Ahmet TAŞGETİREN
Önce gazeteciliği iyi yapan bir gazeteciden bahsedeyim. Cansu Çamlıbel. İyi mülakatlar yapıyor. Konuğunun dünyasını okuyor, konuşacağı konunun boyutlarını görüyor ve akan sürece en hassas katkıyı sunacak sözleri almayı başarıyor.
Son olarak yaşadığımız bir süreç var. Merkezinde Kürt sorununun bulunduğu, öncelik sırasıyla Bahçeli ve Erdoğan’ın sözleriyle başlayan bir “Devlet inisiyatifi” söz konusu. İşin bir ayağında Erdoğan ve Bahçeli var. Henüz onlarla enine- boyuna bir mülakat imkânı doğmadı. Diğer ayağa Öcalan yerleştirildi. Onunla da mülakat imkânı şu an yok.
O zaman işin özünü yakalamak için başka aktörleri bulmak zorundasınız.
Cansu Çamlıbel, bir hafta önce Ayla Akat Ata ile görüştü. Kürt siyaseti içinde yer almış, cezaevine girip çıkmış bir kişi.
Ayla Akat Ata’nın söylediklerinden yola çıkarak geçen hafta Salı günkü yazıma “Bamteli statü” başlığını koymuştum. O yazı, Ayla Akat Ata’nın bakışıyla nerede ise tüm Kürt siyasetinin omurgasını vermekteydi.
Cansu Çamlıbal, bu hafta, t24’teki mülâkatında Mehmet Uçum’u konuk ediyor. Uçum da, yaşanan süreçte “Devletin bakış açısı”na dair çıkarımlar yapılabilecek sözleri söyleyecek bir insan. Zaten “Devlet dili” ile konuşmaktan kaçınmıyor.
Bu mülakatta da açık açık “Cumhurbaşkanı Erdoğan’a fikri asistanlık yapıyorum” diyor. Uçum’un pozisyonunu daha iyi değerlendirmek için “Sol gelenekten gelmesini, eski Türkiye Komünist Partili olmasını” bizzat ifadelendirdiğini, kişiliğini ”Sol demokrat ve anti emperyalist” diye nitelediğini ve kendisini “Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın sürecine bu dünya görüşüme uygun çerçevede çok güçlü liderlik yapan, çok güçlü pratikleri ortaya koyan bir lider olduğu için katkı yapmaya çalışan bir fikri asistan”diye tanımladığını not etmek lazım.
Uçum’un “Fikri asistanlığı”nın Erdoğan – Bahçeli inisiyatifinde gelişen son süreçte rolü var mıdır, sorusu bile zait, bence vardır. Erdoğan’ın bu tür önerilere açık olduğunu, daha önceki Çözüm Sürecinde de gözlemlemiştik. Şimdi Uçum’un “Başat” bir rol aldığına da, en azından, medya önünde verdiği fotoğraftan anlayabiliyoruz.
Uçum’un mülâkat sırasında söylediği çok şey var. Sürecin nasıl gelişeceğini doğru okumak adına, bu mülâkatı herkesin, özellikle de “Kürt siyasetçiler”in okumasında yarar var. Uçum’un, bölgedeki Kürt yapılanması ile ilgilenen dış güçlere de “Ankara bakışı” sunduğunu görebiliyoruz.
Bahçeli’nin lütufkâr adımlarından heyecan duyan Kürt siyasetçiler, sanırım, Uçum’un konuşmasını okuduktan sonra ciddi heyecan kaybına uğrayacaklardır.
Mesela en hassas yerden başlayalım. Uçum açık ve net biçimde “Statü olmaz” diyor. Sözleri açık:
‘Kürtlere statü hakkı’ denen (şey) Türkiye’yi bölmeye dönük bir projedir. ‘Statü’ tartışmasının açık söylenmeyen tarafı, ‘bağımsız Kürdistan’ talep etmektir.”
Uçum, bir yandan “Statü talebinde bulunanın bunun ne anlama geldiğini açıklamak zorunda olduğunu” söylerken, bir yandan da “Türkiye’nin Kürtlerinde ‘benim ayrı özel bir statüye sahip olmam gerekir’ yaygın bir kanaat değil” diyerek “bu talebin nesnel bir karşılığının bulunmadığını” ifade ediyor. Açık sorusu şu: “Ben şimdi soruyorum kendini ‘Kürt siyasi hareketi’ olarak değerlendirenlere; statüden kastınız nedir?”
Uçum’un Kürt siyasi aktörlere ilişkin ifadeleri de ilginç. Mesela şu sıralar Bahçeli’nin önerisi ile ana aktör rolünde devreye sokulmak istenen Öcalan’ın “Çözüm sürecindeki rolü”ne ilişkin şunları söylüyor:
“Çözüm sürecinde bin yıllık ittifaka ihanet edildi, ihanet edenler arasında Öcalan da var”
Bu arada bir “ihanet” tanımlaması da Selahattin Demirtaş’a yönelik: “‘Seni başkan yaptırmayacağız’ çıkışı da ihanetin parçasıdır.”
Uçum, problemin “kimlik” etrafında döndüğünün de farkında. Kürt siyaseti yaklaşımı “Türkler ve Kürtler iki ayrı ulustur, devletleri birdir, ancak her iki ulus Türkiye Cumhuriyeti vatandaşlığında birliktedir” şeklinde. Uçum bu yaklaşımı ortaya koyduktan sonra bunu kabul etmediğini belirtiyor. Şöyle diyor:
“Ben diyorum ki; Kürtler ve Türkler birbirinden ayrı ulus değildir. Kürtler ve Türkler tek bir ulustur. Fark burada.” Burada Atatürk’ü de referans gösteriyor:
“Kurucu lider Atatürk çok net bir biçimde şunu söylemiştir; “Türkiye Cumhuriyeti’ni kuran Türkiye halkına Türk milleti denir.” Bu derinliği olan bir kurucu ilkedir. Çünkü Türkiye halkı çeşitliliği kapsar. Orada Kürtler de olur, Araplar da olur, başka etnik kimlikler de olur. Ama Türk Milleti birliği kapsar. Bu birliğin asli unsurlarından birisi de Kürtlerdir zaten. Dolayısıyla bizde farklı uluslar yok. Bizde tek bir ulus var. O ulusun adı da Türk milletidir.”
Burada Uçum’un farklı bir notu var. Diyor ki: ““Ama Anayasa’da etnisiteden arındırılmış bir Türk vatandaşlığı tanımı yapılabilir.”
Ne yapılabilir, nasıl yapılabilir, bu biraz da Özgür Özel’in “Biz Kürtlere devlet vadediyoruz” dediği şeyle bağlantılıdır. Belki de Kürt siyaseti bu cümleden yürüyerek ilerlemeyi tercih edecektir.
Mülâkatta Uçum’un “fikri asistanlık” zemininde Erdoğan’a bir dönem daha Cumhurbaşkanlığı zemini hazırlamak için düşünce egzersizleri olduğunu görebiliyoruz. Bakalım süreç onun da yolunu açabilecek mi?
Yazarlar
-
Ali BAYRAMOĞLUMuhalefet barış sürecinde yer alacak mı? 2.08.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasCHP artık iktidar alternatifi mi 2.08.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURNetanyahu’nun üstadının yolu İstanbul’a nasıl düşmüştü? 2.08.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanKendi halkına cihad ilan etmiş bir Diyanet İşleri Başkanı 2.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluGazze’nin tarihe düştüğü kayıt, dünyaya verdiği ders 2.08.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRKomisyon hayırlara vesile olsun inşallah… 2.08.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞZora girmiş bir anlatı: “ABD emperyalizminin değişmez stratejik hedefi bağımsız Kürt devleti” 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜRHer yangın yeni ihale demek... Beslenme sırası felaket tüccarlarında: Tomruğa hücum! 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYAzerbaycan ile Rusya arasında savaş çıkar mı? 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Berat ÖZİPEKEzberler bozulurken mağduriyetler de son bulmalı 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçCan Atalay 'komisyon' üyesi olabilir mi? 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGECibuti Başkonsolosu 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuKomisyon ve SDG… 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi EgilmezKuznets Eğrisi Hipotezi ve Türkiye 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi: Türkiye’yi Sarsan Bir Yıl… 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Çiğdem TOKERPatrona hediye gibi kanun, işçiye erteleme 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Gökçer Tahincioğluİnsanlığa karşı suç için “Hitler” kriteri: Bombayla öldürülen, yaralanan insanlar “mağdur” sayılmadı 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİHıristiyanlıktaki “kurtuluş” fikrinin İslamda yeri olabilir mi? 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolYeni çözüm süreci 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇERSüreç ya da Çözüm Komisyonu 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunSuyun akışı ya da meramı barış olmak 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞ“Terörsüz Türkiye (!!!)” Komisyonu aritmetiği ve CHP 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilNeden gelişmiş bir ülke değiliz? 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEDört Tarz-ı Siyaset 31.07.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUN“Siz de Çekoslovakyalılaştıramadıklarımızdan mısınız?” 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet AKAYAnkara, CHP, Çözüm Süreci ve Şam Arasındaki Tıkanıklık: 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
Umur TALUKötülük durur durur, seni de vurur! 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUKomisyon oturumları canlı yayınlansın 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİOrmanlarımızı kim mi yakıyor? 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZKomisyon kuruluyor sorular çoğalıyor 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞUYKU “ÖLÜMÜN OYUNBOZAN” KARDEŞİ. 28.07.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIR"Terörsüz Türkiye" süreci: Neden barışın vaatlerini değil de şiddetin risklerini önümüze koyuyorlar? 28.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA"İMRALI ADASI’NI BARIŞ ADASI YAPACAĞIZ"... 28.07.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRKÜRT ULUSAL BİRLİK KONFERANSI 28.07.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNSüveyde’den sonra: Eski çamlar bardak olurken… 28.07.2025 Tüm Yazıları
-
Akdoğan Özkan‘III. Dünya Savaşı ihtimali 50/50’ 28.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünSuriye’de istikrarı sağlamak mümkün mü? 27.07.2025 Tüm Yazıları
-
Abdullah KıranYeni süreç ve Suriye denklemi 27.07.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUDünya değişiyor, Suriye’nin Türkiye politikası da mı değişiyor? 27.07.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENBeyaz Toroslu savcı olayına iktidar nasıl bakıyor? 27.07.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇHüseyin için matem, Gazze için ağıt 25.07.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçayReel sosyalizm neden çöktü? 24.07.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl Boraİhtiyatlı İyimserlik 24.07.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKİktidarın soğuk matematiği 23.07.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CANTartışmayı kazanmaktan önce becermek gerek 21.07.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKKürt açılımının toplumsal meşruiyeti nasıl artar? 21.07.2025 Tüm Yazıları
-
Sedat KAYABeşiktaş düzene karşı çıktı: Sessiz devrimin adı olacak 19.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENKürtler, Türkler ve Araplar 19.07.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerULUSAL KİMLİK DAVASI 18.07.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim Kahveciİşsizlik Vergisi… 17.07.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMANTaşıyıcı koalisyonlar ve ormanın içindeki CHP 17.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanPKK silahları yaktı acaba şehre de demokrasi gelir mi? 14.07.2025 Tüm Yazıları
-
Taner AKÇAMAcaba Kürt sorununun önündeki engel “Atatürk miti” mi? 14.07.2025 Tüm Yazıları
-
DOĞAN ÖZGÜDENKürt ulusunun kavgasında bir sosyalist lider 13.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANMuhalefetsiz muhalefet; medyasız medya!... 7.07.2025 Tüm Yazıları
-
KEMAL GÖKTAŞDemirtaş’a Kobane mahkumiyeti: Gerekçedeki “10 kusurlu hareket” 28.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Y. YılmazKılıçdaroğlu, Erdoğan’a hizmet etmeye hazır 26.06.2025 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
17.07.2025
13.07.2025
11.07.2025
9.07.2025
29.06.2025
10.06.2025
5.06.2025
22.05.2025
18.05.2025
13.05.2025