı hapse atacağız diye hukuku dibine kadar zorladılar 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞDoğru, ülke güvenliği demokrasisiz de sağlanabilir fakat bunu durmaksızın tekrarlamakta bir sorun va 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluYeryüzü artık bir Vahşi Batı… 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akdoğan ÖzkanWashington’un İran takıntısının şifreleri 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇSavaşın meşruiyeti ve ahlaki üstünlük meselesi 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan AKTAŞTahran bir kez daha bombalanırken 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRİDAMCI İRAN, SOYKIRIMCI İSRAİL DEVLETİ Mİ? 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞUCUBE SİSTEM CEHENNEMİ… 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA"Masada Milyonlar Var;"Barış, Özgürlük ve Demokratik Toplum İçin Örgütlenmeliyiz 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Y. YılmazFıkra gibi ülke ama gel de gül! 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNİran'ın zor seçimi: Topyekûn savaş ya da taksitle ölüm 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYRusya, Suriye’den sonra İran’ı da kaybedebilir 22.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUKürt meselesinde CHP’nin yakın dönem öyküsü 21.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMANTürkiye için bir fırsat: CHP’de yeni kuşak siyaseti 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi: Neo-Mussoli’nin “Havuz Medyası” 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunDevlet “devletimiz” olur mu? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuÖcalan İsrail için ne dedi? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Çiğdem TOKERZeytin ağaçları ve şirketokrasi 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİBahçeli'ye muhalefet ikna oldu da ortağı olmadı mı? 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUYeni milliyetçilik ve Öcalan 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçaySıcak yaz 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cansu ÇamlıbelCHP Grup Başkanvekili Gökhan Günaydın: CHP anayasa değişikliği masasına oturmayacak, öyle bir komisy 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünOyun içinde oyun… 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRNihai hedef Türkiye mi? 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKTürkiye ne yapmalı? 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİModern katil 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın SelcenDemokrasiye giderken cumhuriyetten olmak 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEDaha kötüsü her zaman mümkün 16.06.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRMHP’nin yeni anayasa hamlesi, köklü bir rejim düzenlemesini mi işaret ediyor? CHP ne yapmalı? 16.06.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞSiyasetin (ve biraz da ceplerin) finansmanı, yasalar, AKP ve CHP 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENBaas’tan ve İslamcılıktan Sonra 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNÖzgür Özel’in İmtihanı 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerBOŞ UMUT, SONU HÜSRAN 12.06.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolHer 4 liranın 3’ü faize! 11.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENAKP ahlâkî üstünlük mü kazandı? 10.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi Egilmezİnsanlar Olmayan Parasını Nerelere Harcıyor? 9.06.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKBarış süreci için en büyük tehlike nasıl Türkiye’nin iç barışının bozulması oldu? 9.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞBir anayasa inşa süreci deneyimi: Yeni Anayasa Platformu (YAP) 4.06.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçEşitlik korkusu ve 12 Eylül darbesinin büyük zaferi 4.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanYerli-milli Kur’an meali AK Parti’ye nasip olacak! 2.06.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasErken seçim en geç ne zaman? 29.05.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraSokak 29.05.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CANSiyasi gündem notları: Üç süreç nerede kesişir veya nerede kopar? 27.05.2025 Tüm Yazıları
-
Taner AKÇAMRuşen Çakır’ın Abdurrahim Semavi ile Kürt açılımı görüşmesi 27.05.2025 Tüm Yazıları
-
Umur TALUSizin en sevdiğiniz tahakküm hangisi! 27.05.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZ12 Mayıs, Bahçeli, mecburiyetler 21.05.2025 Tüm Yazıları
-
Berat ÖZİPEKYolsuzluklar, barış ve biz 21.05.2025 Tüm Yazıları
-
Hikmet MUTİAsoyşeytit Pres ' den Cemşit K.nın canlı PKK kongre izlenimleri... 13.05.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet AKAYOtoriterlikten Demokrasiye 12.05.2025 Tüm Yazıları
-
Metin Karabaşoğlu‘Türkiye Müslümanları’ kimler oluyor? 11.05.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet ÖZTÜRKÇetin Uygur bir kitaba sığar mı? 10.05.2025 Tüm Yazıları
-
Gökçer TahincioğluBilek güreşi yoksa masayı mı kıracak? 28.04.2025 Tüm Yazıları
-
Baskın ORANRahip Brunson ve öğrenci Rümeysa 25.04.2025 Tüm Yazıları
-
Sezin ÖNEYKopukluk ve “Anadolu Kırılması” 25.04.2025 Tüm Yazıları
-
Yüksel TAŞKINİktidar milli iradeyi “tapulu arazisi” sandığı için büyük bir bedel ödeyecek 22.04.2025 Tüm Yazıları
-
Ayhan ONGUNDEMOKRATİK EĞİTİM MÜCADELESİNE ADANMIŞ YAŞAMLAR 21.04.2025 Tüm Yazıları
-
Nuray MERTVeda ediyorum 15.04.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan CEMALTerörsüz Türkiye! İyi güzel, peki ya demokratik Türkiye?.. 14.04.2025 Tüm Yazıları
-
Gülçin AVŞARŞizofrenik yurttaşlık 14.04.2025 Tüm Yazıları
-
Zeki ALPTEKİNTrump Küreselleşme Sürecini Geriye Döndürebilir mi? 13.04.2025 Tüm Yazıları
-
Pelin CENGİZTrump’ın yeni vergileri diye yazılır, ‘post modern merkantilizm’ diye okunur 7.04.2025 Tüm Yazıları
-
Cennet USLUİktidar neden umduğunu bulamadı? 2.04.2025 Tüm Yazıları
-
Mehveş EVİNBoykot ve sokaklar neden bu kadar korkutuyor? 2.04.2025 Tüm Yazıları
-
Hayko BAĞDATSokaklarda yükselen ses 28.03.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTCoğrafya kaderimizmiş… 23.03.2025 Tüm Yazıları
-
Selva Demiralpİmamoğlu krizi ve ekonomik yansımaları 20.03.2025 Tüm Yazıları
-
Halil BERKTAYPKK ve Türk solcuları (4) “Dağlarında gerilla var memleketimin” 16.03.2025 Tüm Yazıları
-
Selami GÜREL“Adı belirsiz” süreç hızlı ilerliyor 16.03.2025 Tüm Yazıları
-
Etyen MAHÇUPYANKürt ‘açılımı’nın nedeni Suriye değil, Türkiye! 15.03.2025 Tüm Yazıları
-
Abdullah KıranYeni süreç, umut ve endişeler 11.03.2025 Tüm Yazıları
-
Haluk YurtseverKaosta 'hegemonya' arayışı 11.03.2025 Tüm Yazıları
-
Arzu YILMAZHodri Meydan 10.03.2025 Tüm Yazıları
-
DOĞAN ÖZGÜDENÖcalan'ın ilk barış çağrısından 27 yıl sonra... 10.03.2025 Tüm Yazıları
-
Berrin SönmezCumhur İttifakı'nın ‘muhalefeti dönüştürme görevi…’ 28.02.2025 Tüm Yazıları
-
Doğan AKINAhmet Sever: Eşsiz, kırgın, yalnız… 26.02.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın ÜnalParti ve iktidar 25.02.2025 Tüm Yazıları
-
Murat YETKİNCHP’ye açılan soruşturmaların ortak hedefi Ekrem İmamoğlu 12.02.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KIVANÇİç duvarlar 10.02.2025 Tüm Yazıları
-
KEMAL GÖKTAŞPınar Gültekin kararının anatomisi: Bu kararı ailenize izah edebilecek misiniz? 5.02.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet İNSELOtoriter Nasyonal-Kapitalizmin Yeni Eşiği: II. Trump Devri 5.02.2025 Tüm Yazıları
-
İhsan DAĞIİmamoğlu nasıl kurtulur? 1.02.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ata UÇUMDEVLET VE KÜRTLER SORUN DEĞİL KONU! 26.01.2025 Tüm Yazıları
-
Şeyhmus DİKEN“Mesele”yi hayatın içinden çözmek 26.01.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal ÖZTÜRKKürt meselesindeki psikolojik bariyerler 17.01.2025 Tüm Yazıları
-
Cemile BayraktarKürt meselesinin toplumsal boyutu 16.01.2025 Tüm Yazıları
-
Seyfettin GürselEkonomik büyümede iyimser olunabilir mi? 13.01.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANErdoğan’ın planı tuttu 13.01.2025 Tüm Yazıları
-
Münir AKTOLGABATI’DAN FARKLI BİR ÖRNEK OLARAK TÜRKİYE’DE VE ARAP ÜLKELERİNDE DEVRİMCİ DÖNÜŞÜM DİYALEKTİĞİ... 16.12.2024 Tüm Yazıları
-
Necati KURBÜYÜK TÖS BOYKOTU 15.12.2024 Tüm Yazıları
-
Hakan AlbayrakDevrim 10.12.2024 Tüm Yazıları
-
Cenk DoğanÜRETİCİLERE İLK OLARAK KOOPERATİF LAZIM 4.12.2024 Tüm Yazıları
-
Cevat KORKMAZFiller ve Çimen... 22.11.2024 Tüm Yazıları
-
Tuncer KÖSEOĞLUTamirhanelere giden toplar… 4.11.2024 Tüm Yazıları
-
Ayşe HÜRDevletin Muhteşem Örgütlenmesi: 6-7 Eylül 1955 Pogromu 9.09.2024 Tüm Yazıları
-
Abdurrahman DilipakHakikat’e savaş açan troller! 26.08.2024 Tüm Yazıları
-
Ferhat KENTEL“Maarif” marifetiyle yeni “makbul vatandaş” kurma çabaları 26.07.2024 Tüm Yazıları
-
Banu Güven“Bozkurt” Almanya’da sahaya indi 4.07.2024 Tüm Yazıları
-
İBRAHİM Ö. KABOĞLUDevlet ve yürütme kaç başlı? 27.06.2024 Tüm Yazıları
-
Gürbüz ÖZALTINLICHP’nin normalleşme politikası Erdoğan’a mı yarar? 21.06.2024 Tüm Yazıları
-
Oya BAYDARBir yazamama yazısı 14.06.2024 Tüm Yazıları
-
Bayram ZİLANAK Parti’de değişim gecikiyor mu? 4.06.2024 Tüm Yazıları
-
Soli ÖzelBetül Tanbay'ın gözünden "Gezi"nin tarihi 30.05.2024 Tüm Yazıları
-
Reha RUHAVİOĞLUTürkiye’de Kürtçenin Durumu: Gidişat, İmkânlar ve Fırsatlar 18.05.2024 Tüm Yazıları
-
SİBEL HÜRTAŞ31 Mart'ın merkez üssü: Pazarcık ve Elbistan 8.04.2024 Tüm Yazıları
-
Abdulmenaf KIRANNeden Yeterli Halk Desteği Alamıyoruz! 8.04.2024 Tüm Yazıları
-
Atilla AytemurBingöl Erdumlu Kitabı: Film gibi hayat* 24.01.2024 Tüm Yazıları
-
Zülfü DİCLELİ“Gazze’deki Uzun Savaş” 10.01.2024 Tüm Yazıları
-
Şahin ALPAY"Ergun Abi"ye veda 10.11.2023 Tüm Yazıları
-
Ahmet ALTANYüzyıllık cumhuriyet başarılı mı başarısız mı? 29.10.2023 Tüm Yazıları
-
Levent GültekinDin, insanları kardeş yapar mı? 26.09.2023 Tüm Yazıları
-
Ayhan AKTARŞair Roni Margulies’in ardından… 7.08.2023 Tüm Yazıları
-
Ceyda KaranBiden ve iki cephede birden yenilgi 30.06.2023 Tüm Yazıları
-
Orhan Kemal CENGİZMuhalefetin sınavı asıl şimdi başlıyor 1.06.2023 Tüm Yazıları
-
Roni MARGULIESMutlu bitmiş bir göç öyküsü 20.05.2023 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇERYeni Bir Çözüm Süreci Ne Kadar Mümkün? 6.05.2023 Tüm Yazıları
-
Burhanettin DURANTarihi Yol Ayrımındaki Kritik Seçim 6.05.2023 Tüm Yazıları
-
Celal BAŞLANGIÇKendini kurtarmak için Erdoğan, Erdoğan’ı reddedecek! 14.04.2023 Tüm Yazıları
-
Sedat KAYAİNSANLIĞIN ÖLÜMÜ 5.03.2023 Tüm Yazıları
-
Ergun AŞÇIErsagun Hanım 5.03.2023 Tüm Yazıları
-
Uğur Gürses‘Dolambaçlı katlı kur’ yolunda 23.01.2023 Tüm Yazıları
-
Besim F. DellaloğluMesafenin Sosyolojisi 16.12.2022 Tüm Yazıları
-
Hidayet Şefkatli TUKSALKur’an kurslarında yatılı eğitim ve çocukların korunması 15.12.2022 Tüm Yazıları
-
Nergis DemirkayaAltılı Masa ortak yönetim planı: Her partiye bir yardımcı bir bakan 17.11.2022 Tüm Yazıları
-
Nabi YAĞCIŞaşıyorum gerçekten… 24.10.2022 Tüm Yazıları
-
Berin UYARONLAR İÇİN... 12.09.2022 Tüm Yazıları
-
İbrahim UsluSeçmen yolsuzluğu önemsiyor mu? 9.09.2022 Tüm Yazıları
-
Hasan GÜRKAN“SEVMEK YİNE DE BİR SARRAF İŞİDİR, YERYÜZÜ KİTAPLIĞINDA” 18.08.2022 Tüm Yazıları
-
Oktay Cansın EMİRALSAVAŞ VE ZAMAN 7.08.2022 Tüm Yazıları
-
Özgül Üstüner COŞKUNİnceden 5.07.2022 Tüm Yazıları
-
Barış SoydanGıda Komitesi’nin ve enflasyonla mücadelede başarısızlığın acıklı öyküsü 21.06.2022 Tüm Yazıları
-
Namık ÇINARBir toplumun geri kalma inadı 21.06.2022 Tüm Yazıları
-
Mehmet BARLASAnkara’yı sel aldı 14.06.2022 Tüm Yazıları
-
Melih ALTINOKAna muhalefet lideri Akşener mi olacak? 14.06.2022 Tüm Yazıları
-
M.Latif YILDIZİKİ MEZAR, İKİ İNSAN ve IRKÇILIK 12.06.2022 Tüm Yazıları
-
Atilla YAYLAKanunlar ve fiyatlar 10.06.2022 Tüm Yazıları
-
Fikret BilaKılıçdaroğlu’nun adaylığı 23.05.2022 Tüm Yazıları
-
Fatma Bostan ÜNSALBu kez Günah Keçisi SADAT mı? 23.05.2022 Tüm Yazıları
-
Ahmet İlhanBurhan Sönmez’in İstanbul İstanbul’unda Yerin Altı ve Üstünde Ne Yaşanıyor? 15.05.2022 Tüm Yazıları
-
Kübra ParSessiz İstila belgeseli ve sığınmacı meselesi 9.05.2022 Tüm Yazıları
-
Yavuz BAYDARİmamoğlu olayı ardından: ’Altılı Masa’ bir ortak aday çıkarabilecek mi? 9.05.2022 Tüm Yazıları
-
Ergun BABAHANTürkiye’nin patlamaya hazır yeni kırılma hattı: Suriyeliler 22.04.2022 Tüm Yazıları
-
Kemal BURKAYİSVEÇ DEMOKRASİSİ VE KURAN YAKMA OLAYI… 17.04.2022 Tüm Yazıları
-
Tarık Ziya EkinciGAZETECİ AYDIN ENGİN VEFAT ETTİ 24.03.2022 Tüm Yazıları
-
Cengiz AKTARSavaş notları 1.03.2022 Tüm Yazıları
-
İbrahim KaragülBu bir Avrupa savaşı ve çok uzun sürecek. -Batı, Türk-Rus savaşı istiyor! 1.03.2022 Tüm Yazıları
-
Aydın ENGİNBir MHP’nin 2. Başbuğ’undan, bir benden 7.02.2022 Tüm Yazıları
-
Nezih DUYGUMete Toksöyle (30 Mart 1954 - 02 Şubat 2022) 3.02.2022 Tüm Yazıları
-
Ahmet KARDAM28/29 Ocak Karadeniz Katliamı'nın 101. Yılı 1.02.2022 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAKAN“Ya herro ya merro” mu dedi?.. 7.01.2022 Tüm Yazıları
-
Mustafa PAÇAL2022 yılı karamsarlıklarımızı tersine çevirebilir mi? 4.01.2022 Tüm Yazıları
-
Galip DALAYOrtadoğu’nun ‘Yeni Dönemi’ 9.12.2021 Tüm Yazıları
-
Muharrem SarıkayaOylardaki yükselişin ağırlığı 7.11.2021 Tüm Yazıları
-
Şevki ÇELİKCİKEMAL ARABACI 17.10.2021 Tüm Yazıları
-
Metin GürcanFırat batısı, Suriye, riskler, tespitler: Ufukta bir operasyon mu var? 13.10.2021 Tüm Yazıları
-
Metin MünirErkeğin kadını ezmesi 22.09.2021 Tüm Yazıları
-
Mehmet AcetSon anketler ne diyor? 9.09.2021 Tüm Yazıları
-
M.Latif YILDIZKONYA KATLİAMI VE GAZETECİLİK MESLEĞİ ÜZERİNE 2.08.2021 Tüm Yazıları
-
Yasin AKTAYTaliban’ın inancıyla ters olma arzusu 26.07.2021 Tüm Yazıları
-
Süleyman Seyfi Öğün2023’e doğru Türkiye 26.07.2021 Tüm Yazıları
-
Yusuf KaplanFetih ruhu ve rüyası 28.06.2021 Tüm Yazıları
-
Cem SANCARHanımefendi diyeceksiniz 28.06.2021 Tüm Yazıları
-
Ali AYDINİşsiz Kalan Antikorlar, Lanetli Pay ve Siyaset 17.06.2021 Tüm Yazıları
-
Ömer F. GergerlioğluMuhafazakârlar çürümeye niye sessiz? 8.06.2021 Tüm Yazıları
-
Mustafa ÖztürkNiyet ve akıbet 29.05.2021 Tüm Yazıları
-
Ayşe BöhürlerTarih büyük harflerle yazılmaz 28.05.2021 Tüm Yazıları
-
Gazi BAŞYURTBir zamanlar sayılamazdık parmak ile, şimdi eksiliyoruz birer birer… 25.05.2021 Tüm Yazıları
-
Yıldız ÖNENİsrail’in sonu gelmez işgalciliği 15.05.2021 Tüm Yazıları
-
Ömer Ahmet ÖZERENBİR 1 MAYIS Anekdotu… 10.05.2021 Tüm Yazıları
-
Osman CAN24 Nisan 1915: Kardeşimin Cenazesini Kaldıramadım Hala! 29.04.2021 Tüm Yazıları
-
Verda ÖZERBırak artık eski normali 28.04.2021 Tüm Yazıları
-
Yetvart DANZİKYAN24 Nisan’ı anmak 24.04.2021 Tüm Yazıları
-
Kurtuluş TAYİZPandemide Erdoğan'ı devirme planı çöktü 22.04.2021 Tüm Yazıları
-
Ali Saydam23 Nisan ‘Çocuklara Hürmet’ Günü 22.04.2021 Tüm Yazıları
-
Vedat BilginSistem değişti de ne oldu! 22.04.2021 Tüm Yazıları
-
Ali TarakçıZEVZEK'in asıl amacı Montrö değilmiş! 17.04.2021 Tüm Yazıları
-
Burak Bilgehan ÖzpekVesayet Nedir, Nasıl Kurulur, Niçin Çöker? 16.04.2021 Tüm Yazıları
-
Firuz TÜRKERDARBE GİRİŞİMİNE HAZIR OLMAK 4.04.2021 Tüm Yazıları
-
Yıldız RamazanoğluYeni metin ne söyleyecek? 25.03.2021 Tüm Yazıları
-
RAGIP DURAN'Bir tek kişinin otoritesi suçtur!' 22.03.2021 Tüm Yazıları
-
Sevilay YALMANMesele Gergerlioğlu meselesi değil! 19.03.2021 Tüm Yazıları
-
Mehmet AKBACAKİZMİT KÖRFEZİ YAKIN, DENİZ BİZE ÇOK UZAK! 17.03.2021 Tüm Yazıları
-
Ural ATEŞERANADİL... 21.02.2021 Tüm Yazıları
-
Demir Küçükaydınİki Devrimci – Türeci ve Şahin 4.01.2021 Tüm Yazıları
-
Perihan MAĞDENHayaller: ETHOS, Gerçekler: BİR BAŞKADIR BENİM MEMLEKETİM 18.11.2020 Tüm Yazıları
-
Talat ULUSOY9 Eylül 1922, İzmir’in “KURTULUŞ” Günü’nde… 9.09.2020 Tüm Yazıları
-
Mahmut ÖVÜRAK Parti mi “İhvan’cı” siz mi operasyon çekiyorsunuz? 8.09.2020 Tüm Yazıları
-
Mustafa Yurtsever2010 YILI REFERANDUMU’NUN BİTMEYEN HİKAYESİ 29.08.2020 Tüm Yazıları
-
Hilâl KAPLANİstanbul Sözleşmesi yaşatır mı? 7.08.2020 Tüm Yazıları
-
Eşref ÇAKARKonca Yazışmaları... 5.08.2020 Tüm Yazıları
-
Zekeriya KurşunOsmanlı Kudüs’ü 4.06.2020 Tüm Yazıları
-
Ahmet ALTANÜmitliyim, çünkü… 26.05.2020 Tüm Yazıları
-
Kadri GÜRSELTürkiye’de darbe mi olacak gerçekten? 16.05.2020 Tüm Yazıları
-
Sinan ÇİFTYÜREKTürbülanstan mayın tarlasına dalış yapan AKP! 13.05.2020 Tüm Yazıları
-
Yaşar YAKIŞTürkiye’nin iktidar partisi yardımlaşmayı da tekeline almak istiyor 25.04.2020 Tüm Yazıları
-
Orhan PamukEski salgınlar ve bugün biz 24.04.2020 Tüm Yazıları
-
Bejan MATURÖlüm hangi boşluğu doldurur? 12.04.2020 Tüm Yazıları
-
Umut ÖZKIRIMLIKorona ve milliyetçilik 8.04.2020 Tüm Yazıları
-
Raffi Hermon Araks‘ARTSAX (Dağlık Karabağ) MESELESİ, NEDİR VE NE DEĞİLDİR? 1.04.2020 Tüm Yazıları
-
Serdar KAYAİslam, Bilim, Virüs, Kumaş 24.03.2020 Tüm Yazıları
-
Markar ESAYANKarantina günlerinde yalnızlık... 20.03.2020 Tüm Yazıları
-
Eyüphan KAYACorona Virüs bir musibettir 19.03.2020 Tüm Yazıları
-
Merve Şebnem OruçSürreel bir devrim: Gezi 23.02.2020 Tüm Yazıları
-
Metehan DemirMoskovanın samimiyet testi 23.02.2020 Tüm Yazıları
-
Tayfun AtayGoebbels korosu söylüyor: "Her şey mükemmel efendim!" 18.02.2020 Tüm Yazıları
-
Yalçın AKDOĞANBirilerini suçlama yarışı 8.02.2020 Tüm Yazıları
-
Hüseyin GÜLERCECHP, şimdi de İlker Başbuğu alet ediyor 8.02.2020 Tüm Yazıları
-
Ufuk COŞKUNCemevleri için Cumhurbaşkanı’na Çağrı! 20.01.2020 Tüm Yazıları
-
Yalçın ERGÜNDOĞANGökdelen hançeri tam İzmir’in kalbine saplanıyordu ki… 16.12.2019 Tüm Yazıları
-
Nihat Ali ÖzcanOrtadoğu’nun karmakarışık halleri 22.10.2019 Tüm Yazıları
-
İbrahim TenekeciDün ve bugün 11.09.2019 Tüm Yazıları
-
Haşmet BABAOĞLUİçerisini iyi anlamak için dışarıya bak! 9.09.2019 Tüm Yazıları
-
Esat KORKMAZYOLDAŞIM YAVUZ ÇANAK 29.08.2019 Tüm Yazıları
-
Ali KİREMİTCİDÜNYADA VE TÜRKİYE’DE SİYASET YENİDEN ŞEKİLLENİYOR 13.07.2019 Tüm Yazıları
-
Tayfun TURANAYILANA GAZOZ, BAYILANA LİMON. 11.07.2019 Tüm Yazıları
-
Mustafa DAĞCIÖTEKİLEŞTİRMENİN ÖTESİ= DÜŞMANLAŞTIRMAK 3.07.2019 Tüm Yazıları
-
Gürkan-Zengin23 Haziran seçimleri: Bir vak’ayi hayriyye 25.06.2019 Tüm Yazıları
-
Serdar ESEN"Herşey Çok Güzel Olacak" mı? 9.06.2019 Tüm Yazıları
-
Celal DENİZIRKÇILIĞIN TEDAVİSİ VAR MIDIR? 9.06.2019 Tüm Yazıları
-
Ahmet AY14 Mayıs güzellemelerinin anlamı 15.05.2019 Tüm Yazıları
-
Salih TunaZincir sesleri 23.04.2019 Tüm Yazıları
-
Beril DEDEOĞLUİflas eden tüccar, eski defterleri karıştırırmış 27.02.2019 Tüm Yazıları
-
İbrahim TığlıBu ne iki yüzlülük!... 26.02.2019 Tüm Yazıları
-
Nermin ALPAYİNSAN VE EKONOMİK DEĞERİ 8.02.2019 Tüm Yazıları
-
İlnur ÇEVİKSUUDİLER UNUTMAK İSTİYOR AMA OLMUYOR 8.02.2019 Tüm Yazıları
-
Ümit FıratBir mahalli seçim hatırası 15.01.2019 Tüm Yazıları
-
Murat AKSOYUnutmayalım yerel seçime gidiyoruz 11.01.2019 Tüm Yazıları
-
Ekin GÜNBİR… İKİ… İZMİR MARŞIYLA KOŞ! 4.01.2019 Tüm Yazıları
-
Ahmet SeverTürkiye bu kadar tehdit ve hakaret eden bir Cumhurbaşkanı görmedi 18.12.2018 Tüm Yazıları
-
İbrahim SEDİYANİKirletme 15.12.2018 Tüm Yazıları
-
Nadi ÖZTÜFEKÇİUlusal mı Ulusalcılık mı? 15.12.2018 Tüm Yazıları
-
M.Şükrü HANİOĞLUDünya “biz”i parçalamak için mi savaştı? 26.11.2018 Tüm Yazıları
-
Cemil ERTEMEkonominin geleceğini simgeler anlatır! 31.10.2018 Tüm Yazıları
-
Amberin ZAMANCemal Kaşıkçı ve Türkiye’nin itibarı 10.10.2018 Tüm Yazıları
-
Mete YararCastle International 28.09.2018 Tüm Yazıları
-
Mehmet CANFilistin ulusal sorunu-II 25.09.2018 Tüm Yazıları
-
Leyla İPEKCİAile içi eğitimin maneviyatı (1) 18.09.2018 Tüm Yazıları
-
Ümit KurtTarihçi Kieser: Modern Türkiye'nin eş kurucusu Talat Paşa 17.09.2018 Tüm Yazıları
-
Güngör UrasABD’DE BORÇ KRİZİ 10.08.2018 Tüm Yazıları
-
Serpil Çevikcan24 Haziran sonrasındaki şema 30.05.2018 Tüm Yazıları
-
Hüseyin ÇAKIRVaatlerinizi sözleşme olarak imzalayın… 27.05.2018 Tüm Yazıları
-
Kürşat BUMİNLGS Türkçe: Çocuklarla dalga mı geçiyorsunuz? 7.02.2018 Tüm Yazıları
-
Yusuf Ziya DÖGERTürkiye Seçimlerinin Kilidi Kürdler 6.02.2018 Tüm Yazıları
-
Aslı AydıntaşbaşYaklaşan facia 6.02.2018 Tüm Yazıları
-
Özgür MumcuTutuklu yargı 6.02.2018 Tüm Yazıları
-
Arife KÖSEHawaii’den sonra nükleer savaş tehdidini yeniden düşünmek 1.02.2018 Tüm Yazıları
-
Güldalı COŞKUNSeçim kritiği desem de…. 1.02.2018 Tüm Yazıları
-
Ergün Diler23 gizli toplantı. 8.01.2018 Tüm Yazıları
-
Ceren KENARMusul sonrası DEAŞ 14.07.2017 Tüm Yazıları
-
Okay GÖNENSİNSertleşme mi normalleşme mi? 11.07.2017 Tüm Yazıları
-
İhsan ELİAÇIKDini çoğulculuk gereği kadından imam olabilir 23.06.2017 Tüm Yazıları
-
Adil GÜRHay Allah yine çenemi tutamadım! 16.04.2017 Tüm Yazıları
-
Hüseyin SARIBAŞHAYIR, YETER ARTIK! 18.02.2017 Tüm Yazıları
-
İlhan ÇETİNFiliz 22 gündür hayata tutunmaya çalışıyor... 7.02.2017 Tüm Yazıları
-
Mustafa ARMAGANÇankaya’nın karakutusu Latife Hanım mı? 7.02.2017 Tüm Yazıları
-
Süleyman YAŞARVatandaşın dövizini devlete dört katı faizle satıyorlar 26.07.2016 Tüm Yazıları
-
A.Turan ALKAN40 $, hem de ‘döge döge’ 15.07.2016 Tüm Yazıları
-
İhsan YILMAZÜmmetin ortak dili: İngilizce 13.07.2016 Tüm Yazıları
-
Bülent KORUCUÖzel haber bayramı 11.07.2016 Tüm Yazıları
-
Gökhan ÖZGÜNBen HDP’ye oy veriyorum… 28.06.2016 Tüm Yazıları
-
Orhan MİROĞLUYazmaya kısa bir mola veriyorum 17.04.2016 Tüm Yazıları
-
Cemil KOÇAKVe Türkiye ‘hayır’ diyor! 16.04.2016 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
21.06.2025
18.06.2025
16.06.2025
15.06.2025
11.06.2025
8.06.2025
4.06.2025
2.06.2025
1.06.2025
26.05.2025