Ahmet TAŞGETİREN
Şu anda Suriye’de Rusya var, İran var, Türkiye var, Amerika var, koalisyon güçleri var...
Farklı bileşenlerden oluşmuş silahlı bir yapı olarak ÖSO var.
Ağırlığı YPG’den oluşmuş yine silahlı bir yapı olarak Suriye Demokratik Güçleri (SDG) var. Belki DAEŞ var.
Ve tabii Esed var.
Tabii bu görünümüyle Suriye, egemen bir devlet hüviyetinden çok uzakta. Ama buna rağmen meşruiyyeti BM tarafından teslim edilen bir ülke.
Başından beri Rusya ve İran Esed’le birlikte.
Türkiye’nin Suriye hamlesi Esed’e karşı muhalif grup olarak oluşan ÖSO ile birlikte başladı. Esed’den kaçanlar Türkiye’ye sığındı. Şu ana kadar da muhalif yapı ile Türkiye’nin işbirliği devam ediyor. 2011’den bu yana Suriye içinde Esed’le muhalif gruplar arasında yer yer sıcak çatışmalar sürüyor, bölgeler el değiştiriyor.
Türkiye Suriye’deki varlığını bir yandan DAEŞ’e karşı oluşturulan koalisyon güçleri ile, diğer yandan doğrudan Türkiye’ye tehdit mahiyeti taşıyan PYD-YPG’ye karşı mücadele ile meşrulaştırıyor.
Ancak bu meşruiyetin kuvvet kullanarak gerçekleşen bir meşruiyyet olduğu açık. Suriye sahası da buna imkan veriyor. Türkiye son kuvvet kullanımını da Fırat’ın Doğusu denilen alana yapmak üzere hazırlıklarını yoğunlaştırmış durumda.
Tam bu sırada Amerika “Ben artık oynamıyorum” dedi.
Amerika’nın himayesinde görünen ve Türkiye’nin hedefinde bulunan PYD-YPG, Esed’le işbirliğine yönelerek rejimin himaye alanına girdi. Esed’le PYD-YPG arasında nasıl bir uzlaşma sağlanır henüz belli değil.
Rejimin himaye alanına girmek demek, Rusya ile de iletişimi ilerletmek anlamına geliyor.
Rusya, PYD-YPG’nin Münbiç’te Esed’e sığınmasını ve kontrol ettiği alanları rejim güçlerine bırakmasını “memnuniyetle” karşıladı. Uzun vadede Rusya’nın PYD-YPG politikası ne olacak bilinmiyor. Ancak Münbiç’in hem Türk birliklerinin hem de ÖSO’nun kontrolüne girmesini istemediği açık.
***
Suriye, Arap Birliği’ne girdiği takdirde -bu yönde çalışmalar var- İran’ın Suriye’deki konumu zorlaşıyor.
Benzeri biçimde Suud-BAE-Mısır inisiyatifinde gelişen bir Arap Birliği, Türkiye’ye karşı bir misyon oluşturma riskiyle, Sunni-Şii farklılaşmasından ayrı bir Arap-Fars, Arap-Türk farklılaşması oluşturma riski de taşıyor.
Bu bir yönüyle karman çorman bir İslam dünyası demek.
Diğer yönüyle Türkiye’nin Suriye’de işinin fevkalade zorlaşması demek.
En son Cumhurbaşkanı Erdoğan, Moskova temasları öncesinde şunları söyledi:
“Şu anda gelinen noktada tabii ki bu topraklar Suriye’ye ait. Suriye’nin bir defa bölünmesine zaten karşıyız ama bizim hedefimiz oradaki terör örgütlerinin oradan çıkmasıdır. Terör örgütlerinin çıkması halinde zaten bize de yapacak iş kalmaz.”
-Bu topraklar Suriye’ye ait.
-Suriye’nin toprak bütünlüğünden yanayız.
-Hedefimiz Terör örgütlerinin oradan çıkmasıdır.
-Terör örgütleri çıkarsa orada yapacak işimiz kalmaz.
Böyle bir hedef tayininde Esed’le ilgili bir rezerv bulunmadığı açık. Muhtemel ki ona sadece “Terör örgtülerini barındırmama” sorumluluğu yükleniyor.
Tabii bunu söyleyince “Terör örgütü kapsamı” konusu gündeme gelecek.
Biz PYD-YPG’yi ve DAEŞ’i terör örgütü olarak kabul ediyoruz. Buna karşılık Rusya-Esed ekseninin bizim “Muhalif” olarak nitelediğimiz, Türkiye ile sahada birlikte çalışan grupları o kapsama soktuğu biliniyor.
Türkiye-Suriye geriliminde;
Bir: 900 kilometrelik sınırdan bir terör tehdidine maruz kalmamak var.
İki: Türkiye’deki mültecilerin memleketlerine geri dönme meselesi var.
Üç: Rejimin niteliğine dair bir misyon var mı, başlangıçta vardı, şimdi?
Dört: Türkiye ile işbirliği yapan muhalif grupların yarınki statüsü Türkiye’yi ilgilendirecek mi? Yoksa onlar Esed-Rusya insafına mı terkedilecek?
Beş: Suriye içinde barınacak olan PYD eksenli Kürt grupları nasıl bir statü edinecek? Bu statü sivil nitelik de taşısa, Türkiye’ye bakan bir yanı olacak mı?
Altı: Suriye ile başlayıp gelişen süreçte Amerika, Rusya, İran, Ortadoğu ilişkilerinde kazançta mıyız, kayıpta mı, mevcudun korunmasında mı?
Bence çok rahat değiliz.
Yazarlar
-
İsmet BerkanKendi halkına cihad ilan etmiş bir Diyanet İşleri Başkanı 2.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluGazze’nin tarihe düştüğü kayıt, dünyaya verdiği ders 2.08.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasCHP artık iktidar alternatifi mi 2.08.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURNetanyahu’nun üstadının yolu İstanbul’a nasıl düşmüştü? 2.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUMuhalefet barış sürecinde yer alacak mı? 2.08.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRKomisyon hayırlara vesile olsun inşallah… 2.08.2025 Tüm Yazıları
-
Çiğdem TOKERPatrona hediye gibi kanun, işçiye erteleme 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇERSüreç ya da Çözüm Komisyonu 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGECibuti Başkonsolosu 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞZora girmiş bir anlatı: “ABD emperyalizminin değişmez stratejik hedefi bağımsız Kürt devleti” 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Berat ÖZİPEKEzberler bozulurken mağduriyetler de son bulmalı 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilNeden gelişmiş bir ülke değiliz? 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi EgilmezKuznets Eğrisi Hipotezi ve Türkiye 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜRHer yangın yeni ihale demek... Beslenme sırası felaket tüccarlarında: Tomruğa hücum! 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçCan Atalay 'komisyon' üyesi olabilir mi? 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYAzerbaycan ile Rusya arasında savaş çıkar mı? 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞ“Terörsüz Türkiye (!!!)” Komisyonu aritmetiği ve CHP 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuKomisyon ve SDG… 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİHıristiyanlıktaki “kurtuluş” fikrinin İslamda yeri olabilir mi? 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi: Türkiye’yi Sarsan Bir Yıl… 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolYeni çözüm süreci 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunSuyun akışı ya da meramı barış olmak 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Gökçer Tahincioğluİnsanlığa karşı suç için “Hitler” kriteri: Bombayla öldürülen, yaralanan insanlar “mağdur” sayılmadı 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEDört Tarz-ı Siyaset 31.07.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUN“Siz de Çekoslovakyalılaştıramadıklarımızdan mısınız?” 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUKomisyon oturumları canlı yayınlansın 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİOrmanlarımızı kim mi yakıyor? 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet AKAYAnkara, CHP, Çözüm Süreci ve Şam Arasındaki Tıkanıklık: 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZKomisyon kuruluyor sorular çoğalıyor 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
Umur TALUKötülük durur durur, seni de vurur! 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
Akdoğan Özkan‘III. Dünya Savaşı ihtimali 50/50’ 28.07.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNSüveyde’den sonra: Eski çamlar bardak olurken… 28.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA"İMRALI ADASI’NI BARIŞ ADASI YAPACAĞIZ"... 28.07.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRKÜRT ULUSAL BİRLİK KONFERANSI 28.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞUYKU “ÖLÜMÜN OYUNBOZAN” KARDEŞİ. 28.07.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIR"Terörsüz Türkiye" süreci: Neden barışın vaatlerini değil de şiddetin risklerini önümüze koyuyorlar? 28.07.2025 Tüm Yazıları
-
Abdullah KıranYeni süreç ve Suriye denklemi 27.07.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENBeyaz Toroslu savcı olayına iktidar nasıl bakıyor? 27.07.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUDünya değişiyor, Suriye’nin Türkiye politikası da mı değişiyor? 27.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünSuriye’de istikrarı sağlamak mümkün mü? 27.07.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇHüseyin için matem, Gazze için ağıt 25.07.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl Boraİhtiyatlı İyimserlik 24.07.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçayReel sosyalizm neden çöktü? 24.07.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKİktidarın soğuk matematiği 23.07.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKKürt açılımının toplumsal meşruiyeti nasıl artar? 21.07.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CANTartışmayı kazanmaktan önce becermek gerek 21.07.2025 Tüm Yazıları
-
Sedat KAYABeşiktaş düzene karşı çıktı: Sessiz devrimin adı olacak 19.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENKürtler, Türkler ve Araplar 19.07.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerULUSAL KİMLİK DAVASI 18.07.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim Kahveciİşsizlik Vergisi… 17.07.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMANTaşıyıcı koalisyonlar ve ormanın içindeki CHP 17.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanPKK silahları yaktı acaba şehre de demokrasi gelir mi? 14.07.2025 Tüm Yazıları
-
Taner AKÇAMAcaba Kürt sorununun önündeki engel “Atatürk miti” mi? 14.07.2025 Tüm Yazıları
-
DOĞAN ÖZGÜDENKürt ulusunun kavgasında bir sosyalist lider 13.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANMuhalefetsiz muhalefet; medyasız medya!... 7.07.2025 Tüm Yazıları
-
KEMAL GÖKTAŞDemirtaş’a Kobane mahkumiyeti: Gerekçedeki “10 kusurlu hareket” 28.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Y. YılmazKılıçdaroğlu, Erdoğan’a hizmet etmeye hazır 26.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan AKTAŞTahran bir kez daha bombalanırken 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cansu ÇamlıbelCHP Grup Başkanvekili Gökhan Günaydın: CHP anayasa değişikliği masasına oturmayacak, öyle bir komisy 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın SelcenDemokrasiye giderken cumhuriyetten olmak 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞBir anayasa inşa süreci deneyimi: Yeni Anayasa Platformu (YAP) 4.06.2025 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
17.07.2025
13.07.2025
11.07.2025
9.07.2025
29.06.2025
10.06.2025
5.06.2025
22.05.2025
18.05.2025
13.05.2025