Yüksel TAŞKIN
Sol’da yakın zamanlarda yeniden nükseden, ama kökleri hayli eski bir liberal ve sol demokrat entelektüel alerjisi olduğu açık. En son 2010 Referandumu vesilesiyle “Yetmez ama evetçiler” hedef tahtasına konuldu. Bu karşıtlık öylesine abartıldı ki, AKP’nin referandumu kazanması değil, on yılı aşkın süredir iktidarda kalabilmesi bile bu entelektüellerin desteğine bağlanmaya başlandı. Her vesileyle yapısal analizler yapabilmekle övünen sol kesimin, bu denli özne merkezli tahliller ortaya koyması başlı başına sorunlu.
Bu türden tahlillerin ardında yatan nedenlerden birisi entelektüelleri fazlaca abartmakla alakalı. Kuramsal tutarlılığı önemsemek, solun varoluş nedenlerinden birisi. Kuramın işlenmesi ve saflığının korunması entelektüellerden bekleniyor. Hareketin entelektüeli, adeta dinî bir mahiyet kazanarak “koruyucu ruhban” hâline geliyor. Kuram, hayat karşısında kendisini yenileyemediğinde ve bazı entelektüeller buna işaret ederek yenilenme talep ettiklerinde sorun yaşanmaya başlanıyor. Sorgulayan entelektüel, dinî hareketlerde olduğu gibi “sapkın” ilan ediliyor. Yolunu ayıran entelektüelin meşruiyeti sona eriyor. Ayrılma gerekçelerini önemsizleştiren bir “ötekileştirme” operasyonu başlıyor.
Türkiye “sollarının” 12 Eylül Darbesi ve Berlin Duvarı’nın yıkılmasının ardından yaşanılan travmaya verdiği tepkiler oldukça farklıydı. Az sayıda gurup, gerçeklerle yüzleşme ve yenilenme yolunu tercih etti. Bunların da bir kısmı, özellikle AKP iktidarının yarattığı ikinci bir travmayla yenilenme zahmetinden geçmişe sığınma kolaycılığına yöneldiler. İstisnalar hariç, büyük ölçüde aynı kalmayı tercih eden sol guruplar için, asıl başarı ölçüsü, 1980 öncesinde yaşadıkları etkiye ve biçime yeniden kavuşmak oldu. Gelecek korkusu, bir sığınak olarak geçmişi daha da dokunulmaz kıldı ve dinselleşme eğilimi giderek katmerlendi.
Bugün Kemalizm’den sosyalist guruplara kadar çok sayıda çevre, aslında “seküler dinî” guruplar olarak hareket ediyorlar. Bu gurupların temel özelliği, duygusal bağlanmayı merkeze alan bir dizi törensellik ve kutsallık etrafında tutunabilmeleri. Oysa hayat bu kadar törenselliği, dogmatikliği kaldırmıyor ve kendi çözümlerini dayatıyor. Bu alana dokunan ve daha akılcı tahliller yapan entelektüeller de hedef hâline geliyorlar. Özellikle sol demokrat entelektüellere yönelik tepkisellik böyle anlaşılabilir. Yakın zamana kadar “sivil toplumcu!” olmakla suçlanabilen bu entelektüeller şimdilerde “Yetmez ama evetçiler” diye karalanıyor.
2010 Referandumu vesilesiyle günah keçisi ilan edilenler, temel gerçeği değiştirmiyor: AKP’nin on yıllık iktidarı, Ecevit-Baykal tarzı siyasetin, darbeci mızıkçılığın ve bir bütün olarak Sol’un kendisini yenileyememesinin sonucuydu. Sadece Sol değil, yozlaşmış Merkez Sağ da kendisini yenileyemedi. Sayıları ve etkileri bir hayli sınırlı bir entelektüel kümenin açık veya dolaylı desteği, AKP’nin zamanla kökleşen iktidarını açıklayamaz. Dolayısıyla on yıllarca aynı kalıp kendilerini yenileyemeyerek iktidarı AKP’ye altın tepside sunanların, “yanlış giden bir şeyler var” diyenleri günah keçisi ilan etmeleri asıl meseleyi oluşturuyor.
Ardında apaçık duygusal nedenler yatan entelektüel karşıtlığı, hedefe konanları da öfkelendirip, giderek duygusallaştırıyor. Uzun süre incitilenler, zamanla kendileri de incitmeye başlıyorlar. Kimileri işi düpedüz sol düşmanlığına hatta alaycılığına kadar vardırıyor. Köşe yazısı yoluyla birilerinin damarına basmak, birilerine “çakmak” adeta doğal sayılan bir tarza dönüşüyor.
Oysa bizlerin çoktan birbirimize saygı duymayı öğrenmemiz gerekiyordu.
Yazarlar
-
Ali BAYRAMOĞLUÖzel ve CHP’ye dair son gözlemler 15.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluÇözüm sürecinin CHP’si daha merkezde 15.11.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURAK Parti üzerine doktora yapmış bir CHP lideri…. 15.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerPATRON KİM? 15.11.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜRBakın Şahan'ı şikayet eden kimmiş? Her balkona havuz yapan müteahhit savcıya koştu! 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANİddianamenin ruhu siyasi 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİREN“Boğazımdan tek kuruş geçmedi” 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
DOĞAN ÖZGÜDEN"Arananlar" zulmü ne zaman son bulacak? 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuSuriye’de ‘altın oran’ nedir? 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Sedat KAYAİmamoğlu'na istenen 23 asırlık tarihi ceza: Roma İmparatorluğu kurulduğunda hapse girseydi hala ceza 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNECumhurbaşkanı adayını suç örgütü liderine dönüştürmek mümkün mü? 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİÖzgür Özel'le kahvaltı: CHP nereye böyle? 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZBir iddianameden fazlası: CHP’yi dizayn girişimi 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolCHP nereye? 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçCHP hakkında kapatma davası açılır mı? Yok artık, daha neler! 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTBelediyenin açıklaması gerçekleri gizliyor mu? 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraMemnuniyetsizler 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORU‘Masumiyet karinesi’ mi, o da ne ki? 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇERDemokrat Kral’ın anıları 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciBir iddia-nağme 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
KEMAL GÖKTAŞBir “yalanlama” yalanı: CHP üyeliği ve Kanada’ya iltica meselesinde gerçekler 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİKemalizm’in dindarlarca rehabilitasyonu 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehveş EVİNYerel yönetimlerle işbirliği kültür politikası için hayati 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
M.Latif YILDIZÇÖZÜM SÜRECİ KOMİSYON VE EKMEN 12.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünBaşarılı bir diplomasi örneği… 12.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYAEnternasyonalizm ve Demokratik Toplum Çağrısı... 12.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanYeşil sarıklı hocalar bize böyle anlatmamışlardı 12.11.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRAK Parti’nin 23 yılı: Kitle partisinden devlet partisine, siyaset dilinden güvenlik diline bir dönüş 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUKürtler davete icabet ediyorlar 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNAkdeniz’den Hazar’a hizalananlar ve Colani’nin Beyaz Saray günü 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞÖcalan 70’lerde mi kalmış? 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRHSK neden suskun? 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan TuğalSosyalist yükseliş dağınık ama yine de oligarşiye bir darbe 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasDüşmanımız kimdir bizim? 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞİŞ CİNAYETLERİ VE CİNAYET EKONOMİSİ… 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilModernlik, gelenek ve Türkiye’nin zihinsel coğrafyası 9.11.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKBaşkanlık monarşisi (presidential monarchy) meselesi: Teorik bir izah 8.11.2025 Tüm Yazıları






































Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
20.04.2024
15.12.2019
26.07.2019
18.12.2017
27.09.2017
19.09.2017
10.08.2017
27.07.2017
10.07.2017
26.06.2017